Papa XVI. Benedictus'un son sözleri ne oldu?

Doğum adı Joseph Ratzinger olan XVI. Benedictus, son 600 yıldır istifa eden ilk Papa olmuştu

Vatikan, XVI. Benedictus'un Mater Ecclesiae Manastırı'nda hayatını kaybettiğini bildirmişti (Reuters)
Vatikan, XVI. Benedictus'un Mater Ecclesiae Manastırı'nda hayatını kaybettiğini bildirmişti (Reuters)
TT

Papa XVI. Benedictus'un son sözleri ne oldu?

Vatikan, XVI. Benedictus'un Mater Ecclesiae Manastırı'nda hayatını kaybettiğini bildirmişti (Reuters)
Vatikan, XVI. Benedictus'un Mater Ecclesiae Manastırı'nda hayatını kaybettiğini bildirmişti (Reuters)

Papa XVI. Benedictus'un ölüm döşeğindeki son sözlerinin, "Tanrım seni seviyorum" olduğu bildirildi.
Müteveffa Papa'nın şahsi sekreterliğini yapan Georg Gänswein, XVI. Benedictus'un son sözlerini, kendisinin bakımını üstlenen hemşirenin duyduğunu belirtti.
Başpiskopos Gänswein, pazar günü yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"XVI. Benedictus zayıf ama kendine has sesiyle, İtalyanca 'Tanrım, seni seviyorum' dedi. O anda yanında değildim, sözleri hemşiresinden öğrendim. Bunlar, XVI. Benedictus'un anlaşılabilen son sözleriydi. Daha sonra kendini ifade etme kabiliyetini yitirdi."
Vatikan, 31 Aralık'ta Papa XVI. Benedictus'un yaşamını yitirdiğini duyurmuştu.
Doğum adı Joseph Ratzinger olan XVI. Benedictus, 19 Nisan 2005'te Papa II. Jean Paul'ün yerine geçerek göreve başlamıştı.
95 yaşında hayatını kaybeden XVI. Benedictus, Katolik Kilisesi'ndeki cinsel istismar skandallarının ardından yaşlılığını gerekçe göstererek 28 Şubat 2013'te istifa etmişti.
Böylelikle 600 yıl aradan sonra görevinden istifa eden ilk Papa olan XVI. Benedictus'un yerine 13 Mart 2013'te Papa Francis geçmişti.

Independent Türkçe, New York Post, CNN



Yiyeceklerin yapısının tokluk hissinde rol oynayabileceği tespit edildi

Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
TT

Yiyeceklerin yapısının tokluk hissinde rol oynayabileceği tespit edildi

Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)

Bilim insanları yiyeceklerin yapısının tokluk hissini etkileyebildiğini tespit etti. 

Obezite gibi hastalıkların artışında modern beslenme alışkanlıkları kritik bir rol oynuyor. Ultra işlenmiş gıdalar da bu sorunun temel nedenleri arasında sayılıyor.

Öte yandan bu yiyecekler genellikle yağ, şeker ve tuz gibi sağlığa risk teşkil ettiği bilinen besinleri de yüksek miktarda içeriyor. Uzmanlar gıdaların nasıl "işlendiğinin" gözden kaçabileceğini söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Imperial College London ve Quadram Enstitüsü'nden araştırmacılar gıdaların yapısının, etkilerini nasıl değiştirdiğini anlamak üzere bir çalışma yürüttü.

Bulguları hakemli dergi Nature Metabolism'de yayımlanan çalışmada 10 sağlıklı yetişkin 4 günlüğüne bir kliniğe yerleştirildi. Katılımcılara beslenme sondası takılarak mide ve üst ince bağırsaklarından düzenli numune alındı. Böylece gıdaların nasıl sindirildiği ve bunun bağırsaktaki metabolizma sonucu ortaya çıkan maddeleri nasıl etkilediği değerlendirildi.

Katılımcılar, hücreleri kırılmış veya bütün haldeki nohut unundan yapılan lapalarla beslendi. Yani bir lapadaki nohutlar, geleneksel nohut unu yapımında olduğu gibi doğal hücre yapısı bozulacak şekilde işlenmişti. Diğerindeyse hücrelerin bozulmaması için farklı bir işlem uygulandı.

Araştırmacılar, besin değerleri birebir aynı olan bu gıdaların vücutta farklı etkilere yol açtığını gözlemledi. 

Hücre yapısı bozulan nohut unundan yapılan lapa, daha hızlı sindirilerek kandaki glikoz seviyesini, diğer lapaya kıyasla 2 ila 4 kat daha fazla yükseltti.

Parçalanmamış hücrelere sahip gıda ise daha yavaş sindirildi. Ayrıca iştahı bastırmasıyla bilinen GLP-1 ve PYY hormonları daha uzun süre boyunca salgılandı. Katılımcılar da daha uzun süre tokluk hissettiğini bildirdi. 

Çalışmanın çok az kişiyle yapılmış olması gibi önemli bir sınırlılığı var. Ancak bulgular obezite ve tip 2 diyabetle mücadelede, gıdaların yapısının kayda değer bir rol oynayabileceğine işaret ediyor.

Makalenin yazarlarından Gary Frost "Gıdaların yapısının değiştirilmesi, nihayetinde halkı tip 2 diyabet gibi kronik hastalıklardan korumaya katkı sağlayabilir ve bu araştırma bu yüzden çok heyecan verici" diyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Mingzhu Cai ise zayıflama iğnelerinin başarısına değinerek şu ifadeleri kullanıyor:

Ozempic gibi GLP-1 agonistleri hakkında çok fazla tartışma dönüyor. Doğal GLP-1 seviyeleri asla bu ilaçların dozuna ulaşmayacak olsa da nasıl ve nerede salındığını anlayarak vücudumuzun üretebileceği dozları artırma şansımız var.

Bulgular, gıdaların işlenme biçimindeki farklılıkların yalnızca tokluk hissini artırmakla kalmayıp daha sağlıklı sonuçlar da doğurabileceğini gösteriyor.

Independent Türkçe, Imperial College London, Quadram Enstitüsü, Nature Metabolism