ABD'li bilim insanı "Dünya simülasyonunu hacklemenin" yollarını arıyor

Simülasyon fikri, "Evrende yaşam nasıl ortaya çıktı?" sorusuna kadar dayanıyor

Anderson, içinde yaşadığımız olası simülasyona "Unisym" adını verdi (Unsplash)
Anderson, içinde yaşadığımız olası simülasyona "Unisym" adını verdi (Unsplash)
TT

ABD'li bilim insanı "Dünya simülasyonunu hacklemenin" yollarını arıyor

Anderson, içinde yaşadığımız olası simülasyona "Unisym" adını verdi (Unsplash)
Anderson, içinde yaşadığımız olası simülasyona "Unisym" adını verdi (Unsplash)

ABD'li bilim insanı ve akademisyen David Anderson, evrenin ve dolayısıyla Dünya'nın simülasyon olabileceği teorisini baz alarak ilginç bir sosyal deney yaptı.
Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley'de görev alan yazılımcı ve bilgisayar bilimci Anderson, yakınlarıyla kısa röportajlar yaparak, "simülasyonda" neyi değiştirmek istediklerini sordu.
Sonuçlarını kişisel blogunda yayımladığı bir yazıda açıklayan akademisyen, "Dünya simülasyonunu hackleyebilecek" bilgisayar korsanlarına seslendi.

Simülasyon teorisi nedir?
Simülasyon teorisi, kabaca, bu evrenin aslında başka canlıların tasarladığı bir bilgisayar programı olduğu anlamına geliyor. Teori, "Evrende yaşam nasıl ortaya çıktı?" sorusuna kadar dayanıyor.
Dünya'da ve dolayısıyla evrende yaşamın gelişmesi için gereken karmaşık koşulların ve olaylar zincirinin nasıl ortaya çıkabildiği bilim dünyasının en büyük gizemlerinden.
Bazı fizikçiler, çoklu evren teorisinin bu soruyu cevaplayabileceğine inanıyor. Buna göre bizimki gibi birçok evrenin var olduğu farz edilirse en az bir tanesinde gerekli koşulların oluşması şaşırtıcı değil.
Öte yandan bazı bilim insanları bu soruya tamamen farklı bir cevap veriyor: Evren, birilerinin bilgisayarda ince ayarlamalar yaptığı bir simülasyon olabilir.

Evren "hacklenebilir" mi?
Anderson'a göre Dünya ve bu evren bilgisayarda oluşturulmuş bir simülasyonsa onu hacklemek mümkün olabilir.
Öte yandan Dünya simülasyonunun 8 milyar insanı içerecek kadar karmaşık olduğu düşünülürse eldeki teknolojilerle simülasyonu hacklemek mümkün olamaz.
Anderson bu noktada, Dünya simülasyonunu kuracak teknik bilgiye ve teknolojiye sahip kişiler arasındaki bilgisayar korsanlarına işaret ediyor.
Ayrıca Dünya simülasyonu açık kaynaklıysa birçok bilgisayar programcısının da onun üzerinde değişiklik yapması mümkün olabilir.
Anderson'a göre simülasyon üzerinde iyileştirmeler yapmak, temeldeki yazılım programını değiştirmekten ibaret olmalı. New York Times'a konuşan bilim insanı, "Bir programcı olarak, bu değişikliklerin tam olarak neler olabileceğini düşündüm" dedi.
Bunun ardından Anderson "meta hacker" adını verdiği, simülasyon dışından kişilere mesaj gönderme kararı aldı ve bahsi geçen röportajları yapmaya başladı.
Diğer bir deyişle, ailesine, dostlarına ve meslektaşlarına "Dünya simülasyonunda neleri değiştirmek istersiniz?" diye sordu.
Verilen cevaplar arasında simülasyonu duraklatma yeteneği veya pişmanlıkları telafi etmeye yarayacak geri sarma seçeneği gibi fikirler yer aldı.
Anderson'ın talebi ise simülasyonun her adımda çatallanması, yani şimdikiyle birebir aynı olan yedek simülasyonlar oluşturulmasıydı. Akademisyen bu isteğinin nedenini şöyle açıkladı:
"Aksi takdirde meta hackerlar simülasyona en baştan başlamak zorunda kalabilir ve ben var olmayabilirim."
 
Independent Türkçe, Futurism, New York Times



Bataryalar için yeni bir malzeme geliştiren bilim insanlarından dünya rekoru

(Reuters)
(Reuters)
TT

Bataryalar için yeni bir malzeme geliştiren bilim insanlarından dünya rekoru

(Reuters)
(Reuters)

Andrew Griffin 

Bu çığır açıcı gelişme, sonunda katı hal bataryalarının üretimine ve yaygın kullanımına olanak sağlayabilir. Bunlar, alev alabilen mevcut lityum iyon bataryalardan daha fazla kapasiteye sahip olduğundan geleceğin kilit teknolojisi olarak görülüyor ve bir gün elektrikli arabalara ve diğer teknolojilere güç sağlamak için kullanılabilir.

Ancak katı hal bataryaları, imalat ve kullanım aşamasındaki çeşitli zorluklar nedeniyle henüz yaygın bir şekilde benimsenip üretilemiyor.

Araştırmacılar yeni bir malzemenin, artık bu sorunların bazılarını çözmeyi sağlayarak bu bataryaları gerçekten piyasaya sürmeye yönelik bir adım olabileceğini söylüyor.

Araştırmacılar lityumdan, daha önce bilinen tüm maddelerden yüzde 30 daha hızlı yeni bir malzeme üretti. Lityum, antimon ve skandiyumdan oluşan malzeme sadece rekor kırmakla kalmayıp başka pratik uygulamaların geliştirilmesinin de önünü açabilir.

Bulguları açıklayan makalenin yazarlarından Jingwen Jiang, "Keşfimizin geniş bir yelpazedeki diğer malzemelerde iletkenliği artırma yönünde daha geniş etkileri olabileceğine inanıyoruz" diyor. Araştırmacılar, yeni bataryaların geliştirilmesine yol açan aynı ilkelerin başka atılımlara da uygulanabileceğini öne sürüyor.

Münih Teknik Üniversitesi'nden Hubert Gasteiger, "Az miktarda skandiyum ekleyerek diğer element kombinasyonlarına model olabilecek yeni bir ilkeyi ortaya çıkardık" ifadelerini kullanıyor. 

Malzemenin batarya hücrelerinde kullanılabilmesi için hâlâ birçok test yapılması gerekse de iyimseriz.

Çığır açıcı adım, hakemli dergi Advanced Energy Materials'ta yayımlanan "Scandium Induced Structural Disorder and Vacancy Engineering in Li3Sb – Superior Ionic Conductivity in Li3−3xScxSbv" (Li3Sb'de Skandiyum Kaynaklı Yapısal Bozukluk ve Boşluk Tasarımı: Li3-3xScxSbv'de Üstün İyonik İletkenlik) başlıklı yeni bir makalede aktarılıyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/tech