Suudi Arabistan deve eti ve sütünü yaygınlaştıracak

Suudi Arabistan'da gıdada kendi kendine yeterlilik kapsamında deve eti üretiminin artırılması önerildi

Bir araştırma, kırmızı ette kendi kendine yeterliliği desteklemek için Suudi Arabistan'da deve eti üretiminin artırılmasını önermekte. (Şarku’l Avsat)
Bir araştırma, kırmızı ette kendi kendine yeterliliği desteklemek için Suudi Arabistan'da deve eti üretiminin artırılmasını önermekte. (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan deve eti ve sütünü yaygınlaştıracak

Bir araştırma, kırmızı ette kendi kendine yeterliliği desteklemek için Suudi Arabistan'da deve eti üretiminin artırılmasını önermekte. (Şarku’l Avsat)
Bir araştırma, kırmızı ette kendi kendine yeterliliği desteklemek için Suudi Arabistan'da deve eti üretiminin artırılmasını önermekte. (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan'da yakın zamanda yapılan bir araştırma, sektörün imkanlarını geliştirerek ve verimliliğini artırarak deve eti üretiminin artırılmasını ve kırmızı etin kendi kendine yeterlilik oranının yükseltilmesini tavsiye etti. Suudi Arabistan, Orta Doğu’daki ülkeler arasında kırmızı et tüketimi en yüksek olan ülke.
Kral Suud Üniversitesi İktisat Fakültesi Üretim Ekonomisi Bölümü’nden Gıda Güvenliği Kürsüsü Dekanı Prof. Dr. Halid el-Ruveys’in, geçenlerde Riyad'da katıldığı “Deve Ekonomisi” konulu bir sempozyumda bildirdiğine göre, aynı üniversitenin Gıda Güvenliği Çalışmaları Birimi tarafından yürütülen çalışmada konuyla ilgili 8 tavsiyeye ulaşıldı.
Er-Ruveys, Suudi Arabistan'da kırmızı ette kendi kendine yeterlilik oranının yüzde 42 azaldığını, iç tüketimin ise yıllık yüzde 2,5 arttığını belirtti. Er-Ruveys, Suudi Arabistan'ın yıllık 113 bin ton deve eti ile Orta Doğu'nun en büyük deve eti tüketicisi olduğuna ve ayrıca Suudi Arabistan'ın yaklaşık 1,8 milyon deve ile Somali ve Sudan'dan sonra en fazla deve sahibi üçüncü ülke olduğuna dikkat çekti.
Çalışmanın sonuçlarında bahseden Ruveys, üretimi ve kendi kendine yeterliliği artırmak için başta deve eti olmak üzere kırmızı et üretme faaliyetinin desteklenmesi için 8 tavsiyeye ulaşıldığını belirtti. Ruveys sektörel kalkınma planları için özel yatırımlar geliştirerek, doğal meraları bozulmadan ve aşırı otlatmadan koruyarak ve kullanımlarını düzenleyerek ve üretim projelerinin üretim hedeflerine ulaşmasını sağlamak için sürü sağlığı bakımını gözeterek sonuca ulaşılabileceğini kaydetti.
Çalışma, kalkınma planlarının hedeflerine ulaşmak için rehberlik önerdi ve deve yetiştiricilerini ve sahiplerini ürünlerini pazarlama yollarını iyileştirmeye teşvik ediyor. Bunun yanında, kırmızı et ithalat politikasının yerel üretimi destekleyecek şekilde ekonomik olarak yönlendirilmesi, modern teknolojilerle üretime geçilmesi, ayrıca deve eti ve sütü tüketimini teşvik etmenin yollarının bulunması önerildi.
Çalışma, bu tavsiyelerin uygulanmasının ve develerin gelişimi için gereksinimlerin belirlenmesinin; üreme ve üretim yeteneğine sahip bir hayvanın mevcudiyetini, hastalık kontrolünü, yem ve kaba yem gibi temel üretim girdilerinin mevcudiyetini, hayvansal ürünlerin insana gıda kaynağı sağlamada ve diğer ekonomik faydaların elde edilmesinde ve üretimi iyileştirmede kullanılmasını gerektirdiğine dikkati çekti.
Çalışma, sürüdeki hayvanların değerlendirilmesine yardımcı olmak adına her hayvan için bir kayıt içeren yoğun yetiştirme sistemi kurmanın önemini vurguladı. Düşük üretkenliğe sahip dişi ve erkek develeri çalışmanın dışında tutmak ve üreme sorunları olan erkek develeri tedavi etmek veya dışlamak için her mevsim başında bunları incelemek gerektiğine de dikkat çekildi. Şarku’l Avsat’ın aktardığı çalışmaya göre, tüm dişilerin, üreme sezonunun başında ve sonunda, sezonun sonuçlarını değerlendirmek ve sorunlu dişileri belirlemek için muayene edilmesi gerektiği de kaydedildi. Çalışma sonuçlarında, bir günde erkek tarafından hamile bırakılan dişi sayısının belirlenmesi ve böylece aşılama için uygun zamanın tespit edilmesi gerekliliği vurgulandı.
Deve sütü ve otizm tedavisi
Kral Abdülaziz Deve Festivali'nin kültür programı kapsamında geçtiğimiz Çarşamba günü Deve Kulübü tarafından düzenlenen sempozyumda, hayvancılık sektörünün uzmanları develerin ekonomisi ve besinlerinin önemi hakkında konuştu. Kral Abdülaziz Üniversitesi Gastronomi Bölümü’nden Prof. Dr. Amani er-Raşidi, henüz başlangıç ​​aşamasında olan birçok bilimsel çalışma olduğunu belirtti. Çalışmalar, taze deve sütünün otizmli çocukların nörolojik durumlarını iyileştirmede, bazı enfeksiyonların tedavisinde ve birinci ve ikinci tip diyabet ve buna bağlı komplikasyonların kontrolünde ve çocukların beslenmesindeki önleyici etkileri hakkında yürütüldüğü de kaydedildi.
Amani er-Raşidi, deve sütünün başta kalsiyum, potasyum, fosfor, manganez, demir ve sodyum olmak üzere vitamin ve mineraller açısından zengin olduğunu söyledi. Ayrıca deve sütünün kanser tedavisinde önemli rolü olan antioksidanlar olan çinko ve selenyum açısından zengin olduğunu da kaydetti.



Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, İran'a gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında Perşembe günü Tahran'da İran Lideri Ali Hamaney ve Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile bir araya geldi.

Suudi yönetiminin direktifleri doğrultusunda Hamaney ile görüştüğünü ve kendisine İki Kutsal Caminin Hamisi Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını ilettiğini belirten Suudi Savunma Bakanı, “X” platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda liderle ortak ilgi alanlarına giren konuları ele aldıklarını ve iki ülke arasındaki ikili ilişkileri gözden geçirdiklerini ifade etti.

İran'ın Tasnim haber ajansı Hamaney'in görüşme sırasında “Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz her iki ülke için de faydalı ve birbirimizi tamamlayabiliriz” dediğini aktardı.

Ajans, Hamaney ile yapılan görüşmeye İranGenelkurmay Başkanı General Muhammed Bakıri'nin de katıldığını belirtti.

Dün Tahran'da General Bakıri ile bir araya gelen Prens Halid bin Selman, İran haber ajanslarının aktardığına göre Pekin Anlaşması'nın imzalanmasından bu yana Suudi Arabistan'la ilişkilerin giderek güçlendiğini ve geliştiğini söyledi. Bakıri, Tahran ve Riyad'ın bölgesel güvenliğin sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceğini belirterek ülkesinin Suudi Arabistan'la savunma ilişkilerini geliştirmeye hazır olduğunu ifade etti. Tasnim'e göre İran, Suudi Arabistan'ın Gazze ve Filistin konusundaki tutumunu memnuniyetle karşılıyor.

sdfgrthyu
Prens Halid bin Selman Perşembe günü İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ile görüşmek üzere Tahran'a vardığında İran tarafından resmi törenle karşılandı (AP)

Ziyareti değerlendiren siyasi çevrelere göre Suudi bakanın ziyareti her iki ülkeyi de ilgilendiren bölgesel ve uluslararası gelişmelerin yaşandığı bir döneme denk geliyor.

Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Prens Halid bin Selman'ın resmi bir ziyaret için geldiği ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ikili ilişkiler ve ortak ilgi alanlarına giren konuların ele alınacağı bir dizi görüşme gerçekleştireceği belirtildi.

Suudi siyasi analist Abdüllatif el-Melhem, Suudi Savunma Bakanının İran ziyaretinin, Suudi yönetiminin Pekin anlaşmasına bağlılık çerçevesinde iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme ve geliştirme, ortak çıkarlarını gerçekleştirmek ve iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin pekiştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla Riyad ve Tahran arasındaki koordinasyon ve işbirliği düzeyini yükseltme isteğini yansıttığını düşünüyor.

sxcdfrgt
Prens Halid bin Salman dün (Perşembe) Tahran'da İran Cumhurbaşkanı ile bir araya geldi. (EPA)

Suudi liderliğinin bölgede barış ve refahı sağlamayı ve bölgeyi çatışmalar aşamasından istikrar ve güvenlik aşamasına taşımayı ve bölge halklarının daha iyi bir refah, zenginlik ve ekonomik entegrasyon geleceğine yönelik özlemlerini gerçekleştirmeye odaklanmayı amaçladığını belirten Melhem, Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesinin, Suudi Veliaht Prensi'nin “bölgede barış, güvenlik, istikrar ve refahı sağlama ve halklarının özlemlerini karşılama” çabalarının meyvelerinden biri olduğunu kaydetti. Melhem, ziyaretin Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkileri güçlendirmeye yönelik devam eden diplomatik çabaların bir parçası olduğunu belirtti.

