Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid el-Falih Şarku’l Avsat’a konuştu: 2030 yılına kadar yılda 500 bin elektrikli otomobil üretmeyi hedefliyoruz

Yatırım Bakanı, doğrudan yabancı yatırımın Suudi Arabistan'ın Gayrisafi Yurt İçi Hasılası’nın yaklaşık yüzde 3'üne tekabül ettiğini açıkladı

Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid el-Falih (Suudi Arabistan Yatırım Bakanlığı)
Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid el-Falih (Suudi Arabistan Yatırım Bakanlığı)
TT

Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid el-Falih Şarku’l Avsat’a konuştu: 2030 yılına kadar yılda 500 bin elektrikli otomobil üretmeyi hedefliyoruz

Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid el-Falih (Suudi Arabistan Yatırım Bakanlığı)
Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid el-Falih (Suudi Arabistan Yatırım Bakanlığı)

Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid el-Falih, Krallığın 2030 yılına kadar yılda 500 bin elektrikli otomobil üretmeyi hedeflediğini açıkladı. Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda Falih, elektrikli otomobil üretimi için Suudi Arabistan ile küresel bir şirket arasında yeni bir ortaklık projesi hakkında bu yılın ilk yarısında bir duyuru yapılacağına işaret etti.
Falih, Davos'ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) çalışmaları kapsamında açıklama yaparak ekonomiyi çeşitlendirme çabalarının tüm hızıyla devam ettiğini söyledi. Doğrudan yabancı yatırımın Suudi Arabistan'ın Gayrisafi Yurt İçi Hasılası’nın (GSYH) yaklaşık yüzde 3'ünü oluşturduğunu ve 2030 yılına kadar bu oranın yüzde 5,7'ye ulaşmasının beklendiğini vurguladı.
Falih, bankacılık sektörünün gücü, siyasi ve ekonomik istikrar, finansman teşvikleri, insan kaynakları, enerji ve sürdürülebilirlik başta olmak üzere, Suudi Arabistan'ı küresel tedarik zincirleri için bir varış noktası haline getirecek çeşitli faktörlere değindi.

Olağanüstü bir büyüme
Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) küresel ekonomideki yavaşlama hakkında uyarıda bulunduğu bir dönemde, Suudi Arabistan yüksek büyüme seviyeleri kaydediyor ve yatırımları ülkeye çekmeye devam ediyor. Falih, küresel ekonomideki yavaşlamanın Suudi ekonomisi üzerindeki etkisi konusunda “Genel olarak ekonomik krizlere, yatırım akışlarında bir yavaşlama eşlik eder. Şirketler rezervleri artırarak ve akışları azaltarak likiditeyi korumaya çalışırken herkes durumdan etkilenecek. Dağılımı nasıl olursa olsun, pastanın boyutu küçülüyor” yorumunda bulundu.
Falih “Ancak dünya yavaşlarken, Krallık mali yılın ilk üç çeyreğinde yüzde 10'dan fazla bir büyüme kaydederek benzeri görülmemiş büyüme seviyeleri yakalıyor. Dördüncü çeyreğin ve gelecek yılın da çok iyi bir büyümeye tanık olmasını bekliyoruz” dedi.
Falih, ‘Krallık'taki politikaların stabil olması, organizasyonel, ekonomik ve yasama ile ilgili ortamın istikrarlı olması, kredi notu ve Suudi para biriminin yanı sıra likidite ve finansman varlığının’, Suudi Arabistan’daki yatırım rahatlığını artıran faktörler olduğunu belirtti. Bakan, bazı sektörlerin yatırıma ihtiyaç duyduğuna işaret ederek "Örneğin madencilik sektörü, bakır, nadir metaller, batarya metalleri ve dökme demir için gittikçe artan bir talebe tanık oluyor" dedi. Buna paralel olarak “Bazı endüstri merkezlerinin, ister yenilenebilir ister temiz üretilmiş fosil enerji olsun, temiz enerji sağlayan alanlara taşınması gerekiyor. Suudi Arabistan bu alanda dünyanın en iyisidir” dedi. Falih ‘bu faktörlerin, küresel büyümedeki düşüşe rağmen Krallığın ekonomik performansının yıldan yıla iyileşmeye devam edeceği yönündeki beklentilerini güçlendirdiğini’ vurgulayarak “2030 yılına kadar GSYH'nin yüzde 5,7'sini oluşturacak şekilde yabancı yatırımları çekmeyi hedefliyoruz. Bu oran Vizyon 2030 projesi öncesinde yüzde 1'in altındayken, bugün GSYH'nin yaklaşık yüzde 3'üne ulaştık” ifadelerini kullandı.

