Fas Ulusal İnsan Hakları Konseyi (CNDH) tarafından yürütülen bir araştırmada, Fas mahkemelerinde yargıçların reşit olmayanlara evlilik izni vermek için kullandığı gerekçeler ortaya çıkarıldı.
Konsey tarafından dün sabah Rabat’taki genel merkezde sunulan çalışmaya göre, söz konusu gerekçeler arasında kızın yoksulluktan korkması veya ‘yoldan çıkıp zinaya düşeceğine’ dair korkusu bulunuyor. Bazen bir kızın tecavüzcüsüyle evlenmesine de izin veriliyor.
Çalışmaya göre, reşit olmayanların evlenmesine izin verilmesini haklı kılan yargı kararları arasında, özellikle kız yoksul olduğunda, ‘eşin hem kendisi, hem de çocukların ihtiyaçlarını karşılayacak makul bir gelire sahip olması’ yer alıyor.
Çalışmada, tecavüz, baştan çıkarma, evlilik kurumu dışında cinsel ilişki veya istenmeyen gebelik mağduru olan kız çocuklarının evlendirilme taleplerine de değinildi.
Konseyin açıklamasına göre, bu taleplerin çoğunda, başvuruda çocuğun cinsel saldırı mağduru olmasından bahsedilmiyor ve bu bilgi genellikle sosyal araştırma oturumu sırasında ortaya çıkıyor.
Bu durum, hakimlerin talibin kimliğinin belirlenmesi için çağrılmasını emrettiğinde, kızın ailesinin talibin hapiste olduğunu açıklamak zorunda kalmasıyla da anlaşılıyor.
Ayrıca cinsel saldırı, çocuğun tecavüze uğradığını veya hamile olduğunu gösteren tıbbi rapor sonucunda ortaya çıkıyor.
Çalışmaya göre, aile arasında ve bazen de ilk derece mahkemeleri ile istinaf mahkemeleri arasında tecavüz vakasının değerlendirilmesine, talebin kabulünü veya reddini haklı gösterip göstermediğine ilişkin olarak takdir yetkisinin çalışmasında bir tutarsızlık var.
Çocuğun ‘evlilik akdinde öngörülen hak ve görevleri bilecek olgunluğa ve gerekli bilince sahip olmadığı’ gerekçesiyle evlendirme talebinin reddi ve ‘tecavüz suçunu meşrulaştırmayı amaçlayan evliliğinin her an yıkılmaya mahkum’ bir evlilik olduğuna ve zarar verdiğine dair karar çalışmada örnek gösterildi.
Ancak Yargıtay, bu kararı iptal ederek kızın evlenmesine izin verdi ve kararını ‘tecavüz ve bekaretinin bozulmasına rağmen evlenmemesinin zararlı olmasıyla’ gerekçelendirdi.
Mahkemeler ayrıca, ‘zina’ yani çocuğun evlilik kurumu çerçevesi dışında bir cinsel ilişkiye girmesinden korktuğu gerekçesi ile reşit olmayan bir kişinin evliliğine izin verme eğiliminde.
Bazı yargı kararlarının gerekçeleri arasında, evliliğin onaylanmasının ‘iffet, namus, korunma ve zinaya düşmekten korunmak için gerekli olan şeylerden kaçınmak’ esası da yer alıyor.
Çalışmada, bazı durumlarda çocuğun ailesinin tanıklarla, ‘kızının zinaya düşeceğinden korktuğunu’ kanıtlamış olsa bile, diğer mahkemelerin bu gerekçeyi talebe cevap vermek için yeterli bulmadığı kaydedildi.
Bu nedenle, Tanca’daki Temyiz Mahkemesi, evlilikten sorumlu aile hakiminin evliliğe izin vermeme kararını onadı.
Söz konusu hakim, kızın 14 yaşında olduğunu, yaşı olgunlaşana kadar evlilik hayatının sorunlarıyla uğraşmaması gerektiğini ve evlenmek için acele etmenin dayanılmaz sonuçlara yol açabileceğini vurgulayarak evliliğe izin vermedi.
2004 yılında çıkarılan Aile Kanunu, çiftler için evlilik yaşını 18 olarak belirledi. Ancak, gerekçeleri ve menfaatleri belirten gerekçeli bir yargı kararına göre, mahkemelerin 18 yaşını doldurmamış biriyle evliliğe izin vermesini sağlayan bir istisna var.
Aile Kanunu’nun uygulanmasına ilişkin Adalet Bakanlığı tarafından yayınlanan resmi istatistiklere göre, 2016’da erken evliliklerle ilgili 30 bin 312 başvuru yapılırken, bu sayı 2018’de 32 bin 104’e yükseldi.
Aynı istatistikler, 2011-2018 döneminde mahkemelerin bu taleplerin yüzde 85’ine cevap verdiğini gösteriyor.
Faslı yargıçlar reşit olmayanlara ‘yoksulluk’ gerekçesiyle evlilik izni veriyor

Fas Ulusal İnsan Hakları Konseyi Başkanı Amina Bouayach, çalışmayı sunan toplantı sırasında (Şarku’l Avsat)
Faslı yargıçlar reşit olmayanlara ‘yoksulluk’ gerekçesiyle evlilik izni veriyor

Fas Ulusal İnsan Hakları Konseyi Başkanı Amina Bouayach, çalışmayı sunan toplantı sırasında (Şarku’l Avsat)
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة