Mısır, yüzlerce binayı ‘seçkin mimari arşivine’ dahil edecek

Binaların çoğu orta ve doğu Kahire'de bulunuyor.

Mısır, yüzlerce binayı ‘seçkin mimari arşivine’ dahil edecek
TT

Mısır, yüzlerce binayı ‘seçkin mimari arşivine’ dahil edecek

Mısır, yüzlerce binayı ‘seçkin mimari arşivine’ dahil edecek

Mısır Kültür Bakanlığı, Seçkin Mimari Karaktere Sahip Ulusal Kültür Yapıları Arşivi'ne dahil edilme hazırlıkları kapsamında çoğu Kahire’nin merkezinde ve doğusunda yer alan 400 tarihi yapının belgelenmesinin tamamlandığını duyurdu. Söz konusu arşivin hazırlanması, Mühendis Muhammed Ebu Sa`da başkanlığındaki Ulusal Uygarlık Uyum Örgütü tarafından denetleniyor.
Mısır Kültür Bakanı Dr. Nevin Al-Kilani, Ulusal Kültür Yapıları Arşivi'nin, bu hazinelerin korunmasına yardımcı olan önemli tarihi mirasa sahip binaları listelemek, belgelemek ve korumak amacıyla gelecek nesiller için bakanlık tarafından son zamanlarda başlatılan en önemli projelerden biri olduğunu vurguladı.
Kahire Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'nde Mimarlık ve Kentsel Tasarım Profesörü ve Ulusal Uygarlık Uyum Örgütü Yönetim Kurulu üyesi Dr. Süheyr Zeki Havas, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda “Elektronik arşiv, tarihi yapıların korunmasında çok önemli bir adım. Mısır Arşiv Evi ile aynı değeri ve önemi taşımakta. Çünkü verdiği bilgiler, her bir kültür yapısının varlığına destek ve ona ait resmi bir belge niteliğinde” dedi.

Zeki Havas, “Mısır, tüm valiliklerde kültür yapılarının tescili alanında çok yol kat etti. Arşiv gerçek bir artı. İnsanlar bu arşiv içinde arama yaparken, haritada binanın konumunu bulabilecek. Binanın konumu, vatandaşlara iletmek istediğimiz bilgilere en güçlü desteği sağlayacak. Adli işlemlerde veya lisanslarla ilgili işlemlerde herhangi bir hatayı önlemek için binanın konumu oldukça önemli. Zira açık adreste bazı binalar arasında güçlü bir benzerlik olması mümkün olduğu için daha önce tam olarak hangi binadan bahsedildiğine dair yeterli bilgiye erişilemiyordu” açıklamasında bulundu.
Havas, “Yeni haliyle elektronik arşivin içeriği, tarihi binalara yönelik bir tür görsel kültür yaratıyor. Arşivde binanın adresi, konumu, binayı tanımlamak için gerekli tüm veriler ve binanın konumunun yer aldığı haritanın yanı sıra binanın resimleri de bulunuyor. Bu da binanın yeri, adresi ve şekli arasında bir bağlantı kurmak ve sonuçta binanın hafızada kalmasını sağlamak anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
Havas, bu elektronik arşivin, ‘Mısır mimarisine büyük ölçüde müdahale etme girişimlerini engelleyeceğini, çünkü yapının herhangi bir yıkım veya cephe bozma girişimine ya da yapıyla ilgili herhangi bir hukuka aykırı eyleme maruz kalması halinde, devletin elinde yapının orijinal şekline dair açık bir belge ve görsel bir referans bulunacağını’ kaydetti. Havas’a göre, böyle bir belge ve referans bulunduğu zaman kimse binaya müdahale edemez. Ayrıca böyle bir belge, müdahale edecek kişiyi çalışmasından yasal olarak sorumlu tutar.

Kültür Yapıları ve Alanları Komitesi’nin bir üyesi, yapıların elektronik arşive kaydedilmesinde bilgilerin tam doğruluğunun araştırılması gerektiğini vurguladı. Bunun nedeni, arşivde depolanacak bilgilerde herhangi bir hatanın meydana gelmesinin, yapıya büyük zarar verecek ve gerekli korumayı sağlayamayacak oluşu. Çünkü böyle bir hata, herhangi bir manipülatörün, istediği yıkım veya tadilat işini yapmak için yapıyı Miras Koruma Departmanı’ndan çıkarmak için bu hatayı kullanmasını mümkün kılar.
Seçkin Mısır mimarisinin korunması amacıyla yıkılmayan binaların yıkılmasını düzenlemek için 2006 yılında çıkarılan 144 sayılı kanun ile bu tarihten itibaren Mısır'ın tüm valiliklerinde tescil komisyonları oluşturuldu. Bu komisyonlarda Mısır'da yaklaşık 5 bin bina tescil edildi ve bu, Mısır'ın kültür yapıları bakımından zenginliği düşünüldüğünde sınırlı bir sayı. Ancak tescil çalışmaları halen devam etmekte olup, kanunun öngördüğü 5 kritere göre yürütülmekte. Buna göre yapı, seçkin bir mimari üsluba sahip olmalı veya Mısır tarihinde iz bırakmış bir kişiliğe sahip olmalı; Asvan'daki Abbas Al-Akkad'ın evi, Cemal Abdülnasır’ın evi veya Seyid Derviş'in evi gibi.

