İran'da idamlara karşı öfke protestoları körükledi

Rafsancani'nin kızının hapis cezasına çarptırıldı, tır şoförlerinin greve gitmesi nedeniyle dört kişi hüküm giydi

İran'da idamlara karşı öfke protestoları körükledi
TT

İran'da idamlara karşı öfke protestoları körükledi

İran'da idamlara karşı öfke protestoları körükledi

İran’da gösterilere katılan bazı protestocuların idam edilmesinden birkaç saat sonra uluslararası toplumdan kınayan açıklamalar gelirken, ülkenin bazı şehirlerinde gece yürüyüşleri yeniden başladı. Öte yandan İran yargısı, protestoculara cezalar vermeye devam ediyor. Son olarak tır şoförlerinin greve gitmeleriyle ilgili olarak dört kişinin on yıla kadar hapis cezasına çarptırıldığı duyurulurken İran eski Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani'nin kızı ve eski milletvekili Faize Haşimi’ye hapis cezası verildiği bildirildi.
Cumartesi gecesi protestoculardan Muhammed Mehdi Kerimi ve Muhammed Hüseyni'nin idam edilmesinin ardından başkent Tahran’ın yirmi bölgesinden sonra Settarhan bölgesinde de protestolar ve gece yürüyüşleri yeniden başladı. Göstericiler, “Hamaney'e ölüm”, “Çocukları öldüren bir hükümet istemiyoruz”, “Öldürülen her insan için bin kişi onun arkasında duracak”, “Besic'e ölüm”, “Devrim Muhafızlarına ölüm”, "Yoksulluk, yolsuzluk ve yüksek fiyatlar.. rejimi devirmeye gidiyoruz” sloganları attılar.  Sosyal medya sitelerinde paylaşılan videolarda, Kerec ve Arak şehirlerinde bir grup protestocunun sokaklara döküldüğü görüldü.
Twitter üzerinden paylaşılan bir videoya göre dün İsfahan'a bağlı Necefabad’da sokaklara çıkan bir grup kadın protestocu, rejimi kınayan sloganlar attıklar. İran İnsan Hakları Aktivistleri Ajansı (HRANA), İran'ın Kürdistan Eyaleti'ne bağlı Sakkız şehrindeki bir çarşıda greve gidildiğini gösteren bir video yayınladı.
İran,  cumartesi günü Kürt genç kadın Mahsa Amini’nin Ahlak polisi tarafından gözaltına alınmasından sonra ölümünün ardından başlayan eşi benzeri görülmemiş protestolar sırasında Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) bir alt kolu olan Besic milislerinin bir üyesini öldürdükleri gerekçesiyle Muhammed Mehdi Kerimi ve Muhammed Hüseyni'ye verilen idam cezasını infaz etti. Bunun üzere uluslararası toplumdan İran’ı kınayan açıklamalar yapıldı.
İran'ın reformist çizgideki 'Sharq' gazetesinib aktardığına göre yetkililerin cenazesini kardeşine teslim ettikleri Hüseyni Kerec'de defnedildi. Son idamlarla birlikte protestolar nedeniyle idama çarptırılanlardan dördünün infazı gerçeklemiş oldu. Aralık ayında iki protestocunun infaz edilmesi, İran içinde ve uluslararası toplumda öfkeye ve Batı ülkelerinin İran’a yeni yaptırımlar uygulanmasına yol açmıştı.
İran’da infazlara karşı düzenlenen protesto gösterileri, DMO'nun yurtdışı kolu Kudüs Gücü eski Komutanı Kasım Süleymani’nin 2020 yılı başlarında Irak’ın başkenti Bağdat’ta ABD tarafından düzenlenen bir hava saldırısı sonucu öldürülmesinden beş gün sonra DMO’nun misilleme olarak Irak’ta ABD güçleri tarafından kullanılan Ayn el-Esed Üssü’ne düzenlediği füze saldırısı sırasında DMO’ya ait füze savunma sisteminin Ukrayna Havayolları’na ait bir yolcu uçağını vurması ve uçağın düşmesi sonucunda 176 kişinin öldüğü olayın yıl dönümüne denk geldi.

