OpenAI'ın CEO'su: ChatGPT yakında sıkıcı bir oyuncağa dönüşecek

Sam Altman, ChatGPT'nin "hızlı bir şekilde... çok daha iyi" olacağını söylüyor

ChatGPT, çok çeşitli sorgulara insan benzeri yanıtlar üretebilen bir yapay zeka programı (Reuters)
ChatGPT, çok çeşitli sorgulara insan benzeri yanıtlar üretebilen bir yapay zeka programı (Reuters)
TT

OpenAI'ın CEO'su: ChatGPT yakında sıkıcı bir oyuncağa dönüşecek

ChatGPT, çok çeşitli sorgulara insan benzeri yanıtlar üretebilen bir yapay zeka programı (Reuters)
ChatGPT, çok çeşitli sorgulara insan benzeri yanıtlar üretebilen bir yapay zeka programı (Reuters)

Ultra güçlü yapay zeka sohbet botu ChatGPT'nin yaratıcısı, yapay zeka geliştiricileri insan seviyesinde sistemler yaratmak için acele ederken "korkutucu anlar" ve "önemli aksaklıklarla" ilgili uyardı.
The Independent'ta yer alan habere göre OpenAI'ın kurucu ortağı ve CEO'su Sam Altman, yapay genel zekanın (AGI) bir sonraki büyük teknolojik atılım olacağını ve "harika" avantajlar sunmasının yanı sıra büyük zorluklara da yol açacağını söyledi.
ChatGPT, çok çeşitli sorgulara insan benzeri yanıtlar üretmedeki "akıllara durgunluk veren" becerisiyle bu ay manşetlere çıktı. Yapay zeka araştırmacıları genel amaçlı dil modelini muazzam bir ilerleme diye överken, bazıları bunun sektörlerde baştan aşağı bir devrim yaratabileceğine ve hatta Google'ın arama motoru gibi popüler araçların yerini alabileceğine dair tahminde bulundu.
Altman, ChatGPT'nin "hızla çok daha iyi, daha az sinir bozucu ve daha kullanışlı hale geleceğini" belirtse de AGI'nin gelişinin onu tamamen gölgede bırakacağını söyledi.
Pazartesi günü bir Twitter paylaşımında, "AGI seviyesindeki sistemlere doğru ilerlerken korkutucu anlar ve önemli aksaklıklar olacak fakat avantajları o kadar harika olabilir ki oraya ulaşmak için büyük zorlukların üstesinden gelmeye değer" diye yazdı:
"Ve bu süreçte göreceğimiz büyük faydalar ChatGPT'yi sıkıcı bir oyuncak gibi gösterecek. Özellikle zaman içinde OpenAI teknolojisinin kullanımıyla ilgili önemli sorunlar olacak; elimizden gelenin en iyisini yapacağız fakat her sorunu başarıyla öngöremeyeceğiz."
Altman'ın ChatGPT'yi halka açma kararı, Google ve Microsoft da dahil gelişmiş yapay zeka sohbet botları geliştiren diğer şirketlerin politikasına karşıtlık oluşturuyor. Her iki teknoloji devi de yerleşmiş önyargılar ve yanlış bilgilendirmeyle ilgili riskleri gerekçe göstererek, bu tür bir teknolojiyi geniş ölçekte piyasaya sürmenin tehlikelerine dair uyarmıştı.
AGI'nin gelişi, 2018'de "yapay zekanın nükleer silahlardan çok daha tehlikeli olduğunu" iddia eden OpenAI kurucu ortağı Elon Musk da dahil, teknoloji uzmanları ve sektörün önde gelen isimleri arasında da korku yaratıyor.

