Google verileri ortaya koydu: Türkiye ve dünyada en çok görülen rüyalar

En çok aratılan rüyalar, yılanlarla ilgili

Bu görsel, yazılı komutlardan görseller üreten yapay zeka programı Midjourney'de oluşturuldu (Independent Türkçe / Midjourney)
Bu görsel, yazılı komutlardan görseller üreten yapay zeka programı Midjourney'de oluşturuldu (Independent Türkçe / Midjourney)
TT

Google verileri ortaya koydu: Türkiye ve dünyada en çok görülen rüyalar

Bu görsel, yazılı komutlardan görseller üreten yapay zeka programı Midjourney'de oluşturuldu (Independent Türkçe / Midjourney)
Bu görsel, yazılı komutlardan görseller üreten yapay zeka programı Midjourney'de oluşturuldu (Independent Türkçe / Midjourney)

Google verileri, dünya genelinde en çok görülen rüyaları ortaya çıkardı.
Uyku düzeni ve sağlığı üzerine çalışmalar yürüten ve içerikler yayımlayan Birleşik Krallık (BK) merkezli Brilliant British'ten bir ekip, Google'da yapılan aramaların verilerini topladı ve hangi ülkede en çok hangi rüyanın araştırıldığını tespit etti.
Bulgular, dünya genelinde en çok araştırılan rüyaların yılanlarla ilgili olduğunu gösterdi.
Türkiye'nin de rüyada yılan görmeyi araştıran ilk ülkelerden biri olduğu anlaşıldı.
Buna göre "rüyada yılan görmek" ifadesi, Brezilya'da ayda 352 bin, Türkiye'de ise ayda 214 bin kez internette aratılıyor.
Türkiye ve Brezilya'nın yanı sıra rüyaların en çok yılanlarla ilişkilendirdiği ülkeler arasında Afganistan, Kazakistan, İran, İsrail, Rusya, Ukrayna, Finlandiya, Portekiz ve Umman yer aldı.
Bu rüyaların zehirli sürüngenlerin hem yaygın görüldüğü hem de pek rastlanmadığı bölgelerde görülmesi dikkat çekti.
Dünya genelinde yılanlardan sonra en çok görülen rüyalar ise dişlerin dökülmesiyle ilgiliydi.
Bulgulara göre, BK de dahil olmak üzere Batı Avrupa'nın önemli bir kısmında,  Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuzey Amerika'da en çok "rüyada dişlerin dökülmesi" gibi ifadeler araştırılıyor.
Örneğin, ABD'de bu konuyla ilgili ayda 81 bin kez arama yapıldığı belirtiliyor. ABD'lilerin sıklıkla araştırdığı diğer rüyalar arasında ise tatile çıkmak veya örümcek gibi potansiyel açıdan tehlikeli hayvanlarla karşılaşmak da var.
Bunun yanı sıra Suudi Arabistan, Irak ve Bahreyn'de evlilik; Kuveyt, Lübnan ve Danimarka'da ise hamilelik en çok görülen rüyalar oldu.

Evrimsel arka planı olabilir
İlk bakışta birbirinden epey farklı sosyo-ekonomik koşullara sahip ülkelerde benzer rüyaların görülmesi dikkatleri çekiyor. 
Ancak bilim insanları bu rüyaların büyük kısmının evrimsel arka plana dayandığını düşünüyor. Örneğin rüyada dişlerin döküldüğünün görülmesi, "arketipsel" bir olgu olabilir.
Hakemli bilimsel dergi Psychological Reports'ta yayımlanan bir araştırmada "Rüyada diş kaybı, dişlerin ilk insanların yaşamlarında önemli bir rol oynadığı tarih öncesi dönemin bir kalıntısını ve arketipini temsil ediyor" diye yazılmıştı:
"Ancak bugün çaresizlik hissi veya kontrol kaybı gibi psikolojik durumların da bu arketipsel rüyayı tetiklemesi mümkün görünüyor."
Independent Türkçe, IFL Science, Psychological Reports



Dinozorlar Çağı'ndaki kuşların Arktika'da yuva yaptığı ortaya çıktı

Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
TT

Dinozorlar Çağı'ndaki kuşların Arktika'da yuva yaptığı ortaya çıktı

Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)

Bilim insanları, kuşların kutup bölgelerine en azından 73 milyon yıldır yuva yaptığını keşfetti. 

