Fransa ve Almanya'dan Ukrayna için 'desteğe devam' açıklaması

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “Ukrayna halkına her alandaki sarsılmaz desteğimiz devam edecek." dedi.

Macron ve Scholz, dün Elysee Sarayı'nda iki ülke heyetlerinin genişletilmiş görüşme oturumunda (AFP)
Macron ve Scholz, dün Elysee Sarayı'nda iki ülke heyetlerinin genişletilmiş görüşme oturumunda (AFP)
TT

Fransa ve Almanya'dan Ukrayna için 'desteğe devam' açıklaması

Macron ve Scholz, dün Elysee Sarayı'nda iki ülke heyetlerinin genişletilmiş görüşme oturumunda (AFP)
Macron ve Scholz, dün Elysee Sarayı'nda iki ülke heyetlerinin genişletilmiş görüşme oturumunda (AFP)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Ukrayna’ya desteklerini sürdüreceklerini bildirdi.
Paris’te, Sorbonne Üniversitesi'nde “Elysee Anlaşması” olarak da bilinen Fransa-Almanya dostluk antlaşmasının 60. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen törene, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Almanya Başbakanı Scholz, Fransa Ulusal Meclis Başkanı Yael Braun-Pivet, Almanya Federal Meclisi Başkanı Baerbel Bas, Fransız ve Alman yetkililerin yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.
Macron, burada yaptığı konuşmada, "Bir Fransız için Almanya'dan söz etmek, her zaman kendisinden bir parçadan söz etmektir." ifadesini kullanarak, 22 Ocak 1963’te eski Almanya Şansölyesi Konrad Adenauer ve eski Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle arasında imzalanan Elysee Anlaşması’nın iki ülke, Avrupa ve dünya için önemine değindi.
Elysee Anlaşması'nın 60. yıl dönümünün, Ukrayna'nın Rusya'nın işgaline direndiği, barış ve diyalog idealinin çiğnendiği bir dönemde özel bir anlam taşıdığına işaret eden Macron, “Ukrayna halkına her alandaki sarsılmaz desteğimiz devam edecek." dedi.
Cumhurbaşkanı Macron, Ukrayna ve Moldova'yı, Avrupa Birliği (AB) aday ülke statüsü verilmesi için desteklemeyi sürdüreceklerini dile getirdi.
Fransa ve Almanya’nın, Avrupa’nın yeniden yapılanması için öncü olması gerektiğini kaydeden Macron, yeni bir enerji modeli inşa etmek, enerji dönüşümü için gerekli yatırımların Avrupa düzeyinde teşvik edilmesi ve hızlandırılması gibi farklı unsurları geliştirmek için de iki ülkenin öncülük yapması gerektiğini vurguladı.
Macron, bugün Paris’te Fransa-Almanya 23. Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın düzenleneceğini sözlerine ekledi.

"Zorluklar değişti"
Başbakan Scholz ise Elysee Anlaşması’nın İkinci Dünya Savaşı’ndan 20 yıldan az bir süre sonrasında imzalandığını anımsatarak, Fransa-Almanya uzlaşmasının Avrupa’nın yeniden birleşmesinin önünü açtığını anlattı.
“Avrupalılar olarak yüzleşmek zorunda olduğumuz zorluklar değişti.” diyen Scholz, artık meselenin AB ve ilkelerini özellikle de dışarıdan gelen tehditlere karşı korumak olduğunu belirtti.
Olaf Scholz, "Rusya Devlet Başkanı (Vladimir) Putin’in emperyalist amaçları var. Sınırları güçle değiştirmeye çalışıyor. Ukraynalılar bunun bedelini ağır ödüyor. Ancak Putin’in emperyalizmi galip gelmeyecek." değerlendirmesini yaptı.
Avrupa'da, siyasetin yerini şiddetin aldığı bir döneme geri dönülmesine izin vermeyeceklerinin altını çizen Scholz, "Avrupa barış projemizi savunmak için Ukrayna'ya ihtiyacı olan tüm desteği gerektiği sürece vermeye devam edeceğiz." ifadesini kullandı.
Scholz, Ukrayna, Moldova ve 6 Balkan ülkesinin Avrupa ailesinin bir parçası olduğunu ve zamanla Gürcistan’ın da bu ailenin bir parçası olacağını aktararak, AB’de kurumsal reform gerekliliğine ve Fransa ile Almanya’da Avrupa savaş uçağı ve tankı geliştirmesinin önemine değindi.
İki ülkenin meclis başkanları da konuşmalarında Fransa-Alman dostluğunun önemine dikkati çekti.



Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
TT

Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)

Galler İşçi Partisi Lideri Vaughan Gething, Galler Bölgesel Başbakanı olarak seçilmesinin ardından dört kurucu ülkeden (İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda) oluşan Birleşik Krallık'ın (Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığ) üç ülkesi göçmen kökenli isimler tarafından yönetilmeye başlandı. Gething, Galler'in başkenti Cardiff’te hükümetin dümenine geçerken, Rishi Sunak İngiltere Başbakanı olarak Londra'da, Hamza Yusuf ise İskoçya Başbakanı olarak Edinburgh'da iktidarı ellerinde bulunduruyor.

Babası Güney Galler'den bir veteriner olan 52 yaşındaki Vaughan Gething’in annesi ise Zambiya'da bir kümes hayvanı çiftliğinde çalışıyordu. Eski Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela'nın hikayesi, Gething’i henüz 17 yaşındayken İşçi Partisi'ne katılmasında etkili oldu. Gething, 2011 yılında Cardiff'te meclis üyesi seçilerek siyasi kariyerine başladı.

Cardiff hükümetinde 2013 yılından bu yana çeşitli görevler üstlenen Gething, 2014 yılında Kalkınma Bakan Yardımcılığı, ardından Sağlık Bakan Yardımcılığı, ardından 2016-2021 yılları arasında Sağlık Bakanı olarak görev yaptı. Birkaç gün önce rakibi Jeremy Miles'ı kıl payı mağlup ederek Galler İşçi Partisi'nin lideri olan Gething, 2021 mayısında Mark Drakeford hükümetinin ekonomi bakanlığı görevini üstlenmişti.

Gething, özelde Galler’in genelde ise Avrupa’nın ilk siyahi lideri oldu. Birleşik Krallık tarihindeki bu yeni durum, ‘artık göçmenlerin çocukları ve torunları sahada ve yerel meclislerden hükümete kadar çeşitli siyasi makamlar için ülkenin yerli halkıyla rekabet ediyor’ yorumlarına neden oldu.

Galler’de bir göçmenin başbakan olarak seçilmesinden önce Hint asıllı Budist Rishi Sunak, 2022 yılında İngiltere’nin başbakanlık koltuğuna oturmuştu. Pakistan asıllı bir Müslüman olan Hamza Yusuf ise 2023 yılında İskoçya hükümetinin başına geçti. Böylece Birleşik Krallık'ı oluşturan ülkelerden üçü artık her zaman beyazların seçildiği makamlara partileri tarafından seçilen göçmenlerin getirildiğine tanık oldu.

Birleşik Krallık'ta farklı milletlerden üç ismin iktidara gelmesinin ve göçmenlerin çocuklarının ve torunlarının siyasetin tüm kademelerinde yer almasının yolu açıldı. Yerel halkla belediye ve meclis sandalyeleri için yarışan göçmenlerin çocukları ve torunları, hükümetlerde çeşitli görevler alırken bakanlık görevlerinde bulundular ve iç siyasi sahnede etkili oldular.

Birleşik Krallık'taki dördüncü ülke olan Kuzey İrlanda da liderlik konusunda bir istisnaya tanık oluyor. Kuzey İrlanda tarihinde ilk kez ‘Birleşik İrlanda’ fikrini destekleyen Katolik bir kadın siyasetçi olan Sinn Fein, 2023 yılında Belfast parlamento seçimlerinde rakibi Demokratik Birlik Partisi'nin (DUP) 1998 yılında imzalanan barış anlaşmasının temelini oluşturan güç paylaşımı hükümetine yönelik boykotunu sona erdirmeyi başararak iktidara geldi.