Tunus Cumhurbaşkanı’nı tehdit eden aşırılık yanlısına 10 yıl hapis

Cumhurbaşkanı Kays Said. (AFP)
Cumhurbaşkanı Kays Said. (AFP)
TT

Tunus Cumhurbaşkanı’nı tehdit eden aşırılık yanlısına 10 yıl hapis

Cumhurbaşkanı Kays Said. (AFP)
Cumhurbaşkanı Kays Said. (AFP)

Tunus'un başkentindeki Asliye Mahkemesi'nde terör davalarını inceleyen Ceza Dairesi, terör örgütleri mensupları ile temas halinde yayınladığı paylaşımlarda Cumhurbaşkanı Kays Said'i fiziki olarak tasfiye etmekle tehdit eden 40 yaşındaki Tunusluyu 10 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Söz konusu şahıs Tunus Ceza Kanunu doğrultusunda, cinayete tahrik, halka açık iletişim ağları aracılığıyla hakaret ve Cumhurbaşkanı’na karşı tekinsiz eylemlerde bulunmakla suçlandır. Mahkeme, sanığın cezasının tamamlanması ardından 5 yıl süreyle güvenlik merkezinde idari kontrole tabi tutulmasına karar verdi.
İnsan hakları ve güvenlik kaynaklarının aktardığına göre, tekfirci ideolojiyi benimseyen, yurtiçi ve yurt dışında terör örgütleri ve liderleriyle iletişimde bulunan sanık, daha önce de Cumhurbaşkanı Said'i tasfiye etme tehditleri içeren paylaşımlarda bulunmuştu. Şahıs, 23 Ağustos 2021’de hapse atılmıştı.
24 Haziran'da Cumhurbaşkanı Said'in ve cumhurbaşkanlığının güvenliğini hedef alan iç ve dış planlar üzerine durduğunu duyuran Tunus İçişleri Bakanlığı, Cumhurbaşkanı Said'in hayatını hedef almayı planlayanlar olduğuna değinmişti. Ancak bu tarihin ardından yeni açıklamalar yapılmadı.
Tunus Bağımsız Seçim Komisyonu, ikinci tur parlamento seçimleri için hazırlıklara başladı. Başkanı Faruk Bouaskar, radyo ve televizyon kurumlarını ve Sosyal Sorumluluk Derneği’ni (bağımsız insan hakları) temsil eden bir heyet ile bir araya geldi. Görüşmelerde gençlerin oylamaya katılımını artırma ihtiyacı üzerinde odaklanıldı. Zira gençlerin resmi katılım oranının seçmenlerin yüzde 11,2'sini geçmediği kaydedilmişti. Bu, 2011 seçimleri ardından kaydedilen en düşük oran oldu.  
Söz konusu toplantıda, komisyonun ikinci tur adaylarını ve seçim programlarını tanıtmak amacıyla benimseyeceği iletişim ve duyarlılık planının geniş hatları üzerinde anlaşmaya varıldı. Aynı zamanda seçimlere katılımı teşvik etmek ve bu iletişim planının uygulanmasının çeşitli maddi, lojistik ve teknik yönlerini kontrol etmek için müteakip çalışma oturumları yapılması kararlaştırıldı.
Faruk Bouaskar, 17 Aralık'ta yapılan milletvekili seçimlerinin ilk turuna ilişkin ön değerlendirme yapmak amacıyla, yurtiçi ve yurt dışındaki seçim alt kurullarının başkan ve üyeleri ve seçim bölge koordinatörleri ile toplantı düzenledi. Aynı zamanda önümüzdeki ay sonunda başlayacak olan ikinci tur seçimlerde onaylanacak eylem planına değindi.



Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
TT

Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)

Hamas, dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesiminde büyük bir aşiretin üyelerini, diğer suçlamaların yanı sıra anarşi ve yardım tırlarının yağmalanması olaylarına karıştıkları iddiasıyla öldürdü. Olay, İsrail'in, Hamas ile El Fetih'e bağlı bazı aktivistler ya da bazı Filistinli aileler arasındaki farklılıkları istismar etmeye ve onları Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak için ordusuyla koordineli çalışan silahlı milisler haline gelmiş gibi göstererek kendi çıkarlarına hizmet etmek için kullanmaya çalıştığı bir dönemde meydana geldi.

İsrail, Gazze Şeridi'nde 20 aydır sürdürdüğü savaşın başından bu yana, El Fetih aktivistlerinin ya da Gazze Şeridi'ndeki bazı aşiret üyelerinin Hamas'a yönelik düşmanlıklarını istismar ederek, Hamas'a karşı silahlı gruplar oluşturmaya çalıştı. Ekim 2023'ten bu yana savaşta yaşadığı gerilemelere rağmen Gazze Şeridi'ni yönetmeye devam eden Hamas ise bu yaklaşıma, İsrail'le bağlantısı olduğundan şüphelenilen bir dizi kişiyi infaz ederek karşılık verdi.

