Oğluna iş verilmesi için karaciğerini teklif eden Güney Koreli kadın cezalandırıldı

Anneye 3 milyon won para cezası kesildi

Organ ticaretinin yasak olduğu Güney Kore'de yasalara göre bu işe karışan herkesin cezalandırılması gerekiyor (Unsplash/Arşiv)
Organ ticaretinin yasak olduğu Güney Kore'de yasalara göre bu işe karışan herkesin cezalandırılması gerekiyor (Unsplash/Arşiv)
TT

Oğluna iş verilmesi için karaciğerini teklif eden Güney Koreli kadın cezalandırıldı

Organ ticaretinin yasak olduğu Güney Kore'de yasalara göre bu işe karışan herkesin cezalandırılması gerekiyor (Unsplash/Arşiv)
Organ ticaretinin yasak olduğu Güney Kore'de yasalara göre bu işe karışan herkesin cezalandırılması gerekiyor (Unsplash/Arşiv)

Güney Kore'de oğluna iş verilmesi karşılığında karaciğerini bir iş insanına teklif eden kadının cezası belli oldu.
Başkentteki Seul Merkez Bölge Mahkemesi'nde salı görülen duruşmada, adı açıklanmayan ve K diye anılan kadına 3 milyon won (yaklaşık 45 bin TL) para cezası kesildi.
K şubatta bir arkadaşından, ülkenin büyük inşaat şirketlerinden birinin başkanının çok hasta olduğunu ve karaciğer nakline ihtiyaç duyduğunu öğrendi. Arkadaşı, kadını, şirkette çalışan ve adı açıklanmayan N'yle tanıştırdı. N, şirketin başkanının oğluyla çocukluk arkadaşıydı.
K, N'yle görüşmesinde karaciğerinin bir kısmını 100 milyon won (yaklaşık 1 milyon 450 bin TL) ve oğluna inşaat şirketinde iş verilmesi karşılığında bağışlayacağını söyledi. Başkanın oğlu da bu şartları kabul etti.
Kadın, Seul'deki bir hastaneye başkanın gelini gibi gösterilerek 7 Mart'ta yatırıldı. Gerekli testlerden başarıyla geçince annenin bağış yapması bir hafta sonra onaylandı. Ancak K'ye Kovid-19 teşhisi konunca ameliyat ertelendi.
Bu süreçte K ve hastanedeki refakatçileri arasındaki ilişkiden şüphelenen bir hemşire, yetkili makamlarla temasa geçti. Bunun ardından ameliyat iptal edildi.
Konuyla ilgili soruşturma ve yargı süreci devam ederken, nakil bekleyen adam temmuzda yaşamını yitirdi.
K mahkemede kanunları çiğnediğini bilmediğini savundu ve kendisine müsamaha gösterilmesini istedi:
"Ameliyat başarılı olursa oğlumun iş bulabileceğini düşündüm. Ben de açgözlülük yaptım. Bana para sözü verdiler."
N denen kişiyse çocukluk arkadaşının babasına yardım etmek için bu işe karıştığını savundu.
Yargıç Park Jeong-gil, K'ye 3 milyon won para cezası verdi. Karara gerekçe olarak kadının suçunun az olması ve ödeme yapılmaması gösterildi.
Öte yandan N 6 ay, bir başka suç ortağı 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı. N'nin cezası iki yıllığına ertelendi.
Independent Türkçe, The Hankyoreh, Koreaboo



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research