Martin Luther King anılırken akıllara takılan o soru: ABD ırkçılığın üstesinden geldi mi?

ABD Başkanı Biden, Martin Luther King’i anma törenine katıldı (AP)
ABD Başkanı Biden, Martin Luther King’i anma törenine katıldı (AP)
TT

Martin Luther King anılırken akıllara takılan o soru: ABD ırkçılığın üstesinden geldi mi?

ABD Başkanı Biden, Martin Luther King’i anma törenine katıldı (AP)
ABD Başkanı Biden, Martin Luther King’i anma törenine katıldı (AP)

ABD’de ırkçılığa karşı yapılan ‘Bir Hayalim Var’ konuşması ile ‘Nefes Alamıyorum’ protestoları arasında tam 57 yıl var. Martin Luther King'in 28 Ağustos 1963 tarihinde Washington’daki Lincoln Anıtı'nın merdivenlerinde büyük bir kalabalık önünde ırkçılığa karşı yaptığı ve “i have a dream” (bir hayalim var) cümlesiyle başlayan konuşma, tüm Amerikalıların ve dünyanın hafızasına kazındı. ‘Nefes alamıyorum’ cümle ise George Floyd'un 25 Mayıs 2020'de ABD’nin Minneapolis eyaletinde bir polisin boynuna dizini bastırması sonucunda son nefesini verirken ağzından çıkan son sözlerdi. Floyd, Amerikalıları ve tüm dünyayı sarsan bir sahnede kısık bir sesle bu cümleyi söyledi. Olay, ABD’deki ırkçılık sorununu bir kez daha gözler önüne serdi.
Bugün, 2000 yılında ilk kez ulusal gün ilan edilen Martin Luther King’i Anma Günü’nde akıllara şu soru geliyor: ABD ırkçılığın üstesinden geldi mi? ABD’de her gün Afro-Amerikalıların yaşadığı duyguları ve hisleri körükleyen, cevap vermesi zor bir soru.
Floyd'un sahte bir 20 dolarlık banknot yüzünden beyaz bir polis tarafından öldürülmesi bu duyguları harekete geçirdi. Olay, henüz koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle eşi benzeri görülmemiş bir ölüm dalgasının yaşandığı bir döneme denk geldi. Siyahlar, beyaz Amerikalıların yaşadığı bölgelere kıyasla Afro-Amerikalıların yaşadığı bölgelere yönelik ilgi ve finansman konularındaki eşitsizlik bir yana salgının başlangıcında aşılar gibi meselelerde siyahların yaşadığı bölgeler beyazların yaşadığı bölgelere kıyasla daha fazla etkilendi.

Irkçılığın ele alınmasında bir takım girişimler
Bir yanda Floyd'un öldürülmesinin yarattığı öfke, diğer yanda Kovid-19 ile mücadeledeki ayrımcılık, ABD’li yetkilileri ırkçılıkla mücadeleye ve ırkçılığı sınırlamaya itti. Eyalet valileri, ABD’nin konfederasyon olduğu döneme kadar uzanan anıtları ve heykelleri kaldırmaya başladı. Temsilciler Meclisi, 2021 yılının Haziran ayında, tüm konfederasyon yetkililerinin heykellerinin Kongre binasından kaldırılmasına yönelik bir yasa tasarısını kabul etti.
Kongre'nin alt kanadı Temsilciler Meclisi’nin Afrika kökenli üyesi Karen Bass, o sıra yaptığı açıklamada, “Bu binanın inşaatında dedem de çalışmış. Ülkede köleliğin kaldırılmasından 100 yıl sonra, atalarımın köle kalması için direterek ülkemize ihanet eden insanları hala yücelttiğimizi bilseler nasıl hissederlerdi bir düşünün” ifadelerini kullandı. Tüm Demokrat temsilciler tasarıyı desteklerken, 120 Cumhuriyetçi tasarıya karşı çıktılar. Bazı Cumhuriyetçiler ise karşı çıkmalarının nedenini bu tür adımların ‘ABD’nin tarihini sildiği’ gerekçesine bağladı.
Demokratlar, bir yandan genellikle Demokrat Parti'ye oy veren büyük siyahi seçmen kitlesini yatıştırmaya çalışırken diğer yandan Cumhuriyetçileri ırkçılıkla, ırkçılığı desteklemekle ya da ırkçılığa göz yummakla suçladılar. Şarku’l Avsat’ın edindiği verilere göre, bu yılki ara seçimlerde 10 Afro-Amerikalıdan 8’i Demokratları destekledi.
ABD Başkanı Joe Biden, 11 Ağustos 2021’deki başkanlık yarışının ardından hiç vakit kaybetmeden Kamala Harris’i ilk siyahi kadın başkan yardımcısı olarak atadı. Böylece Harris, ABD'nin ilk Afrika kökenli başkanı olan eski Demokrat Başkan Barack Obama'nın ardından tarih kitaplarına ilk Afrika kökenli kadın başkan yardımcısı olarak girdi. Başkan Biden ayrıca Kitangi Brown Jackson'ı ilk Afro-Amerikalı kadın Yüksek Mahkemesi Yüksek Yargıcı olarak atadı.
Irkçılığı ele almaya yönelik bu çabaların ortasında, 6 Ocak’ta meydana gelen Kongre Binası Baskını olayı yangını körükledi. Eski Başkan Donald Trump'ın destekçileri, Kongre binasının salonlarına girdi. Saldırganlardan bazıları ırkçı duyguları körükleyen konfederasyon bayrakları taşıyorlardı. Ancak Cumhuriyetçi Parti, bu yıl ara seçimlerde tarihi bir paradoks yaşadı. 1877'den beri ilk kez Kongre'deki Afro-Amerikalı Cumhuriyetçi temsilci sayısı en yüksek seviyeye ulaştı. Bunlardan 5'i 535 üyeli Kongre’de, 4'ü Temsilciler Meclisi'nde ve sadece 1'i Senato'da sandalye kazandı.
Demokratların Afrika kökenli üyeleri ise Temsilciler Meclisi'nde 56 sandalye alırken, Senato'da sadece 2 sandalye kazanabildiler. Demokrat Parti bu yıl ayrıca, Nancy Pelosi'nin yerine Hakeem Jeffries'in Temsilciler Meclisi Azınlık Lideri olarak seçilmesinin ardından, ABD tarihinde bir ilk olarak Kongre'de azınlık lideri konumunda Afro-Amerikalı bir ismin göreve başlamasını da kutladı.



