Cezayir, ABD’nin eleştirilerine yanıt olarak insan ticareti hususundaki cezaları arttırdı

Cezayir, ABD’nin eleştirilerine yanıt olarak insan ticareti hususundaki cezaları arttırdı

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (AFP)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (AFP)
TT

Cezayir, ABD’nin eleştirilerine yanıt olarak insan ticareti hususundaki cezaları arttırdı

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (AFP)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun (AFP)

Cezayir hükümeti, köleleştirme suçuna karışanlar aleyhinde infazla ile birlikte 20 yıla kadar hapis cezası içeren bir ‘insan ticareti’ yasası çıkardı. Yasa, ABD Dışişleri Bakanlığının İnsan Ticareti Raporu’nda yer alan ve genellikle Cezayir'e yönelik eleştirileri ele alan görüşlere dolaylı bir yanıt olarak kaydedildi. 
Söz konusu yasa metni, onaylanması veya üzerinde değişiklikler yapılması için Salı günü parlamentoya sevk edildi. Devletin insan ticaretinin önlenmesi için ulusal bir strateji geliştirdiği, bunun uygulanmasını sağladığı, bu amaçla gerekli sivil ve maddi kaynakları kullandığı, bu uygulamaya çeşitli kurumların ve sivil toplum kuruluşlarının da dahil olduğu üzerine duruldu.
2016 yılında kurulan İnsan Ticaretinin Önlenmesine İlişkin Ulusal Komite, Cezayir'deki insan ticaretine ilişkin yıllık rapor hazırlamak, önleme ve kontrol alanında alınan tedbirleri değerlendirerek Cumhurbaşkanlığına sunmakla görevli.
Söz konusu yasa metninde, “Devlet, insan ticareti mağdurlarına refakat etme, sağlık, psikolojik, sosyal ve hukuki yardım ve bakım sağlama, onların toplumla yeniden bütünleşmelerini kolaylaştırma arzusunda” ifadelerine yer verildi. Aynı zamanda insan ticareti mağduru olan kadınlara, çocuklara ve özel ihtiyaçları olan kişilere özel önem verilmesi, topluma yeniden kazandırılmaları yönünde uygun koşulların yaratılması, bakımlarının ücretsiz karşılanması gerektiği üzerine duruldu.
Yurtdışında bu tür suçlara maruz kalan Cezayirlilere de aynı özenin gösterileceği, devletin ilgili ülkelerdeki yetkili makamlarla koordineli bir şekilde çalıştığı, talepleri üzerine Cezayir'e dönüşlerinin kolaylaştırıldığı vurgulandı. Aynı tedbirlerin bu suçların mağduru olan yabancı uyrukluları da kapsadığına dikkat çeken yasa, ayrıca Cezayir yargısına tazminat talebinde bulunabildiklerine, bu amaçla oluşturulan İnsan Ticareti Mağdurlarına Yardım Fonu’ndan yararlanabildiklerine de değindi.
Hükümetin değerlendirmesine bakıldığında; güç tehdidi veya güç kullanımı yoluyla bir veya daha fazla kişinin silahlandırılması, yer değiştirilmesi veya barındırılması, herhangi bir amaçla ve herhangi bir biçimde bir çocuğun satılması, teslim edilmesi veya çocuğun elde edilmesi için ödeme yapılması veya bundan bir menfaat elde edilmesi, bir kadın veya çocuğun reddetme hakkı olmaksızın para karşılığında zorla evlendirilmesini mümkün kılan her türlü fiil veya uygulama insan ticaretine giriyor. İnsan kaçakçılığından şüphelenildiği herhangi bir gün veya saat içerisinde savcılığın güvenlik güçlerine arama emri verebileceği öngörülüyor.
Gözlemciler, söz konusu yasanın evlerinde ya da iş yerlerinde Sahra Altı Afrikalıları uyrukluları çalıştıran insanları hedef aldığını öne sürüyor. Zirâ her yıl binlerce Afrikalı iş bulma niyetiyle yasa dışı yollarla buraya geliyor. Yasanın onaylanması ardından, bu suça ilişkin cezalar, bugüne kadar güvence altına alan ceza yasasından kaldırılacak.
2021'de ABD Dışişleri Bakanlığı, 2021 İnsan Ticareti Raporu’nda Cezayir’i insan kaçakçılığının yaygın olduğu ülkeler sınıflandırmasında kötü şöhreti olan üçüncü seviyeye yerleştirmiş, 2022’de ise ikinci seviyeye yükseltmişti. Bu sınıflandırmayı haksız olarak değerlendiren Cezayir ise soruşturma, kovuşturma ve mahkumiyet kararlarını artırdığını, başta çocuklar olmak üzere çok sayıda mağdura barınak sağladığını açıkladı. Aynı zamanda bu hususta yetkilileri eğitmek ve halkı bilinçlendirmek amacıyla kampanyalar başlatmak üzere uluslararası kuruluşlarla örnek niteliğinde bir iş birliği sergiledi.



Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
TT

Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)

Filistin haber ajansı Safa’nın haberine göre Sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan 13 evin enkazı altında kalan 55 şehidin cesedini aramaya başladı.

Ajans, "Sivil Savunma ekiplerinin, uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde, Gazze şehrinin Rimal mahallesindeki bir evin enkazı altından Filistinli ailenin şehitlerinin cesetlerini çıkardığını" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Safa’dan aktardığına göre "Gazze Şeridi'nde iki yıldır süren İsrail imha savaşının kurbanı olan 9 binden fazla şehit, halen evlerin enkazı altında gömülü kalmaya devam ediyor."


Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
TT

Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]

Ürdün, Kraliyet Ürdün Hava Kuvvetleri aracılığıyla, dün sabah erken saatlerde Suriye'nin güneyindeki çeşitli DEAŞ mevzilerini hedef alan hassas hava saldırılarına katıldı.

Ürdün devletine ait el-Memleke TV internet sitesine göre, ABD ile iş birliği içinde gerçekleştirilen bu katılım, Suriye hükümetinin yakın zamanda katıldığı DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon operasyonlarının bir parçasıdır.

Bu operasyon, terörle mücadele çerçevesinde ve özellikle DEAŞ terör örgütünün güney Suriye'de yeniden yapılanıp kapasitesini güçlendirmesinin ardından, aşırılıkçı örgütlerin bu bölgeleri Suriye'nin komşularının ve bölgenin güvenliğini tehdit etmek için birer üs olarak kullanmasını önlemek amacıyla gerçekleştirildi.


El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
TT

El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)

Irak'taki "Koordinasyon Çerçevesi" ittifakının liderlerinden Ammar el-Hakim, devletin güç kullanımında tekel sahibi olması gerektiğini belirterek, silahların ülkedeki karar vericiler üzerinde baskı aracı olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladı.

El-Hakim dün yaptığı konuşmada, "Silahlar, anayasaya uygun olarak, Irak halkının ve siyasi partilerinin iradesiyle, dışarıdan dayatmalarla değil, devletin elinde olmalıdır" dedi.

Hikmet Hareketi partisinin lideri el-Hakim, karar vericiler üzerinde baskı kurmak için devlet dışında silah kullanılmasına karşı olduğunu ifade etti.

El-Hakim'in partisinin liderlerinden Fahd el-Cuburi, "Washington, yeni hükümette grupların yer alması konusunda çekincelerini dile getirdi" dedi.

Son dönemde parlamentoda birkaç sandalye kazanan ve silahlı bir fraksiyon olan İmam Ali Tugayları ise "devletin elindeki silahların tekelleştirilmesini ve Haşdi Şabi Güçlerinin güçlendirilmesini" savundu. Tugayların genel sekreteri Şibl el-Zaidi, yaptığı açıklamada, "fraksiyonel güçlerin seçimlerdeki önemli zaferi, onları önemli bir sınavın önüne koyuyor" ifadelerini kullandı.