İdamlar kınandı
İran milli futbol takımı ve Portekiz takımı Porto'nun oyuncusu Mehdi Taremi, Twitter'dan yaptığı paylaşımla infazlara son verilmesi çağrısında bulundu. İranlı futbolcu, tweetinde, “Darağacıyla adalet sağlanmaz. Cezaevinde zimmete para geçirenler ve suçlular var. Bunların yargılanmaları yıllar sürüyor. Ama zulüm gören, zayıf ailelerin çocukları olan, geçim kaynağı olmayan gençler hızla idama mahkum ediliyor. Bu kadar yeter. Hangi toplum her gün kanla ve idamlarla sakinleşir?” yazdı.
ABD ve Avrupa Birliği (AB), cumartesi günü iki protestocunun daha infaz edilmesini en sert şekilde kınadı. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “İran'da Muhammed Mehdi Kerimi ve Muhammed Hüseyni'nin yalandan yargılanıp infaz edilmesini en güçlü ifadelerle kınıyoruz” dedi.
Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı habere göre, Price, ‘ülkenin aylardır tanık olduğu bu tür infazların, rejimin gösterileri bastırma stratejisinin önemli bir basamağı olduğunu’ belirtti.
Ülkenin kuzeydoğusundaki Meşhed kentindeki İstihbarat Dairesi, sosyal paylaşım sitelerinde paylaşım yapan 16 kişinin ‘yalan haber yaymak, insanların duygularını ve şiddet içeren davranışları kışkırtmak’ suçlamasıyla tutuklandıklarını duyurdu.

Tutuklamalar
Tahran polisi, protestocu Hamid Rıza Ruhi’nin ölümünün kırkıncı günü nedeniyle başkent Tahran'ın en büyük mezarlığı olan Behişt-i Zehra mezarlığında düzenlenen protestolara liderlik ettikleri gerekçesiyle 13 kişinin tutukladığını duyurdu. İran İstihbarat Bakanlığı, ‘bir grup kişinin, ölenlerin kırkıncı gün törenlerine çağırma bahanesiyle ortalığı karıştırmak için çağrılar yaptıklarını’ belirten bir açıklama yayınlamıştı.
İran Yargı Erki tarafından pazar günü yapılan açıklamada, Mahsa Amini'nin ölümünden bu yana ülkede devam eden protestoları desteklemek için grev çağrısı yaptıkları gerekçesiyle dört kişi hakkında değişen sürelerde hapis cezası verildiği duyuruldu.
Yargı Erki, Kürt genç kadın Amini’nin polis tarafından gözaltına alındıktan sonra 16 Eylül'de ölmesinden sonra başlayan protestolar boyunca ilk kez bu tür bir suçlamayla ilgili aldığı kararı açıkladı.
Protestocular, geçtiğimiz günlerde, dördüncü ayını doldurmaya yaklaşan protestoları desteklemek için İran'ın çeşitli şehirlerinde üç günlük grev çağrısı yaptılar.
Yargı Erki'ne bağlı Mizan Haber Ajansı’na göre Hürmüzgan eyaleti Yargı Erki Başkanı Mücteba Kahramani, yaptığı açıklamada, “Aralık ayında şoförleri greve çağıran dört kişi hakkında ilk kararlar verildi” dedi.
Kahramani, sanıklardan birinin ‘ülkenin güvenliğini bozmak amacıyla örgüt kurmak’ suçundan 10 yıl, diğerinin ise 5 yıl hapis cezasına çarptırıldığına dikkati çekti. İran’ın resmi haber ajanslarına göre diğer iki sanık ise ‘araçların camlarını kırmaktan’ bir yıl hapis ve para cezasına çarptırıldı.
İranlı İşçiler Haber Ajansı (ILNA), geçtiğimiz ay Kahramani’nin ‘İran’a düşman unsurlar’ tarafından başlatılan ‘tır şoförlerine grev çağrılarının’ başarısız olduğunu söylediğini aktardı. Kahramani, ‘protestoları desteklemek için 5-7 Aralık tarihleri ​​arasında üç günlük greve gidilmesi için sosyal medya üzerinden çağrıda bulundukları’ gerekçesiyle hüküm giyen kişilerin isimlerini açıklamazken hiçbirinin şoför ve ulaşım sektörüyle ilgili kişiler olmadığını vurguladı.
HRANA, cumartesi akşamı yaptığı açıklamada, dört aydır devam eden protestolarda 70’i çocuk yaşta olmak üzere 517 kişinin öldürüldüğü belirtti. Yine protestolar sırasında 68 güvenlik görevlisinin öldürüldüğünü aktaran HRANA, protestoların düzenlendiği 163 ilde ve 144 üniversitede tutuklu sayısının 19 bin 262 kişi olduğunu tahmin ediyor.
Öte yandan İran haber ajansları dün, eski İran Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani'nin kızı Faize Haşimi'nin beş yıl hapis cezasına çarptırıldığı bildirildi.
Reformist çizgideki Parsine haber sitesi, kararın, Faize Haşimi Rafsancani’nin Yargıç Ebu El Kasım Salavati başkanlığındaki Devrim Mahkemesi’nde ‘rejim karşıtı propaganda yaptığı’ suçlamasıyla 6 ay hapis cezasına çarptırılmasının ardından verildiğine işaret ederek ‘kararın nihai olduğunu’ bildirdi. Parsine tarafından aktarılan bilgilere göre karar ayrıca Faize Haşimi Rafsancani’nin beş yıl boyunca siyasi, kültürel ve medya faaliyetlerinden mahrum bırakılmasını şart koşuyor. Konuyla ilgili ne Rafsancani ailesinin ofisinden ne de İran yargısından herhangi bir yorum yapıldı. DMO’ya yakın haber siteleri, 26 Eylül'de Faize Haşimi Rafsancani'nin tutuklandığını duyurmuş, tutuklanma nedeninin ‘isyancıları kaos çıkarmaya kışkırtmak’ olduğunu bildirmişti.
Protestolar dört aydır devam ederken İranlıların öfkesi ilk günkü gibi devam ediyor.  İran’ın Dini Lideri (Rehber) Ali Hamaney, geçtiğimiz hafta, tam örtünmeyen kadınlara esneklik göstermeye çalışarak onların ‘din ve devrim dairesinden’ çıkarılmamaları çağrısında bulundu. Aynı sıralarda internet sitelerinde, zorunlu başörtüsü uygulamasına uymayanlara yurt dışına seyahat yasağı konulması ve çalışma haklarının ellerinden alınması gibi cezaların verilmesi öngörülen yeni bir projeden bahsedildi.
Haber siteleri, başörtüsü yasasında değişiklik taslağının, zorunlu başörtüsü yasalarının uygulanmasını izlemekten sorumlu İrşad Devriyesi’ne değinilmediğini aktardılar.  Hamaney'in ofisine bağlı Kültür Devrimi Yüksek Kurulu’ndan dün yapılan açıklamada, başörtüsü yasalarıyla ilgili kurumlara ve yetkililere, ‘başörtüsü konusunda bazı alışılmadık davranışlarla yüzleşme’ çağrısı yapılırken ‘düşmanlar tarafından kurulan tuzağa düşülmemesi’ konusunda uyarıda bulunuldu.
Hamaney'in başörtüsüyle ilgili son konuşmasına işaret edilen açıklamada, ‘başörtüsü yasasına uyulmaması karşısında akıllıca ve gerçekçi hareket edilmesi gerektiği’ belirtildi. Hamaney'in sözlerini destekleyen açıklamada, “Başörtüsü yasasına uyulmaması, inanç eksikliği ve devrime ve İslam Cumhuriyeti'ne muhalefet olarak yorumlanmamalı” denildi.

