Antik Ege'de kuzenlerin evlenmesinin çok yaygın olduğu ortaya çıktı

"Antik dünyanın başka hiçbir yerinde böyle katı bir akraba evliliği sistemi yoktu"

Araştırmaya konu olan Tunç Çağı Girit'inde "Avurpa'nın ilk medeniyeti" diye anılan, el işleri ve mimarisiyle ünlü Minos Uygarlığı yaşıyordu (Wikimedia Commons)
Araştırmaya konu olan Tunç Çağı Girit'inde "Avurpa'nın ilk medeniyeti" diye anılan, el işleri ve mimarisiyle ünlü Minos Uygarlığı yaşıyordu (Wikimedia Commons)
TT

Antik Ege'de kuzenlerin evlenmesinin çok yaygın olduğu ortaya çıktı

Araştırmaya konu olan Tunç Çağı Girit'inde "Avurpa'nın ilk medeniyeti" diye anılan, el işleri ve mimarisiyle ünlü Minos Uygarlığı yaşıyordu (Wikimedia Commons)
Araştırmaya konu olan Tunç Çağı Girit'inde "Avurpa'nın ilk medeniyeti" diye anılan, el işleri ve mimarisiyle ünlü Minos Uygarlığı yaşıyordu (Wikimedia Commons)

Yeni bilimsel araştırma, Tunç Çağı'nda bugünkü Yunanistan'da, Girit ve Ege adalarında birinci dereceden kuzenlerle evlenmenin yaygın bir durum olduğunu ortaya koydu.
Girit, Yunanistan anakarası ve Ege Adaları'nda Neolitik dönemden Demir Çağı'na uzanan bir aralıkta yaşamış 102 kişinin genomunu inceleyen araştırmacılar, bir dizi ilke imza attı.
İnsan kemiklerinden elde edilen genetik materyali analiz eden ekip, dönemin Girit ve Yunanistan'ındaki eski evliliklerin perde arkasına ilk kez göz atabilme imkanı sundu.
Buna ek olarak araştırmacılar ilk kez Tunç Çağı'nın sonlarında yaşamış bir ailenin biyolojik soy ağacını da çıkarabildi.
Yunanistan gibi ılıman iklime sahip bölgelerde eski DNA örneklerinin korunması ve günümüze ulaşması zorlaşıyor. Buna rağmen yeni teknikler, eskiden mümkün olmayan keşiflerin önünü açıyor.
Hakemli bilimsel dergi Nature Ecology and Evolution'da yayımlanan yeni araştırmada Tunç Çağı'nın son dönemlerine tarihlenen bir bebek mezarında bulunan kemikler incelendi ve 7'sinin akraba olduğu anlaşıldı.
İleri incelemeler bölgedeki eski insanların genellikle kuzenleriyle evlendiklerini ortaya koydu.
DNA'sı analiz edilen Egeli bireylerin yaklaşık yüzde 30'unun birinci dereceden kuzen olan ebeveynlerin çocukları olduğunu düşündüren işaretler bulundu.
Çalışmanın yazarları, bu keşfi "benzeri görülmemiş" diye nitelerken, makalede de konuyla ilgili şu ifadelere yer verildi:
"Yeni çalışma arkeolojik kayıtlarda hiç belgelenmemiş bir kültürel uygulamayı ortaya çıkardı."
Araştırmanın baş yazarı Eirini Skourtanioti, "Dünyanın farklı bölgelerinde 1000'den fazla eski genom örneği yayımlandı. Ancak öyle görünüyor ki, antik dünyanın başka hiçbir yerinde böyle katı bir akraba evliliği sistemi yoktu" dedi:
"Bu hepimiz için tam bir sürpriz oldu ve pek çok soruyu gündeme getiriyor."
 
Independent Türkçe, IFL Science, Eurek Alert



Dinozorlar Çağı'ndaki kuşların Arktika'da yuva yaptığı ortaya çıktı

Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
TT

Dinozorlar Çağı'ndaki kuşların Arktika'da yuva yaptığı ortaya çıktı

Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)

Bilim insanları, kuşların kutup bölgelerine en azından 73 milyon yıldır yuva yaptığını keşfetti. 

