Ürdün Dışişleri Bakanı: Uyuşturucu, terör ve milis tehlikesiyle karşı karşıyayız

Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Eymen Safadi ve ekibi, Rusya'nın Suriye Büyükelçisi ile diyalog oturumunda (Ürdün Dışişleri Bakanlığı)
Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Eymen Safadi ve ekibi, Rusya'nın Suriye Büyükelçisi ile diyalog oturumunda (Ürdün Dışişleri Bakanlığı)
TT

Ürdün Dışişleri Bakanı: Uyuşturucu, terör ve milis tehlikesiyle karşı karşıyayız

Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Eymen Safadi ve ekibi, Rusya'nın Suriye Büyükelçisi ile diyalog oturumunda (Ürdün Dışişleri Bakanlığı)
Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Eymen Safadi ve ekibi, Rusya'nın Suriye Büyükelçisi ile diyalog oturumunda (Ürdün Dışişleri Bakanlığı)

Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Eymen Safadi, Güney Suriye'de istikrarı sağlamanın ve uyuşturucu kaçakçılığı, terörizm ve milis tehdidiyle yüzleşmenin ülkesinin karşı karşıya olduğu bir tehlike olduğunu söyledi. Safadi bu tehlike ile yüzleşmek için gerekli tüm önlemleri alma ve Rusya ile iş birliğine girme gereğini ifade etti.
Safadi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Alexander Lavrentiev ile dün (Çarşamba) Amman'da yaptığı görüşmede, Suriye'nin güneyinde bir istikrar faktörü olarak Rusya'nın rolünün önemine vurgu yaptı. Görüşmede, “Suriye tarafında güvenlik ve istikrarın sağlanması ve Suriye’den Ürdün’e yapılan uyuşturucu kaçakçılığı tehdidiyle yüzleşilmesi” konuları üzerinde duruldu.
Safadi, Suriye krizini sona erdirecek, Suriye halkının özlemlerini gerçekleştirecek, Suriye'yi terörden kurtaracak, birliği ve toprak bütünlüğünü koruyacak siyasi bir çözüme ulaşmanın önemini vurguladı. Safadi BM'nin 2254 sayılı kararı uyarınca Suriye’nin güvenliği, istikrarı ve rolünü yeniden kazanmasının yanı sıra mültecilerin gönüllü geri dönüşü için gerekli koşulların yaratılmasının Ürdün için bir öncelik olduğunu kaydetti.
Ürdünlü Bakan, Rus elçisi ve beraberindeki heyeti Ürdün'ün krizi Suriye ile doğrudan angajman yoluyla çözme çabalarında öncü bir Arap rolünü netleştirme önerisi ve bu rolün başlatılması yönünde kaydedilen ilerleme hakkında konuştu.
Safadi ve Lavrentiev, Güney Suriye'deki zorlukların ele alınmasında ve 2254 sayılı karar uyarınca Suriye krizine siyasi bir çözüme doğru ilerleme çabalarında Ürdün-Rus koordinasyonunun önemini vurguladılar. Safadi, Güvenlik Konseyi'nin sınırlardan Suriye'ye insani yardım girişini kolaylaştırmaya ilişkin 2672 sayılı kararın kabul edilmesini memnuniyetle karşıladı. Bu gelişme 4,1 milyondan fazla Suriye vatandaşının insani ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı olacak.
Amman'ın Suriyeli mültecilere ev sahipliği yapma ve Suriye krizini sona erdirmek için siyasi çözüme ulaşma çabalarını destekleme konusunda oynadığı rolü takdir eden Rus elçi, özellikle uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili olarak Ürdün’ün güney Suriye'de karşılaştığı zorluklarla mücadelesinde ülkesinin Amman ile iş birliği yapacağını ve istikrarı sağlamak için çalışacağını belirtti. Safadi ve Rus heyeti, BM'nin Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen'in siyasi süreçte ilerleme sağlama çabalarını desteklemeye devam etmenin önemini vurguladı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Alexander Lavrentiev'in ziyareti, Rusya Dışişleri Bakanı'nın yakın zamanda Amman'a yaptığı ziyaretin ardından geldi. Rus Bakanın Amman ziyaretinde yer alan üst düzey heyette, Rusya Dışişleri ve Savunma Bakanlıklarından Suriye dosyasıyla ilgilenen bir dizi üst düzey Rus yetkili yer almıştı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov,Geçen Kasım ayında Ürdün Kralı II. Abdullah ile bir araya geldiği görüşmede, başta güney Suriye'de olmak üzere Suriye’nin tamamında istikrarı sağlamanın önemine vurgu yaptı. 
Lavrov Suriye krizinde, Suriye topraklarının ve halkının birliğini koruyacak ve mültecilerin gönüllü ve güvenli bir şekilde geri dönüşünü garanti edecek şekilde siyasi bir çözüme ulaşmak için çabaların yoğunlaştırılması gerektiğini vurguladı.
Amman, Suriye krizinin yansımalarıyla ilgili görüşmelerde Krallığın karşı karşıya olduğu sorunlara odaklanıyor. Ürdün, Güney Suriye'den uyuşturucu kaçakçılığını organizasyonu girişimlerinin yanı sıra, Suriyelilerin acılarını derinleştiren ve Ürdün'ün güvenliğini tehdit eden istikrarsızlık durumunun doğasında var olan tehlikeler üzerinde duruyor.
Suriye'nin birlik ve bütünlüğünü garanti eden 2254 sayılı Güvenlik Konseyi Kararı uyarınca krize siyasi bir çözüm bulunmasının hâlâ ulaşılamaz hedef olduğu bir dönemde Ürdün, Suriye'nin güneyindeki Rus varlığını istikrar sağlayıcı bir faktör olarak görüyor. Şarku’l Avsat’ın bilgisine göre 2254 sayılı Güvenlik Konseyi Kararı, Suriye’nin egemenliğinin korunması, terörizmden arındırılması, güvenliğinin ve istikrarının garanti edilmesi ve mültecilerin gönüllü olarak geri dönmesi için gerekli koşulların yaratılmasını öngörmekte.
Suriye'nin, toprakları üzerindeki egemenliğine saygı gösterilmesi gerektiğini belirten Amman ve Moskova tarafları, Suriyelilerin kendi kaderini tayin hakkı ve Suriye toplumunun tüm bileşenlerinin görüşlerine saygı duyulması gerektiğinin altını çizdiler.



