Netflix'in abone sayısı geçen yılın son çeyreğinde beklentileri aştı

Küresel internet televizyon ağı Netflix'in abone sayısı, geçen yılın son çeyreğinde 7,7 milyon artarak piyasa beklentilerini geride bıraktı.

AA
AA
TT

Netflix'in abone sayısı geçen yılın son çeyreğinde beklentileri aştı

AA
AA

Netflix, 2022'nin 4'üncü çeyreğine ait bilançosunu açıkladı.
Buna göre, şirketin geçen yılın son çeyreğinde elde ettiği gelir bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 1,9 artışla 7,9 milyar dolara çıktı. Firmanın geliri, 2021'in aynı döneminde 7,7 milyar dolar olarak kaydedilmişti.
Şirketin net karı ise geçen yılın 4'üncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 91 azalışla 55 milyon dolara geriledi. Netflix'in 2021'in son çeyreğindeki net karı 607 milyon dolar olmuştu.
Firmanın hisse başına düşen karı da aynı dönemde 1,33 dolardan 0,12 dolara indi.

Abone sayısı dünya genelinde 230 milyonu geçti
Netflix'in abone sayısı ise geçen yılın son çeyreğinde 7,7 milyon arttı.
Beklentileri aşan Netflix'in abone sayısının bu dönemde 4,5 milyon artması tahmin ediliyordu.
Netflix'in dünya genelinde abone sayısı ise geçen yıl sonu itibarıyla 230,8 milyona ulaştı.
Şirketin abone sayısı, 2022'nin ilk çeyreğinde 200 bin, ikinci çeyreğinde 970 bin kişilik azalış kaydetmişti. Böylece Netflix, ilk kez iki çeyrek art arda abone kaybı yaşamıştı. Geçen yılın ilk yarısında yaşanan kayıpların ardından Netflix'in abone sayısı ikinci yarıda yeniden toparlanmaya başlamıştı.

Netflix'in kurucu ortağı Hastings CEO'luktan ayrıldı
Öte yandan Netflix'in kurucu ortağı Reed Hastings'in üst yöneticilik (CEO) görevinden ayrıldığı ve şirketteki görevine yönetim kurulu başkanı olarak devam edeceği duyuruldu.
Hastings'in yerine şirketin Operasyon Direktörü Greg Peters'in geçeceği, Ted Sarandos'un da Eş Üst Yönetici (Co-CEO) görevini sürdüreceği bildirildi.



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research