Nitelikli yatırımlar
Suudi Arabistan, aldığı yatırımların niteliğine özel bir önem gösteriyor. Falih bu konuda “Bizi, bu yatırımların sadece niceliği değil niteliği de ilgilendiriyor. Bugün Suudi Arabistan, net bir yasama ve ekonomik sisteme, eğitimli insan kadrolarına kolay erişime ve uygun fiyatlarla enerji ve elektriğe ihtiyaç duyan yüksek rekabetin yaşandığı nitelikli sektörlere yatırım çekiyor” dedi. Suudi Arabistan'ın ‘bu sektörler düzeyinde yatırım çekmeye ve rekabet etmeye başladığını’ belirten Falih, “Petrol sahasının ötesine geçip Suudi ekonomisindeki insani ve yenilikçi becerilere dayanan nitelikli ve sürdürülebilir yatırımlar göz önüne alındığında Suudi Arabistan'a büyük bir rağbet olduğunu görüyoruz” dedi. Örneğin biyoteknoloji sektöründe, büyük ilaç şirketleri yatırım yapmayı planladıklarını açıkladılar ve Riyad'da bölge ofisleri açtılar. Öte yandan uluslararası araştırma merkezleri, Suudi Arabistan'daki araştırma merkezleriyle ortaklıklarını duyurdu. Uluslararası Madencilik Konferansı geniş bir katılıma sahne oldu. Aynı zamanda LEAP Uluslararası Teknoloji Konferansı’nda yeni girişimlerin başlatılması bekleniyor.

Tedarik zincirleri
Geçen yılın ekim ayında Suudi Arabistan, ülkenin küresel tedarik zincirlerinde önemli bir merkez ve hayati bir bağlantı noktası olarak konumunu güçlendirmeyi amaçlayan Küresel Tedarik Zinciri Ulusal Girişimi’ni başlatmıştı.
Falih “Suudi Arabistan, küresel olarak rekabet edebileceğimiz herhangi bir parça veya bütüncül bir değer zincirini çekmek için çalışıyor. Şirketlerin Krallık'ta daha rekabetçi olmalarını kolaylaştırıp sağlayacağız” dedi.
Suudi Arabistan'ı küresel tedarik zincirleri için bir varış noktası haline getirecek çeşitli faktörlerden bahseden Falih, bu konuda şöyle konuştu:
“Küresel Tedarik Zinciri Ulusal Girişimi; Krallığın konumu, ekonomik ve siyasi istikrarla sanayi bölgeleri gibi geleneksel veya dijital altyapı gibi Suudi Arabistan'ın güçlü yönleri üzerine inşa edilecek. Ayrıca, bu zincirlerin Suudi Arabistan'da daha rekabetçi olmalarını sağlamak için dünya çapında kaynakları çekmenin yanı sıra ulusal kaynakları çekerek insan kaynakları sağlayıp kolaylaştırarak bunları güçlendireceğiz ve eğiteceğiz (...) Ayrıca çeşitli finansal fonlardan finansman ve teşvikler sağlayacağız. Suudi Arabistan'da çok güçlü bir bankacılık sisteminin yanı sıra enerji ve sürdürülebilirlik de vaat ediyoruz. Madencilik, ağır sanayi, petrokimya, gübre vb. enerjiye dayalı yoğun sektörlerde Krallığın rekabet avantajının iki temel yönünü temsil ediyor.”

Enerji kaynaklarını çeşitlendirme
Suudi Arabistan Yatırım Bakanı, Suudi Arabistan'ın ‘petrol, gaz, yenilenebilir enerjiden elde edilen elektrik ve hidrojenin optimum karışımını ve araştırma ve inovasyon yatırımıyla gelecekte tasarlanabilecek diğer enerji üretim araçlarını kullanarak bugün ve gelecekte dünya çapında bir enerji üreticisi ve ihracatçısı olma yolunda ilerlediğini’ vurguladı.
Suudi Arabistan’ın Veliaht Prensi ve aynı zamanda Başbakan Yardımcısı olan Muhammed bin Selman'ın Yunanistan’a gerçekleştirdiği resmi ziyaret sırasında Krallık ve Yunanistan, Doğu ile Batı'yı birbirine bağlayacak ve dünya çapında kesintisiz bir dijital veri tedarik zinciri sağlayacak bir veri kablosu projesi inşa etmek için stratejik ortaklık başlattıklarını ilan etmişlerdi. Bu konuda Falih “Denizaltı veri kablosu çekilmesi gibi, Suudi Arabistan'da üretilen temiz ve düşük maliyetli yenilenebilir enerjiyi kıtada bize en yakın olan ülke üzerinden (Yunanistan) Avrupa'ya ulaştırmak için denizaltı kabloları döşemeyi arzuluyoruz (...) Enerji transfer projelerimizi sadece Yunanistan ile sınırlı tutmuyoruz. Mısır ile de bağlantı kurduk. Buradan Afrika kıtasının geri kalanına ulaşmayı hedefliyoruz. Aynı şekilde Körfez ile de bağlantı kurduk. Suudi elektriğine ihtiyaçları olursa Körfez ülkelerine ihraç edilebilir. Irak ile de bir anlaşmaya varıldı ve uygun bir zamanda kendisiyle de bağlantı kurulacak. Suudi elektriğini Hindistan pazarına çıkarmak için Hindistan ile bağlantı kurma olasılığını da gözden geçiriyoruz” şeklinde konuştu. Falih, bugün ve gelecekte Suudi Arabistan'da üretilen enerji tüketim hacminin, Suudi Arabistan'ın tek enerji kaynağının petrol olduğu dönemde ihraç edilen miktarı aşacağını umduklarını dile getirdi.

Elektrikli otomobiller
Geçen yılın kasım ayında Veliaht Prens Muhammed bin Selman, ülkede elektrikli otomobil üretecek ilk ticari markasını Ceer (Seyr) adıyla duyurmuştu. Bu konuda yaptığı açıklamada Falih, bu yeni şirketin ‘yerel ve uluslararası yatırımların çekilmesine katkı sağlayacağını ve ayrıca yerel becerilere yönelik birçok iş fırsatı yaratacağını’ söyledi.
Falih “Suudi Arabistan'da Seyr ve Lucid'in de dahil olduğu büyük bir elektrik endüstrisi buluşması ve bu yılın ilk yarısında uluslararası bir şirketle işbirliği içinde duyurulacak üçüncü bir proje olacak” dedi. Suudi Arabistan'da üretilen elektrikli otomobil sayısının 2030 yılına kadar yılda 500 bini geçmesini planladıklarını ifade eden Falih “Bu çok büyük bir rakam. Bu üretimin bir kısmı ihraç edilecek. Bu da endüstrinin rekabet edebilirliğe dayalı olması ve maliyetin düşük olması gerektiği anlamına geliyor” dedi. Falih ‘günümüzde hükümet sisteminin, tedarik zincirleri aracılığıyla rekabet edebilirliği sağlamak için bu şirketlerle birlikte çalıştığına’ dikkat çekerek “Bugün ileriki aşamalarda kurulacak özel bir ekonomik bölge, büyük otomobil şirketleri ve bunları destekleyen tedarik zincirleri için ana merkez haline gelecek” dedi.



Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, İran'a gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında Perşembe günü Tahran'da İran Lideri Ali Hamaney ve Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile bir araya geldi.

Suudi yönetiminin direktifleri doğrultusunda Hamaney ile görüştüğünü ve kendisine İki Kutsal Caminin Hamisi Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını ilettiğini belirten Suudi Savunma Bakanı, “X” platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda liderle ortak ilgi alanlarına giren konuları ele aldıklarını ve iki ülke arasındaki ikili ilişkileri gözden geçirdiklerini ifade etti.