Hamas, İsrail'e baskı yaparak Refah sınır kapısının her iki yönde de açılmasını sağlamaları için arabuluculara çağrıda bulundu

İnsani yardım yüklü bir kamyon, Gazze Şeridi ile Refah sınır kapısının Mısır tarafında izin bekliyor (AFP)
İnsani yardım yüklü bir kamyon, Gazze Şeridi ile Refah sınır kapısının Mısır tarafında izin bekliyor (AFP)
TT

Hamas, İsrail'e baskı yaparak Refah sınır kapısının her iki yönde de açılmasını sağlamaları için arabuluculara çağrıda bulundu

İnsani yardım yüklü bir kamyon, Gazze Şeridi ile Refah sınır kapısının Mısır tarafında izin bekliyor (AFP)
İnsani yardım yüklü bir kamyon, Gazze Şeridi ile Refah sınır kapısının Mısır tarafında izin bekliyor (AFP)

Hamas, arabuluculara ve Gazze'deki Şarm el-Şeyh ateşkes anlaşmasının garantör ülkelerine, İsrail'in anlaşmayı "ihlal etmesini" durdurması ve anlaşmada yer alan taahhütlerini, özellikle de Refah sınır kapısının her iki yönde açılması gibi taahhütlerini yerine getirmesi için ciddi baskı yapmaları çağrısında bulundu.

