İranlı yetkililer protestocuları cezalandırmakta kararlı

Reformist isim Kerrubi ‘iktidarın infaz arzusu’ konusunda uyardı, Ünlü aktivistler, BM Genel Sekreteri Guterres'i duruma müdahale etmeye çağırdı

Bilim ve Kültür Üniversitesi'ndeki kız öğrenciler idam kararlarını kınayan bir protesto gösterisi düzenlediler (İran Öğrenci Birliği) Cumartesi akşamı Tahran'ın merkezindeki Settar Han Caddesi'nde konuşlanan çevik kuvvet polisleri (Twitter)
Bilim ve Kültür Üniversitesi'ndeki kız öğrenciler idam kararlarını kınayan bir protesto gösterisi düzenlediler (İran Öğrenci Birliği) Cumartesi akşamı Tahran'ın merkezindeki Settar Han Caddesi'nde konuşlanan çevik kuvvet polisleri (Twitter)
TT

İranlı yetkililer protestocuları cezalandırmakta kararlı

Bilim ve Kültür Üniversitesi'ndeki kız öğrenciler idam kararlarını kınayan bir protesto gösterisi düzenlediler (İran Öğrenci Birliği) Cumartesi akşamı Tahran'ın merkezindeki Settar Han Caddesi'nde konuşlanan çevik kuvvet polisleri (Twitter)
Bilim ve Kültür Üniversitesi'ndeki kız öğrenciler idam kararlarını kınayan bir protesto gösterisi düzenlediler (İran Öğrenci Birliği) Cumartesi akşamı Tahran'ın merkezindeki Settar Han Caddesi'nde konuşlanan çevik kuvvet polisleri (Twitter)

