Elon Musk, kurumsal medyanın Twitter Dosyaları'na ilgi göstermemesinden şikayetçi

Tesla'nın sahibi ünlü işadamı, bülten aboneliği platformu Substack'i satın almaya açık olduğunu da söyledi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Elon Musk, kurumsal medyanın Twitter Dosyaları'na ilgi göstermemesinden şikayetçi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Elon Musk, tartışmalı "Twitter Dosyaları" raporlarının ciddiye alınmamasının ardından kurumsal medyayı ABD yönetiminden yana olmakla suçlayarak sert bir tavır takındı.
"Twitter Dosyaları", yani platformun önceki yönetiminden kalma şirket içi kayıtlar, Musk tarafından bizzat seçtiği gazetecilere verilmişti.
The Independent'ta yer alan habere göre gazeteciler, belgelerden kesitleri tweet zincirleri halinde paylaştı ve sağcı isimlerin seslerinin sosyal medya platformunda daha önce bastırıldığını öne sürdü.
İfade özgürlüğü mutlakiyetçisi milyarder, kurumsal medyanın FBI ve devleti ifşalamak yerine savunduğunu söyleyen gazeteci ve belgesel sinemacısı Leighton Woodhouse'un tweetini alıntılayıp,  "Kurumsal gazetecilik neden halk yerine devleti savunmak için koşturuyor?" diye sordu.
Bir dizi büyük kurumsal şirketin sahibi Musk, aynı tweet zincirinde bir kullanıcıya verdiği cevapta bülten aboneliği platformu Substack'i de satın almakta sakınca görmeyeceğini söyledi.
Substack, bağımsız yazarların ve podcast programcılarının doğrudan hedef kitlelerine içerik yayımlamasını ve abonelikler aracılığıyla ödeme almalarını sağlıyor.

 NBC, BBC, DW ve diğer büyük haber platformlarıyla alay eden Musk, ABD'deki haber medyasının çoğunun Twitter Dosyaları'nı görmezden geldiğini gösteren bir de mim paylaştı.

Teknoloji kralı, Donald Trump ve Kanye West'in hesaplarını yeniden açmak gibi tartışmalı hamleler nedeniyle kimi çevrelerin yoğun eleştirisi altında.
Musk'ın Twitter Dosyaları, çoğunlukla şirketin nefret suçlarına karşı kurallarını çiğnediğine karar verdiği sağcı Twitter hesaplarını ve platformun Kovid-19 hakkında zararlı yanlış bilgi yayılmasına karşı kurallarını ihlal edenleri etkileyen iç karar alma süreçlerinden bazılarını ortaya çıkardı.
İlk Twitter Dosyaları dizisi Substack muhabiri Matt Taibbi tarafından yazıldı. Bu dizi, babası Joe Biden'ın kazandığı 2020 ABD Başkanlık Seçimleri'nden önce çıkan Hunter Biden'ın dizüstü bilgisayarı haberleriyle ilgili Twitter'ın iç tartışmasına odaklanıyordu.
Ancak önde gelen medya kuruluşları belgelere şüpheyle yaklaşırken, çoğu haber kuruluşu devam eden dizinin çeşitli girdilerini görmezden geliyor. Pek çok kişi de ortaya çıkan bilgilerin sosyal medya yönetimi hakkında zaten bilindiğine inanıyor.
The Wall Street Journal'ın eski baş editörü muhafazakar Gerard Baker, "Twitter Dosyaları bize yeni bir şey söylemiyor. ABD yönetiminin sansürü ya da siyasi kampanya ekiplerinin gizli manipülasyonuyla ilgili şoke edici bir açıklama yok. Sadece, karmaşık meselelerle değerleriyle tutarlı bir şekilde ilgilenen bir şirketin iç müzakerelerini gün yüzüne çıkarıyor" dedi.
Ancak sağcı medya kuruluşları, sosyal medya platformlarının kendilerinin görüşlerini sansürlediğine dair uzun süredir devam eden, muhafazakar ve Cumhuriyetçilere ait iddiaları daha da ileri götürmek için Twitter dizilerini kullandı.
Musk, son günlerde CNN, Mashable, The New York Times ve The Washington Post muhabirlerinin hesaplarını yasakladığı için büyük eleştirilere maruz kalmıştı.
 



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research