AB Yüksek Temsilcisi Borrell: AP'de olanları saklamamalıyız

Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell (AA)
Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell (AA)
TT

AB Yüksek Temsilcisi Borrell: AP'de olanları saklamamalıyız

Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell (AA)
Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell (AA)

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Avrupa Parlamentosu (AP) bağlantılı rüşvet soruşturmasıyla ilgili "AP'de olanları saklamamalıyız, göstermeliyiz" dedi.
Borrell, Brüksel'de AB ile kar amacı gütmeyen kuruluşların ortaklaşa düzenlediği yıllık forumda konuştu.
"AP'de olanları saklamamalıyız, göstermeliyiz" diyen Borrell, şöyle devam etti:
"Ne kadar ciddi olduğunu, siyasi sistemimiz için ne kadar önemli olduğunu göstermemiz lazım. Daha sonra bize gülen insanları gördüğümde, 'bizim ülkemizdeki yolsuzluklardan şikayet ediyordunuz, bakın sizin ülkenizde neler oluyor' diyecekler. En azından biz ortaya çıkarıyoruz ve harekete geçiyoruz. Hesap verebilirlik büyük fark yaratıyor."
Borrell, bu nedenle "dokunulmazlıkla mücadele için küresel gözlemevi" kurduklarını dile getirerek gözlemevinin soykırım, insanlığa karşı suçlar ve diğer ciddi insan hakları ihlalleriyle ilgili bilgi toplayacağını ve bunun için 20 milyon euro ayıracaklarını söyledi.
AB Komisyonunun İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson da "Yolsuzlukla mücadele, Avrupa için kritik bir görevdir. Bunu önce kendi evimizde yapmalıyız. Standartlarımız her zaman en yüksek olmalıdır. Başkalarından beklediğimiz bu eylemi, önce kendimiz için talep etmeliyiz" ifadelerini kullanmıştı.
Yunan milletvekili Eva Kaili'nin de aralarında olduğu 6 kişi, bir Körfez ülkesi yararına çalışmalar yürütmek üzere rüşvet almak, yolsuzluk yapmak ve organize şekilde suç işlemek şüphesiyle 9 Aralık'ta gözaltına alınmış, 2 kişi serbest bırakılmıştı.
AP Başkan Yardımcılığı görevi sona erdirilen Kaili, bugün Brüksel'de ilk kez hakim karşısına çıkıyor.

"Çok fazla eleştirileceğimi bilsem de söylemek zorundayım"
Konuşmasında, İsrail'in Filistinlilere karşı hak ihlallerine de değinen Borrell, şunları kaydetti:
"Filistin'de neler oluyor? Üzgünüm ama çok fazla eleştirileceğimi bilsem de bunu söylemek zorundayım. Bu sene içinde Filistin'de 100'den fazla insanın İsrail güvenlik güçleri tarafından öldürüldüğünü hatırlamak zorundayız. Güvenlik sorunları olduğunu inkar etmiyorum. İşgal altındaki Batı Şeria'daki yüksek düzeyli şiddetle ilgili kuvvetli endişemizi birçok kez ifade ettim ve kınama yayınladım."

Batı Şeria'da son 16 yılın en kanlı senesi
İsrail ordusu, son dönemlerde işgal altındaki Batı Şeria'nın farklı beldelerine baskın ve gözaltı operasyonlarını artırdı.
İsrail askerleri, baskınları protesto eden Filistinlilere plastik merminin yanı sıra sık sık gerçek mermi ile müdahale ediyor. Batı Şeria'nın kuzeyindeki özellikle Cenin ve Nablus gibi bölgelerde Filistinli gruplar ve İsrail askerleri arasında çatışmalar çıkıyor.
Birleşmiş Milletlerin açıkladığı rakamlara göre, BM'nin 2005'te bölgede kayıt tutmaya başlamasından sonra 2022, Batı Şeria'da en kanlı yıl olarak kayıtlara geçti.
Buna göre, 165’i işgal altındaki Batı Şeria’da, 52’si abluka altındaki Gazze’de olmak üzere 217 Filistinli öldürüldü. Bu ölümlerin 48’sini çocuklar oluşturdu.
Batı Şeria'da Kasım 2022’de İsrail askerlerin öldürdüğü Filistinli sayısı 17 olarak kaydedildi. İsrail askerlerinin ateşinde öldürülen Filistinli sayısı son iki haftada ise 10'u geçti.
BM, bu ölümlerin, “çoğu vakada, İsrail güvenlik güçlerinin orantısız ve ölümcül güç kullanımı gibi görünen nedenlerle meydana geldiğine” dikkati çekmişti.