İran'ın Tasnim haber ajansı Hamaney'in görüşme sırasında “Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz her iki ülke için de faydalı ve birbirimizi tamamlayabiliriz” dediğini aktardı.

Ajans, Hamaney ile yapılan görüşmeye İranGenelkurmay Başkanı General Muhammed Bakıri'nin de katıldığını belirtti.

Dün Tahran'da General Bakıri ile bir araya gelen Prens Halid bin Selman, İran haber ajanslarının aktardığına göre Pekin Anlaşması'nın imzalanmasından bu yana Suudi Arabistan'la ilişkilerin giderek güçlendiğini ve geliştiğini söyledi. Bakıri, Tahran ve Riyad'ın bölgesel güvenliğin sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceğini belirterek ülkesinin Suudi Arabistan'la savunma ilişkilerini geliştirmeye hazır olduğunu ifade etti. Tasnim'e göre İran, Suudi Arabistan'ın Gazze ve Filistin konusundaki tutumunu memnuniyetle karşılıyor.

sdfgrthyu
Prens Halid bin Selman Perşembe günü İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ile görüşmek üzere Tahran'a vardığında İran tarafından resmi törenle karşılandı (AP)

Ziyareti değerlendiren siyasi çevrelere göre Suudi bakanın ziyareti her iki ülkeyi de ilgilendiren bölgesel ve uluslararası gelişmelerin yaşandığı bir döneme denk geliyor.

Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Prens Halid bin Selman'ın resmi bir ziyaret için geldiği ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ikili ilişkiler ve ortak ilgi alanlarına giren konuların ele alınacağı bir dizi görüşme gerçekleştireceği belirtildi.

Suudi siyasi analist Abdüllatif el-Melhem, Suudi Savunma Bakanının İran ziyaretinin, Suudi yönetiminin Pekin anlaşmasına bağlılık çerçevesinde iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme ve geliştirme, ortak çıkarlarını gerçekleştirmek ve iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin pekiştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla Riyad ve Tahran arasındaki koordinasyon ve işbirliği düzeyini yükseltme isteğini yansıttığını düşünüyor.

sxcdfrgt
Prens Halid bin Salman dün (Perşembe) Tahran'da İran Cumhurbaşkanı ile bir araya geldi. (EPA)

Suudi liderliğinin bölgede barış ve refahı sağlamayı ve bölgeyi çatışmalar aşamasından istikrar ve güvenlik aşamasına taşımayı ve bölge halklarının daha iyi bir refah, zenginlik ve ekonomik entegrasyon geleceğine yönelik özlemlerini gerçekleştirmeye odaklanmayı amaçladığını belirten Melhem, Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesinin, Suudi Veliaht Prensi'nin “bölgede barış, güvenlik, istikrar ve refahı sağlama ve halklarının özlemlerini karşılama” çabalarının meyvelerinden biri olduğunu kaydetti. Melhem, ziyaretin Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkileri güçlendirmeye yönelik devam eden diplomatik çabaların bir parçası olduğunu belirtti.

Bir dizi toplantı

Ziyaret, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman ile bölgedeki gelişmeleri ele aldıkları ve ortak ilgi alanlarına giren bir dizi konuyu gözden geçirdikleri bir telefon görüşmesi gerçekleştirmesinin üzerinden iki haftadan kısa bir süre geçmesinin yanı sıra Suudi Dışişleri Bakanı'nın Pazartesi günü İranlı mevkidaşıyla yaptığı telefon görüşmesinde bölgedeki gelişmeleri ve sarf edilen çabaları gözden geçirdikleri ikili istişarelerin ardından gerçekleşti.

dfgthy
Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref arasında Kasım 2024'te düzenlenecek Arap-İslam Zirvesi çerçevesinde gerçekleşen görüşme (SPA)

Suudi Savunma Bakanı'nın Tahran ziyaretinde bölgedeki son gelişmelerin ele alınması ve bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili görüş alışverişinde bulunulması bekleniyor. Resmi haber ajansı IRNA'ya göre ziyaret öncesinde, geçtiğimiz Cumartesi günü Umman'ın başkenti Muskat'ta gerçekleştirilen ABD-İran görüşmelerinin ilk turu ve 48 saat önce yine Cumartesi günü Muskat'ta yapılacak bir sonraki turun yanı sıra Suudi ve ABD taraflarının geçtiğimiz hafta beş istasyonda gerçekleştirdikleri bir dizi siyasi ve güvenlik istişaresi gibi bir dizi gelişme yaşandı.

