ChatGPT'nin karanlık yüzü: "Binlerce travmatik ifadeyi saatte 2 dolara Kenyalı işçilere okuttular"

"Küçük bir çocuğun yanında bir köpekle cinsel ilişkiye giren bir adamın ayrıntılı tasvirini okudum ve tekrarlayan kabuslar gördüm"

Şirketin kurucuları arasında Elon Musk da var. Ancak Musk, kısa süre sonra Tesla'daki yapay zeka çalışmaları nedeniyle firmadan ayrılmıştı (OpenAI)
Şirketin kurucuları arasında Elon Musk da var. Ancak Musk, kısa süre sonra Tesla'daki yapay zeka çalışmaları nedeniyle firmadan ayrılmıştı (OpenAI)
TT

ChatGPT'nin karanlık yüzü: "Binlerce travmatik ifadeyi saatte 2 dolara Kenyalı işçilere okuttular"

Şirketin kurucuları arasında Elon Musk da var. Ancak Musk, kısa süre sonra Tesla'daki yapay zeka çalışmaları nedeniyle firmadan ayrılmıştı (OpenAI)
Şirketin kurucuları arasında Elon Musk da var. Ancak Musk, kısa süre sonra Tesla'daki yapay zeka çalışmaları nedeniyle firmadan ayrılmıştı (OpenAI)

Son birkaç aydır internet kullanıcılarının gözdesi konumundaki yapay zeka sohbet botu ChatGPT'nin geliştirme sürecinin "karanlık" tarafı ortaya çıktı.
Geliştirici firma OpenAI'ın sohbet botunun kullanımını daha güvenli hale getirmek için binlerce satırlık metinleri kontrol edip filtrelemeleri için Kenyalı işçileri görevlendirdiği ve bu zorlu iş için saatte 2 dolardan az ödeme yaptığı bildirildi.
Time'ın haberine göre, Kenyalı işçileri ChatGPT'nin eğitilmesi için kullanılan metinlerdeki "toksik" verileri tespit edip müfredattan çıkarmakla görevlendirildi.
Söz konusu veriler arasında çocuk ve hayvan istismarı, cinayet, intihar, işkence ve ensest gibi temaları içerikler vardı.
ChatGPT, kasım ayı sonunda piyasaya sürülmesinden bu yana popülaritesini artırıyor. Milyonlarca kişi, uygulamanın gelişkin yazma becerilerinden övgüyle söz ediyor.
Uygulama haber yazımı, şarkı sözleri, makaleler ve hatta şiirler yazma kapasitesine sahip.
Öte yandan sohbet botu, bu hale gelmek için uzun bir eğitimden geçti. Botun arkasındaki dil modeli GPT-3, önceki yıllarda yapılan denemelerde cinsiyetçi, şiddet içerikli ve ırkçı metinler üretebiliyordu. 
Bunun nedeni de dil modelinin internetteki milyonlarca yazılı içerikle eğitilmiş olmasıydı.
Bu nedenle OpenAI, ChatGPT'yi piyasaya sürmeden önce veri kümesindeki tüm toksik içerikleri hızla filtreleyecek bir yönteme ihtiyaç duydu.
Şirket bu amaçla, gelişmekte olan ülkelere "etik" ve "saygın dijital çalışma alanı" sağladığını iddia eden ABD merkezli veri filtreleme şirketi Sama'yla ortaklık kurdu.
Sama da bu iş için Kenya'daki veri filtreleme işçilerini işe aldı ve bu çalışma sohbet botunun herkese açılabilecek kadar güvenli hale getirilmesinde önemli rol oynadı.
Öte yandan işçiler, zorlu çalışma koşulları ve düşük ücretlerle karşı karşıya kaldı.
Çalışanların kıdeme ve performansa bağlı olarak, saatte 1,32 ila 2 dolar arasında ücret aldığı aktarıldı.
TIME'a konuşan bir Kenyalı çalışan, "Küçük bir çocuğun yanında bir köpekle cinsel ilişkiye giren bir adamın ayrıntılı tasvirini okudum ve tekrarlayan kabuslar gördüm" dedi.
"Bu bir işkenceydi" diyen çalışan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütün hafta boyunca bunun gibi bir dizi ifade okuyorsunuz. Cuma gününe geldiğinizde de o tasvirler aklınıza geliyor ve rahatsız olmaya devam ediyorsunuz."
Bu olayın ortaya çıkmasından çok kısa bir süre sonra Sama CEO'su Wendy Gonzalez, şirketin üst düzey yöneticilerine mesaj gönderdi ve "OpenAI çalışmasını sonlandırdıklarını" söyledi.
Sama, bir hafta önce Meta için çalışmayı bırakacağını da duyurmuştu.
 
Independent Türkçe, TIME, VICE, Gizmodo



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research