Suudi Arabistan, tüm dünyada güvenli ve sağlıklı bir geleceğe öncülük edecek

Riyad yönetimi tedavisi olmayan hastalıklara son verilmesi için çalışacak.

Ulusal Muhafız Bakanı Bender, Riyad’daki Küresel Tıbbi Biyoteknoloji Zirvesi'nde bir dizi bakan ve katılımcıyla bir araya geldi.  (Şarku’l Avsat)
Ulusal Muhafız Bakanı Bender, Riyad’daki Küresel Tıbbi Biyoteknoloji Zirvesi'nde bir dizi bakan ve katılımcıyla bir araya geldi. (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan, tüm dünyada güvenli ve sağlıklı bir geleceğe öncülük edecek

Ulusal Muhafız Bakanı Bender, Riyad’daki Küresel Tıbbi Biyoteknoloji Zirvesi'nde bir dizi bakan ve katılımcıyla bir araya geldi.  (Şarku’l Avsat)
Ulusal Muhafız Bakanı Bender, Riyad’daki Küresel Tıbbi Biyoteknoloji Zirvesi'nde bir dizi bakan ve katılımcıyla bir araya geldi. (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen Küresel Tıbbi Biyoteknoloji Zirvesi’ne katılan hükümet yetkilileri, uzmanlar ve bilim insanları dün başlayan zirve oturumlarında sinirbilim, hücre ve gen terapisi konularını ele aldı
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın himayesinde  düzenlenen ve açılışını Ulusal Muhafız Bakanı Abdullah bin Bender’in yaptığı Küresel Tıbbi Biyoteknoloji Zirvesi’nde biyoteknolojideki yatırım eğilimleri, Suudi Arabistan’da hücresel terapinin stratejik uygulaması, sıvı kristal ekranlar kullanılan bir teknoloji olan IPS’a dayalı hücresel terapinin önünün açılmasının yanı sıra hücre ve gen mühendislik terapileri için yeni modallere yönelik imkanlar ele alındı.
Zirve sırasında hücresel terapi kullanarak kanser hücrelerini hedef alarak tümörleri ortadan kaldırmanın yollarını bulma ve önümüzdeki on yıl için inovasyon bakış açısıyla araştırma ve geliştirme üretkenliğini artırma çağrısında bulunuldu. Ayrıca tıbbi biyoteknoloji için küresel ortaklıklar ve küresel ortaklık yoluyla bir sonraki salgına hazırlık yapılması amacıyla oturumlar düzenlendi.
Yeni ilaçların geliştirilmesinde ortaklıkların rolü ve talebe göre gelişmiş cihazlara ulaşmanın yollarının tartışıldığı zirvede, “2023'te ne kadar yakınız?” sorusuna cevap aranırken Kral Abdullah Uluslararası Tıbbi Araştırma Merkezi inovasyon ve ortaklık haritasına da ışık tutuldu.

Rönesansı desteklemek ve rekabet gücü yaratmak
Ulusal Muhafız Bakanlığı Sağlık İşleri İcra Kurulu Başkanı ve Kral Suud bin Abdülaziz Sağlık Bilimleri Üniversitesi Başkanı Bende el Kinavi, zirvenin sponsoru olan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın daha müreffeh bir ülke inşa etme talebi bağlamında, ülkesinin dünya ülkeleri arasında ön sıralarda yer aldığını söyledi.
Kinavi Küresel Tıbbi Biyoteknoloji Zirvesi’nin açılış töreni sırasında yaptığı konuşmada, Veliaht Prens'in açıklamalarının, yeteneklerden yararlanan, rönesansı destekleyen, rekabet gücü yaratan ,daha fazla yaratıcılığa, göz kamaştırıcılığa ve farklılığa yönelik isteğin çıtasını yükselten ‘ilham verici bir liderden’ gelen  teşvik olduğunu ifade etti.
Zirvenin, dünyadaki biyoteknoloji liderleri arasında bilgi alışverişi yoluyla bir "biyoteknolojik sağlık endüstrisi" yaratma ve Suudi Arabistan Krallığı’nın tıbbi biyoteknoloji alanında lider bir oyuncu olarak konumunu pekiştirme fırsatı sağladığına değinen Kinavi, yenilikçi model sunmanın yatırım fırsatlarını keşfetmek için fırsat sağladığını vurguladı.
Kinavi’ye göre Küresel Tıbbi Biyoteknoloji Zirvesi, endüstriyel sağlık yatırım sistemi için modern bir çağ inşa etmek adına tıbbi biyoteknoloji üretimi dünyası ve sağlığın geleceği endüstrisinde parlak bir yapı taşı niteliğinde. Genetik tedavi, hücreler, bulaşıcı hastalıklar, kanserli tümörler için aşıların geliştirilmesi, nadir hastalıkların doğru tedavisi ve klinik konuların tartışıldığı zirvede etkili sonuçlar elde edilmesi bekleniyor.
Yetkili açıklamasında, Suudi Arabistan’daki bakanlıklar ve hükümet sektörlerinin ulusal ve küresel ortaklık ile biyomedikal teknolojinin geleceğini inşa eden ortak bir ulusal strateji oluşturmanın yanı sıra tıbbi biyoteknoloji endüstrisinin geleceğini yapılandırmak ve çeşitli alanlarına yatırım yapmak için çabalarının bütünleştiğini söyledi.

