Kahire, ‘su sorunları’ ile mücadele çabalarına ilişkin Washington’a bilgi verdi

Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Suveylem, Kahire’de ABD Maslahatgüzarı Rubinstein ile bir araya geldi. (Su Kaynakları Bakanlığı)
Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Suveylem, Kahire’de ABD Maslahatgüzarı Rubinstein ile bir araya geldi. (Su Kaynakları Bakanlığı)
TT

Kahire, ‘su sorunları’ ile mücadele çabalarına ilişkin Washington’a bilgi verdi

Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Suveylem, Kahire’de ABD Maslahatgüzarı Rubinstein ile bir araya geldi. (Su Kaynakları Bakanlığı)
Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Suveylem, Kahire’de ABD Maslahatgüzarı Rubinstein ile bir araya geldi. (Su Kaynakları Bakanlığı)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin, ‘varoluşsal bir tehdit’ olarak gördüğü, Etiyopya’nın Nil Nehri üzerindeki Nahda Barajı ile ilgili bir anlaşmaya varılması konusunda ABD’ye yardım çağrıda bulunmasından haftalar sonra Kahire ‘su sorunlarına’ karşı mücadele çabaları hakkında Washington’a bilgi verdi. Bu çabalar su kaynakları yönetiminin ve gıda güvenliğinin sürdürülebilirliğini teşvik etmeye yönelik büyük projeleri de içeriyordu.
Sulama ve içme suyu ihtiyacının yüzde 97’sini karşılamak için Nil Nehri’ne bağımlı olan Mısır, Nil'in ana kolu Mavi Nil üzerine inşa edilen barajın halihazırda kıt olan su kaynaklarını azaltacağından korkuyor.
Sisi, aralık ayının ortalarına doğru ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’dan ‘uluslararası standartlar ve normlara uygun olarak iyi bir ilerleme elde edebilecek, yasal olarak bağlayıcı bir anlaşmaya varma konusunda Mısır’ı desteklemesini’ istedi. Sisi, Washington’daki ABD-Afrika zirvesine katıldığı sırada “Başka bir talebimiz yok. Bu konuda desteğinize ihtiyacımız var” açıklamasında bulundu.
Bu bağlamda, Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Hani Suveylem dün akşam ABD’nin Kahire Büyükelçisi Maslahatgüzarı Daniel Rubinstein ile bir araya geldi. Görüşmede su alanında ikili iş birliği alanları ve gelecekte bunu geliştirmenin yolları ele alındı.
Suveylem ülkesinin, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimini teşvik etmeyi, su sektörünün karşılaştığı zorlukları ele alma kapasitesini artırmayı ve özellikle su, enerji ve gıda arasındaki önemli karşılıklı bağımlılık gölgesinde sürdürülebilir gıda güvenliğini sağlamayı amaçlayan birçok büyük projeyi hayata geçirdiğine dikkat çekti.
Mısır hükümeti, yaklaşık 50 milyon dolarlık yatırımla su talebini yönetmeyi ve karşılamayı amaçlayan, 2037 yılına kadar devam edecek bir strateji uygulamaya başladı. Program, modern tarımsal sulama için bir dönüşüm projesinin uygulanmasının yanı sıra deniz suyu tuzdan arındırma tesisleri ile üçlü arıtmaya sahip atık su geri dönüşüm tesislerinin inşa edilmesini kapsıyor.
Mısırlı yetkili, iklim değişikliğinin etkilerinin hafifletilmesine, uyum sağlanmasına, yeşil bir ekonomiye geçişe, yeraltı suyunun yükseltilmesine, tuzdan arındırma alanında güneş enerjisi kullanımının yaygınlaştırılmasına, tarımsal uygulamaları modernize ederek iklim direncinin artırılmasına, tarım alanında su, çevre, ekonomi, sosyal olmak üzere tüm boyutları gözeterek modern sulama sistemlerine geçilmesine katkıda bulunan dünya çapındaki projelerin uygulanmasının önemini vurguladı. Mısır’ın uluslararası ortaklarıyla birlikte, su konularını küresel iklim dosyasına entegre etmek üzere birkaç aydır izlediği yoldan bahsetti. Mart 2023’te yapılması planlanan Birleşmiş Milletler Ara Değerlendirme Konferansı öncesinde, geçen yıl ekim ayında düzenlenen Beşinci Kahire Su Haftası’nın ve Kasım ayında düzenlenen COP27 İklim Konferansı’nın su aktivitelerinin bu yoldaki önemli rolüne dikkat çekti.
Mısır’ın, su sektöründe adaptasyon için harekete geçmek ve projeler uygulamak amacıyla başlangıç noktası olarak, birçok uluslararası ortakla iş birliği içinde su sektöründe iklim değişikliğine uyum sağlamak üzere uluslararası bir girişim ortaya koyduğuna dikkat çekti.
Mısır, 55,5 milyar metreküp olduğu tahmin edilen Nil sularındaki payını güvence altına alan bir anlaşma imzalamak için Etiyopya’ya baskı yapma konusunda genellikle ABD’nin rolüne güveniyor. Eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Cemal Beyumi’ye göre, Washington, bu yapmak istemesi halinde sorunu çözmek için çeşitli araçlara sahip. Beyumi, Şarku’l Avsat’a şu açıklamada bulundu:
“Etiyopya’nın baraj inşaatında sıkıntı yaşamasının Mısır’a daha uzun bir süre kazandırması ve barajın etkisine ilişkin korkuları azaltması sebebiyle, Joe Biden yönetimi dosyaya güçlü bir şekilde müdahale etmeyerek, Afrika Birliği’nin şu anda tıkanmış olan çabalarına güvenmekle yetinmeyi tercih ediyor.”
Mısır’ın Sudan ve Etiyopya arasında, Nisan 2021’de Afrika Birliği himayesinde yürütülen müzakerelerde çözüme ulaşamaması, Kahire’nin Etiyopya’nın ‘tek taraflı adımlarını’ protesto ederek konuyu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne taşımasına neden oldu.