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, bugün yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun "sivilleri hedef alarak, çadırlarını içerideyken yakarak, Şeridin evlerinden geriye kalanları yıkarak ve Refah sınır kapısını kapatmaya devam ederek Gazze Şeridi'ndeki halkımıza karşı katliamlar yapmaya devam ettiğini" söyledi.

Kasım, hareketin ateşkes anlaşmasına bağlı kaldığını belirtti. Anlaşmanın uygulanması kapsamında dün tutuklularından birinin cenazesini teslim ettiklerini kaydeden Kasım, tutuklu değişimini tamamen sonuçlandırmak için çalışmalarına devam edeceklerini ifade etti.

İsrail hükümeti dün, Refah sınır kapısının önümüzdeki günlerde yalnızca Gazze Şeridi'nden ayrılanların Mısır'a seyahat edebilmeleri için açılacağını duyurdu.

Ancak Mısır Devlet Enformasyon Servisi daha sonra bir yetkilinin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden çıkış kapısının açılması için Kahire ile iş birliği yapılacağı yönündeki açıklamasını yalanladığını bildirdi.

Resmi kaynak, "Sınır kapısının açılması konusunda anlaşmaya varılması halinde, Trump'ın planında belirtildiği gibi, sektöre giriş ve çıkışlar çift yönlü olarak sağlanacak" ifadelerini kullandı.


Refah Sınır Kapısı ve cephe hattı Gazze meselesini körüklüyor

2023 yılının Kasım ayında Refah Sınır Kapısı’nın Gazze Şeridi tarafındaki Filistinliler (AFP)
2023 yılının Kasım ayında Refah Sınır Kapısı’nın Gazze Şeridi tarafındaki Filistinliler (AFP)
TT

Refah Sınır Kapısı ve cephe hattı Gazze meselesini körüklüyor

2023 yılının Kasım ayında Refah Sınır Kapısı’nın Gazze Şeridi tarafındaki Filistinliler (AFP)
2023 yılının Kasım ayında Refah Sınır Kapısı’nın Gazze Şeridi tarafındaki Filistinliler (AFP)

Refah Sınır Kapısı’nın açılması konusunda Mısır ile İsrail arasında çıkan anlaşmazlık ve aynı cephede Hamas üyesi olduğu sanılan unsurların İsrail güçlerine düzenlediği saldırı, Gazze'de gerginliği yeniden alevlendirdi.

Mısır dün, İsrail'in ‘Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafından sadece çıkış için açılması konusunda bir anlaşmaya varıldığı’ iddiasını yalanladı. Mısırlı bir yetkili, “Sınır kapısı, eğer anlaşma sağlanırsa, geçiş noktası ABD Başkanı Donald Trump'ın barış planına çerçevesinde her iki yönde de giriş ve çıkış için açılacak” dedi. İsrail hükümetinin Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü, sınır kapısının ‘önümüzdeki günlerde, yalnızca Gazze sakinlerinin Mısır'a çıkması için’ açılacağını bildirdi.

Öte yandan sahada silahlı unsurlar, Refah Sınır Kapısı’nda konuşlu İsrail güçlerine tanksavar füzeleriyle saldırdı.

Bir diğer gelişmede, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu liderliğindeki iktidar koalisyonu, Filistin devleti kurulmasını öngören Trump’ın Gazze’deki savaşı sona erdirme planını desteklemekten kaçınmak için, muhalefetin dün İsrail parlamentosu Knesset'te önerdiği oylamayı boykot etti.


Petrol zengini Babnusa'dan sonra HDK’nin yeni hedefi Kadugli mi, el-Ubeyd mi?

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Kordofan eyaletindeki el-Ubeyd şehrine düzenlediği saldırının yol açtığı yıkım (Sosyal medya)
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Kordofan eyaletindeki el-Ubeyd şehrine düzenlediği saldırının yol açtığı yıkım (Sosyal medya)
TT

Petrol zengini Babnusa'dan sonra HDK’nin yeni hedefi Kadugli mi, el-Ubeyd mi?

