Cameron: Avatar 2, feminizmde de Marvel'ı solladı

"Hamile savaşçı var"

Avatar: Suyun Yolu (Disney)
Avatar: Suyun Yolu (Disney)
TT

Cameron: Avatar 2, feminizmde de Marvel'ı solladı

Avatar: Suyun Yolu (Disney)
Avatar: Suyun Yolu (Disney)

Ünlü yönetmen James Cameron, Avatar'ın devam filmi Avatar: Suyun Yolu'ndaki (Avatar: The Way of Water) güçlü kadın karakterlerin Marvel Sinematik Evreni (MSE) ve DC Sinematik Evreni'ne (DCU) kıyasla çok daha feminist temsiller sunduğunu söyledi.
Variety'ye konuşan Cameron, serinin ana karakteri Neytiri'yi devam filminde hamile bir savaşçı olarak yazarak fark yarattıklarını belirtti.
Ünlü yönetmen, DCU'dan Wonder Woman, MSE'den de Kaptan Marvel'ın çok önemli karakterler olduğunu vurgulasa da yeni filminde güçlü kadın temsillerine dair sınırları yıktıklarını dile getirdi.
Cameron şu ifadeleri kullandı:
"Herkes kadınların güçlendirilmesinden bahsediyor. Ama kadınların hayatında büyük önemi olup erkeklerin deneyimlemediği ne var? Ve düşündüm ki 'Kadınların güçlendirilmesi meselesine giriyorsan sonuna kadar gitmen lazım. Hadi 6 aylık hamile bir kadın savaşçı yazalım!'"
Ünlü yönetmen, Avatar 2'nin vizyon tarihi yaklaşırken verdiği başka röportajlarda da kendi filmini diğer süper kahraman yapımlarıyla kıyaslamıştı.
Ekimde New York Times'a konuşan Cameron, "Süper kahraman filmlerinde karakterler öğrenci gibi davranıyor" demişti.
Geçen haftalarda da ComicBook.com'a konuşan yönetmen, "Görsel efektler açısından Marvel, Avatar'ın yanına bile yaklaşamaz" ifadelerini kullanmıştı.
Independent Türkçe, IndieWire, Variety



Netflix'in 100 puanlı savaş belgeseli izleyicileri gözyaşlarına boğdu

Kara Şahin Düştü: Mogadişu Muharebesi'nin öne çıkan unsurlarından biri de arşiv görüntülerinin yanı sıra bazı çarpıcı anların yeniden canlandırılması (Netflix) 
Kara Şahin Düştü: Mogadişu Muharebesi'nin öne çıkan unsurlarından biri de arşiv görüntülerinin yanı sıra bazı çarpıcı anların yeniden canlandırılması (Netflix) 
TT

Netflix'in 100 puanlı savaş belgeseli izleyicileri gözyaşlarına boğdu

Kara Şahin Düştü: Mogadişu Muharebesi'nin öne çıkan unsurlarından biri de arşiv görüntülerinin yanı sıra bazı çarpıcı anların yeniden canlandırılması (Netflix) 
Kara Şahin Düştü: Mogadişu Muharebesi'nin öne çıkan unsurlarından biri de arşiv görüntülerinin yanı sıra bazı çarpıcı anların yeniden canlandırılması (Netflix) 

Netflix'in 2025 yapımlarından biri olan savaş belgeseli Kara Şahin Düştü: Mogadişu Muharebesi (Surviving Black Hawk Down), izleyicileri derinden sarstı ve gözyaşlarına boğdu. Yayına girdiği günden bu yana hem televizyon yazarlarından hem de izleyicilerden tam not alan üç bölümlük belgesel, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 100 tam puana ulaşmayı başardı.

Gerçekler kurguyu geride bıraktı

Yayın devi, bu yıl American Primeval ve Cassandra gibi güçlü yapımlarla dikkat çekmişti. Ancak Kara Şahin Düştü: Mogadişu Muharebesi, gerçekliğin kurguyu bir kez daha geride bıraktığı yapımlardan biri oldu. 

Platformda 10 Şubat'ta yayına giren belgesel, kısa sürede büyük ilgi gördü ve Love is Blind'la Cobra Kai'ın final sezonunun ardından Netflix'in en çok izlenen üçüncü yapımı olmayı başardı.

Birçok kişi, 1993'te Somali'nin başkenti Mogadişu'da yaşanan çatışmayı, Ridley Scott imzalı 2001 yapımı drama Kara Şahin Düştü'yle (Black Hawk Down) biliyor. Scott'ın filmi, ABD askerlerinin yaşadıklarını etkileyici biçimde anlatan bir yapım olsa da nihayetinde kurmaca bir sinema filmiydi. Yeni belgeselse hikayeyi hayatta kalan askerlerin gözünden, onların kendi sözleriyle aktarıyor. 

"Savaş travmasını güçlü bir şekilde aktarıyor"

Belgeselde aynı zamanda çatışmanın ortasında kalan Somalili sivillerin yaşadıklarına da yer veriliyor. Röportajlar, yoğun tempolu canlandırmalar, arşiv ve gerçek çatışma görüntülerinin harmanlandığı belgesel, o gün yaşananların yıkıcı boyutunu gözler önüne seriyor.

Yapımcılığını Ridley Scott'ın üstlendiği, yönetmenliğiniyse Jack MacInnes'in yaptığı seri, ağırlıklı olarak ABD askerlerinin anlatımlarına yer verse de Somalili tanıkların ve çatışmaya katılanların sesine de kulak veriyor. 

Decider yazarı Joel Keller belgeselin "birçok kişinin bugüne dek görmediği detayları gün yüzüne çıkardığını" söyledi. Observer'dan Andrew Anthony ise belgesel için "savaş travmasını güçlü bir şekilde aktarıyor" ifadelerini kullandı.    

Bazı izleyicilerse yapımın "Amerika'yı kötü göstermek istediğini" iddia ederken, kimi de "fazla ABD odaklı" olduğunu savundu. Bu zıt görüşler, belgeselin zorlu bir denge yakalamayı başardığını gösteriyor.

Independent Türkçe, Express, Metro