Google, ChatGPT'nin rakibini niye piyasaya sürmediğini açıkladı

Arama motoru devi, rakibi olan konuşkan yapay zekanın muazzam ölçekte popülerleşmesinden bu yana sorularla karşı karşıya kalıyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Google, ChatGPT'nin rakibini niye piyasaya sürmediğini açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

The Independent'ta yer alan habere göre Google, itibar riskiyle ilgili korkuları nedeniyle kendi konuşkan yapay zeka botunu piyasaya sürmediğini açıkladı.
CNBC'de yayımlanan bir toplantı raporuna göre şirket, sistemin kulağa haklı gelen ama ciddi derecede yanlış olabilecek yanıtlar vermesinden endişe ediyor.
Son günlerde, OpenAI'ın yarattığı ChatGPT sisteminin muazzam derecede popüler olduğu kanıtlandı. Sahte televizyon senaryolarından programlama kodlarına kadar her şeyi yaratma yeteneği, viral tweetlerin ve birçok sektörün geleceğine dair korkuların temeli haline geldi.
Sistemin popülerliği, pek çok kişinin Google'ın kendi sistemini halka açıp açmayacağını ve bunu yaparak şansını kaçırıp kaçırmadığını merak etmesine neden oldu. CNBC'nin haberine göre bu sorunun aynısı bu hafta, bütün çalışanların katıldığı şirket toplantısında soruldu.
Ancak Alphabet'in CEO'su Sundar Pichai ve Google'ın yapay zeka başkanı Jeff Dean, uygulamanın büyüklüğü ve yaratabileceği "itibar riski" nedeniyle "ihtiyatlı" hareket edilmesi gerektiğini söyledi.
Google'ın sistemine, Diyalog Uygulamaları için Dil Modeli (Language Model for Dialogue Applications) anlamına gelen LaMDA adı veriliyor. Önceki aylarda bir Google mühendisinin, çoğu uzmanın reddettiği bir iddia öne sürerek yapay zekanın "duyarlı" hale geldiğini söylemesiyle uygulama küçük bir skandala yol açmıştı.
Arama motoru devi, LaMDA'nın geliştirilmesinin bir parçası olarak yaratılan teknolojinin halihazırda arama önerilerinde kullanıldığını belirtiyor. Örneğin sistem, kullanıcıların kişisel yardıma ihtiyaç duyabileceği durumları tespit ederek onları bu yardımı sağlayabilecek kuruluşlara yönlendiriyor.
Ancak Google'ın bildirdiğine göre, uygulama daha güvenli bir şekilde kullanılmaya başlanana kadar şimdilik esasen sadece bu bağlamlarda kalacak.
Dean, "Bunları kesinlikle gerçek ürünlere ve bugüne kadarki gibi gizli saklı kullanmaktan ziyade dil modelini daha belirgin şekilde öne çıkaran şeylere dahil etmek istiyoruz. Fakat bunu doğru yapmamız çok önemli" dedi.
Bu tür yapay zeka sistemlerinin sorunları defalarca detaylandırıldı. Bunlar arasında, özellikle sistem sadece sınırlı bilgiyle eğitildiyse, önyargıya ilişkin korkular ve bir cevabın gerçekten doğru olup olmadığını bilmenin zor olabileceği gerçeği yer alıyor.
ChatGPT'nin temelindeki ileri teknolojilere rağmen bu sorunların birçoğu ChatGPT'de çoktan görüldü. Örneğin sistem çoğu zaman kendinden emin ve ikna edici bir şekilde sorulara son derece yanlış cevaplar verebiliyor.
 



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research