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Kordofan eyaletindeki el-Ubeyd şehrine düzenlediği saldırının yol açtığı yıkım (Sosyal medya)
Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Kordofan eyaletindeki el-Ubeyd şehrine düzenlediği saldırının yol açtığı yıkım (Sosyal medya)

İki yılı aşkın süredir devam eden şiddetli çatışmaların ardından Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) geçtiğimiz pazartesi günü, Orta Sudan’daki Batı Kordofan eyaletinin merkezi Babnusa şehrinde, Sudan ordusunun son kalesi olan 22. Piyade Tugayı üzerinde ‘tam kontrol’ sağladığını duyurdu. Bu arada bazı askeri uzmanlar, petrol zenginliği ve süt ürünleri üretimi ile tanınan stratejik şehrin düşmesinin, kuzey ve güneydeki diğer bölgelere yönelik yeni saha kazanımları için bir sıçrama noktası haline gelebileceğini öngörüyor. Olayın üzerinden iki gün geçmesine rağmen Sudan ordusundan resmi bir açıklama gelmezken, orduya yakın platformlarda, şehirdeki birliklerin aynı eyaletteki Heglig bölgesine çekildiği iddiaları paylaşıldı.

Kordofan şehirleri sallantıda

Kordofan’daki büyük şehirler, HDK’nin baskılarının artmasıyla sallantıda. Sudan ordusunun elinde sadece, Batı Kordofan’da Nuhud ve Babnusa’nın düşmesinin ardından Kuzey Kordofan eyaletinin el-Ubeyd ve Um Ruvabe şehirleri ile Batı Kordofan’daki petrol zengini Heglig kaldı. Güney Kordofan eyaletinde ise ordu Kadugli ve Deleng’i kontrol ederken, HDK ed-Dubeybat’ta hakimiyet kurmuş durumda. Diğer yandan HDK’nin müttefiki olan Sudan Halk Kurtuluş Hareketi’nin Abdulaziz el-Hilu kanadı, Güney Kordofan’daki Nuba Dağları’ndaki Kauda şehrini kontrol ediyor.

Babnusa’nın önemi

Batı Kordofan eyaletinde, Doğu Darfur sınırına yakın konumda bulunan Babnusa, başkent Hartum’a yaklaşık 600 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Sudan demiryolu ağının en önemli kavşaklarından biri olan şehir, ülkenin batısı ile doğusu ve kuzeyini birbirine bağlıyor. Babnusa, Sudan’ın önde gelen süt fabrikalarına ev sahipliği yapmasının yanı sıra petrol zenginliği ile ekonomik açıdan stratejik bir şehir olarak kabul ediliyor.

dfvg
El-Faşir'in Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) eline geçmesinin ardından şehirden kaçmak zorunda kalan yerlerinden edilmiş Sudanlılar, 26 Ekim 2025 (AFP)

HDK, Babnusa’nın düşüşünün ardından izleyeceği net stratejiyi henüz açıklamamış olsa da, eski Sudan ordusu askerleri olası senaryolar üzerinde değerlendirmelerde bulundu. İsminin açıklanmasını istemeyen eski bir Sudan ordusu subayı, Babnusa’nın hem askeri hem de coğrafi açıdan büyük öneme sahip olduğunu, düşmesinin savaşın gidişatında kritik bir dönüm noktası oluşturabileceğini ve bunun, Güney Kordofan’ın başkenti Kadugli, Deleng ve ordunun hâlâ kontrolünde tuttuğu diğer bölgelerin ele geçirilmesine kapı açabileceğini belirtti. Subay, “HDK, Kuzey Kordofan eyaletinin başkenti el-Ubeyd’i öncelikli askeri hedefleri arasına almış ve sürekli saldırılar düzenlemeye devam etmiştir. Kuvvetlerini stratejik noktalara yaymaları, şehre yönelik bir saldırının her an gerçekleşebileceğini gösteriyor” dedi.

