Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Esed ile görüşme açıklaması: Liderler olarak bakanlarımızdan sonra görüşeceğiz

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Reuters)
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Reuters)
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Esed ile görüşme açıklaması: Liderler olarak bakanlarımızdan sonra görüşeceğiz

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Reuters)
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Reuters)

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısına katıldı.
Erdoğan burada yaptığı konuşmada seçim tarihinin erkene çekilmesi ile ilgili açıklama yaptı.
Erdoğan, "Mevsim şartlarını dikkate alarak, belki tarihini biraz öne çekeceğimiz 2023 seçimlerinin önemini en iyi sizler biliyorsunuz" dedi.
Yargıtay Başsavcılığı'nın açıkladığı siyasi partilerin üye sayıları ile ilgili konuşan Erdoğan, "Açıklanan rakamlara göre 11 milyon 240 bin üyeyle girdik. Türkiye gibi siyasi rekabetin oldukça sert yaşandığı bir ülkede rekor sayıya ulaşmak elbette kolay değildir" ifadelerini kullandı.

Erdoğan'dan Suriye açıklaması
Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmeye ilişkin de bilgi vererek, "Bu sabah Putin ile bir görüşmem oldu. Etraflıca Rusya-Ukrayna savaşını ele aldık. Bunun yanında bölgede neler yapabileceğimizi konuştuk. Türkiye Rusya ilişkilerini değerlendirdik" dedi.
Suriye'deki Esad yönetimi ile başlayan resmi görüşmelere ilişkin ise Erdoğan şunları kaydetti:
"Suriye ve Rusya ile bakan yardımcılarımız görüştü. Ardından bakanlar arasında bir görüşme gerçekleşecek. Daha sonra liderler olarak görüşeceğiz. Amacımız bölgedeki suküneti ve barışı sağlamak."

"Meral Hanım Ayasofya şu an cami, müze değil"
Toplantıda muhalefetin açıklamalarının yer aldığı bir video izleten Erdoğan şunları söyledi:
"Büyük Çamlıca Camimiz nice defalar 60 binleri ağırladı. Yani bizim bu zattan bu ifadeyi duymamız çok üzmüştür. Bunu o masanın etrafında birileri söyleyebilir ama onun söylemesine akıl karı erdiremedik. Diğeri de çıkmış, "Erdoğan Ayasofya'yı açamaz" diyor. Ee açtık. Aslında Meral Hanım bizi iyi tanır iyi bilir de, bu lafı nasıl etti onu anlamadım. Meral Hanım Ayasofya şu an cami, müze değil. Bizim görevimiz yalan değil, icraattır, dürüstlüktür. Bay Kemal, "Bir tane eserleri yok" diyor. Ya sen İzmir Milletvekili değil misin? Ula İzmir'in yollarını kim yaptı? Ülkenin yollarını dolaşmıyorsun da İzmir'e de mi gitmiyorsun? "
6'lı masayı "cumhurbaşkanı adayı" konusunda da eleştiren Erdoğan şöyle devam etti:
"Aylardır 6 kişi bir masa etrafında toplanıp duruyor, tartışıyor dimi. Ortada milletin, ülkenin hayrına bir şey çıktı mı? Çıkmadı. Kasvga dövüş, kumpas, önden kaçma rol çalma her şey var. Sadece vizyon, program, proje yok. Tabi bu arada aday da yok. Neyse seçim tarihi geldi çattı. Biz hala sandıkta kiminle yarışacağımızı bilmiyoruz. Milletimiz önüne kim çıkartılacak bilmiyor. Dünyayı 4 dolandılar ama işareti henüz alamadılar. Göya adayı belirleyecek masanın etrafındakiler de bunun kim olduğunu bilmiyor. Daha önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP'nin önündeki zat hep birilerini öne sürmüştü. Şimdi bakacak olursanız, bir kendini geri çekiyor ardından yeniden aday oluyor. Ama henüz bir aday belirlemediler. "

