Tunus Cumhurbaşkanı’nın destekçileri ile Ulusal Kurtuluş Cephesi taraftarları arasında çatışma çıktı

2 Ocak'taki grev nedeniyle boş tren istasyonu (AFP)
2 Ocak'taki grev nedeniyle boş tren istasyonu (AFP)
TT

Tunus Cumhurbaşkanı’nın destekçileri ile Ulusal Kurtuluş Cephesi taraftarları arasında çatışma çıktı

2 Ocak'taki grev nedeniyle boş tren istasyonu (AFP)
2 Ocak'taki grev nedeniyle boş tren istasyonu (AFP)

Nahda Hareketi’nin desteklediği muhalefetteki Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin Cumhurbaşkanı Kays Said'in evinin bulunduğu Mnihla kasabasında düzenlediği protestolar sırasında Ulusal Kurtuluş Cephesi destekçileri ile Cumhurbaşkanı Said’in destekçileri arasında çatışma yaşandı.
Görgü tanıkları, iki taraf arasındaki çatışmanın güvenlik güçleri bölgeye gelmeden önce şiddetlendiğini belirtti. Ulusal Kurtuluş Cephesi destekçileri, Cumhurbaşkanı Said'in görevi bırakması için sloganlar atarken, aynı zamanda fiyatlardaki artışı, ekonomik ve toplumsal krizin şiddetlenmesini kınayarak erken cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidilmesi çağrısında bulundu.
Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Necip eş-Şabi, Mnihla’da yapılması planlanan mitingi engellemeye çalışan, düzenlenmesi için yasal iznin alındığı protestoyu aksatmaya çalışan herkes hakkında dava açılacağını vurguladı.
Nahda Hareketi liderliğindeki bir grup siyasi partiden ve bir grup sol partiden oluşan Ulusal Kurtuluş Cephesi, bazı şehirlerde düzenlenen protestolara öncülük ediyor. Bu protestolarda anayasal kurumlara dönüş ve 2014 anayasasının içeriğine bağlılık çağrısında bulunuluyor. Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin demokrasiye geri dönülmesi talebiyle 14 Ocak'ta başkentin merkezindeki Burgiba Caddesi'nde gösteri düzenlemesi bekleniyor.
Cephe liderleri, Tunus'un yaşadığı ekonomik ve toplumsal sıkıntılardan Nahda Hareketi liderliğindeki bir önceki iktidarı sorumlu tutan ‘25 Temmuz 2021 gidişatı’ taraftarları tarafından bazen baskıya uğruyor.
Başsavcılık, Ulusal Birlik Görevlileri’nin mali yargı kutbuna kara para aklama suçlarına karışmak ve takas yasalarını ihlal etmekle suçlanmalarının ardından 10 siyasi parti lideri ve tanınmış iş adamını alıkoyma ve karmaşık mali suçların araştırılması izin verdi. Bu kişiler kara para aklama suçlarına karışmak ve borsa hukukunu ihlal etmekle suçlanmıştı. Bu kişiler arasında bir siyasi partinin mevcut ve eski liderleri ve iş adamları, büyük bir gayrimenkul yatırımcısı ve döviz ticareti alanında faaliyet gösteren kişiler de bulunuyor. Yurtdışından şüpheli para akışları ve sahte yollarla büyük fon transferlerinin yapıldığı ifşa edilmişti. Bugün, yurtdışında kalan diğer sanıkların yanı sıra aralarında siyasi liderler ve hayır kurumlarından yetkililerin de bulunduğu altı tutuklunun daha dinlenmesi bekleniyor.
Daimi Askeri Mahkeme Ceza Dairesi, feshedilen Tunus parlamentosunun bir üyesi olan Raşid el-Hayari aleyhindeki suçlamaları 17 Ocak'ta görmeye karar verdi. Hayari, sosyal medyada paylaştığı görüntülerde, Said’in 2019’da düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasının sponsorluğuna dair şüphelerden bahsetmiş, seçimleri kazanmasına yardımcı olmak için yabancı tarafların müdahale ettiğini öne sürmüştü.
Askeri yargı, Hayari’yi ordudaki askeri düzen ruhunu, üstlere itaati veya saygıyı zayıflatacak adımlar atmak, Genel Komutanlığın eylemlerini veya ordunun eylemlerinden sorumlu olanları itibarlarını zedeleyecek şekilde eleştirmekle suçluyor. Hayari aynı zamanda milli savunmaya zarar vermek maksadıyla ordunun veya milletin rahatını kaçırmaya yönelik eyleme ve devletin iç güvenliğine yönelik komploya kasten iştirak etmek, halkın çatışmasına neden olmak, Tunus’a askeri açıdan zarar vermek amacıyla yabancı bir ülkenin ajanları ile temas kurmak ile suçlanıyor.