HDK ateşkese uymadı

Kaynak, HDK’nin tek taraflı bir ateşkes ilan etmiş olmasına rağmen buna uymadığını ve 22. Piyade Tugayı’na bağlı askerlerin mevzilerine yönelik saldırılarına devam ederek şehri ele geçirdiğini belirtti. Bu durum, grubun askeri hedeflerinin henüz tamamlanmadığını ortaya koyuyor.

Askeri uzmanlara göre HDK’nin bu bölgeyi ele geçirmesi, ona daha fazla askeri operasyon için iyi bir üs sağlıyor. Uzmanlar, kuvvetlerin müttefiki olan Abdulaziz el-Hilu liderliğindeki Halk Kurtuluş Hareketi’ni destekleyerek, Güney Kordofan eyaletinin başkenti Kadugli’yi ele geçirmeye çalışmasının muhtemel olduğunu belirtiyor. Bu, ordunun eyaletteki önemli bazı kasabaları ele geçirmesinin ardından gelen stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor.

Sudan ordusunun eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı ve sözcüsü Tümgeneral Muhammed Beşir Süleyman, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Babnusa’nın HDK’nin eline geçmesinin beklenen bir gelişme olduğunu ve kenti kontrol eden tarafın operasyonel manevra alanını büyük ölçüde genişleteceğini söyledi. Süleyman, “Babnusa, petrol zenginliğiyle ekonomik açıdan önemli bir eyalette yer alıyor. Ayrıca demografik yapısı, HDK’nin sosyal tabanlarını oluşturuyor. Bu durum, onlara siyasi bir boyut kazandırıyor; özellikle Darfur bölgesi ile bağlantılı olarak kontrol alanlarını genişletmek ve Kordofan’da savaşçılar için lojistik destek sağlamak amacıyla bir tür geçici yönetim oluşturma stratejisi izliyorlar” ifadelerini kullandı.

efrf
El-Faşir'den gelen Sudanlı mülteciler, Tine Mülteci Kampı (Reuters)

Süleyman, HDK’nin Babnusa’yı ele geçirmesinin, ordunun Kuzey Kordofan eyaletindeki operasyonel ilerleyişine karşı onu daha avantajlı bir askeri konuma getirdiğini, buna rağmen ordunun el-Ubeyd’in batısı ve Nuba Dağları’nda elde ettiği zaferlerin önemini koruduğunu belirtti.

Ordu neye ihtiyaç duyuyor?

Süleyman, ordunun Kuzey ve Batı Kordofan’daki tüm cephelerde operasyonları yönetebilmesi için doğru planlamaya ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Bunun, kuvvetler, lojistik destek ve yedeklerin sağlanması gibi büyük askeri kaynakları gerektirdiğini ifade ederek, “Operasyonel başarısızlığa yer yok. Stratejik hedef, Darfur’un yeniden kontrolünü sağlamak” dedi.

Eski asker, HDK’nin Babnusa’yı ele geçirerek başarmayı hedeflediği askeri amaçların başında, Sudan ordusunu Batı Kordofan’daki sosyal tabanlarından uzaklaştırmak olduğunu söyledi.

Süleyman, “Bu bölgeyi kontrol etmek HDK’ye, operasyonlarında asker ve teçhizat tedarikini sürdürme imkânı sunuyor, böylece daha fazla toprak kazanabiliyor, aynı zamanda Darfur’u güvence altına alıyor ve stratejik öneme sahip el-Ubeyd şehrine yönelik operasyonlarını geliştirebiliyor” dedi.

Süleyman ayrıca, HDK’nin kenti ele geçirme çabasının, askeri ve siyasi olarak konumunu güçlendirme, kara hakimiyetini genişletme ve böylece daha güçlü bir müzakere pozisyonu elde etme amacı taşıdığını vurguladı. Bu çerçevede, ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır’ın dahil olduğu Dörtlü’nün Sudan’da üç aylık bir insani ateşkes sağlama çabaları da devam ediyor.