ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Elizabeth Stickney, Şarku’l Avsat’a konuştu: Çin ile rekabetin çatışmaya dönüşmemesine özen gösteriyoruz

ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Elizabeth Stickney. (Şarku’l Avsat)
ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Elizabeth Stickney. (Şarku’l Avsat)
TT

ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Elizabeth Stickney, Şarku’l Avsat’a konuştu: Çin ile rekabetin çatışmaya dönüşmemesine özen gösteriyoruz

ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Elizabeth Stickney. (Şarku’l Avsat)
ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Elizabeth Stickney. (Şarku’l Avsat)

ABD, Çin ile rekabetin çatışmaya dönüşmesini engelleme konusundaki kararlılığını dile getirerek yeni bir ‘Soğuk Savaş’ olasılığını dışladı. Pekin ile ilişkilerde ‘yatırım, uyum ve rekabet’ temelinde üçlü bir yaklaşıma olan bağlılığını teyit etti.
ABD Başkanı Joe Biden, iş birliğini güçlendirmek ve Çin tehdidini ortadan kaldırmak için Japonya Başbakanı'nı kabul ederken, Dışişleri Bakanı Antony Blinken da Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile ABD’li mevkidaşı arasında, Bali'deki G-20 Zirvesi’nin oturum aralarında yapılan görüşmede kaydedilen ilerlemeyi geliştirmek amacıyla Pekin’i ziyaret etmeye hazırlanıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Elizabeth Stickney, Biden yönetiminin Çin'e genel yaklaşımın ‘yatırım yap, uyumlu ol ve rekabet et’ olarak özetledi. Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Stickney şunları söyledi:
“Çıkarlarımızı savunmak ve geleceğe yönelik vizyonumuzu oluşturmak için yurt içinde yatırım yapıyor, yurt dışındaki yaklaşımımızda ortaklarımız ve müttefiklerimizle aynı çizgide ilerleyerek Çin ile rekabet ediyoruz.”
Ülkesinin Pekin ile ticareti durdurma niyetinde olmadığını ve başkalarının da bunu beklemediğini vurulayan Stickney sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çin'in herkes için geçerli olan kurallara göre oynamasını sağlamak için müttefikler ve ortaklarla birlikte çalışıyoruz. Yeni bir Soğuk Savaş’ın ortasında değiliz. On yıllardır barış ve refahı mümkün kılan temel ilkeleri koruyan uluslararası bir düzeni desteklemek istiyoruz.”
Sözcü, Çin'in uluslararası arenada ABD nüfuzunun yükselişinin yarattığı tehdide ilişkin de açıklamlarda bulundu:
“Çıkarlarımızın birleştiği, küresel barış ve refahın yanı sıra iletişim hatlarını açık tutmanın gerekli olduğu her yerde Pekin ile çalışmaya hazırız. Çin ile kıyasıya rekabet etsek de bu rekabetin çatışmaya dönüşmemesine özen gösteriyoruz. Ve bu ilişkiyi sorumlu bir şekilde yönetmeye devam ediyoruz.”
Washington ve Pekin arasındaki ilişkiler, ABD'nin olası bir saldırı durumunda destek sözü verdiği Tayvan konusundaki anlaşmazlığın alevlendirdiği gerilimine tanık oldu. Stickney duruma ilişkin şunları söyledi:
“ABD, tek Çin politikasına bağlılığını sürdürüyor. Tayvan'ın bağımsızlığını desteklemiyoruz ve boğazlar arası anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesini bekliyoruz. Politikamız değişmedi ancak Pekin'in Tayvan üzerindeki artan tavrı değişti. Tayvan Boğazı boyunca ve Hint-Pasifik bölgesinde barış ve istikrarı korumak için ortaklarımızla birlikte çalışmaya kararlıyız.”
Stickney, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Pekin'in Afrika ve Ortadoğu da dahil olmak üzere dünya çapındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerini güçlendirmesine dikkat çekti:
“Pekin, gerçek refah ve büyüme yaratan sürdürülebilir fırsatlar yerine kısa vadeli çözümler sunuyor. Ortadoğu ile ilgili olarak, Pekin'in Ortadoğu'daki etkisinin ve faaliyetlerinin bölgenin refahı, istikrarı ve uluslararası ortaklarıyla uzun vadeli ilişkileri pahasına olmamasını sağlamak istiyoruz. Buna ABD de dahil. Amacımız, Çin merkezli şirketlere fayda sağlayan bir rekabet alanı değil, bölge ülkeleri ve yerel şirketlere fayda sağlayan eşit bir ticaret alanı oluşturmak.”
Sözcü, Washington’ın Pekin'in artan nüfuzundan duyduğu endişeye ek olarak kısıtlamaların kaldırılmasından bu yana Çin'deki koronavirüs dalgasıyla ilgili endişelerini şu sözlerle dile getirdi:
“Mevcut enfeksiyon salgınıyla ilgili olarak, Çin'de veya başka bir yerde, dünyanın neresinde olursa olsun, önce böyle bir salgının ortadan kaldırılmasını istiyoruz. İkincisi, koronavirüs ile ilgili olarak, herhangi bir yerde bir virüs ortaya çıkarsa, bu virüsün muhtemelen mutasyona uğrayarak dünyanın herhangi bir yerindeki insanların yaşamları için bir tehdit kaynağı haline geleceğini anlıyoruz. Üçüncüsü, Pekin ekonomisinin büyüklüğü ve ülkenin GSYİH'sı göz önüne alındığında, salgının etkileri dünyayı ilgilendiren bir konu. Pekin'in virüse karşı daha güçlü bir konumda olması sadece Çin'in değil, tüm dünyanın çıkarınadır.”



Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
TT

Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)

ABD Ulusal Radyosu "NPR" dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, Philadelphia’lı yayıncı Andrea Lawful-Sanders'ın, ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından hazırlanan soruları sorduğu röportajın ardından istifasını sunduğunu bildirdi.

Philadelphia kanalı röportajı, Biden'ın eski Başkan Donald Trump ile tartışmasından sonra medyaya ilk çıkışı olarak tanımladı.

Biden, 14 dakikalık röportajda siyah seçmenlerin gücünü vurguladı ve yönetiminin, siyah üniversiteleri desteklemek ve ilk siyah kadın Yüksek Mahkeme yargıcını aday göstermek gibi bazı başarılarını övdü.

NPR, Sanders ve bir başka sunucunun hafta sonu Biden kampanya ekibinin hafta başında kendilerine röportaj için sorular verdiğini itiraf ettiklerini belirtti.

Biden, Earl Ingram'ın programında Afrikalı Amerikalılarla ilgili aynı konular hakkında konuşmuş ve onlar için neler başardığını vurgulamıştı.

CNN'den Victor Blackwell ile yapılan ortak röportaj sırasında Blackwell hem Sanders'a hem de Ingram'a şu soruyu yöneltti: "Soruları Beyaz Saray'dan ya da kampanya ekibinden mi aldınız, yoksa soruları önceden göndermeniz mi istendi?" Bu soruyu sormamın nedeni ikinizi de eleştirmek değil, daha ziyade şunu öğrenmek istiyorum: Beyaz Saray şu anda Başkan'ın canlılığını ve etkinliğini kanıtlamaya çalışıp çalışmadığını bilmek istiyorum, bunu, Başkan'ın kendisine hangi soruların sorulacağını bilmesi için röportajdan önce soruları göndererek mi yapıyor?

Sorular onay için bana gönderildi" diyen Lawful-Sanders, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bana sekiz soru geldi ve onayladığım dört tanesi seçildi.

Ingram cevap vermedi, ancak cumartesi günü Associated Press'e ayrı olarak yaptığı açıklamada, Biden'ın yardımcılarının kendisine önceden dört sorudan oluşan bir liste gönderdiklerini söyledi.

Önceden belirlenmiş soru listenin kendisini tereddütte bırakmasına rağmen, "bu ABD Başkanı ile konuşma fırsatı olduğu için" görüşmeye devam ettiğini belirtti.

İtiraflar, Biden'ın yoğun baskı altında olduğu ve Donald Trump'a karşı geçen ayki tartışmada gösterdiği sallantılı performansın ardından hasar kontrolü yapmaya çalıştığı bir dönemde geldi.

Sanders daha sonra Facebook'ta yayınladığı kısa bir video ile cumartesi günü istifasını sunduğunu ve artık kanalda çalışmadığını vurgulayarak, "bu yolculukta rol oynayan" herkese teşekkür etti.

Philadelphia kanalı, iş ilişkilerinin sona erdiğini ayrıca duyurdu ve kanalın yöneticisi Sarah Lomax yaptığı açıklamada, 3 Temmuz röportajının "yönetimin bilgisi, istişaresi veya iş birliği olmaksızın yayıncı tarafından bağımsız olarak ayarlandığını" söyledi."

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan bilgili bir kaynağa göre bu itirafların yol açtığı tartışmaların ardından Biden'ın kampanya ekibi soru önermekten vazgeçme kararı aldı.

Biden'ın görev süresi boyunca, son yedi başkana göre daha az basın toplantısı ve medya röportajına katılması dikkat çekidir.