NASA araştırmacıları: Mars'ta rüzgar enerjisiyle yaşanabilir

Rüzgar enerjisi, gezegenin büyük kısmında "istikrarlı, sürdürülebilir bir enerji kaynağı" olarak kullanılabilir

Bu görsel, yazılı komutlardan görseller üreten yapay zeka aracı Midjourney'de oluşturuldu (Independent Türkçe / Midjourney)
Bu görsel, yazılı komutlardan görseller üreten yapay zeka aracı Midjourney'de oluşturuldu (Independent Türkçe / Midjourney)
TT

NASA araştırmacıları: Mars'ta rüzgar enerjisiyle yaşanabilir

Bu görsel, yazılı komutlardan görseller üreten yapay zeka aracı Midjourney'de oluşturuldu (Independent Türkçe / Midjourney)
Bu görsel, yazılı komutlardan görseller üreten yapay zeka aracı Midjourney'de oluşturuldu (Independent Türkçe / Midjourney)

NASA araştırmacıları, gelecekte Mars'a gidecek astronotların rüzgar enerjisinden yararlanarak Kızıl Gezegen'de bir yaşam alanı kurabileceğini ortaya koydu.
Hakemli bilimsel dergi Nature Astronomy'de yayımlanan araştırmada rüzgar türbinlerinin Mars görevlerinde enerji kaynağı olarak kullanılıp kullanılamayacağı tartışıldı.
Makalenin yazarları, rüzgar enerjisinin Kızıl Gezegen'de enerji üretiminin önemli bir ayağı olabileceği sonucuna vardı.
NASA Ames Araştırma Merkezi'nde doktora sonrası araştırmacı Victoria Hartwick liderliğindeki araştırma ekibi, Mars'ın küresel iklim modellerini inceledi.
Gezegenin rüzgar potansiyelini analiz eden ekip, "rüzgar enerjisinin Mars'ın büyük kısmında istikrarlı, sürdürülebilir bir enerji kaynağı" olarak kullanılabileceğini ifade etti.
Bilim insanları uzay görevlerinde genellikle nükleer enerji kullanmaya yöneliyor. Ancak nükleer cihazları insanların yaşam alanlarının yakınlarına yerleştirmek güvenlik riskleri oluşturabilir.
Bu yüzden araştırmacılar, insan yerleşimleri için sürdürülebilir bir enerji kaynağı olan rüzgarı değerlendirmek istedi. Makalede konuyla ilgili şu ifadeler yer aldı: 
"İnsanların inmesi için önerilen bazı noktalarda rüzgar hızının Güneş ve nükleer enerjiye tamamlayıcı bir kaynak olabilecek kadar fazla olduğunu gördük."
Independent Türkçe, VICE, Nature



İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
TT

İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Çin'in güneybatısında keşfedilen 300 bin yıllık nadir ahşap aletler, bölgedeki ilk insanların büyük ölçüde kök ve yumrular gibi yeraltı bitkileriyle beslendiğini gösteriyor.

Hakemli dergi Science'da perşembe günü yayımlanan bulgular, Doğu Asya'daki erken insan atalarının gelişmiş bilişsel becerilerine, yaşantılarına, beslenme biçimlerine ve çevrelerine ışık tutuyor.

Yunnan eyaletinin Jiangchuan bölgesinde yer alan göl kıyısındaki Gantangqing arkeolojik kazı alanında, oksijenden yoksun kil tortularda ahşap aletlerin korunması sayesinde bu nadir buluntu elde edildi.

Araştırmacılar tortularda yaklaşık bin organik kalıntı da buldu.

Ortaya çıkarılan kalıntıları gelişmiş teknikler kullanarak tarihlendiren bilim insanları, aletlerin 250 bin ila 350 bin yıllık olduğunu tespit etti.

Bilim insanları, çeşitli biçim ve işlevlere sahip "son derece nadir" ahşap aletlerin yaklaşık 300 bin yıllık katmanlardan çıkarıldığını söylüyor.

Bugüne kadar bu döneme ait, biri Avrupa'da diğeri Afrika'da olmak üzere ahşap alet içeren sadece iki keşif yapılmıştı.
 

Görsel kaldırıldı.

Gantangqing'deki ahşap aletler (Liu ve ekip arkadaşları/Science)


Yeni keşfedilen çubuklardan ikisi, İtalya'nın Poggetti Vecchi bölgesinde bulunan 171 bin yıllık aletlere benzerlik gösteriyor.

Kanca biçimli benzersiz 4 aletin daha ortaya çıkarıldığını belirten bilim insanları, bunların muhtemelen kökleri kesmek için kullanıldığını söylüyor.

Ayrıca araştırmacıların ahşap aletlerin üzerinde kasıtlı cilalama ve kazıma izleri, kenarlarındaysa toprak kalıntıları saptaması, bunların kök ve yumrular gibi yeraltı bitkilerini kazmak için kullanıldığına işaret ediyor.

Bilim insanları, "Ahşap aletler arasında kazma çubukları ve küçük, eksiksiz, elle tutulan sivri uçlu aletler var" diye yazıyor.

Bilim insanları bu bulgulara dayanarak insanların Doğu Asya'daki atalarının muhtemelen bitki temelli bir beslenme biçimi izlediğinden şüphelenirken, bölgede çam fıstığı, fındık, kivi meyvesi ve su yumrularına dair kanıtlar tespit edildi.

Buna karşılık Avrupa ve Afrika'da saptanan ahşap aletler av aletleri, mızraklar ve mızrak uçlarıydı.

Çalışmanın ortak yazarı arkeolog Bo Li şöyle diyor:

Bu keşif, erken insan adaptasyonuna ilişkin önceki varsayımlara meydan okuyor. Çağdaş Avrupa yerleşimleri (Almanya'daki Schöningen gibi) büyük memelileri avlamaya odaklanırken, Gantangqing subtropik bölgelerde bitki temelli, eşsiz bir hayatta kalma stratejisini ortaya koyuyor.

Dr. Li, "Ahşap aletlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı da arkeolojik kayıtlardaki önemli bir boşluğu dolduruyor, çünkü 100 bin yıldan daha eski ahşap aletler Afrika ve Batı Avrasya dışında son derece nadir görülüyor" ifadelerini kullanıyor.

Keşif, ahşap aletleri kullanan erken insanların dünya genelinde çok daha geniş bir alana yayıldığını gösteriyor.

Ayrıca farklı ortamlarda yaşayan tarih öncesi kültürlerin yerel olarak işlerine yarayacak aletler geliştirdiğine de işaret ediyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/news