Çin, yurt dışından gelenler için karantina zorunluluğunu kaldırıyor

Pekin’de bir kadın koronavirüse karşı kişisel koruyucu elbise giyerken (AFP)
Pekin’de bir kadın koronavirüse karşı kişisel koruyucu elbise giyerken (AFP)
TT

Çin, yurt dışından gelenler için karantina zorunluluğunu kaldırıyor

Pekin’de bir kadın koronavirüse karşı kişisel koruyucu elbise giyerken (AFP)
Pekin’de bir kadın koronavirüse karşı kişisel koruyucu elbise giyerken (AFP)

Çin sağlık yetkilileri, Aralık ayı başında 2020'den beri yürürlükte olan koronavirüs (Kovid-19) karşıtı önlemlerin çoğunu kaldırdıktan sonra 8 Ocak'tan itibaren yurt dışından gelenler için zorunlu karantinanın kaldırılacağını duyurdu.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre, Ulusal Sağlık Komisyonu, gelecek aydan itibaren yalnızca ülkeye varıştan 48 saatten daha kısa bir süre önce yapılmış negatif sonuçlu bir PCR testi gösterme zorunluluğunun devam edeceğini bildirdi.
Komisyon, koronavirüsü artık bulaşıcı bir hastalık olarak kabul ettiğini kaydetti.
Açıklamada, daha önce Çinlilerin yalnızca zorunlu nedenlerle seyahat etmelerine izin verilirken, Çinlilerin bir zaman çizelgesi sağlamadan kademeli olarak yurt dışına seyahat etmelerine izin verileceği aktarıldı.
Atılan bu adımın Çinliler tarafından yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da memnuniyetle karşılanması bekleniyor.
Karar, Çin'in bu ayın başında sağlık kısıtlamalarının çoğunu kaldırdığı için bir salgına tanık olduğu bir zamanda geldi.
Diğer yandan Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, sıkı sağlık önlemlerini gevşettikten sonra dün yaptığı ilk açıklamada, koronavirüse karşı “bir kale inşa etmeye” ve ülke vatandaşlarının hayatlarını “koruma” çağrısında bulundu.
Çin CCTV kanalı Cinping’in, “Çin'de Kovid-19 kontrolü ve önlenmesi, yeni görevler gerektiren yeni bir durumla karşı karşıya. Ulusal bir sağlık kampanyasını daha hedefli bir şekilde başlatmalıyız…” diyerek salgını önlemek ve mücadele etmek adına insanların yaşamlarını, hayatlarını ve sağlıklarını etkin bir şekilde korumak için salgına karşı bir kale inşa etmek gerektiği sözlerini aktardı.
Batılılar, kısıtlamaların kaldırılmasının önümüzdeki aylarda yaklaşık bir milyon insanın ölümüne yol açacağını tahmin ederken, bazı krematoryumlar son günlerde normalden daha fazla sayıda ceset aldıklarını söyledi.
Çin’in koronavirüsle yaşamayı öğrendiği bir dönemde, hastaneler aşırı kalabalık. Ayrıca eczanelerde grip önleyici ilaçları bulmak çok zor.
Çin, ülkeye varışta karantina uygulamaya devam eden tek ülke oldu. Ancak karantina süresi son aylarda bir otelde beş gün, ardından evde üç gün gözlem altına alınma şeklinde devam etti. 2020’den beri sınırları neredeyse tamamen kapalı kalan Çin’de turist vizesi de verilmedi.
Geçtiğimiz Pazar günü Çin, artık koronavirüs istatistikleri yayınlamayacağını duyurdu. Bu durum, istatistikler ile mevcut salgın dalgası arasındaki tutarsızlık nedeniyle geniş çapta eleştiriye sebep oldu.
Resmi rakamlara göre, dünyanın en kalabalık ülkesi kısıtlamalar kaldırıldığından beri koronavirüs nedeniyle yalnızca 6 ölüm kaydetti. Uzmanlara göre bu gerçekte olandan çok daha az bir rakam.
Son günlerde Çinliler, resmi istatistikler ile akrabalarının büyük bir kısmı arasında enfeksiyonun yayılması ve hatta ölüm sayıları arasında keskin bir tutarsızlık fark etti.
19 milyonluk nüfusa sahip Kanton ise, cenazelerin 10 Ocak sonrasına ertelendiğini duyurdu.
Yetkililer tarafından benimsenen yeni metodoloji tartışmalı çünkü koronavirüse bağlı solunum yetmezliğinden ölen kişiler normal hastalıktan ölmüş kabul ediliyor. Ancak, bazı yerel yönetimler salgının ölçeği hakkında tahminler sunmaya başladı.
Şangay'ın güneyindeki Zhejiang'daki (Doğu Çin) sağlık yetkilileri Pazar günü, 65 milyonluk bu eyalette günlük vaka sayısının  bir milyon eşiğini aştığını bildirdi.
Başkent Pekin'de yetkililer Cumartesi günü çok sayıda vakanın varlığına dikkat çekerken "iyileşme oranını artırmak ve ölüm oranını azaltmak için gerekli çabayı sarf ettiklerini belirtti.
Çin, 2020'den bu yana en savunmasız olanları ve aşı olmayanları koruyan "sıfır Kovid" stratejisine göre sert kısıtlamalar uyguluyor. Ancak yetkililer, artan halk hoşnutsuzluğu ve bu kısıtlamaların ekonomi üzerindeki büyük etkisi kapsamında, 7 Aralık'ta kısıtlamaların çoğunu kaldırdı. O dönemden bu yana vakalardaki artış yüksek ölüm oranlarıyla ilgili endişeleri arttırdı.



