Çin'in nüfusunun onlarca yıl sonra ilk kez 2022'de düştüğü tahmin ediliyor

Resmi veriler, 2022'deki toplam doğum sayısının 10 milyon gibi rekor seviyede düşük olduğunu gösterecek

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Çin'in nüfusunun onlarca yıl sonra ilk kez 2022'de düştüğü tahmin ediliyor

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Uzmanlar Çin'in nüfusunun onlarca yıl sonra ilk kez 2022'de muhtemelen düşmeye başladığını ve bunun ülkenin ekonomisini etkileyebileceğini söylüyor.
Bağımsız nüfusbilimci He Yafu'ya göre, gelecek hafta açıklanacak resmi veriler 2022'deki toplam doğum sayısının 10 milyon gibi rekor bir seviyede düşük olduğunu gösterebilir.
Nüfusbilimciyi referans gösteren Bloomberg, bu rakamın 2021'de doğan bebek sayısı olan 10,6 milyonun altında kalacağını bildirdi.
Geçen yıl temmuzda, Çin'in nüfus artışının önemli derece yavaşladığı ve 2025'ten önce azalmaya başlamasının beklendiği aktarılmıştı.
Devlete bağlı Global Times gazetesi geçen yıl, üst düzey bir sağlık yetkilisine referans vererek, 24 Temmuz 2022'de yayımlanan doğum verilerinin iki yıl önceki yeni doğumların sayısının birkaç eyalette onlarca yıldır en düşük seviyede olduğunu gösterdiğini bildirmişti.
Haber kuruluşu eyalet verilerini referans alarak, merkez Hunan eyaletindeki doğum sayısının yaklaşık 60 yıldır ilk kez 500 binin altına düştüğünü aktarmıştı.
Sadece, Çin'in güneyindeki Guangdong eyaletinde 1 milyondan fazla yeni doğum olduğu belirtilmişti.
He, Çin'de 2022'de muhtemelen, kısmen Kovid nedeniyle, 2021'de ölen 10,1 milyon kişiden daha fazla ölüm görüldüğünü söylüyor.
Uzmanlar, nüfustaki düşüşün önceden beklenenden daha hızlı geldiğini, bunun da büyümeyi engelleyebileceği ve bu durum zaten daralan işgücüyle birlikte konut talebini azaltabileceği için ekonomik anlamda ciddi yankılar yaratabileceğini söyledi.
Bloomberg'in haberine göre Çin yönetimi, ulusal emeklilik sistemini finanse etmekte de zorluk yaşayabilir.
Gavekal Dragonomic'te Çin araştırmaları yardımcı yöneticisi Christopher Beddor, Bloomberg'e "doğum oranlarını artırmak için alınan önlemlerin çok az ve çok geç olduğunu, bu önlemlerin sıfır Kovid politikasının doğum oranları üzerindeki etkisine kesinlikle yenik düştüğünü" söylüyor.
"Temel sorun, bu alanda ancak bu kadar çok politikanın gerçekleştirilebileceğidir çünkü azalan doğum oranları derin yapısal faktörlerden kaynaklanır" diyen Beddor, Çin'in yaşlanmasının ve nüfus düşüşünün yarattığı ekonomik zorlukların yıllardır tartışıldığını ekliyor.
Yönetim bu sorunların çok gerçek olduğunu ve çok hızlı geldiğini geç fark etmiş gibi görünüyor.
Öte yandan geçen yıl yayımlanan bir BM raporuna göre, Hindistan'ın bu yıl Çin'i geçip dünyanın en kalabalık ülkesi olması bekleniyor.
BM Genel Sekreteri António Guterres, "Bu yıl (2022) Dünya Nüfus Günü (11 Temmuz), Dünya'daki 8 milyarıncı sakinin doğumunu beklediğimiz bir dönüm noktasına denk geliyor" demişti.



ABD, Afrika’da “Ukrayna tarzı” maden anlaşması peşinde

M23 gerillaları, KDC'deki maden yataklarının bulunduğu bölgeleri elinde tutuyor (Reuters)
M23 gerillaları, KDC'deki maden yataklarının bulunduğu bölgeleri elinde tutuyor (Reuters)
TT

ABD, Afrika’da “Ukrayna tarzı” maden anlaşması peşinde

M23 gerillaları, KDC'deki maden yataklarının bulunduğu bölgeleri elinde tutuyor (Reuters)
M23 gerillaları, KDC'deki maden yataklarının bulunduğu bölgeleri elinde tutuyor (Reuters)

ABD, Kongo Demokratik Cumhuriyeti (KDC) ve Ruanda'ya barış ve maden anlaşması için baskı yapıyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ın Ortadoğu Danışmanı Massad Boulos, Reuters’a verdiği röportajda, bölgeye Batılı ülkelerden milyar dolarlık yatırım yapılmasını sağlayacak bir anlaşma istediklerini söylüyor.

Boulos, KDC ve Ruanda’nın iki ay içinde Beyaz Saray’da anlaşma imzalamasını hedeflediklerini belirtiyor.

KDC'de 23 Mart Hareketi (M23) adlı isyancı grup orduyla mücadeleyi sürdürüyor. Ruanda tarafından yönetildiği öne sürülen örgüt, Goma ve Bukavu gibi iki büyük kentle birlikte maden zengini başka bölgeleri de kontrol ediyor. M23 militanlarının çoğu, Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame'nin de kabilesi olan Tutsilerden oluşuyor.

Boulos, iki ülkenin de güvenlik endişelerini giderecek adımları atmasını istediklerini söylüyor. Bu kapsamda Ruanda’nın askerlerini Kongo’dan çekmesi ve M23’e desteğini sonlandırması talep ediliyor. KDC’nin de Ruanda hükümetine karşı savaşan Ruanda’nın Kurtuluşu için Demokratik Güçler (FDLR) örgütüne desteği kesmesi isteniyor.

Trump’ın danışmanı, ilerleme kaydedilip edilmediğinin tespiti için ABD, Katar, Fransa ve Togo’nun yer aldığı bir komite oluşturulduğunu da sözlerine ekliyor.

Boulos, KDC ve Ruanda’nın barış tekliflerinin değerlendirileceğini ve taraflar arasında mutabakata varıldığında maden anlaşmalarının imzalanacağını belirtiyor:

Barış anlaşmasını imzaladığımızda, KDC’yle maden anlaşması da aynı gün tamamlanacak. Ardından Ruanda’yla da farklı ölçekte bir maden anlaşması imzalanacak.

Londra merkezli Financial Times’ın marttaki haberinde, Trump yönetiminin maden anlaşması için KDC lideri Félix Tshisekedi’yle görüşme yaptığı yazılmıştı. ABD’nin, KDC’ye destek karşılığında bakır, kobalt ve uranyum gibi nadir bulunan madenlere erişim istediği aktarılmıştı.

Trump yönetimi, benzer bir anlaşmayı uzun müzakerelerin ardından 30 Nisan’da Ukrayna’yla da imzalamıştı. Anlaşma uyarınca ABD, bugüne kadarki askeri ve finansal desteği karşılığında, Ukrayna’nın nadir toprak elementlerine ve doğal kaynaklarına erişebilecek.

Independent Türkçe, Reuters, FT