Var olan yaratıcılığın veya mimari düşüncenin türünün veya tasarımcının öncü mimarlardan biri olduğunun bir göstergesi olarak mekanın belli bir tarihi dönemi temsil etmesi, yani bir dönemde yapılmış yapı tipi olması da bir kriter. Ayrıca Kahire Kulesi gibi turist çeken bir yer olması da kriter.
Kültür yapıları 3 seviye şeklinde kayıtlı.
(A) Eserin kendisine yakın şekilde değiştirilebilmesi. Bu durumda çok katı koşullar dışında hiçbir değişikliğe izin verilmez.
(B) Tescilli binaların çoğunun ait olduğu ve içinde oturulabilecek grup. Bu gruptaki yapılara dışarıdan herhangi bir değişiklik yapılması yasak. Ancak aşınmış bir zeminin veya nemli bir duvarın onarılması yoluyla binanın verimliliğinin artırılmasına izin verilebilir. Bu da ancak Ulusal Uygarlık Uyum Otoritesi’nin izniyle yapılabilir.
(C) Harap olmuş kültür yapıları ile ilgili ve mekanın hatırası için dış cepheleri korunurken binanın içinde değişiklik için mutlak özgürlük alanı olacak. Bu da, Opera Meydanı'ndaki Continental Otel’de olduğu gibi Uyum Örgütü’nün onayı alındıktan sonra mümkün.



Gazze'deki İsrailli rehinenin annesi uluslararası topluma savaşı sona erdirme çağrısında bulundu

İsrailli rehine Nimrod Cohen'in annesi Vicki Cohen, 12 Ağustos 2025'te İsviçre'nin Cenevre kentindeki Birleşmiş Milletler Avrupa Genel Merkezi'nde Birleşmiş Milletler Muhabirleri Cenevre Derneği tarafından düzenlenen basın toplantısında oğlunun fotoğrafını tutuyor. (AP)
İsrailli rehine Nimrod Cohen'in annesi Vicki Cohen, 12 Ağustos 2025'te İsviçre'nin Cenevre kentindeki Birleşmiş Milletler Avrupa Genel Merkezi'nde Birleşmiş Milletler Muhabirleri Cenevre Derneği tarafından düzenlenen basın toplantısında oğlunun fotoğrafını tutuyor. (AP)
TT

Gazze'deki İsrailli rehinenin annesi uluslararası topluma savaşı sona erdirme çağrısında bulundu

İsrailli rehine Nimrod Cohen'in annesi Vicki Cohen, 12 Ağustos 2025'te İsviçre'nin Cenevre kentindeki Birleşmiş Milletler Avrupa Genel Merkezi'nde Birleşmiş Milletler Muhabirleri Cenevre Derneği tarafından düzenlenen basın toplantısında oğlunun fotoğrafını tutuyor. (AP)
İsrailli rehine Nimrod Cohen'in annesi Vicki Cohen, 12 Ağustos 2025'te İsviçre'nin Cenevre kentindeki Birleşmiş Milletler Avrupa Genel Merkezi'nde Birleşmiş Milletler Muhabirleri Cenevre Derneği tarafından düzenlenen basın toplantısında oğlunun fotoğrafını tutuyor. (AP)

Gazze'de Hamas tarafından rehin tutulan Nimrod Cohen'in annesi dün uluslararası topluma, Hamas ve İsrail'e savaşı sona erdirmek ve tüm rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamak için baskı yapma çağrısında bulundu.

Gazze'de tutulan İsrailli dört kişinin annesi, Uluslararası Kızılhaç Komitesi Başkanı Mirjana Spoljaric ile özel bir görüşme yapmak üzere Cenevre'ye gitti.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Vicki Cohen, toplantının ardından yaptığı açıklamada, "Savaşmak bir çözüm değil. Nimrod ve diğer rehineleri eve getirmenin tek çözümü savaşı sonlandırmak ve bir anlaşma imzalamaktır" dedi.

Cohen, "Dünyanın Hamas ve hükümetimiz üzerinde baskı kurmasına ihtiyacımız var. Sonuçta, tek çözüm bir anlaşmadır" şeklinde konuştu.

Cohen, rehinelerin anneleri Ariel ve David Konio, Guy Gilboa-Dallal ve Eviatar David'in de eşliğinde Uluslararası Kızılhaç Komitesi Başkanı ile bir araya geldi.

Hamas, bu ayın başlarında Eviatar David'in ciddi beslenme yetersizliği ve zayıflık içinde olduğu, mezarı olduğunu söylediği bir çukur kazdığı video yayınladı.

Annesi Galiya David, BM muhabirlerine “O karanlık bir tünelde, hareket edemiyor, ayağa bile kalkamıyor” dedi.

“Videoyu izlemek istemedim, kalbim parçalanır diye. Ama onun sesi olmalıyım. Onun geri dönmesi için mücadele etmeliyim” ifadelerini kullandı.

İsrail yetkilileri, Bienyamin Netanyahu başkanlığındaki güvenlik kabinesinin onayladığı plana göre ordunun Gazze şehrini “kontrol altına alacağını” açıkladı ve bu karar dünya çapında tepki yarattı.

Galia David, “Savaşın devam etmesi... Evet, bundan çok korkuyoruz. Serbest bırakılan rehinelerden, (Hamas) teröristlerinin savaş sırasında onlara daha acımasız davrandığını biliyoruz. Onlara daha kötü muamele ediyorlar” dedi.

7 Ekim 2023'teki kanlı saldırıda kaçırılan 251 rehineden 49'u hala Gazze'de tutuluyor ve İsrail ordusu 27'sinin öldürüldüğünü doğruladı.