FBI İran saldırısının ardından terörle mücadeleye odaklanıyor

Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) merkezinin bulunduğu J. Edgar Hoover Binası (AP)
Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) merkezinin bulunduğu J. Edgar Hoover Binası (AP)
TT

FBI İran saldırısının ardından terörle mücadeleye odaklanıyor

Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) merkezinin bulunduğu J. Edgar Hoover Binası (AP)
Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) merkezinin bulunduğu J. Edgar Hoover Binası (AP)

Konuya yakın iki kaynak dün, FBI'ın, Başkan Donald Trump'ın İran'ın nükleer tesislerine saldırı kararının ardından ABD'ye yönelik olası tehditleri izlemek için çabalarını yoğunlaştırdığını söyledi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre FBI yetkililerinin son günlerde bazı çalışanlara, İran'dan gelen artan tehdit seviyesi göz önüne alındığında görevlerinden alınıp zamanlarının bir kısmını göç uygulamalarına ayıracaklarını bildirdiğini belirtti. Terörle mücadele, karşı istihbarat ve siber güvenlikle ilgilenen çalışanlar İran'la ilgili dosyalar üzerinde çalışıyorlar.

İki kaynaktan birine göre, Chicago, Los Angeles, San Francisco, New York ve Philadelphia'daki FBI saha ofisleri, göçmenlik davaları üzerinde çalışmak üzere ayrılmış personel vardiyalarını iptal etti. Bir FBI sözcüsü yorum yapmayı reddetti, ancak yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Ulusal güvenliğimize yönelik en acil tehditleri ele almak ve Amerikan halkının güvenliğini sağlamak için kaynaklarımızı sürekli olarak değerlendiriyor ve yeniden düzenliyoruz.”

İran, ABD'nin saldırılarına pazartesi günü Katar'daki bir ABD hava üssüne füze saldırısı düzenleyerek karşılık verdi, ancak herhangi bir kayıp yaşanmadı. İsrail ve İran arasında günlerce süren açık savaşı sona erdiren ateşkes, Trump'ın baskısı altında salı günü de sürdü.

Ancak ABD'li yetkililer İran'ın ABD topraklarında misilleme yapmak isteyebileceğine dair endişelerini dile getirdiler. Bir kaynak, FBI'ın özellikle İran'ın halihazırda ABD'de bulunan ajanlarını saldırı düzenlemeleri için yönlendirebileceğinden endişe duyduğunu ifade etti.

FBI yetkilileri son günlerde bazı çalışanlara, İran'dan gelen yüksek tehdit seviyesi göz önüne alındığında, zamanlarının bir kısmını göçmenlik uygulamasına ayırma görevinden alınacaklarını bildirdi. Terörle mücadele, karşı istihbarat ve siber güvenlik alanlarında çalışanlar İran'la ilgili dosyalar üzerinde çalışıyorlar.