Ziyaret, merhum Prens Sultan bin Abdülaziz'in Mayıs 1999 başında Tahran'a yaptığı ve dört gün süren ve üst düzey İranlı yetkililerle bir araya geldiği ilk ziyaretin ardından, 1979'dan bu yana bir Suudi savunma bakanının İran'a yaptığı ikinci ziyaret olması bakımından tarihi bir önem taşıyor.

Suudi Savunma Bakanı, “Pekin Anlaşması” ve 10 Mart'ta iki ülke arasındaki tarihi uzlaşı ve ilişkilerin Çin himayesinde yeniden başlatılmasının duyurulmasının ardından İran'ı ziyaret eden en önemli Suudi yetkililerden biri.

dfgt
Prens Halid bin Selman Perşembe günü Tahran'da General Bakıri ile bir araya geldi (AP)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Tahran'a ilk ziyaretini Haziran 2023'te gerçekleştirmiş ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ilişkilerin normal olduğunu ve iki ülkenin İslami kardeşlik ve iyi komşuluk bağlarıyla birleşmiş, bölgenin önemli ülkeleri olduğunu vurgulayarak bağımsızlık ve egemenliğe tam ve karşılıklı saygı, içişlerine karışmama, uluslararası hukuk ilkeleri, Birleşmiş Milletler Şartı ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi açık bir temele dayandığını belirtmiştir.

Eski Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, dönemin Dışişleri Bakanı adayı Ali Bakıri Kani ve şimdiki Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin yanı sıra Kasım 2023'teki Ortak Arap-İslam Zirvesi'ne katılmak üzere eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve 2024 Ortak Arap-İslam Takip Zirvesi'ne katılmak üzere Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref de dâhil olmak üzere bir dizi İranlı yetkili Pekin Anlaşması'nın ardından Suudi Arabistan'a benzer ziyaretlerde bulundu.

“Pekin Anlaşması” Taahhütleri

Pekin Anlaşmasını takip etmek üzere kurulan Suudi-Çin-İran Üçlü Ortak Komitesi, ilki Aralık 2023'te Çin'in başkenti Pekin'de, diğeri ise Kasım 2024'te Riyad'da olmak üzere iki toplantı gerçekleştirmiş ve bu toplantılarda iki ülke Pekin Anlaşmasını tüm maddeleriyle uygulama kararlılıklarını ve Birleşmiş Milletler Şartı, İİT Şartı ve devletlerin egemenliği, bağımsızlığı ve güvenliğine saygı da dâhil olmak üzere uluslararası hukuka bağlılık yoluyla ülkeleri arasında iyi komşuluk ilişkilerini teşvik etme çabalarını sürdürdüklerini vurgularken, Çin de Suudi Arabistan ve İran'ın Pekin Anlaşmasını geliştirme yönünde attıkları adımları desteklemeye ve teşvik etmeye devam etmeye hazır olduğunu açıklamıştır.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mecid Taht Revançi Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte İran ve Suudi Arabistan'ın büyüyen ve istikrarlı bir bölgede barış ve huzuru tesis etme niyetinde olduğunu, bunun da “mevcut tehditlerin üstesinden gelmeyi amaçlayan ikili ve bölgesel işbirliğinin sürdürülmesini ve geliştirilmesini” gerektirdiğini belirterek “İran-Suudi eylemlerinin kalkınma, barış, bölgesel ve uluslararası güvenlik çerçevesinde başarılı bir uluslararası ikili ve çok taraflı işbirliği modelini taçlandırdığını” ve iki tarafın tarihi bağlara dayanarak çeşitli siyasi, güvenlik, ekonomik, ticari ve konsolosluk alanlarında işbirliğini geliştirmeye devam ettiğini söyledi.