Türk otomotiv sektörünün AB ülkelerine ihracatı 20 milyar doları aştı

Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörü otomotiv endüstrisi, geçen yıl Avrupa Birliği (AB) ülkelerine 20 milyar 54 milyon 839 bin dolarlık satış gerçekleştirdi.

AA
AA
TT

Türk otomotiv sektörünün AB ülkelerine ihracatı 20 milyar doları aştı

AA
AA

AA muhabirinin, Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi kayıtlarından yaptığı derlemeye göre, Türkiye geçen yıl 2021'e kıyasla ihracatını yüzde 12,9 artırarak 254 milyar 210 milyon dolarla Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı.
Otomotiv endüstrisi, bu dönemde ihracatını yüzde 5,7 artırarak 30 milyar 995 milyon 808 bin dolarlık ihracata imza attı. Türkiye ihracatında ikinci sırada yer alan otomotiv sektörü, tarihindeki ikinci en yüksek ihracat rakamına ulaştı.
Otomotiv sektörü, geçen yıl 200'e yakın ülke, özerk ve serbest bölgeye satış gerçekleştirdi.
Ülkeler grubu bazında bakıldığında 2022 yılında AB ülkeleri, Türkiye'nin otomotiv ihracatında yüzde 64,7 payla ilk sırada yer aldı. Bu ülkelere geçen yıl 2021'e göre, yüzde 6 artışla 20 milyar 54 milyon 839 bin dolarlık ihracat yapıldı. 2021'de AB ülkelerine 18 milyar 961 milyon 589 bin dolarlık dış satım kaydedilmişti.
AB ülkeleri, otomotiv ihracatında en önemli pazar konumunu korudu.
Birleşik Krallık'ın, AB'den ayrılmasıyla dahil olduğu "Diğer Avrupa Ülkeleri" grubuna dış satım ise 2021'e göre yüzde 8 artışla 3 milyar 580 milyon 663 bin dolardan, 3 milyar 860 milyon 399 bin dolara ulaştı.

Ana pazar Almanya'ya 4,3 milyar dolarlık ihracat
Otomotiv endüstrisinin ana pazarı Almanya, 2021'e kıyasla yüzde 5 artışla en çok otomotiv ihracatı yapılan ülke olarak dikkati çekti.
Türkiye'den Almanya'ya 2021'de 4 milyar 165 milyon 898 bin dolar olan otomotiv dış satımı, 2022'de 4 milyar 379 milyon 923 bin dolara yükseldi.
Almanya'yı yüzde 4 düşüşle üçüncü ana pazar olan Fransa takip etti. 2021'de 3 milyar 369 milyon 435 bin dolar otomotiv ihracatının yapıldığı Fransa'ya, 2022'de ise 3 milyar 250 milyon 300 bin dolarlık dış satım gerçekleştirildi.
Otomotiv ihracatında İtalya yüzde 6 artış ve 2 milyar 585 milyon 402 bin dolarla 4'üncü, İspanya yüzde 13 yükseliş ve 1 milyar 816 milyon 397 bin dolarla 5'inci, Polonya yüzde 24 artış ve 1 milyar 453 milyon 490 bin dolarlık ihracatla 6'ncı sırada yer aldı.



Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
TT

Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)

Kripto para piyasası haftaya kayda değer bir yükselişle başladı. Bitcoinin fiyatı yüzde 2,1 oranında artarak 110 bin dolar seviyesini yeniden gördü. Bu seviye, yatırımcılar açısından psikolojik ve teknik açıdan önemli bir eşik olarak görülüyor. Söz konusu yükseliş, tahvil piyasalarında yaşanan artan dalgalanmalar ve hem ABD hem de Japonya’da kamu borçlarının sürdürülebilirliğine dair artan endişeler eşliğinde gerçekleşti.

ABD’de bütçe açığının artması ve devlet tahvili ihraçlarının hız kazanması, tahvil piyasası üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu. Diğer yandan uzun vadeli borçlanma araçlarının getirileri yükselmeye devam ediyor. Bu durum yatırımcıların enflasyon kaygılarını ve yabancı talepteki düşüşü yansıtıyor. Japonya’da ise tahvil getirileri, tarihsel olarak düşük seyreden bantlarını aşmaya başladı. Bu gelişme, onlarca yıldır sürdürülen genişleyici para politikasının sona erdirilebileceğine dair spekülasyonları beraberinde getirdi.

Kripto para analizi alanında önde gelen isimlerden Michael van de Poppe’nin sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşıma göre, Bitcoinin 110 bin dolar seviyesine geri dönmesi, güçlü bir yükseliş ivmesine işaret ediyor. Aynı zamanda alternatif kripto paralar da bu olumlu eğilime katılıyor.

Söz konusu hareket, birçok piyasa izleme platformunun bildirdiğine göre, 95 bin ila 100 bin dolar arasında dalgalanan birkaç haftalık yatay seyrin ardından geldi. Binance platformunun verilerine göre, BTC/USD paritesi 110 bin 125 dolar seviyesinde kaydedilirken, günlük işlem hacmi yaklaşık 38 milyar dolara ulaştı.

Bu bağlamda Bitcoin, hem yüksek performanslı bir dijital varlık hem de alternatif bir değer saklama aracı olarak yeniden gündeme geliyor. Analistler, küresel piyasalarda yaşanan dönüşümlerin dijital para birimlerinin cazibesini artırdığını belirtiyor. Özellikle Bitcoine bağlı borsa yatırım fonlarına kurumsal sermaye akışının devam etmesi dikkat çekiyor. Bu fonların yönettiği varlıkların toplam değeri kısa süre önce 104 milyar doları aştı.

Dikkat çekici olan, bu yükselişin kısa vadeli bir spekülasyon dalgasının sonucu gibi görünmemesi. Aksine bu yükseliş, yatırımcılar tarafından ‘güvenli liman’ kavramının yeniden kapsamlı biçimde değerlendirilmesi çerçevesinde gerçekleşiyor. Zira artık geleneksel devlet borçlanma araçları -başta Amerikan hazine tahvilleri olmak üzere- aynı güven düzeyine sahip değil. Özellikle yüksek enflasyon ve kronik bütçe açıklarıyla karakterize edilen bir ortamda bu güven daha da zayıflamış durumda.

Hafta sonunda ise Bitcoinin fiyatı, 111 bin doların üzerindeki seviyelerden 108 bin 600 dolara kadar geriledi. Bu düşüş, ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa mallarına ve Amerika dışında üretilen iPhone cihazlarına ağır gümrük vergileri uygulama tehdidine doğrudan bir tepki olarak gerçekleşti.

Bu ani riskten kaçınma eğilimine yönelik genel ruh halindeki dönüşüm, kripto para piyasasında 500 milyon dolardan fazla alım pozisyonunun silinmesine yol açtı. Bitcoin, Ether, Cardano, Solana ve Dogecoin’e bağlı vadeli işlem sözleşmeleri ciddi kayıplar yaşadı.

Ancak bu sabah atmosfer değişti. BTSE platformunun operasyonlardan sorumlu yöneticisi Jeff Mei, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bir yandan, hafta sonu yaşanan düşüşler bize kripto para piyasasının jeopolitik ve ekonomik şoklara ne kadar hızlı tepki verdiğini gösterdi. Diğer yandan, gümrük muafiyet sürelerinin uzatılması yönünde atılan adımlar, en kötü dönemin geride kaldığına dair inancı güçlendiriyor. Bu da yatırımcıların temkinli bir şekilde yeniden birikim yapmaya başlamasına yol açtı.”