Daha önce Altman, tıpkı galaksileri anlamak için teleskopa ihtiyaç duyulması gibi, insanlığın "evreni tam olarak anlaması" için AGI'nin gerekeceğini iddia etmişti.
Altman son tweet dizisinde, "İyileştirme için çok sıkı bir geri bildirim döngüsü yürüteceğiz ve hatalarımızı riskler düşükken yapmaya çalışacağız" yazdı:
"Ancak gerçeklikle bağlantı kurmadan bunu doğru yapmak mümkün değil. ChatGPT'den çok şey öğreniyoruz; hızla çok daha iyi, daha az sinir bozucu ve daha kullanışlı hale gelecek."
OpenAI'ın GPT-4 olarak adlandırılan, ChatGPT'nin halefini 2023'ün başlarında tanıtması bekleniyor.
 



Gençler ve sosyal medya

Şımartılmadan kaynaklanan sağlık ve davranış sorunları (Fotoğraf)
Şımartılmadan kaynaklanan sağlık ve davranış sorunları (Fotoğraf)
TT

Gençler ve sosyal medya

Şımartılmadan kaynaklanan sağlık ve davranış sorunları (Fotoğraf)
Şımartılmadan kaynaklanan sağlık ve davranış sorunları (Fotoğraf)

Sosyal medya kullanımı, özellikle gençler ve geç çocukluk dönemindeki çocuklar olmak üzere tüm aile üyeleri için bir tür günlük rutin haline geldi. Sanal da olsa sosyal ağların, gençleri psikolojik ve sosyal açıdan destekleyerek ve onları farklı yerlerdeki aile üyeleri ve sevdikleriyle bir araya getirerek duygusal farkındalıklarını geliştirmede önemli bir rol oynadığına şüphe yok.

Sosyal medya olgusunu ele alan çalışmaların çoğu esas olarak ergenler üzerindeki olumsuz etkisine odaklanmış olsa da, olumlu etkisi de yadsınamaz veya önemi küçümsenemez.

Sosyal iletişim

Bu alandaki en son çalışma bu yılın Ekim ayı başında Journal of Pediatrics'te yayımlandı ve Portekizli araştırmacılar tarafından Okul Çağındaki Çocuklarda Sağlık Davranışları üzerine yürütüldü. Bu araştırma 1998 yılından bu yana her 4 yılda bir Portekiz'de Dünya Sağlık Örgütü ile iş birliği içinde yürütülüyor. Çalışmada, sosyal medyanın -çeşitliliğine rağmen- kontrol edilebilen bir araçtan başka bir şey olmadığını ve iyi ya da sağlıklı veya yıkıcı bir şekilde kullanılmasının, internetin ortaya çıkmasından önce meydana gelen herhangi bir gelişme gibi korkunç sonuçlara yol açtığı açıklandı.

Olumsuz etkilerden duyulan korku - her ne kadar tamamen anlaşılabilir ve haklı olsa da- abartılı olabilir ve çocuklar ve ergenler için bir tür gözdağı yaratarak onları bu uygulamalarla başa çıkmaya psikolojik olarak hazır hale getirir.

Araştırmacılar çalışmayı yaşları 11 ile 13 ve 15 ile 18 arasında değişen 7 bin 643 ortaokul ve lise öğrencisi üzerinde gerçekleştirdi. Katılımcı öğrenciler, sosyal medyayı takip etme ile ilgili anket sonuçlarına dayanarak, 3 ana gruba ayrıldılar: birincisi en az takip edilen ve bu araçlara bağımlı olan, ikincisi orta düzeyde kullanım grubu ve üçüncüsü aşırı kullanım ve yüksek bağımlılık grubu.

Öğrencilere kaç saat ve ne kalitede uyudukları, sürekli uyumakta zorlanıp zorlanmadıkları, ayrıca günlük olarak ne oranda ve ne kadar süre egzersiz yaptıkları, beslenme alışkanlıkları, gencin yalnız mı yoksa başkalarıyla mı birlikte olduğu, aile üyeleri ve arkadaşlarıyla tartışmaya girip girmediği soruldu.

Gerginlik ve endişe duyguları ve öfke durumunda sözlü veya fiili şiddet uygulama olasılıkları da sorulan diğer sorular arasında yer aldı.

