BAE ve Güney Kore iş birliği gelişiyor

İş birliğini ve stratejik projeler geliştirmek için BAE ve Güney Kore arasında görüşmeler gerçekleştirildi

BAE ve Güney Kore iş birliği gelişiyor
TT

BAE ve Güney Kore iş birliği gelişiyor

BAE ve Güney Kore iş birliği gelişiyor

BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed Âl Nahyan ve Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, iki ülke arasındaki işbirliğini çeşitli alanlarda geliştirme fırsatlarıyla ilgili görüştüler. Bu görüşmeler, iki ülkeyi birleştiren özel stratejik ilişkilerin yanı sıra ortak ilgi alanına giren birçok bölgesel ve uluslararası mesele çerçevesinde gerçekleştirildi.
Taraflar, gelecek planları dahilinde, yenilenebilir enerji ve her iki ülkeyi ilgilendiren diğer hayati alanlar ile birlikte yatırım, ekonomi, bilim, kültür ve ileri teknoloji alanlarında iki ülke arasındaki çeşitli işbirliği yollarını geliştirmeyi tartıştı.
Görüşmeler, BAE Devlet Başkanı'nın başkent Abu Dabi'de Kore Devlet Başkanı'nı kabulü sürecinde yapıldı. Yeol, “ziyaretinin, iki ülkeyi on yıllardır bir araya getiren özel stratejik ilişkilere güçlü bir katkı olmasını istediğini” vurguladı.
BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed Âl Nahyan ise görüşmeyle ilgili şunları söyledi: "BAE ve Kore'nin kırk yılı aşkın bir süredir devam eden yakın bir stratejik ortaklığı var ve bu ilişki, 2018'de özel bir stratejik ortaklık seviyesine yükseldi. BAE'nin Kore ile bu düzeyde bir ortaklığa sahip olmasından gurur duyuyoruz."
Muhammed bin Zayed, Barakah İstasyonlarında barışçıl kullanım amacıyla nükleer enerji üretimi projesinden bahsederek en önemli stratejik kalkınma projelerinden birine değindi.
Konuyla ilgili olarak BAE Devlet Başkanı, “Ortak çalışma ile bu alandaki en son teknolojileri kullanarak dünyanın en gelişmiş ‘nükleer enerjinin barışçıl kullanımı’ projelerinden birini geliştirmeyi başardık” açıklamasında bulundu.
Başkan, BAE'nin önümüzdeki dönemde konvansiyonel enerji, temiz enerji, ekonomi, yatırım, savunma teknolojisi ve diğer birçok ortak ilgi alanlarında Kore ile ilişkilerini geliştirmek ve güçlendirmek için çabaladıklarını vurguladı.
Şeyh Muhammed bin Zayed Âl Nahyan, açıklamasında, "BAE, iklim eylemine ve iklim değişikliğinin neden olduğu küresel zorlukların ele alınmasına büyük önem veriyor." dedi.
Güney Kore Devlet Başkanı, barışçıl amaçlarla kullanılması için nükleer enerji, enerji, yatırım ve savunma sanayileri dahil olmak üzere kilit alanlarda, ikili ilişkileri geliştirmek için stratejik iş birliğini güçlendirmenin önemini vurguladı.
Taraflar, şehirlerde hidrojen enerjisi kullanımı, üretimi, iletimi ve depolanması alanında bir mutabakat zaptının da aralarında bulunduğu, birkaç anlaşma ve mutabakat zaptı imzaladı. İmzalanan belgeler arasında, BAE Uzay Ajansı ile Bilim ve Bilgi - İletişim Teknolojileri Bakanlığı arasında, uzayın barışçıl amaçlarla keşfedilmesi ve kullanılması alanında işbirliği için Ocak 2017'de imzalanan mutabakat zaptı üzerinde değişiklik yapılmasına ilişkin bir mutabakat zaptı da yer alıyor. Ayrıca, gelecekte, ulaşım alanında iş birliği yapılacağına dair de bir zapt imzalandı.
Aynı zamanda, nükleer enerjinin barışçıl kullanımı alanında icra düzenlemeleri de yapıldı. Bunun yanında "egemen yatırım ortaklığı" konulu bir mutabakat zaptı ve mali işbirliğine ilişkin başka bir zapt da imzalandı.
Taraflar, kapsamlı bir stratejik enerji ortaklığı yoluyla enerji alanındaki iş birliğini geliştirmeye yönelik iki ülke hükümetleri arasında ortak bir deklarasyona da imza attı. İki ülke görüşmeleri esnasında imzalanan diğer mutabakat zabıtları ve anlaşmalardan bazıları ise şöyle: Savunma sanayii için stratejik iş birliğine ilişkin mutabakat zaptı ve ham petrol depolama (stratejik ve ticari depolama) alanında iş birliği anlaşması, “karbon nötrlüğü hızlandırma” programı için ortak stratejik çalışma gruplarının kurulmasına ilişkin bir mutabakat zaptı, Asya’daki karbon piyasalarında gönüllü bir ortaklık hakkında bir mutabakat zaptı ve yeni nesil çok görevli kargo uçakları için ortak geliştirme programı hakkında mutabakat zaptı imzalandı.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.