Erdoğan: Bizim icraatlerimizin yetiştiği yere vizontele muhalefetin hayalleri bile yetişemez
Erdoğan, partisinin genel merkezinde AK Parti Mobil Uygulama Tanıtım Toplantısı'na katılarak konuşma yaptı.
Sözkonusu uygulamanın sahadaki çalışmaları rahatlatacağını söyleyen Erdoğan, "Siyasette dijitalleşmenin öncüsü de AK Parti'dir. Buradan teşkilatımızın tüm mensuplarını AK Partim Mobil Uygulama ve Dijital Platformu'nu kullanmaya davet ediyorum" dedi.
"Her geçen gün AK Parti ve Cumhur İttifakı ile 6'lı masa denen derme çatma yapı arasındaki vizyon farkı ortaya çıkıyor" diyen Erdoğan şöyle devam etti:
"İnsanımız aciz bu ekipten hiçbir fayda gelmeyeceğini çok iyi biliyor. Gençlerimiz bunların umutsuz vaka olduğunu anlamıştır. Vizyon toplantılarına gelmeye tenezzül dahi etmeyen, yabancı ekonomi komiseriyle görüntülü konuşmayı ileri teknoloji sananlar aslında teknoloji özürlü olduklarını ortaya koymuşlardır. Birileri kavgadan, gürültüden başlarını kaldıramazken biz kara, kışa, soğuğa, yağmura aldırmadan 85 milyonun her bir ferdine ulaşıyoruz. Kapısı çalınmadık kimse bırakmadan bu anlayışla çalışmalarımıza devam ediyoruz. 25-30 yıl öncesinin teknolojisini millete yutturmaya çalışmak kibrin ve cehaletin alasıdır. Böyle çarpık bakan bir zihniyetin milli teknoloji hamlemizi yani Togg'u, Kızılelma'yı, ANKA'yı idrak etmesi elbette mümkün değildir. Bunların teknoloji bilgisi meşhur bir filmimizdeki "Zeki Müren de bizi görecek mi?" diye anlatılan o seviyeyi henüz geçememiştir. Siyaset gibi teknolojiyi de çeyrek asır geriden takip eden bu ekibe; kendilerine kapsamlı bir format atmalarını tavsiye ediyorum. Her zaman söylediğimiz gibi AK Parti olarak bizim icraatlerimiz yetiştiği yere vizontele muhafeletin hayalleri bile yetişemez. "



Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi
TT

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Abdullah Öcalan, 19 Haziran 2025 tarihli mektubunda PKK’nin Fesih Kongresi’ne atıfla “varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketinin sona erdiğini” belirtti. Demokratik siyaset ve toplumsal barış vurgusu yapan Öcalan, “silahların gönüllüce bırakılmasını” talep etti. TBMM çatısı altında kurulacak komisyonun önemine dikkat çeken Öcalan, “Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmelidir” dedi.

İşte Öcalan’ın çağrısından öne çıkan bölümler:

“27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı savunmaya devam etmekteyim”

Sizlerin PKK’nin 12. Fesih Kongresi’yle, buna kapsamlı oldukça doğru bir içerikle pozitif yanıt vermenizi tarihi bir karşılık olarak değerlendirmekteyim. Tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık ‘Kürdistan Devriminin Yolu’ manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir.

“Varlık tanındı, ana amaç gerçekleşti”

Öcalan, mektubunda PKK’nin kuruluş amacına işaret ederek bu amacın gerçekleştiğini belirtti:

Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir. Bu temelde kapsamlı eleştiri-öz eleştiri devam edecektir.

“Silahları bırakın, mekanizmaları kurun”

Barış sürecinin somutlaşması için atılması gereken adımlara dikkat çeken Öcalan, mektubunda şunları kaydetti:

Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır.

“Kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim”

Abdullah Öcalan, bireysel özgürlüğü kolektif özgürlük bağlamında ele alarak şu değerlendirmeyi yaptı:

Ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir.

“Demokratik Modernite Güçleri yeni evreye hazırlanmalı”

Öcalan, mektubunun son bölümünde yeni bir stratejik döneme işaret ederek şu çağrıyı yaptı:

Bu tartışmalar tüm ülke, bölge, küresel düzeyde bizleri, Demokratik Modernite Güçlerini yeni bir teorik program, stratejik ve taktik evreye ulaştıracağına, şimdiden bunun hazırlık çabası içinde olunduğuna dair çok iyimser ve hazır olduğumu, arzulu ve coşkulu olarak belirtirim. Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım.

Mektubun tamamı şöyle:

Değerli yoldaşlar

Komünalist yoldaşlık hareketimizin geldiği aşamayı, yaşadıkları somut durumu, sorun ve çözüm yollarına ilişkin kapsamlı bir mektupla tekraren de olsa açıklayıcı ve yaratıcı yanıtlar vermeyi, sizlere karşı etik bir görev saymaktayım.

27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı savunmaya devam etmekteyim.

