İrlanda Cumhurbaşkanı Higgins: Öğrencilere ödev verilmemeli

Michael D. Higgins, çocukların evde geçirdiği zamanı "diğer yaratıcı şeyler için" kullanabilmesi gerektiğini söylüyor

Michael D. Higgins, okulun son zil çaldıktan sonra devam etmemesi gerektiğini belirtiyor (Theresa Wey/AP)
Michael D. Higgins, okulun son zil çaldıktan sonra devam etmemesi gerektiğini belirtiyor (Theresa Wey/AP)
TT

İrlanda Cumhurbaşkanı Higgins: Öğrencilere ödev verilmemeli

Michael D. Higgins, okulun son zil çaldıktan sonra devam etmemesi gerektiğini belirtiyor (Theresa Wey/AP)
Michael D. Higgins, okulun son zil çaldıktan sonra devam etmemesi gerektiğini belirtiyor (Theresa Wey/AP)

İrlanda Cumhurbaşkanı, okulların öğrencilere mümkün olduğunca ödev vermemeye çalışması gerektiğini söyledi.
Gelecek yıllarda, Emerald Isle (geniş yeşil alanları nedeniyle İrlanda, "Zümrüt Adası" anlamına gelen bu ismile de anılır -ed.n.) kıyılarının çok ötesindeki sınıflarda okuyan çocukların da benimsemesi muhtemel bir söylemle Michael D. Higgins, okulun son zilin ötesine sarkmaması gerektiğini savundu.
Cumhurbaşkanı, bu hafta yapılan bir RTE (İrlanda'nın kamu yayın kuruluşu -ed.n.) yayınında Tipperary Kontluğu'ndaki bir okuldaki öğrencilere "Okul zamanı … okulda bitmeli" dedi.
Higgins, çocukların evde geçirdiği zamanı "diğer yaratıcı şeyler için" kullanabilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
81 yaşındaki cumhurbaşkanı ana fikrini tekrarlayarak, "[Ödevlerin] mümkün olduğunca okulda yapılması gerektiğini düşünüyorum ve bence bu artık eskisinden daha rahat" dedi.
RTE'nin çocuk haberleri programının 20. yıl dönümününün kutlandığı, izleyicilerin cumhurbaşkanına soru gönderdiği yayın sırasında Littleton'daki St. Kevin Devlet Okulu'ndaki öğrenciler Higgins'e, ödev hakkındaki düşüncelerini sordu.
İrlanda'nın çocuklarına bir mesajı olup olmadığı sorulduğunda 2011'den beri görevde olan Higgins, "Her şeyi merak etmeye devam edin. Bilgi edinmenin keyfini ıskalamadığınızdan emin olun. Ve bence arkadaşlık ve hiç kimsenin bundan mahrum kalmaması da önemli" dedi.
İrlandalı çocukların arkadaşlığa "büyük değer" verdiğini belirten Higgins bunun, "telefonların zorbalık yapmak için kötüye kullanılmasını" daha da trajik hale getirdiğinden yakındı.
7 yaşında okula başlayan Higgins, okuma sevgisi nedeniyle kısa süre içinde öğretmen olmak istediğine karar verdiğini ve İrlanda'nın alt meclisi Dail Eireann'da 25 yıl geçirmeden önce bir yetişkin olarak öğretmenlik eğitimine katıldığını açıkladı.
Higgins çocukların eğitimi hakkındaki düşüncelerini ilk kez dile getirmiyor. Geçen yıl 80. doğum gününde Higgins, İrlanda'daki okullarda yoga öğretilmesi gerektiğini öne sürmüştü.
Araştırmalar Higgins'in, en azından Birleşik Krallık'ta, ödevle ilgili görüşlerinde hiç de yalnız olmadığını gösteriyor.
Britanyalı eğitim düzenleyicisi Ofsted'in 2018'de ebeveynlerle yaptığı ankette, ebeveynlerin üçte birinden fazlasının ödevin ilkokul çocukları için yararlı olduğunu düşünmediği ortaya çıkmıştı.
Ofsted'e, ödevin birçok aile için "büyük bir stres kaynağı" olduğu ve özel eğitime ihtiyaç duyan veya engelli çocukların sağlığına zarar verebileceği aktarılmıştı.



Okula gitmemek, sigara içmek ya da aşırı alkol almak kadar ölümcül mü?