Hamas'ın son operasyonunda dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta büyük bir aşirete mensup yaklaşık 12 Filistinli öldürüldü. Söz konusu aşiretin üyeleri, Deyr el-Balah'ın doğusunda İsrail güçlerinin konuşlandığı bölgelerde ya da yakınlarında bulunuyordu.

Şarku’l Avsat'a konuşan saha kaynakları, öldürülenlerin bir kısmının son zamanlarda yaşanan anarşinin ve yardım tırlarını yağmalama girişimlerinin arkasında olduklarından şüphelenildiğini bildirdi. Bazılarının ise İsrail için casusluk faaliyeti yürüttüklerini iddia eden kaynaklar, bunun da Hamas kaynakları tarafından doğrulandığını söyledi.

İsrail'in Hamas'la mücadele etmek için desteklemeye çalıştığı, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın bazı bölgelerinde, İsrail'in tamamen işgal ettiği ve sakinlerini yerinden ettiği bölgelerde bulunan Yaser Ebu Şebab silahlı grubu gibi pek çok benzer vaka olduğu açık. Filistin Yönetimi, Ebu Şebab'ın kendisiyle olan ilişkisini reddetmiş olsa da Ebu Şebab, Filistin Yönetimi'ne atıfta bulunarak defalarca ‘Filistin meşruiyeti’ altında faaliyet gösterdiğini iddia etti.

Yedioth Ahronoth gazetesinde yayınlanan bir habere göre İsrail ordusu, Gazze ve Han Yunus'ta faaliyet gösteren ve üyeleri El Fetih üyesi ya da Filistin Yönetimi güvenlik servisleri mensubu olan iki silahlı grupla koordinasyon kurmaya başladı. Bu gruplar Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak amacıyla mali destek alıyor.

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)

Haberde Rami Halas adlı bir kişinin liderliğindeki silahlı grubun, Gazze şehrinin Şucaiye mahallesinde faaliyet gösterdiği ve mahalle içindeki Hamas mensuplarına karşı operasyonlar düzenlediği, ikinci grubun ise Yaser Hanidek tarafından yönetildiği ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta faaliyet gösterdiği belirtildi.

Haberde bu iki grubun İsrail'den silah ve insani yardım desteği aldığı, üyelerinin ise Filistin Yönetimi'nden maaş aldığı iddia edildi.

Söz konusu haber üzerine Yaser Hanidek bir video yayınlayarak, İsrail'in iddialarını yalanladı ve kendisine yöneltilen suçlamaları reddettiğini vurgulayarak halen Han Yunus'ta olduğunu, normal bir şekilde çalıştığını, anarşiyi reddettiğini, direnişin yanında yer aldığını ve direnişin sırtında bir hançer olmayacağını söyledi. Bununla birlikte, iki kardeşinin ölümüne neden olan ailevi anlaşmazlıkların kendisini silahlanmaya ittiğini belirterek, İsrail, El Fetih ya da Filistin Yönetimi'nin herhangi bir kurumuyla hiçbir bağı olmadığını açıkladı.

Öte yandan, tanınmış Halas ailesi vatanseverlik dışı her türlü eylemi reddeden bir açıklama yayınlayarak, Filistinlilerin genel tutumunun dışındaki her türlü davranışı reddettiklerini vurguladı.

Bu ailenin mensuplarınn çoğu El Fetih'e mensup, ancak aralarında Hamas ve İslami Cihad Hareketi üyeleri de var.

Gazze Şeridi’ndeki İçişleri ve Ulusal Güvenlik Bakanlığı Ebu Şebab'a teslim olması için 10 gün süre vermiş, ‘vatana ihanet’, ‘casusluk’, ‘silahlı hücre kurmak’ ve ‘silahlı isyan’ ile suçlamış, teslim olmaması halinde gıyabında yargılamakla tehdit etmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bir aydan uzun bir süre önce İsrail'in Hamas'a muhalif silahlı grupları desteklediğini itiraf etmişti.

Hamas sık sık kamuoyu önünde İsrail'i Gazze Şeridi'ndeki kaosun arkasında olmakla suçluyor ve daha önceki açıklamalarına göre ‘vatandaşların güvenliğine müdahale etmeye cesaret eden herkese karşı demir yumrukla saldıracağını’ vurguluyor.

Hamas, Gazze Şeridi'ndeki büyük kaos ortamında güvenlik durumunun kontrolünü yeniden ele geçirmek için ateşkesten faydalanıyor ki bunu, iki aydan fazla süren bir önceki ateşkes sırasında da yapmıştı. Hareket son zamanlarda silahlı adamlara, tüccarlara, çetelere, hırsızlara ve İsrail'le iş birliği yapanlara karşı daha kapsamlı güvenlik operasyonları düzenlemeye ve bu kişileri infaz etmeye ya da yaralamaya başladı.