Sizlerin PKK’nin 12. Fesih Kongresi’yle, buna kapsamlı oldukça doğru bir içerikle pozitif yanıt vermenizi tarihi bir karşılık olarak değerlendirmekteyim.

Gelinen nokta oldukça değerli ve tarihi nitelikte sayılmak durumundadır. Bu arada köprü ilişkide bulunan yoldaşların çabası aynı değerde ve takdire şayandır.

Tüm yaşanan gelişmeler sonunda tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık ‘’Kürdistan Devriminin Yolu’’ manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir. Sadece Kürt tarihsel toplumu için değil, bölgesel ve küresel toplum için de tarihsel toplumsal bir içerik taşıdığına inanmaktayım. Tarihi manifesto geleneğinin başarılı bir örneğini teşkil ettiğinden kuşku duymamaktayım.

Tüm bu gelişmelerin İmralı’da gerçekleştirdiğim görüşmeler neticesinde yaşandığını açıkça belirtmek durumundayım. Görüşmelerin özgür irade temelinde yürütülmesine azami dikkat gösterilmiştir.

Varılan aşama, yeni adımlarla pratiğe geçmeyi gerekli kılmaktadır. Bu aşamanın ve gerekli adımların da tarihi nitelikte olduğunun önemle belirtilmesi, anlaşılması ve gereklerine bağlı kalınması, yol alınması açısından kaçınılmazdır.

Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Miadını doldurma bu anlamdadır. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir. Bu temelde kapsamlı eleştiri-öz eleştiri devam edecektir.

Siyaset boşluk tanımayacağına göre, boşluk, Barış ve Demokratik Toplum başlıklı program, ‘’demokratik siyaset’’ stratejisi ve temel taktik olarak bütüncül hukukla doldurulmak durumundadır. Tarihsel nitelikte ve kader belirleyici bir süreçten bahsediyoruz.

Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Kısır mantıklı, önce sen-ben kısırlığına düşmeden, adımların atılmasında dikkat ve hassasiyetin gösterilmesi şarttır. Atılan adımların boşa çıkmayacağını biliyorum. Samimiyeti görüyor ve güveniyorum.

Dolayısıyla daha da pratik ve somut kilit açıcı adımlara geçilmeye çalışılmaktadır. Benim tarafımdan ileri sürülen tezlerin belli başlı olanları şunlardır:

Herkesin üzerine düşeni yapması, Barış ve Demokratik Toplum hedefine ulaşılması, pozitif entegrasyonalist bir perspektifle mümkündür. Tüm anlatılanlardan çıkarılan sonuç: PKK ulus devletçi bir amaçtan vazgeçmiş, bu temel amaçtan vazgeçişle birlikte temel savaş stratejisinden de vazgeçmiş, varlığını sona erdirmiştir. Gelinen tarihi noktanın daha da ileriye götürülmesi beklenmektedir.

Gerek TBMM ve komisyon için anlam ifade edecek, gerek kamuoyundaki şüpheleri giderecek ve sözümüzün gereğini karşılayacak şekilde silahların bırakılmasını, ilgili çevre ve kamuoyuna açık olarak temin etmeniz doğal karşılanmalıdır. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır. Silah bırakmaya ilişkin detaylar belirlenecek ve hızlıca hayata geçirilecektir.

Meclisin çatısı altında bulunan DEM, diğer partilerle birlikte bu sürecin başarıya ulaşması için üzerine düşeni yapacaktır.

Bu arada tüm karar metinlerinde vazgeçilmez bir şart olarak benim özgür kalma durumuma gelince; biliyorsunuz ki ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir. Bu eğilimin gereğine bağlı kalınacağı tabidir. 

Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum. Ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum.

Son günlerde bölgede yaşanan gelişmeler, attığımız bu tarihi adımın önemini ve aciliyetini açıkça teyit ediyor.

Sürece yönelik her türlü eleştiri ve önerilerinizi, katkılarınızı dört gözle beklediğimi belirtmeliyim. Bu tartışmalar tüm ülke, bölge, küresel düzeyde bizleri, Demokratik Modernite Güçlerini yeni bir teorik program, stratejik ve taktik evreye ulaştıracağına, şimdiden bunun hazırlık çabası içinde olunduğuna dair çok iyimser ve hazır olduğumu, arzulu ve coşkulu olarak belirtirim.

Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım.

Daimi yoldaşça selam ve sevgiyle kalın.

19 Haziran 2025 / Abdullah Öcalan

Independent Türkçe