NASA araştırmacıları: Mars'ta rüzgar enerjisiyle yaşanabilir

Rüzgar enerjisi, gezegenin büyük kısmında "istikrarlı, sürdürülebilir bir enerji kaynağı" olarak kullanılabilir

Bu görsel, yazılı komutlardan görseller üreten yapay zeka aracı Midjourney'de oluşturuldu (Independent Türkçe / Midjourney)
Bu görsel, yazılı komutlardan görseller üreten yapay zeka aracı Midjourney'de oluşturuldu (Independent Türkçe / Midjourney)
TT

NASA araştırmacıları: Mars'ta rüzgar enerjisiyle yaşanabilir

Bu görsel, yazılı komutlardan görseller üreten yapay zeka aracı Midjourney'de oluşturuldu (Independent Türkçe / Midjourney)
Bu görsel, yazılı komutlardan görseller üreten yapay zeka aracı Midjourney'de oluşturuldu (Independent Türkçe / Midjourney)

NASA araştırmacıları, gelecekte Mars'a gidecek astronotların rüzgar enerjisinden yararlanarak Kızıl Gezegen'de bir yaşam alanı kurabileceğini ortaya koydu.
Hakemli bilimsel dergi Nature Astronomy'de yayımlanan araştırmada rüzgar türbinlerinin Mars görevlerinde enerji kaynağı olarak kullanılıp kullanılamayacağı tartışıldı.
Makalenin yazarları, rüzgar enerjisinin Kızıl Gezegen'de enerji üretiminin önemli bir ayağı olabileceği sonucuna vardı.
NASA Ames Araştırma Merkezi'nde doktora sonrası araştırmacı Victoria Hartwick liderliğindeki araştırma ekibi, Mars'ın küresel iklim modellerini inceledi.
Gezegenin rüzgar potansiyelini analiz eden ekip, "rüzgar enerjisinin Mars'ın büyük kısmında istikrarlı, sürdürülebilir bir enerji kaynağı" olarak kullanılabileceğini ifade etti.
Bilim insanları uzay görevlerinde genellikle nükleer enerji kullanmaya yöneliyor. Ancak nükleer cihazları insanların yaşam alanlarının yakınlarına yerleştirmek güvenlik riskleri oluşturabilir.
Bu yüzden araştırmacılar, insan yerleşimleri için sürdürülebilir bir enerji kaynağı olan rüzgarı değerlendirmek istedi. Makalede konuyla ilgili şu ifadeler yer aldı: 
"İnsanların inmesi için önerilen bazı noktalarda rüzgar hızının Güneş ve nükleer enerjiye tamamlayıcı bir kaynak olabilecek kadar fazla olduğunu gördük."
Independent Türkçe, VICE, Nature



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news