Bir dizi toplantı

Ziyaret, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman ile bölgedeki gelişmeleri ele aldıkları ve ortak ilgi alanlarına giren bir dizi konuyu gözden geçirdikleri bir telefon görüşmesi gerçekleştirmesinin üzerinden iki haftadan kısa bir süre geçmesinin yanı sıra Suudi Dışişleri Bakanı'nın Pazartesi günü İranlı mevkidaşıyla yaptığı telefon görüşmesinde bölgedeki gelişmeleri ve sarf edilen çabaları gözden geçirdikleri ikili istişarelerin ardından gerçekleşti.

dfgthy
Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref arasında Kasım 2024'te düzenlenecek Arap-İslam Zirvesi çerçevesinde gerçekleşen görüşme (SPA)

Suudi Savunma Bakanı'nın Tahran ziyaretinde bölgedeki son gelişmelerin ele alınması ve bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili görüş alışverişinde bulunulması bekleniyor. Resmi haber ajansı IRNA'ya göre ziyaret öncesinde, geçtiğimiz Cumartesi günü Umman'ın başkenti Muskat'ta gerçekleştirilen ABD-İran görüşmelerinin ilk turu ve 48 saat önce yine Cumartesi günü Muskat'ta yapılacak bir sonraki turun yanı sıra Suudi ve ABD taraflarının geçtiğimiz hafta beş istasyonda gerçekleştirdikleri bir dizi siyasi ve güvenlik istişaresi gibi bir dizi gelişme yaşandı.

Ziyaret, merhum Prens Sultan bin Abdülaziz'in Mayıs 1999 başında Tahran'a yaptığı ve dört gün süren ve üst düzey İranlı yetkililerle bir araya geldiği ilk ziyaretin ardından, 1979'dan bu yana bir Suudi savunma bakanının İran'a yaptığı ikinci ziyaret olması bakımından tarihi bir önem taşıyor.

Suudi Savunma Bakanı, “Pekin Anlaşması” ve 10 Mart'ta iki ülke arasındaki tarihi uzlaşı ve ilişkilerin Çin himayesinde yeniden başlatılmasının duyurulmasının ardından İran'ı ziyaret eden en önemli Suudi yetkililerden biri.

dfgt
Prens Halid bin Selman Perşembe günü Tahran'da General Bakıri ile bir araya geldi (AP)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Tahran'a ilk ziyaretini Haziran 2023'te gerçekleştirmiş ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ilişkilerin normal olduğunu ve iki ülkenin İslami kardeşlik ve iyi komşuluk bağlarıyla birleşmiş, bölgenin önemli ülkeleri olduğunu vurgulayarak bağımsızlık ve egemenliğe tam ve karşılıklı saygı, içişlerine karışmama, uluslararası hukuk ilkeleri, Birleşmiş Milletler Şartı ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi açık bir temele dayandığını belirtmiştir.

Eski Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, dönemin Dışişleri Bakanı adayı Ali Bakıri Kani ve şimdiki Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin yanı sıra Kasım 2023'teki Ortak Arap-İslam Zirvesi'ne katılmak üzere eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve 2024 Ortak Arap-İslam Takip Zirvesi'ne katılmak üzere Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref de dâhil olmak üzere bir dizi İranlı yetkili Pekin Anlaşması'nın ardından Suudi Arabistan'a benzer ziyaretlerde bulundu.

“Pekin Anlaşması” Taahhütleri

Pekin Anlaşmasını takip etmek üzere kurulan Suudi-Çin-İran Üçlü Ortak Komitesi, ilki Aralık 2023'te Çin'in başkenti Pekin'de, diğeri ise Kasım 2024'te Riyad'da olmak üzere iki toplantı gerçekleştirmiş ve bu toplantılarda iki ülke Pekin Anlaşmasını tüm maddeleriyle uygulama kararlılıklarını ve Birleşmiş Milletler Şartı, İİT Şartı ve devletlerin egemenliği, bağımsızlığı ve güvenliğine saygı da dâhil olmak üzere uluslararası hukuka bağlılık yoluyla ülkeleri arasında iyi komşuluk ilişkilerini teşvik etme çabalarını sürdürdüklerini vurgularken, Çin de Suudi Arabistan ve İran'ın Pekin Anlaşmasını geliştirme yönünde attıkları adımları desteklemeye ve teşvik etmeye devam etmeye hazır olduğunu açıklamıştır.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mecid Taht Revançi Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte İran ve Suudi Arabistan'ın büyüyen ve istikrarlı bir bölgede barış ve huzuru tesis etme niyetinde olduğunu, bunun da “mevcut tehditlerin üstesinden gelmeyi amaçlayan ikili ve bölgesel işbirliğinin sürdürülmesini ve geliştirilmesini” gerektirdiğini belirterek “İran-Suudi eylemlerinin kalkınma, barış, bölgesel ve uluslararası güvenlik çerçevesinde başarılı bir uluslararası ikili ve çok taraflı işbirliği modelini taçlandırdığını” ve iki tarafın tarihi bağlara dayanarak çeşitli siyasi, güvenlik, ekonomik, ticari ve konsolosluk alanlarında işbirliğini geliştirmeye devam ettiğini söyledi.