İran İçişleri Bakan Yardımcısı, ülkede protesto gösterilerinin patlak vermesinin 13’üncü haftasının başında, göstericilerin infaz edileceği yönündeki tehditlerin ülke geneline yayılmış haldeki protesto hareketinin odak noktası haline geldiği bir dönemde, rejim karşıtı gösterilerde tutuklananlar hakkında yargı tarafından alınan kararların uygulanmasına ilişkin kararlılıklarını vurguladı. Öte yandan Tahran'da, geçtiğimiz hafta yetkililer tarafından idam edilen Muhsin Şikari için gece saatlerinde sloganlar atıldı. Kürdistan ilinin merkez şehri Senendec’te, sosyal platformlarda paylaşılan video kayıtlarında güvenlik güçlerinin infazları protesto eden öğrencilere saldırdıkları görüldü.
Başkent Tahran’ın çeşitli bölgeleri yine çalkantılı bir geceye sahne oldu. Polis, Cumartesi gecesi Settra Han Caddesi'ndeki göstericilere karşı göz yaşartıcı gaz kullandı. Göstericilerin ağırlıklı olarak ‘diktatöre ölüm’ sloganları atması dikkati çekti.
Twitter'da protesto gösterilerini yakından takip eden ve gösterilerden görüntüler aktaran 1500tasvir adlı hesabın aktardığı görüntülere göre Cuma gecesi sıkı güvenlik önlemleri altında Tahran'ın batısındaki Teşigir semti sokaklarına dökülen bir grup protestocu, ‘Biz kimseyi katil liderle pazarlık yapmak için kurban vermedik’ ve ‘yoldaşların kanı üzerine yemin olsun sonuna kadar direneceğiz’ sloganları attıkları duyuldu.
İran, Perşembe günü protestocular hakkında alınan ilk idam kararını infaz ederek Tahran'nın batısındaki protestoların düzenlendiği başlıca noktalardan biri olan Settar Han Caddesi'ni kapatmak ve bir güvenlik görevlisini bıçaklamakla suçlanan 23 yaşındaki Muhsin Şikari’yi idam etti. Batı ülkeleri idamı kınarken, infaz, ülke içinde öfkeli protesto dalgalarına neden oldu.
Şikari'nin infazının ateşlediği öfke patlamasıyla ülkedeki bazı üniversitelerde ve Tahran'daki ez-Zehra Üniversitesi'nde protestolar yeniden başladı. Güvenlik güçleri, Şikari'nin infazını kınayan pankartlar taşıyan çok sayıda kız öğrenciyi gözaltına aldılar. Tahran'daki Bilim ve Kültür Üniversitesi'nde protestocular Şikari'nin infazını kınayan sloganlar atarken Tahran'daki Beheşti Üniversitesi öğrencileri ise sessizce nöbet tuttular. Güvenlik güçleri, Kürdistan ilinin merkez şehri Senendec’teki Senendec Üniversitesi'nde Muhsin Şikari'nin infazını protesto eden bir grup kız öğrenciyi kovaladı. Sosyal medya platformları üzerinden paylaşılan görüntülerde üniversite avlusunda panik yaşandığını görülürken kız öğrencilerin çığlık attıkları duyuldu.
İranlı Kürt genç kadın Mahsa Amini'nin (22) 16 Eylül'de gözaltına alındığı sırada bir polis merkezinde ölmesinin ardından ülke genelinde patlak veren protestolar, Velayet-i Fakih sisteminin 43 yıllık ömründe rejime karşı başlatılan en büyük meydan okumalardan biri olarak kabul ediliyor.
Protestocular, Cuma günü geç saatlerde Muhsin Şikari’nin mezarı çevresinde ve ailesinin Tahran’ın kuzeyindeki Narmek semtindeki evinin önünde toplandılar. Reuters'ın aktardığına göre sosyal medyada yoğun bir şekilde paylaşılan bir video kaydında protestocuların dün akşam geç saatlerde Tahran'ın kuzeyindeki evlerin çatılarından İran’ın Dini Lideri (Rehber) Ali Hamaney'e karşı ‘Hepimiz Muhsen'iz’ ve ‘Hamaney bir katil’ sloganları attıkları duyuldu.
Şikari’nin infazı, İranlı yetkililerin ‘yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak (ifsad fi'l arz)’ ve ‘devlete karşı savaş açmak (muharebe)’ ile suçlanan ve her iki suçlama için de ölüm cezasıyla yargılanan kişilerin infazlarına devam edeceklerine dair korkuları artırdı.
Emniyetten sorumlu İçişleri Bakan Yardımcısı Mecid Mirahmadi, ülkesinin protestoculara karşı verilen yargı kararlarını ‘mutlaka’ uygulamak niyetinde olduğunu söyledi. ‘Rejimi geri adım atmaya zorlamak için’ yargıya yönelik bir ‘medya propagandası’ olduğuna işaret eden Mirahmadi, ancak propagandanın yargı görevlilerinin kararlılığını etkilemeyeceğini ve son kişinin dahi cezasını çekmesini sağlayacağını belirtti.
İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ile bağlantılı ‘Javan’ (Civan) gazetesi ise protestoculara verilen idam cezalarının infazını savundu. Gazetenin Cumartesi günü yayınlanan sayısında, son olayların faillerinin yargılanması ve cezalandırılmasına yönelik adli prosedürlerin yasal standartlara uygun olduğu ve insanların hak iddiasına dayandığı vurgulandı. Gazete, güvenlik güçlerinden 60 kişinin öldürüldüğünü bildirdi. Yasalar gereği yargının tüm cinayet faillerine ceza vermesi gerektiğinin altını çizen gazete, Şikari'nin infazının son olaylarda bir ilk olduğunu, ancak son olmadığını yazan gazete, “Muhsen Şikari'nin infazından sonra bazı kişilerin çıkardığı gürültü, yargı süreçlerinin doğru ve yasal standartlara uygun olduğunu gösteriyor. Kaosun arkasındakilerin yargılanıp cezalandırılmasını beklemek zorundayız.  Muhariplerin (devlete karşı savaş açanların) ve onların suç ortaklarının İran’a ve İranlılara verdirdikleri kayıpların bir kısmı telafi edilecek mi?” diye ekledi.
İran'da reformcu kesime yakın Etemad (İtimat) gazetesi, idam cezası öngörülen ‘muharebe (devlete karşı savaş açmak)’ suçlamasıyla yargılanan 25 protestocunun isimlerinin olduğu bir liste yayınladı. Gazete, daha fazla kişinin infaz edilmemesi için yargı makamlarına idam cezalarının yeniden gözden geçirilmesi çağrısında bulundu.
İran Meclisi’nde milletvekillerinin bir kısmı, protestoculara karşı ‘misillemede bulunulması ve idam cezasına çarptırılmaları’ çağrısında bulunulan bir bildiriyi imzalayarak tartışmalara yol açtılar. Bazı milletvekilleri ise bildiriden uzak kalmaya çalıştılar.
Öte yandan merkezi Norveç Oslo'da bulunan İran İnsan Hakları Örgütü, önde gelen onlarca İranlı aktivistin Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres'e bir mektup göndererek tepki göstermelerinin İran'daki ‘infaz makinesini durdurabileceğini’ söylediklerini duyurdu.
Mektupta İran İnsan Hakları Örgütü (IHR) Başkanı Mahmud Amiri Mukaddem, Nobel Barış Ödüllü avukat Şirin Ebadi, Nesrin Sutude ve Mehrangiz Kar gibi isimlerin de aralarında bulunduğu önde gelen 45 aktivistin imzası yer aldı.
Mektupta, protestocu Muhsen Şikari'nin şoke edici, ani ve yasa dışı infazının daha çok askeri mahkemelerde yapılanlara benzediği, İran’ı ve halkını şaşkınlığa uğrattığını ve büyük bir üzüntüye boğduğu vurgulandı.
Mektupta, şu ifadeler yer aldı:
“Hak ve özgürlüklerini talep etmek için sokaklara çıkan bu genç, hukuka aykırı olarak Devrim Mahkemesi'nde avukatsız ve kendini savunma fırsatı verilmeden mahkûm edildi. Bu, İran makamları tarafından tanınan anayasa, İslam Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu ve İran'ın taraf olduğu uluslararası sözleşmeler dahil olmak üzere kanunların açıkça ihlalidir.”
 ‘Devrimci Mahkeme’nin çok sayıda protestocu hakkında idam cezası verdiğine dikkat çekilen mektupta, “Tek suçları ‘Kadın, Yaşam, Özgürlük' sloganıyla barışçıl gösterilere katılmaktı. Bu hukuksuz ve insanlık dışı infazların gerçekleştirilmemesi için BM Genel Sekreteri’nden yasal araçları kullanarak ve uluslararası toplumun yardımını alarak infazların derhal ve kesin bir şekilde durdurulmasını istemesini ve İran hükümetinin çocukların da yargılandığı davalar dahil olmak üzere hukuka aykırı davalara son vermesini ve gelecekte yerel yasalara, uluslararası standartlara ve sözleşmelere uygun olarak mahkemelerde bağımsız avukatların bulunmasını talep etmesini vurguladık” denildi.
Mektupta imzası bulunan akvisitler, İran’ın tüm şehirlerinde güvenlik ve istihbarat yetkililerinin direktifleri altında ve yargıçların şok edici cezalar verdiği özel adli birimlerde protestocuların yargılanmaya devam ettiğini ve bunun yanı sıra yaygın ve açık bir şekilde yasaların ihlal edildiğini belirttiler. Mektubun sonunda, “İran İslam Cumhuriyeti'nin infaz ve baskı makinesini ancak siz sayın Genel Sekreterin (Antonio Guterres), dünya kamuoyunun, demokratik hükümetlerin ve etkili şahsiyetlerin acil müdahalesi durdurabilir” ifadeleri yer aldı.
Diğer taraftan ev hapsindeki reformist lider Mehdi Kerrubi, Muhsen Şikari'nin infazını kınadı. Kerrubi, Şikari'ye verilen idam cezasının, cinayet işlenmediği ve eylemlerinin muharebe sayılmadığı halde  terör ortamı dayatmalarına uygun olarak hızlı bir şekilde onaylanarak infaz edildiğini söyledi.
Kerrubi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu kararın uygulanmasının, iktidarın iradesine göre daha fazla infaz kararının çıkarılmasının ve bu kararların uygulanmasının başlangıcı olmasından korkuyorum. Ne yazık ki, Sayın Hamaney, protestoların nedenlerine bakmadan ve onları suçlamadan, yalnızca sorunu ortadan kaldırmaya ve ondan kurtulmaya odaklandı. Olayların bastırılmasına temel sağlamak için her protestoyu ya da talebi kasıtlı olarak düşmandan bildi. Teröre karşı zafer teorisi baskıdan, aşağılanmadan, ayrımcılıktan, yozlaşmadan bıkmış bu millet için artık geçerli değil. Rüzgar ekenin fırtına biçeceğini asla unutmayın!”



