Ukrayna sahnesinde dikkat çekici iki değişim

Acil durum ekipleri dün Donetsk'te bombalanan bir bölgeden molozları çıkarırken (Reuters)
Acil durum ekipleri dün Donetsk'te bombalanan bir bölgeden molozları çıkarırken (Reuters)
TT

Ukrayna sahnesinde dikkat çekici iki değişim

Acil durum ekipleri dün Donetsk'te bombalanan bir bölgeden molozları çıkarırken (Reuters)
Acil durum ekipleri dün Donetsk'te bombalanan bir bölgeden molozları çıkarırken (Reuters)

Ukrayna sahnesinde büyük bir sürpriz yok. Büyük bir stratejik değişim oluşturmayan Soledar şehri muharebesi dışında, cephe ve eksenlerde önemli bir gedik yok. Sanki savaş doruk noktasına ulaşmış gibi duruyor. 11 aylık savaşlardan sonra bu aşamadaki maksimum uzatma dünyayı değiştirdi. Ancak bu durum savaşın bittiği, tarafların siyasi hedeflerine diplomatik boyutun önünü açacak şekilde ulaşıtığı anlamına gelmiyor. Başkan Putin, Ukrayna'daki hedeflerinde hala maksimalist olmak istiyor. Başkan Zelensky, maksimalist siyasi hedeflerinde maksimum düzeye ulaşmaya çalışarak ondan geri kalmıyor. Ancak denklemin mantıksal sonucu: Maksimuma karşı maksimum, yalnızca daha kanlı çatışmalara yol açar.
Peki, Ukrayna sahnesinde yeni olan ne?
İki önemli olay gerçekleşti: Ukrayna arenasında Rus askeri liderliğinde bir değişiklik ve Batı'nın Ukrayna'ya ağır tanklar sağlama isteği. Peki bu iki olayın ayrıntıları nedir?

Askeri liderlikte değişiklik
*Savaşın şiddetlendiği sırada askeri liderlik değiştiyse, bu bir sorun olduğu anlamına gelir. Eğer askeri komutan atandıktan sadece 3 ay sonra değişiyorsa, bu gerçekten garip. Özellikle de bu komutanın - Sergey Surovikin- hiçbir cephede yenilmediği, ancak herhangi bir başarı elde edemediği düşünüldüğünde gerçekten ilginç bir durum. Ancak göreve gelmeden önce meydana gelen tek şey, Herson şehrinden çekilmesiydi ve bu çekilmeden kesinlikle kendisi sorumlu değildi.
*Surovikin’in yerine Genelkurmay Başkanı'nın yeni bir komutan olarak atanması ve Sergey Surovikin’in onun yardımcısı olarak görevlendirilmesi, aynı savaş alanında bulunmasından sonra askeri değerinin düşürülmesi anlamına gelir. Başkan Putin'e çok sadık olan Genelkurmay Başkanı'nın, savaşın temel planlarının hazırlanmasına katkıda bulunan kişi olarak ve başarısızlığından sonra atanması, Başkan Putin'in savaşın yönetimini tamamen kontrol etmek istediği anlamına gelir.
*Son olarak elde edilen bilgiler, General Surovikin'in, Rusya Savunma Bakanlığı ile keskin bir anlaşmazlık içinde olan Wagner'i finanse eden Yevgeni Prigojin'e çok yakın olduğunu ve onu her zaman askeri performansından dolayı eleştirdiğini söylüyor. Böylece, Surovikin'in yerine başka bir ismin atanmasıyla Savunma Bakanlığı bir taşla iki kuş vuruyor. Ancak kesin olan şu ki, Başkan değişikliğin farkında ve daha sonra netleşebilecek nedenlerle onu kutsayan da kendisi.

Panzerler ve tanklar Batı'dan Ukrayna'ya girdi
ABD, Ukrayna'ya 50 Bradley zırhlı araç tedarik etmeyi kabul etti. Almanya, 40 Marder zırhlı aracını yollamayı onayladı.AMX-10 zırhlı araçlarını göndermeyi kabul eden Fransa'da da durum aynı.  Son zamanlarda Almanya, Ukrayna'ya ‘Leopard – 2’ tipi ağır tanklar sağlanmasına engel olmuyor. İngiltere ayrıca Ukrayna'ya ‘Challenger- 2’ tipi ağır tanklar tedarik etmeyi kabul etti.

Bunların anlamı nedir?
*Bu, Batı'nın yavaş yavaş Putin'in kırmızı çizgilerini aşındırdığı anlamına geliyor. Javelin füzelerinden HIMARS’a, Patriot füzelerine ve şimdi de zırhlı araçlara ve tanklara… Kim bilir sırada ne var?
*Bu, Batı'nın Ukrayna askeri performansına güvendiği ve Ukrayna ordusunun Batı askeri teknolojisine aşina olduğu anlamına geliyor.
*Bu, bir sonraki aşamanın Ukrayna ordusunun manevra, hareket ve saldırı aşaması olduğu anlamına geliyor.
*Bu, ayrıca Batı'nın Ukrayna'ya panzerler, zırhlı araçlar ve ardından ağır tanklar sağladığı anlamına gelir ve zırhlı aracın savaşta tankla ilişkilendirilmesi gerektiğini söyleyen temel askeri denklemi tamamlar. Zırhlı araç keşif içindir ve tank saldırı sırasında yıkım, şok ve ateş gücü içindir.

Bazı engel ve zorluklar
*Şimdiye kadar vaat edilen ağır tank sayısı 30 tankı geçmiyor. Yüzbinlerce metrekarelik bir savaş alanına yetmeyen bir taburdan daha az demektir. Ukrayna ordusunun Rus ordusuna karşı zafer kazanmak için Batı'dan 300 tank ve 600 zırhlı araç tedarik edildiği biliniyor.
*Birden fazla ülkeden gelen tankların çokluğu, eğitim, bakım, lojistik ve hatta taktik performansta sorun yaratacaktır. Diğer yandan bu ağır tanklar, yüksek miktarda yakıt tüketiyor. Örneğin, ‘Leopard – 2’ tankı asfalt yollarda 3,4 litre ve bu yolların dışında - Off Road'da 5,3 litre tüketir.
*Batı tankları, Sovyet yapımı tanklara kıyasla 70 tondan daha ağır tanklardır. İkisi arasındaki ağırlık farkının 20 ton olduğu tahmin ediliyor. Bu, yollar, köprüler ve diğerleri gibi Ukrayna altyapısıyla uyumlu olmayabilir.
*Ancak bazı uzmanlar, tank türlerinin ve kaynaklarının çok yönlülüğünün Ukrayna için iyi bir şey olduğunu söylüyor. Ona birden çok seçenek sunduğuna dikkat çekiyor. Örneğin bir ülke ona tank tedarik etmeyi bırakırsa, diğer ülkeler alternatif bir kaynak olarak kalacaktır.
* Son olarak, Tanklar 2023'te ve yeni bir savaş türü beklenmesi ışığında kış bitmeden hazır olacak mı? Bu bağlamda İngiliz The Guardian gazetesi 2024'ten önce hazır olmayacağını söylüyor.

*Bu analiz, Şarku’l Avsat için bir askeri analist tarafından yapıldı



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.