AB, Lübnan'da derhal ateşkes sağlanması ve 1701 sayılı karara uyulması çağrısını yineledi

Beyrut'un güney banliyösündeki bir mahalleyi hedef alan İsrail hava saldırısının gerçekleştiği yerden dumanlar yükseliyor, 22 Kasım 2024. (AFP)
Beyrut'un güney banliyösündeki bir mahalleyi hedef alan İsrail hava saldırısının gerçekleştiği yerden dumanlar yükseliyor, 22 Kasım 2024. (AFP)
TT

AB, Lübnan'da derhal ateşkes sağlanması ve 1701 sayılı karara uyulması çağrısını yineledi

Beyrut'un güney banliyösündeki bir mahalleyi hedef alan İsrail hava saldırısının gerçekleştiği yerden dumanlar yükseliyor, 22 Kasım 2024. (AFP)
Beyrut'un güney banliyösündeki bir mahalleyi hedef alan İsrail hava saldırısının gerçekleştiği yerden dumanlar yükseliyor, 22 Kasım 2024. (AFP)

Avrupa Birliği’nin (AB) Lübnan delegasyonu bugün (Cuma), acil ateşkes çağrısını ve 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararının tam olarak uygulanması konusundaki kararlılığını yineledi.

Delegasyonun X platformundaki hesabından yapılan açıklamada, AB'nin Lübnan'ı, halkını ve toprak egemenliğini destekleme kararlılığı vurgulandı.

İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik savaşını eylül ayında Lübnan'a doğru genişletti ve Ekim 2023'ten bu yana İsrail'le karşılıklı bombardımanda bulunan Hizbullah'ın çok sayıda üst düzey komutanını öldürdü.

İsrail saldırıları binlerce kişinin ölümüne, en az bir milyon Lübnanlının Güney Lübnan'dan göç etmesine ve ülkenin çeşitli bölgelerinde geniş çaplı yıkıma neden oldu.