Hiç kimse yasaların üstünde değildir... Trump, Obama'nın gözaltına alındığı yapay zekâ videosunu yayınladı

ABD Başkanı Donald Trump ve eski Başkan Barack Obama, 9 Ocak 2025 tarihinde Jimmy Carter'ın cenaze töreninde konuşuyor. (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve eski Başkan Barack Obama, 9 Ocak 2025 tarihinde Jimmy Carter'ın cenaze töreninde konuşuyor. (AFP)
TT

Hiç kimse yasaların üstünde değildir... Trump, Obama'nın gözaltına alındığı yapay zekâ videosunu yayınladı

ABD Başkanı Donald Trump ve eski Başkan Barack Obama, 9 Ocak 2025 tarihinde Jimmy Carter'ın cenaze töreninde konuşuyor. (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve eski Başkan Barack Obama, 9 Ocak 2025 tarihinde Jimmy Carter'ın cenaze töreninde konuşuyor. (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, eski ABD Başkanı Barack Obama yönetimini 2016 seçimlerine hile karıştırmakla suçladıktan günler sonra, FBI'ın eski Başkan Barack Obama'yı Washington DC'deki Oval Ofis'te gözaltına aldığını gösteren bir yapay zekâ videosu yayınladı.

Trump'ın Truth Social platformunda yayınladığı video viral oldu ve öfkeli tepkilere yol açtı. Bazı eleştirmenler videoyu ‘provokatif’ olarak nitelendirirken, bir diğer eleştirmen de videoyu dikkatleri Epstein dosyalarından başka yöne çekme çabası olarak nitelendirdi.

Trump videoya ‘Hiç kimse yasaların üstünde değildir’ başlığını attı.

Yapay zekâ teknolojisiyle hazırlanan video Obama'nın “Özellikle başkan yasaların üstündedir” sözleriyle başlıyor. Daha sonra birkaç Amerikalı politikacının “Hiç kimse yasaların üstünde değildir” sözleri duyuluyor. Videonun devamında Obama'nın daha önce başkan olarak kullandığı Oval Ofis'te iki FBI ajanı tarafından kelepçelendiği ve Trump'ın gözaltı sırasında gülümseyerek yanında oturduğu gösteriliyor.

Şarku’l Avsat’ın CNN'den aktardığına göre videonun yayınlanması, Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard'ın 2016 yılında Trump'ın altını oymak için ‘haince bir komplo’ kurulduğunu iddia eden bir rapor yayınlamasının ardından bazı Trump destekçilerinin üst düzey Obama yetkililerinin yargılanması çağrısında bulunduğu bir döneme denk geldi.

ı8o9p0
Eski ABD Başkanı Barack Obama'yı turuncu bir mahkûm kıyafeti içinde gösteren yapay zekâ videosundan bir görüntü ve FBI ajanları tarafından gözaltına alındığı ana ait bir başka kare (Truth Social)

Gabbard, Obama'nın eski Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper, Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü John Brennan, FBI Direktörü James Comey ve Danışman Susan Rice'dan oluşan ulusal güvenlik ekibini, Rusya'nın müdahalesinin Trump'ın lehine olduğunu iddia etmek için istihbaratı manipüle etmekle suçladığı 114 sayfalık gizliliği kaldırılmış bir rapor yayınlamıştı.

Gabbard, 7 Aralık 2016 tarihli bir not gibi, seçimin sonucunu hiçbir siber saldırının etkilemediğini belirten belgelere atıfta bulundu.

Rapor Adalet Bakanlığı’na iletilmiş olsa da şu ana kadar herhangi bir suçlamada bulunulmadı.