Günümüzde Arktika'da yuva yapan 200'den fazla kuş türü var. Bilim insanları bu hayvanların ekosistemin önemli üyeleri olduğunu, polenleşme ve tohum dağılımı gibi temel görevlere katkı sağladığını söylüyor.

Daha önce yapılan araştırmalarda bu davranışın yeni olmadığı görülmüştü. Princeton Üniversitesi'nden Lauren Wilson "Kutup bölgelerinde yuva yapmaya dair en eski kanıt, Antarktika'nın Eosen dönemine ait yaklaşık 46,5 milyon yıl önce yaşamış bir penguen kolonisiydi" diyor.

Wilson liderliğindeki ekibin yeni araştırmasıysa bu tarihi yaklaşık 25 milyon yıl daha geriye çekti. 

Bilim insanları Alaska'nın kuzeyindeki Prince Creek formasyonunda yaptıkları kazılarda aralarında embriyo ve yavru kalıntıları da olan 50'den fazla kuş fosili ortaya çıkardı. Çoğunun boyu 2 milimetreden daha kısa olan bu fosiller, kuşların kutup bölgelerinde yuva yaptığına dair en eski kanıtı sunuyor. 

Bulguları hakemli dergi Science'ta yayımlanan çalışmanın ortak yazarı Patrick Druckenmiller, "Bu yeni fosiller, kuşların evrimi hakkındaki bilgilerimizde önemli bir boşluğu dolduruyor" diyerek ekliyor:

Bu çalışmadan önce, birkaç ayak izi dışında Alaska'da kuş fosilleri bulunmamıştı.

Araştırmacılar yaklaşık 73 milyon yıl önce Arktika'da yuva yapan bu kuşların en azından üç ayrı gruptan geldiğini saptadı. Fosillerin bir kısmı martıya benzeyen Ichthyornithes ve dalgıç kuşuna benzeyen Hesperornithes gruplarına aitti. Artık soyu tükenen bu gruplar dişli kuşları içeriyordu.

Ancak kalıntıların çoğu ördeklere benzeyen dişsiz kuşlara aitti. Araştırmacılar dişsizliğin, bugün yaşayan bütün kuşları içeren grubun belirleyici özelliği olduğunu ifade ediyor. Bu nedenle bulgular, milyonlarca yıl önce Arktika'da yuva yapan kuşların, modern kuşların yakın akrabaları olduğuna işaret ediyor.

Ekip, bölgenin o dönemde bugüne kıyasla daha sıcak olduğunu ve muhtemelen 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığı aldığını söylüyor. Ancak bu durum kuşların dondurucu soğuklara maruz kalmadıkları anlamına gelmiyor.

Druckenmiller "Kışlar bugünkü kadar sert olmasa da yıl boyunca burada yaşayan hayvanlar dondurucu soğuklara, ara sıra yağan kara ve yaklaşık 4 ay süren kış karanlığına katlanmak zorundaydı" diye açıklıyor.

Ancak bölgede o zaman yuva yapan kuşların tek sorunu sıcaklıklar değildi. Araştırmacılar bazılarının uzunluğu 5 metreye ve ağırlığı 2 tona çıkan yaklaşık 12-13 dinozor türüyle beraber yaşadıklarını söylüyor. 

Druckenmiller, Troodon gibi etçil dinozorların, "bu sevimli küçük kuşları akşam yemeğinde seve seve yiyeceğini" söylüyor. 

Edinburgh Üniversitesi'nden paleontolog Steve Brusatte, yer almadığı çalışmanın bulgularını şöyle değerlendiriyor:

Bu fosiller, kuşların onlarca milyon yıl önce bu yüksek enlemlerdeki toplulukların ayrılmaz bir parçası olduğunu ve bu toplulukların modern zamanlardaki ekolojik bir yenilik değil, Dünya tarihinin uzun vadeli bir normu olduğunu gösteriyor.

Independent Türkçe, Guardian, Live Science, Science