İran, ABD’den nükleer tazminat talep ediyor

İsrail ordusu, İran'daki petrol tesislerini de hedef almıştı (Reuters)
İsrail ordusu, İran'daki petrol tesislerini de hedef almıştı (Reuters)
TT

İran, ABD’den nükleer tazminat talep ediyor

İsrail ordusu, İran'daki petrol tesislerini de hedef almıştı (Reuters)
İsrail ordusu, İran'daki petrol tesislerini de hedef almıştı (Reuters)

İran yönetimi, ABD ve İsrail'in olası saldırılarına karşı "tetikteyiz" mesajı verdi.

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla, Rus devletine ait medya kuruluşu RT'ye konuşan İranlı bir yetkili, İsrail'in cezalandırılmasını ve ABD'nin nükleer tesislere saldırı nedeniyle tazminat ödemesini istediklerini belirtti. 

Güvenlik yetkilisi, bunların gerçekleştirilmemesi halinde gerekli önlemleri alacaklarını söyledi: 

İran'ın nükleer tesislerine yapılan saldırının tazminatı ödenmez ve Siyonist rejim cezalandırılmazsa, İran bu rejime karşı tarihi caydırıcılığını yeniden tesis etmek için önlemler almaya hazırdır.

Tahran'ın, Washington yönetiminin nükleer müzakerelere devam etme çağrısını henüz erken bulduğunu belirten yetkili, şöyle devam etti: 

Amerikalılar müzakerelerin başlamasını istiyorlar ancak İran, düşmanlıkların sadece geçici olarak durdurulduğu bir konumda.

Yetkili, ABD'nin "bölgedeki vekil güçlerini kontrol altında tutması" gerektiğini vurgulayarak, her türlü senaryoya hazır olduklarını söyledi: 

Parmağımız tetikte fakat çocuk katili rejimin yanlış bir hesap yapması durumunda, bu kez düşmanın ilk ateşi açmasını beklemeyeceğiz.

İsrail'in 13 Haziran'daki saldırısıyla başlayan çatışmalarda İran vakit kaybetmeden misilleme yapmıştı. ABD de devreye girerek İran'daki İsfahan, Fordo ve Natanz tesislerine 22 Haziran'da hava saldırısı düzenlemiş, operasyonda 14 "sığınak delici" GBU-57 bombası kullanılmıştı. 

İran, ABD'nin saldırısına cevap olarak 23 Haziran'da Amerikan ordusunun Katar'daki El-Udeyd Hava Üssü'ne saldırmıştı. Operasyonda Tahran'ın önceden Washington'a haber verdiği ve hiçbir can kaybı yaşanmadığı aktarılmıştı.

Washington operasyonun ardından 24 Haziran'da taraflar arasında ateşkes sağlandığını duyurmuştu.

12 gün süren çatışmadan önce ABD ve İran arasında yeni bir nükleer müzakere için yoğun trafik yürütülüyordu. Washington ve Tel Aviv, Tahran'ın uranyum zenginleştirerek nükleer silah üretmeyi hedeflediğini savunuyor ve bu faaliyetlerini tamamen durdurmasını talep ediyor. İran ise nükleer silah üretmeyi amaçlamadıklarını defalarca açıklamış, uranyum zenginleştirme çalışmalarını tamamen sonlandırmayı da kabul etmemişti.

Diğer yandan geçen hafta İran medyasında çıkan haberlerde, Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın İsrail saldırıları sırasında hafif yaralandığı öne sürülmüştü. CBS News'a konuşan ABD istihbaratından iki yetkili, iddiaları doğruladı. Kaynaklar, Pezeşkiyan'ın İsrail saldırısı sırasında Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısına katıldığını belirtti. 

Pezeşkiyan da ABD'li gazeteci Tucker Carlson'a verdiği söyleşide İsrail'in kendisine suikast girişiminde bulunduğunu söylemişti.

Independent Türkçe, RT, Times of Israel, CBS News