'Messi Çetesi' yakalandı

Çete lideri, "Messi" diye biliniyor

Brezilya'da 2017’de hırsızlık ve ateşli silah bulundurmaktan yakalanan bir kişinin üzerinde Lionel Messi forması vardı (Brezilya polisi/Arşiv)
Brezilya'da 2017’de hırsızlık ve ateşli silah bulundurmaktan yakalanan bir kişinin üzerinde Lionel Messi forması vardı (Brezilya polisi/Arşiv)
TT

'Messi Çetesi' yakalandı

Brezilya'da 2017’de hırsızlık ve ateşli silah bulundurmaktan yakalanan bir kişinin üzerinde Lionel Messi forması vardı (Brezilya polisi/Arşiv)
Brezilya'da 2017’de hırsızlık ve ateşli silah bulundurmaktan yakalanan bir kişinin üzerinde Lionel Messi forması vardı (Brezilya polisi/Arşiv)

Hindistan'da "Messi Çetesi" adı verilen hırsızlar yakalandı. Delhi polisinin dün yaptığı açıklamaya göre genellikle yankesicilik yapan çete üyelerinden toplamda 56 cep telefonu ele geçirildi.
Yetkililer çete liderinin eski bir futbolcu olduğunu ve Arjantinli yıldız Lionel Messi'ye hayranlık duyduğu için "Messi" lakabıyla bilindiğini açıkladı:
Kendisinden sık sık Messi diye bahsederdi."
43 yaşındaki Pinku "Messi"nin yanı sıra 37 yaşındaki Ajay Kumar, 52 yaşındaki Pummy ve 30 yaşındaki Firoz Khan, devriye gezen polis ekiplerince şüpheli görülerek durduruldu.
Delhi polisi kendilerini yanıltmaya çalışan çete üyelerinin üzerini arayınca 11 cep telefonu buldu. Bunun ardından gözaltına alınan çete üyelerine yapılan sorgunun ardından 45 çalıntı cep telefonu daha bulundu.
Komiser Yardımcısı Chandan Chowdhary "Messi Çetesi"nin yaklaşık 5 yıldır Delhi'nin güneyinde faaliyet gösterdiğini bildirdi:
"Kurbanlarını kalabalık bir alanda hedef alıyorlardı… Cep telefonlarını ve diğer değerli eşyaları çalıp arabalarla kaçıyorlardı."
Chowdhary, çete lideri Pinku "Messi"nin cinayet dahil başka olaylara da karıştığını sözlerine ekledi.
Independent Türkçe, The Indian Express, DNA India



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research