AK Parti döneminde MİT'in etkinliği arttı... Sorun yaşanan ülkelerle temasta istihbarat aktif rol oynuyor

Son zamanlarda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sorun yaşanan ülkelerle temas kurmada MİT Başkanı Fidan'dan daha fazla faydalandığı belirtiliyor. Suriye ile buzları eritmede öncü rol istihbarata verilmiş durumda

MİT Başkanı Hakan Fidan, son yıllarda Türkiye adına farklı ülkelerle yürütülen temaslarda aktif rol oynuyor (AA)
MİT Başkanı Hakan Fidan, son yıllarda Türkiye adına farklı ülkelerle yürütülen temaslarda aktif rol oynuyor (AA)
TT

AK Parti döneminde MİT'in etkinliği arttı... Sorun yaşanan ülkelerle temasta istihbarat aktif rol oynuyor

MİT Başkanı Hakan Fidan, son yıllarda Türkiye adına farklı ülkelerle yürütülen temaslarda aktif rol oynuyor (AA)
MİT Başkanı Hakan Fidan, son yıllarda Türkiye adına farklı ülkelerle yürütülen temaslarda aktif rol oynuyor (AA)

Son yıllarda geçmişe göre Türkiye'de adından daha fazla söz ettiren kurumların başında Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) geliyor.
Silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) bir kısmının kullanımının da MİT'e bağlanmasıyla birlikte teşkilat, terör örgütüne yönelik suikast niteliğindeki operasyonlarda daha fazla adından söz ettiriyor.
Dünyadaki bütün istihbarat teşkilatları görevleri icabı birbirleriyle görüşmeler yapıyor. Bu MİT için de geçerli.
Ancak son yıllarda MİT'in sadece istihbarat amaçlı değil aynı zamanda Türkiye'nin diplomatik olarak tıkanıklık yaşadığı veya sorunları olduğu ülkelerle bir şekilde orta yolu bulma, masaya oturma çalışmalarında da aktif bir rol aldığı görülüyor.

Libya Başbakanı Dibeyde'yle görüşen heyette Fidan da (sol başta) vardı (AA)

Fidan başrolde
Bu noktada MİT Başkanı Hakan Fidan adından fazlasıyla söz ettiriyor.
Fidan, aynı zamanda bir diplomat gibi yurtdışı seyahatler yaparak buralarda sadece meslektaşlarıyla değil, o ülkelerin siyasi lider ve temsilcileriyle de görüşmeler yapıyor.
Belki MİT müsteşarları geçmişte de benzer görüşmeleri yapıyordu. Ancak bunlar çoğu zaman ya basına yansımaz ya da yansısa dahi görüntüsü olmazdı. Şimdi ise hem bilgisi yansıyor hem de kimi zaman da görüntüsü.
 
Irak cumhurbaşkanıyla görüştü, Libya başbakanıyla görüşen heyette yer aldı
Örneğin geçen eylül ayında Irak'ın başkenti Bağdat'a giden Fidan, burada Cumhurbaşkanı Berhem Salih, Başbakan Mustafa el Kazımi ve Meclis Başkanı Muhammed el Halbusi ile görüştü.
Yine 2021'de Libya'yı ziyaret ederek bu ülkenin başbakanı Abdulhamid Debeyde ile görüşen Türk heyetinde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’le birlikte yer alan isimlerden biri de Fidan oldu.
Fidan, geçen yıllarda DEAŞ ile mücadeleyi konuşmak için ABD'ye, FETÖ ile mücadele için de Almanya'ya ziyarette bulunmuştu.
Yine Türkiye'nin neredeyse iç savaşın başladığı 2011'den beri teması olmadığı Suriye'nin istihbarat servisi Muhaberat Başkanı Ali Memlük ile Fidan'ın Rusya'da bir araya geldiği kaydedilmişti.

Erdoğan, Türkmenistan dönüşü uçakta gazetecilerin sorusunu yanıtladı (İletişim Başkanlığı)

Erdoğan: Önce istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün Türkmenistan dönüşü uçakta sorulan bir soruya verdiği cevap MİT'in Suriye ile ilişkileri normalleştirmede öncü bir unsur olarak kullanılacağına işaret ediyor. 
Erdoğan, soru üzerine şöyle dedi:
"Biz şu an itibarıyla Suriye-Türkiye-Rusya üçlü olarak bir adım atalım istiyoruz. Bunun için de önce istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin, ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin, daha sonra dışişleri bakanlarımız bir araya gelsin. Onların yaptığı görüşmelerden sonra da biz liderler olarak bir araya gelelim. Bunu da Sayın Putin'e teklif ettim. O da buna olumlu baktı. Böylece bir dizi görüşmeler zincirini başlatmış olacağız."
Bütün bu gelişmelere bakıldığında akıllara şu sorular geliyor:
- MİT,  istihbarat görevi dışında son yıllarda Dışişleri Bakanlığı'nın görev sahasına giren konulara da mı bakmaya başladı?Bir nevi bir diplomasi teşkilatı gibi mi kullanılıyor?
- MİT'in bu girişimlerinin diplomasiye etkisi veya katkısı ne oluyor?
- Türk istihbarat teşkilatının, Suriye gizli servisiyle temas kurması bu ülkeyle diplomatik ilişki kurulduğu anlamına mı geliyor?"
Eski MİT Müsteşar Yardımcıları Cevat Öneş ve Abdurrahman Bilgiç ile emekli büyükelçi Yalım Eralp, Independent Türkçe muhabiri Ali Kemal Erdem'in sorularına yanıt verdi.