Sağlık ve davranışsal yönler

Sonuçlar, sosyal medyaya yoğun bir şekilde güvenen ve onu takip etmek için daha fazla zaman harcayan gençlerin uyumakta zorluk çektiğini, başkalarıyla iletişim kurmakta sorun yaşadığını, aile ve arkadaşlarıyla uyumsuzluk yaşadığını, sıklıkla şiddet içeren davranışlarda bulunduğunu ve çoğunun kötü ilişkilere sahip olduğunu gösterdi. Okuldaki öğretmenlerle ve gerçek toplantılardan çok çevrimiçi arkadaşlarla vakit geçirmeyi tercih ettikleri görüldü.

Erkeklerin aksine sosyal medyaya en çok bağımlı olanlar ise kızlardı. Daha büyük yaş grubundaki gençler de sosyal medyada çocuklardan daha fazla zaman geçiriyor; sigara, alkol ve yasaklı ilaç kullanımı gibi kendine zarar verme davranışlarına daha yatkın oluyorlardı.

Öte yandan, sosyal medyaya en az bağımlı olan gençlerin psikolojik durumlarının daha iyi olduğu, aileleri ve arkadaşlarıyla güçlü ve canlı ilişkiler kurdukları, uykusuzluk çekmedikleri ve organik sağlıklarının iyi olmasının yanı sıra öfke ve gerginlik gibi olumsuz duyguları daha iyi kontrol edebildikleri görüldü. Düzenli olarak daha uzun süre fiziksel aktivite yapmışlar, öğretmenleriyle iyi ilişkiler kurmuşlar ve çeşitli web sitelerini takip ederek vakit geçirmekten keyif almışlardı.

Çalışma, sosyal medyanın ergenleri etkileme derecesinde rol oynayan, başkalarına açık olmayı ve onlarla zorbalık ya da önyargı olmadan ilgilenmeyi teşvik eden çevre gibi dış faktörlerin yanı sıra ebeveynlerden ve akranlardan alınan psikolojik destek de dahil olmak üzere birçok faktör olduğunu doğruladı. İster okul arkadaşları ister aile üyeleri olsun. Çocuğun cinsiyeti, fiziksel aktivite oranı, psikolojik durumu ve maruz kaldığı baskılar gibi bireysel farklılıkların yanı sıra organik sağlığı, belirgin fiziksel kusurları ve ailenin mali ve sosyal düzeyi gibi her gence özgü faktörler de bulunuyor.

Çalışma, sosyal medyanın genç üzerindeki etkisini belirleyen şeyin kullanım yöntemi olduğunu, yani bu platformlarda geçirilen süreyi ve bununla uğraşmanın ne ölçüde bağımlılık yapıcı bir davranış olarak kabul edilebileceğini yalnızca bir eğlence ve insan iletişimi aracı olduğunu gösterdi. Ayrıca bu araçların çocuğun gerçek hayatını etkilediği yani onu çevreleyen toplumdan tamamen izole ettiği, başkalarıyla etkileşime girmeyi zorlaştırdığı ve gerçek arkadaş eksikliğini meydana getirdiği belirtildi.

Çalışma, gençlere psikolojik ve zihinsel sağlıklarını korumak için çeşitli sosyal medya mecralarını takip etmek ile diğer eğlence faaliyetleri arasında bir denge kurmaları ve gerçek ilişkilere alternatif olarak sanal ilişkilere güvenmemeleri gerektiği tavsiyesinde bulundu. Araştırmacılar, sosyal medya kullanımının, aile üyeleri, öğretmenler ve arkadaşlarla olumlu ilişkiler gibi belirli korunma araçlarının eşlik etmesi halinde sağlıklı bir davranış olabileceğini doğruladı. Çalışma, ebeveynlere gencin psikolojik sağlığını korumak için gence psikolojik destek sağlamalarını, çocuklarıyla yeterince zaman geçirmelerini, onları takip etmelerini ve mümkün olduğunca birlikte yemek yemelerini tavsiye etti.

Dr. Hani Remzi Avd (Danışman çocuk doktoru)