Avdiivka'nın düşüşü Ukrayna savunmasının çöküşünün habercisi mi?

Emmanuel Macron ve Vladimir Zelensky ortak güvenlik anlaşmasını imzaladıktan sonra sıcak bir şekilde el sıkışıyor (AFP)
Emmanuel Macron ve Vladimir Zelensky ortak güvenlik anlaşmasını imzaladıktan sonra sıcak bir şekilde el sıkışıyor (AFP)
TT

Avdiivka'nın düşüşü Ukrayna savunmasının çöküşünün habercisi mi?

Emmanuel Macron ve Vladimir Zelensky ortak güvenlik anlaşmasını imzaladıktan sonra sıcak bir şekilde el sıkışıyor (AFP)
Emmanuel Macron ve Vladimir Zelensky ortak güvenlik anlaşmasını imzaladıktan sonra sıcak bir şekilde el sıkışıyor (AFP)

Kiev güçleri, Ukrayna'nın doğusundaki Avdiivka şehrinden askerlerinin çoğunun hayatını “korumak” amacıyla çekildiklerini duyurdu. ABD Başkanı Joe Biden'ın yönetimindeki askeri komutanlar şehrin Moskova güçlerinin eline geçmesinden bir gün önce, şehrin düşüşünün Ukrayna savunmasının çökmesine neden olacağına dair kötümserdi.

Telegram üzerinden açıklama yapan bölgedeki Ukrayna kuvvetlerinin komutanı General Oleksandr Tarnavsky, kuvvetlerinin büyük oranda tahrip olmuş bu sanayi şehrinin yakınında kuşatılmaktan kaçındığını ifade etti. Savaşın başlamasının ikinci yıldönümünde ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yeniden seçilmeye hazırlanmadan önce sadece Ukrayna ile değil, tüm Batı ile olan çatışmada politikalarının doğruluğuna dair kesin “kanıt” sağlamak için şehri ele geçirmeyi hedeflemesinin uzun zaman önce Moskova'nın planladığı Rus saldırısı olması Pentagon yetkililerinin endişelerini arttırdı.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelensky, Münih Güvenlik Konferansı'nda Avdiivka'dan çekilmenin "en fazla sayıda hayatı kurtarabilmek için doğru bir karar" olduğunu söyledi: "Kuşatılmaktan kaçınmak için diğer sınırlara geri çekilmeye karar verdik" dedi.

Zelensky, toplananlara açıkça “gerçek dışı” olarak tanımladığı silah eksikliğini giderme çağrısında bulunarak: “Maalesef Ukrayna'da, özellikle topçu ve uzun menzilli silahların kapasite eksikliği göz önüne alındığında, gerçekçi olmayan silah temin edilememe durumunda tutmak, Putin'in mevcut savaşın temposuna ayak uydurmasını sağlıyor. Demokrasinin zamanla kendi kendine zayıflaması da ortak kararlılığımızı baltalıyor” dedi.

Rusya Ukrayna’yı neden işgal etti

Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağılmasının ardından Ukrayna üzerindeki Rusya nüfuzu aşamalı olarak azalmaya başladı. Kiev

Hükümeti Rusya yanlısı Cumhurbaşkanı Yanukoviç’e karşı Avrupa Birliği yanlısı hükümeti destekleyen halk hareketinin Kasım 2013’te başlattığı ve Onur Devrimi olarak adlandırılan gösteriler sonrası Yanukoviç Moskova’ya kaçmak zorunda kaldı.

Moskova Ukrayna’yı ekonomik ablukaya aldıktan sonra 2014’te Kırım’ı işgal etti. Rusya ayrıca 2015’te Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçıları destekleyerek Donetsk ve Donbass bölgelerini işgal etti.

21 Şubat 2022’de Putin yönetimi Ukrayna’yı topyekun işgal kararı aldı. Kiev güçlerinin savunması karşısında planını ilerletemeyen Rusya ülkenin doğu kesimlerinde saldırılarını sürdürüyor.