"AKP döneminde istihbarat teşkilatının daha görünür olduğu kesin"
Emekli MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş'e göre Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) döneminde istihbarat teşkilatının daha görünür olduğu kesin. 
Hükümetin istihbarat teşkilatını dış politika gelişmelerinde de kolaylaştırıcı unsur olarak devreye soktuğunun görüldüğünü ifade eden Öneş, "Her dönemde istihbarat teşkilatları kolaylaştırıcı rol oynarlar" dedi.
Siyasi gelişmelerin yetersiz olduğu dönemlerde istihbarat teşkilatlarının devreye girdiğini, böylesine irtibatlar kurarak kolaylaştırıcı roller üstlendiğini hatırlatan Öneş, "Diplomasinin yolunu açmak için çalışırlar. Ama görüntü verme olayı dönemlere, hükümetlerin anlayışına ve kullanılan siyasetin niteliğine göre değişebilir. AKP döneminde daha görünür olduğu kesin" diye konuştu.
"Peki MİT belli konularda Dışişleri Bakanlığı'nın önüne mi geçti" sorusuna Öneş, "Önüne geçti diyemeyiz" diye cevap verdi.
Öneş, sözlerinin devamında ise "İstihbarat teşkilatı, istihbarat teşkilatları arasında ilişkiler kapsamında temaslarda bulunur. Ama hükümet tarafından verilen özel ve siyasi görevlerde de diplomasinin yolunu açmak için kolaylaştırıcı rol alabilirler" diyerek sözlerini tamamladı.

Abdurrahman Bilgiç (Twitter)
 
"İstihbaratın görüşmesi Suriye ile diplomatik ilişki kurulduğu anlamına gelmiyor"
Öneş gibi Abdurrahman Bilgiç de bir dönem MİT Müsteşar Yardımcılığı olarak görev yapan bir isim. 
Bilgiç, Dışişleri Bakanlığı bünyesinde konsolos ve büyükelçi olarak da farklı ülkelerde bulundu. 
Hem MİT hem de hariciyeyi bilen şimdilerde Demokrasi ve Atılım Partisi'nde (DEVA) siyaset yapıyor.
Bilgiç, Erdoğan'ın Suriye'ye dair son açıklamasını hatırlatıp, "MİT'in Suriye istihbaratı ile görüşmesi bu ülkeyle yeniden ilişki kurulduğu anlamına mı geliyor?" sorumuza şu cevabı verdi:
"İstihbarat teşkilatlarının görüşmesi diplomatik temas değildir. İstihbarat teşkilatları her şartta ilişkiler iyi olsa da kötü olsa da başka ülkelerle görüşebilir. Diplomatik temas, siyasi düzeyde olur. Bunlar hükümet üyesi bir bakan veya cumhurbaşkanı düzeyinde heyetler halinde gerçekleşir. Şam yönetimiyle ilişki söz konusu olduğunda, o noktaya gelinmediğini halen siyasi ve diplomatik temas yaşanmadığı ortada. Bunun için istihbarat düzeyinde bir görüşme olduğu anlaşılıyor. Bundan sonraki adımlarında en azından Türkiye'de bu konuda bir niyet olduğu, Rusya'nın işin içinde olduğu bunun alt yapısını hazırlamaya yönelik bir eğilim olduğu da görülüyor."
 
"Erdoğan, istihbaratı bir diplomasi teşkilatı gibi kullanıyor"
Emekli büyükelçi Yalım Eralp ise "MİT, belli konularda Dışişleri Bakanlığı'nın önüne geçti mi" sorusuna "Kimin, kimin önüne nasıl geçtiğini hesap etmek zor. Ciddi bir dağınıklık var. Kimse öne geçmedi. Cumhurbaşkanı karar veriyor herkes uyguluyor. Öne geçme diye bir şey yok" diye cevap verdi. 
"Erdoğan, istihbaratı bir diplomasi teşkilatı gibi mi kullanıyor" sorusuna ise "Aynen öyle kullanıyor" diye cevap verdi deneyimli diplomat.
Yalım Eralp'e göre "şu an uygulanan sistem geçmişte olmadı hatta bugünler, geçmiş günlerle mukayese edilebilir değil."



Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Şam’a SDG dosyasının kapatılması için doğrudan destek

Fotoğraf: TCCB
Fotoğraf: TCCB
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Şam’a SDG dosyasının kapatılması için doğrudan destek

Fotoğraf: TCCB
Fotoğraf: TCCB

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) dosyası, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın cumartesi günü başlayan Türkiye ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğü en önemli dosyalardan biri olarak öne çıktı.

Basında yer alan haberlere göre Şara, Suriye'nin kuzeyindeki ve kuzeydoğusundaki Arap aşiretlerinin Şam'dan Haseke, Rakka ve Deyrizor gibi vilayetlerin kontrolünü devralmasını talep ederken SDG dosyasını devlet kurumları dışında silahlı bir grup olarak sonlandırmak için Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan doğrudan destek aldı.

Şam hükümetinden bir heyet ile DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) ve Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Bölgesi (KDSÖY) temsilcileri bir araya geldi. Binlerce DEAŞ’lı tutuklunun kaldığı El Hol Kampı’nın yönetiminin SDG'den Suriye hükümetine devredilmesi amacıyla bir toplantı gerçekleştirildi. Şam'daki kaynaklar, geçiş hükümeti heyetinin iktidara geldiğinden bu yana ilk kez El Hol Kampı’nı ziyaret etmesini, SDG'nin DMUK’un desteğiyle DEAŞ'la mücadeledeki rolünü azaltmaya yönelik bir adım olarak değerlendirdi.

Kaynaklar, Şam'ın Arap ülkelerinin ve uluslararası toplumun desteğini aldıktan sonra SDG dahil Savunma Bakanlığına katılmayan silahlı gruplara silahlarını teslim edip bakanlık bünyesine katılmaları için on gün süre verdiğini aktardılar. Bu arada Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, Kürtlerin haklarının tek devlet çatısı altında garanti altına alındığını vurguladı. Şeybani, SDG ile varılan anlaşma hayata geçirilmesindeki bir gecikmenin kaosu uzatacağını söyledi.

Kaynaklar, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyiyle olan güney sınırındaki ‘güvenlik tehditlerini’ sona erdirme konusunda ‘ısrarcı’ olduğunu, Şam'ın ise bu konuyu ele alma ve SDG'yi Suriye devletine entegre olmaya ve Suriye topraklarının bütünlüğünü korumaya teşvik ederek bir çatışma ve askeri müdahaleden kaçınma konusunda halen isteksiz olduğunu kaydettiler. Cumhurbaşkanı Şara ve SDG lideri Mazlum Abdi arasında geçtiğimiz mart ayında imzalanan anlaşmaya göre SDG'nin askeri ve güvenlik kurumları devlet kurumlarına entegre edilecek, petrol sahaları, sınır kapıları ve DEAŞ üyelerinin tutulduğu gözaltı merkezleri Şam'a devredilecek ve hükümetin Suriye’nin kuzeyindeki ve doğusundaki bölgelerin kontrolünü kademeli olarak geri alması için hazırlık yapılacak.

cdfrgt
Haseke’nin kuzeydoğusunda yer alan Kamışlı’da sokaklar Şam yönetimi ile SDG arasında geçtiğimiz mart ayında varılan anlaşmayı kutlamak için süslendi (Reuters)

Suriye hükümeti heyetinin El Hol Kampı ile ilgili toplantısında, kampın yerinden edilmiş Suriyelilerden güvenli ve gönüllü bir şekilde tahliye edilmesine yönelik aşamalı bir planın yanı sıra, özellikle ülkelerinin geri dönmelerine izin vermediği yabancı uyruklu DEAŞ üyelerinin ve ailelerinin akıbeti ele alındı.

Suriye Cumhurbaşkanlığı tarafından dün yapılan açıklamada Cumhurbaşkanı Şara’nın Ankara'da Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile bir araya geldiği belirtildi. Açıklamaya göre toplantıya Suriye tarafından Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani ve Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra, Türkiye tarafından ise Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan ve Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün katıldı.

Açıklamada ayrıca toplantıda ilişkileri ortak hedeflere hizmet edecek şekilde geliştirme arzusu çerçevesinde, iki ülke arasında çeşitli alanlarda ikili iş birliğini arttırmanın yolları ele alındığı belirtildi.

Beşşar Esed rejiminin düşmesinden bu yana Türkiye'nin Şara'nın liderliği için stratejik bir müttefik rolü oynadığını belirten Şam'daki kaynaklar, Şara'nın Ankara ziyaretini ‘önemli’ olarak nitelendirdi. Kaynaklar ziyaretin geçiş aşamasını geçmesini sağlamak ve Suriye ile bölgede istikrarı pekiştirmek amacıyla ABD'nin Suriye'ye uyguladığı yaptırımların kaldırılması konusunda Suudi Arabistan başta olmak üzere bazı ülkelerin öncülük ettiği bir dizi hızlandırılmış gelişmenin ardından gerçekleştiğine dikkati çekti.