Trablus'taki çatışmalar, Dibeybe'nin Libya'daki nüfuzunun arttığını gösteriyor

Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)
Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)
TT

Trablus'taki çatışmalar, Dibeybe'nin Libya'daki nüfuzunun arttığını gösteriyor

Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)
Libya güvenlik güçleri, Trablus'un Ebu Selim bölgesinde gece boyunca yaşanan çatışmaların ardından geri alınan bir polis karakolunu koruyor (AFP)

 

Trablus'ta gece saatlerinde rakip silahlı gruplar arasında çıkan şiddetli çatışmalarda en az altı kişi ve güçlü bir silahlı grubun lideri öldürüldü. Çatışmalar dün salı günü şafak vakti “istikrarın yeniden sağlandığının” duyurulmasıyla sona erdi.

Acil Durum ve Tıp Merkezi salı günü yaptığı açıklamada, “Güney Trablus'taki yoğun nüfuslu Ebu Selim bölgesi civarındaki çatışmaların yaşandığı yerden altı kişinin cesedinin çıkarıldığını” söyledi.

Pazartesi günü başlayan ve saatlerce süren, makineli tüfekler ve roketatarlar da dahil olmak üzere ağır silahların kullanıldığı çatışmalarda başka olası can kayıpları ve yaralanmalar bildirilmedi.

Yerel medya araçları Ganiva lakaplı Abdulgani el-Kikli’nin öldürüldüğünü bildirdi. İstikrarı Destekleme Birimi Başkanı olan Kikli, 2011'den bu yana Trablus'un önemli bölgelerini kontrol eden en önemli silahlı grupların kilit liderlerinden biri.

Muhammed el-Menfi başkanlığındaki Başkanlık Konseyi'ne bağlı gibi görünen İstikrarı Destekleme Birimi, İçişleri ve Savunma Bakanlıkları tarafından güvenliğinin sağlanması gereken devlet kurumları ve hayati öneme sahip tesisler üzerinde kontrolünü zorla dayatan en önemli silahlı gruplardan biri.

AFP'nin doğruluğundan emin olamadığı görüntüler, Kikli'nin yerde yattığını ve yakın mesafeden vurulduğu gösteriyor.

Analist Celal Harşavi, Ganiva'nın yeğeninin, “Trablus'taki silahlı grupların en güçlü ve etkili liderlerinden biri” olan adamın pusuya düşürüldüğünü söylediğini aktardı.

Harşavi, “Kikli’nin bankalar, telekomünikasyon, idareler ve hatta üst düzey diplomatik görevler gibi kilit pozisyonlara kendisine sadık kişileri atayabildiğini” açıkladı.

Salı günü okullar ve Trablus Üniversitesi güvenlik önlemleri kapsamında ikinci bir duyuruya kadar eğitime ara verdiler. Daha sonra Üniversite çarşamba gününden itibaren eğitime yeniden başladığını duyurdu. İçişleri Bakanlığı, “Vatandaşlar ile memurlara işlerine dönme” çağrısı yaparak, durumun “güvenli ve istikrarlı” olduğunu vurguladı.

Pazartesi akşamı uçaklar Trablus Havalimanı'ndan başkentin 200 kilometre doğusunda bulunan Misrata'daki güvenli bir yere nakledildi ve çok sayıda uçuş bu şehre yönlendirildi. Daha sonra havalimanına uçuşlar yeniden başlatıldı ve Mitiga Uluslararası Havalimanı hava sahası da açıldı.