Öğrenciler ders sırasında not alıyor (AFP)
Öğrenciler ders sırasında not alıyor (AFP)
TT

Okula gitmemek, sigara içmek ya da aşırı alkol almak kadar ölümcül mü?

Öğrenciler ders sırasında not alıyor (AFP)
Öğrenciler ders sırasında not alıyor (AFP)

Eğitimi uzun ömürle doğrudan ilişkilendiren ilk sistematik araştırma, okulda veya üniversitede geçirdiğiniz her yılın yaşam beklentinizi artırdığını, okula gitmemenin ise sigara içmek veya çok fazla alkol almak kadar ölümcül olduğunu ortaya çıkardı.

Şarku’l Avsat’ın The Guardian gazetesinden aktardığı habere göre, araştırmada İngiltere ve ABD gibi sanayileşmiş ülkelerin yanı sıra Çin ve Brezilya gibi gelişmekte olan ülkelerden elde edilen kanıtlar incelendi.

Söz konusu araştırmada, tam zamanlı eğitimde bir yetişkinin ölüm riskinin her yıl için yüzde 2 oranında azaldığı görüldü.

Lancet Halk Sağlığı dergisinde yer alan araştırma sonuçlarına göre, ilk, orta ve yüksek öğrenimi tamamlamak, ömür boyu sağlıklı beslenmeye eşdeğer ve resmi eğitimi olmayanlarla karşılaştırıldığında ölüm riskini yüzde 34 azaltıyor.

Tam tersi durumda, hiçbir zaman okula gitmemek ise, yetişkin sağlığı açısından, on yıl boyunca her gün beş veya daha fazla alkollü içecek tüketmek veya günde 10 sigara içmek kadar kötü.

Çalışma, İngiltere’de çocukların okulda kalmasını sağlamaya yönelik çabalara ivme kazandırırken, uzmanlar elde edilen sonuçların okula devam ile sağlık arasındaki bağlantının altını çizdiğini vurguluyor.

Bu aynı zamanda, okuldan ayrılma yaşındaki artışın yanı sıra ileri ve yüksek öğrenime devam eden gençlerin sayısındaki artışın, gelecekteki yaşam beklentisi düzeylerine yıllar ekleyebileceği anlamına da geliyor.

Eğitimin ortalama yaşam süresi üzerindeki faydaları uzun süredir kabul edilse de, Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (NTNU) ve Seattle’daki Washington Üniversitesi’ndeki akademisyenler tarafından yapılan araştırma, eğitim yıllarının sayısını, yaşam beklentisi ve ölüm oranının azalmasıyla bağlantısını hesaplayan ilk çalışma oldu.

Araştırmada yer almayan, University College London’da tıbbi istatistik profesörü ve eğitim ile sağlık arasındaki bağlantılar konusunda uzman olan Neil Davies, bunu ‘etkileyici bir çalışma’ olarak nitelendirdi.

Ancak Davies, okula devamsızlık oranlarının yüksek olmasının, çocukların gelecekteki sağlık yararlarından mahrum kalmasına da yol açabileceğini belirterek şöyle konuştu;

“Artan okul devamsızlık oranlarının, sağlık üzerindeki etkilerinin ötesinde önemli sonuçlara yol açtığını belirtmekte fayda var. Eğitime harcanan zaman ile kazanç arasındaki ilişki çok iyi araştırıldı ve oldukça sağlam. Bu durumun daha dezavantajlı öğrenciler için daha da kötü olması muhtemeldir.”

cxsdvfegb
Fransa’nın Reunion adasındaki Saint-Benoit’te okul üniformalı öğrenciler (AFP)

Araştırmacılar, Norveç hükümetinin araştırma fonu ve Bill & Melinda Gates Vakfı tarafından desteklenen meta-analizin, küresel ölüm oranlarındaki eşitsizlikleri azaltmanın bir yolu olarak eğitime artan yatırımı destekleyen ‘ilgi çekici kanıt’ olduğunu söyledi.

Çalışmanın ortak yazarı NTNU’dan Dr. Terje Andreas Eikemo, “Eğitim, yalnızca sağlığa sağladığı faydalar açısından değil, kendi başına da önemlidir. Ancak artık bu faydanın büyüklüğünü ölçebilmek önemli bir gelişmedir” dedi.

Araştırmada aynı zamanda, uzun ömürlülükteki iyileşmelerin cinsiyet, sosyal sınıf ve demografiden bağımsız olarak zengin ve fakir ülkelerde benzer olduğu görüldü.