Günümüzde Arktika'da yuva yapan 200'den fazla kuş türü var. Bilim insanları bu hayvanların ekosistemin önemli üyeleri olduğunu, polenleşme ve tohum dağılımı gibi temel görevlere katkı sağladığını söylüyor.

Daha önce yapılan araştırmalarda bu davranışın yeni olmadığı görülmüştü. Princeton Üniversitesi'nden Lauren Wilson "Kutup bölgelerinde yuva yapmaya dair en eski kanıt, Antarktika'nın Eosen dönemine ait yaklaşık 46,5 milyon yıl önce yaşamış bir penguen kolonisiydi" diyor.

Wilson liderliğindeki ekibin yeni araştırmasıysa bu tarihi yaklaşık 25 milyon yıl daha geriye çekti. 

Bilim insanları Alaska'nın kuzeyindeki Prince Creek formasyonunda yaptıkları kazılarda aralarında embriyo ve yavru kalıntıları da olan 50'den fazla kuş fosili ortaya çıkardı. Çoğunun boyu 2 milimetreden daha kısa olan bu fosiller, kuşların kutup bölgelerinde yuva yaptığına dair en eski kanıtı sunuyor. 

Bulguları hakemli dergi Science'ta yayımlanan çalışmanın ortak yazarı Patrick Druckenmiller, "Bu yeni fosiller, kuşların evrimi hakkındaki bilgilerimizde önemli bir boşluğu dolduruyor" diyerek ekliyor:

Bu çalışmadan önce, birkaç ayak izi dışında Alaska'da kuş fosilleri bulunmamıştı.

Araştırmacılar yaklaşık 73 milyon yıl önce Arktika'da yuva yapan bu kuşların en azından üç ayrı gruptan geldiğini saptadı. Fosillerin bir kısmı martıya benzeyen Ichthyornithes ve dalgıç kuşuna benzeyen Hesperornithes gruplarına aitti. Artık soyu tükenen bu gruplar dişli kuşları içeriyordu.

Ancak kalıntıların çoğu ördeklere benzeyen dişsiz kuşlara aitti. Araştırmacılar dişsizliğin, bugün yaşayan bütün kuşları içeren grubun belirleyici özelliği olduğunu ifade ediyor. Bu nedenle bulgular, milyonlarca yıl önce Arktika'da yuva yapan kuşların, modern kuşların yakın akrabaları olduğuna işaret ediyor.

Ekip, bölgenin o dönemde bugüne kıyasla daha sıcak olduğunu ve muhtemelen 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığı aldığını söylüyor. Ancak bu durum kuşların dondurucu soğuklara maruz kalmadıkları anlamına gelmiyor.

Druckenmiller "Kışlar bugünkü kadar sert olmasa da yıl boyunca burada yaşayan hayvanlar dondurucu soğuklara, ara sıra yağan kara ve yaklaşık 4 ay süren kış karanlığına katlanmak zorundaydı" diye açıklıyor.

Ancak bölgede o zaman yuva yapan kuşların tek sorunu sıcaklıklar değildi. Araştırmacılar bazılarının uzunluğu 5 metreye ve ağırlığı 2 tona çıkan yaklaşık 12-13 dinozor türüyle beraber yaşadıklarını söylüyor. 

Druckenmiller, Troodon gibi etçil dinozorların, "bu sevimli küçük kuşları akşam yemeğinde seve seve yiyeceğini" söylüyor. 

Edinburgh Üniversitesi'nden paleontolog Steve Brusatte, yer almadığı çalışmanın bulgularını şöyle değerlendiriyor:

Bu fosiller, kuşların onlarca milyon yıl önce bu yüksek enlemlerdeki toplulukların ayrılmaz bir parçası olduğunu ve bu toplulukların modern zamanlardaki ekolojik bir yenilik değil, Dünya tarihinin uzun vadeli bir normu olduğunu gösteriyor.

Independent Türkçe, Guardian, Live Science, Science