Nüfuz haritasındaki değişim

Pazartesi akşamı Libya'nın başkentinde güçlü bir silahlı grubun liderinin öldürülmesi, saatlerce süren şiddetli çatışmalara ve grubunun kalesinden çıkarılmasına yol açtı. Bu durum, Trablus hükümetiyle ittifak halindeki silahlı grupların nüfuzunun güçlenmesiyle sonuçlanabilir.

Yıllardır Trablus'un geniş bir bölümünü kontrol eden Kikli'nin öldürülmesi, bundan daha geniş bir bölgenin istikrarı açısından da sonuçlar doğurabilir.

Libya önemli bir enerji ihracatçısı olup uzun süredir rakip doğulu ve batılı silahlı gruplar arasında bölünmüş durumda. Akdeniz'i geçerek Avrupa'ya ulaşmak isteyen göçmenler için bir hareket noktası ve bölgedeki rakip güçlerin mücadele alanı konumunda. Libya çatışması Rusya, Türkiye, Mısır ve BAE'yi de kendine çekti.

Kikli'nin öldürülmesinin ardından Ulusal Birlik Hükümeti, Başbakan Abdulhamid Dibeybe'nin düzensiz silahlı gruplar olarak adlandırdığı gruplara karşı güvenlik operasyonunun tamamlandığını duyurdu. Kikli'ye bağlı militanlar cezaevlerini yönettiler ve bakanlıklarda, devletin mali kuruluşlarında görevler üstlendiler.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nden Tarık Megerisi, “Ganiva, Trablus'un fiilen kralıydı. Takipçilerinin bir kısmı İç Güvenliği kontrol ederken, diğer bir kısmı da Merkez Bankası'ndan yapılan nakit transferlerinin dağıtımını kontrol ediyorlardı. Ayrıca birçok kamu şirketi ve bakanlık da kontrolleri altındaydı” dedi.

Trablus'ta otoritenin güçlenmesi, son yıllardaki kendisini zorla görevden alma girişimlerinin ardından Türkiye'nin müttefiki ve Ulusal Birlik Hükümeti'nin Başkanı Dibeybe’yi de güçlendirecek. Aynı zamanda Doğu Libya'daki silahlı gruplarla kapsamlı çatışmadaki pozisyonunu destekleyecek.

Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti'ne bağlı silahlı gruplar, Kikli başkanlığındaki İstikrarı Destekleme Birimi'nin uzun süredir elinde tuttuğu bölgeleri ve üsleri hızla ele geçirdi. Ele geçirilen bölgeler arasında örgütün kalesi olan Ebu Selim bölgesi de yer alıyordu.

Kikli'nin devrilmesiyle birlikte Savunma Bakanlığı'na bağlı ve Dibeybe ile müttefik grupların, özellikle de Mahmud Hamza komutasındaki 444. Tugay ile 111. Tugay ve Misrata'dan gelen Ortak Harekât Gücü’nün daha büyük bir rol üstlenmesi mümkün.

Dibeybe'nin müttefiklerinin birleşmesi, Batı Libya'nın, komutan Halife Hafter'in on yıl önce rakiplerini tasfiye ederek ve diğer grupları kendi kontrolüne girmeye zorlayarak iktidarı ele geçirdiği Doğu Libya’ya benzemesine yol açabilir.

Atlantik Konseyi araştırmacılarından İmadeddin Badi, “Bu, Trablus'ta daha önce görülmemiş düzeyde bir saha kontrolünün önünü açıyor ve silahlı grupların sayısının azaltılmasını sağlıyor” dedi.

Libya, Muammer Kaddafi rejiminin 2011 yılında devrilmesinden bu yana bölünmelerle boğuşuyor. Ülke iki hükümet tarafından yönetiliyor: Biri uluslararası toplum tarafından tanınan ve Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki Trablus'taki hükümet, diğeri ise doğuda Usame Hamad’ın başkanlık ettiği ve Meclis ile Mareşal Halife Hafter tarafından desteklenen hükümet.