Zahidan kenti Cuma İmamı tehdidi
Çabahar Milletvekili Muinuddin Saidi, ılımlı muhafazakar çizgideki teorisyen Muhammed Cevad Laricani’ye protestoların bastırılmasını eleştiren, İran’ın önde gelen Sünni din adamlarından biri olan Zahidan kenti Cuma İmamı Mevlevi Abdulhamid İsmailzehi’nin görevden alınmasını istemesinden ötürü sert eleştirilerde bulundu.
Muhammed Cevad Laricani, küçük kardeşi Sadık Laricani Yargı Erki Başkanlığı yaptığı dönemde Yargı Erki’ne bağlı İnsan Hakları Komitesi'nin başkanıydı.
Laricani, İsmailzehi'nin cuma hutbesi okuduğu Mekki Camii'ni ‘komplo kurulan yer’ olarak nitelendirmişti. İsmailzehi'nin ilmi bir duruşu olmadığını ve yabancıların provokasyonuyla mezhepçi anlaşmazlıkları kışkırtmaya çalıştığını söyleyen Laricani, ‘devrimci cephe’ olarak tanımladığı kişileri, İsmailzehi ile ilişkilerde ‘nazik davranmayı bırakmaya’ çağırmıştı.
Laricani’nin Zahidan kenti Cuma İmamı’na yönelik eleştirilerine yanıt Çabahar Milletvekili Saidi’den geldi.
Saidi, Laricani’yi şöyle eleştirdi:
“Laricani, sessiz kaldığı ve siyasi olarak iflas ettiği bir dönemden sonra yeniden sahneye çıkmaya niyetliyse daha iyi çözümler var. Sayın Laricani, Belucistan’daki durumu sakinleştirmeye yardımcı olamıyorsa, en azından yeni gerilimlerin ortaya çıkmasına neden olmamalı. Konuşamıyorsan bari susmayı öğren!”



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.