Ölü NASA uydusu, Dünya'ya düşmek üzere

Uydu 2005'te uzay çöpü haline gelmişti

NASA, bir kişinin düşen uydudan zarar görme ihtimalinin 9 bin 400'de bir olduğunu bildirdi (NASA)
NASA, bir kişinin düşen uydudan zarar görme ihtimalinin 9 bin 400'de bir olduğunu bildirdi (NASA)
TT

Ölü NASA uydusu, Dünya'ya düşmek üzere

NASA, bir kişinin düşen uydudan zarar görme ihtimalinin 9 bin 400'de bir olduğunu bildirdi (NASA)
NASA, bir kişinin düşen uydudan zarar görme ihtimalinin 9 bin 400'de bir olduğunu bildirdi (NASA)

NASA'nın yıllar önce fırlattığı bir uydunun Dünya'ya düşmesi bekleniyor.
ABD Savunma Bakanlığı'nın tahminine göre Earth Radiation Budget Satellite (Dünya Radyasyon Bütçesi Uydusu) adlı uydu bugünü yarına bağlayan gece Türkiye saatiyle 02.40 sularında atmosfere girecek. Yetkililer 17 saatlik hata payı olabileceğini kaybetti.
Yaklaşık 2,5 ton ağırlığındaki cihaz, 1984'teki Earth Radiation Budget Experiment (Dünya Radyasyon Bütçesi Deneyi) kapsamında fırlatılan üç uydudan biri.
Uyduda Dünya'nın enerji bütçesini ölçmeye ve stratosferi analiz etmeye yarayan aletler var. İki yıl sürmesi beklenen beklenen görev, 2005'te son bulmuş ve uydular uzay çöpü haline gelmişti.
NASA, uydunun büyük kısmının atmosfere girerken yanacağının tahmin edildiğini bildirdi. Buna rağmen bazı parçaların gezegene düşebileceği ancak herhangi birinin zarar görme riskinin çok düşük olduğu bildirildi.
Dünya'nın enerji bütçesi 
Güneş, Dünya'yı eşit şekilde ısıtmıyor. Ekvator bölgeleri, kutuplara göre daha sıcak. Atmosfer ve okyanus yüzey suyunun buharlaşması, konveksiyon, yağış ve rüzgar yoluyla enerjideki dengesizliği gidermek için çalışıyor. Isı motoru diye bilinen atmosfer ve okyanus sirkülasyonu aynı zamanda Güneş ısısını Dünya'dan uzaya geri gönderiyor.
Dünya sistemine giren ve çıkan bu net enerji akışına Dünya'nın enerji bütçesi deniyor.
Gelen güneş enerjisinin akışı, uzaya eşit bir ısı akışıyla dengelendiğinde, Dünya ışınımsal dengeye kavuşuyor. Küresel sıcaklık, nispeten sabit kalıyor. Gelen ya da giden enerji miktarını artıran veya azaltan herhangi bir durum, Dünya'nın ışınımsal dengesini bozuyor. Küresel sıcaklıklar buna tepki olarak yükseliyor ya da düşüyor.
Independent Türkçe, NASA, Space.com, Evrim Ağacı



Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
TT

Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

İspanya'da Bakır Çağı'na ait bir "mega köy"de ortaya çıkarılan nadir bir balina dişi, 4 bin yıl önce Akdeniz bölgesinde yaşayan İber halkının sanatsal yeteneklerine ışık tuttu.

2018'de İspanya'nın güneybatısındaki Valencina arkeolojik kazı alanında bulunan diş, kendi türü içinde geçmişi o döneme dayanıp İberya'da rastlanan ilk fosil oldu.

PLOS One'da yayımlanan araştırmaya göre diş muhtemelen antik bir kıyı şeridinden toplanarak Bakır Çağı zanaatkarları tarafından özenle işlendi.

4 bin 150 ila 5 bin 300 yıl önce bir sahil köyünde yaşayan zanaatkarlar, dişi muhtemelen kişisel süs eşyaları veya sembolik anlam taşıyan eserler yaparken kullanmıştı.

Çalışmanın belirttiğine göre fosil işlendikten sonra, üzerindeki aşınma ve yıpranma izleri ve yüzeyini kaplayan sert kabuktan anlaşıldığı üzere kasten gömüldü.

Bulgular, yaklaşık 40 bin yıl önce başlayan Eski Taş Çağı'ndan beri fildişinin süs eşyaları, müzik aletleri ve heykellerin yapımında kullanımı hakkındaki anlayışımızı derinleştiriyor.

Fildişi çarpıcı görünümü, dayanıklılığı ve sağlamlığıyla antik toplumların ticaret ve sosyokültürel faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmişti.

Ancak tarih öncesi çağlarda fildişinin kullanımı hakkında bildiklerimizin çoğu, fil, suaygırı, geyik ve ayılar gibi kara hayvanlarından elde edilen fildişinin incelenmesiyle elde edildi.

Daha önceki araştırmalar, İspanya'nın güneyindeki Eski Taş Çağı ve Bakır Çağı toplumlarında fillerden gelen fildişinin kullanıldığını vurgulasa da deniz memelilerinden elde edilen bu malzemenin önemi hakkında pek bir şey bilinmiyor.

Valencina'da bulunan 17 santimetre uzunluğuna, 7 santimetre genişliğine ve 0,5 kilogram ağırlığa sahip balina dişi, geçmişe eşsiz bir bakış sunuyor.

Fosilin analizi, yetişkin bir ispermeçet balinasından geldiğini ortaya çıkarırken, solucanlar ve sülükayaklılardan kaynaklanan aşınma belirtilerinin yanı sıra köpekbalığı ısırığı şüphesi doğuran izler bulundu. Bu izler, fosilin deniz tabanında bir süre kaldığını gösteriyor.

Araştırmacılar ayrıca dişte doğal yollarla oluşamayacak delikler ve belirgin kesik izleri gibi insan faaliyetine dair belirtiler tespit etti.

Araştırmacılar bu gözlemlere dayanarak balinanın muhtemelen doğal nedenlerle öldüğü, ardından cesedinin deniz tabanına battığı ve dişlerinden birinin kıyıya vurmasıyla antik İberler tarafından bulunup kullanıldığı sonucuna vardı.

Makalede şu ifadelere yer veriliyor:

Henüz bir ispermeçet balinası dişinden geldiği tespit edilen fildişi eser bulunmamasına rağmen son zamanlarda Avrupa'daki arkeolojik bağlamlarda deniz kaynaklı fildişi bulgularının ortaya çıkması, tarih öncesi toplumların deniz kaynaklarını kullanımına yönelik araştırmalara yeni bir odak noktası kazandırıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/news