Teknik gelişmenin hızlanması
Diğer yandan Riyad'daki Kral Abdullah Uluslararası Tıbbi Araştırma Merkezi İcra Direktörü Dr. Ahmed el Asker de Ulusal Muhafız Bakanı’nın huzurunda, Yatırım Bakanlığı ile stratejik ortaklık ikincisi düzenlenen Küresel Tıbbi Biyomedikal Teknoloji Zirvesi 2023'ün sonuçlarının umut verici olacağını vurguladı.
Asker dünkü zirve sırasında yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Teknolojik gelişmenin küresel düzeyde hızlanması açısından bugün tanık olduğumuz şey, insanların hayatını ve geçimini olumlu yönde etkileyecek. Buna toplumların ekonomilerindeki dönüşümler ve genel olarak ülkelerin yönelimleri eşlik edecek. Bu dönüşüm, petrole dayalı bir ekonomiden alternatif ürünlere ve ileri teknolojilere dayalı bir ekonomiye, hatta bu alanda liderliğe dayalı bir ekonomiye dönüşümü hedefleri arasına koyan Suudi Arabistan  liderliğinin öngörülü vizyonuyla örtüşüyor.”

Yüzde sekizlik küresel pazar büyümesi
Asker açıklamasının devamında küresel pazarın büyüme oranlarına dikkat çekti:
“Biyomedikal teknoloji sektörü derken insan sağlığını doğrudan etkileyen bir sektörden bahsediyoruz. Sanırım koronavirüs pandemisinden çıkardığımız dersler, bu sektörün insan sağlığı ve ülke ekonomileri için önemini doğruladı. Genel bir ekonomik görünümle, 2025'te genel olarak biyoteknoloji sektörü için küresel pazar büyüklüğünün yıllık yüzde 8'lik bir büyüme oranıyla yaklaşık 800 milyar dolara ulaşacağını görüyoruz.”
Küresel aşı pazarının büyüklüğünün yıllık yüzde 10 büyüme oranıyla 30 milyar dolar olarak tahmin edildiğine dikkat çeken Asker, biyolojik tedavilerin 2030'da küresel ilaç pazarının yüzde 30'unu oluşturacağını, söyledi. Genetik bozuklukları onarmak için çalışan ilaçların ortaya çıkmasıyla, hastalıkların genetik nedenlerine göre yeni sınıflandırmalara ayrıldığını belirtti.

Tedavisi olmayan hastalıkların bertaraf edilmesi
Asker’in gündeminde hastalıkların tedavi edilmesi de vardı:
“Genetik mühendisliği ve bağışıklık hücrelerini yönlendirmek, tedavisi olmayan hastalıkların kökünü kazımada baskın olacak. Teşhis araçlarının mobil cihazlara indirgendiğini, büyük veri bilimi ve yapay zeka üzerine kurulu dijital uygulamalar göreceğiz. Hastalıkları tahmin etmek ve daha sonra yayılmadan önlemek mümkün olacak. Bunlar örnekler ve bir zamanlar bilim kurgu olan şeylerin çoğu bugün gerçek oldu.”
Yeni ekonomik oluşumlarla tıbbi teknolojilerle yeni değişimlerin ortaya çıkacağını belirten Asker, Suudi Arabistan'da tıbbi biyoteknoloji sektörünün ilerlemesini ve hızlanmasını sağlamak için üniversiteler, araştırma merkezleri ve özel sektör gibi altyapı kuruluşlarını yeni bir çevresel entegrasyonun oluşturulmasıyla bazı yeni kuruluş ve stratejilerin  başlatılacağını söyledi.
Kral Abdullah Uluslararası Tıbbi Araştırma Merkezi’nin 15 yıllık yolculukta, kurulduğu günden bu yana yalnızca tıbbi biyoteknolojinin yerlileştirilmesinde değil, önde gelen kuruluşlar arasında da yer aldığını söyleyen Dr. Ahmed el Asker, sağlık ve ekonomik etkisi olan ürünleri dönüştürme arzusuyla yeni teknolojilerin inovasyonuna, üretimine ve geliştirilmesine katıldığını kaydetti.
Asker ayrıca tüm programların tıbbi teknolojiyi transfer etmek, geliştirmek, ülke ve dünya yararına yatırımları çekmek için ortak iş birliğini geliştirmeyi amaçladığını vurguladı.



Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, İran'a gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında Perşembe günü Tahran'da İran Lideri Ali Hamaney ve Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile bir araya geldi.

Suudi yönetiminin direktifleri doğrultusunda Hamaney ile görüştüğünü ve kendisine İki Kutsal Caminin Hamisi Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını ilettiğini belirten Suudi Savunma Bakanı, “X” platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda liderle ortak ilgi alanlarına giren konuları ele aldıklarını ve iki ülke arasındaki ikili ilişkileri gözden geçirdiklerini ifade etti.

İran'ın Tasnim haber ajansı Hamaney'in görüşme sırasında “Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz her iki ülke için de faydalı ve birbirimizi tamamlayabiliriz” dediğini aktardı.

Ajans, Hamaney ile yapılan görüşmeye İranGenelkurmay Başkanı General Muhammed Bakıri'nin de katıldığını belirtti.

Dün Tahran'da General Bakıri ile bir araya gelen Prens Halid bin Selman, İran haber ajanslarının aktardığına göre Pekin Anlaşması'nın imzalanmasından bu yana Suudi Arabistan'la ilişkilerin giderek güçlendiğini ve geliştiğini söyledi. Bakıri, Tahran ve Riyad'ın bölgesel güvenliğin sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceğini belirterek ülkesinin Suudi Arabistan'la savunma ilişkilerini geliştirmeye hazır olduğunu ifade etti. Tasnim'e göre İran, Suudi Arabistan'ın Gazze ve Filistin konusundaki tutumunu memnuniyetle karşılıyor.

sdfgrthyu
Prens Halid bin Selman Perşembe günü İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ile görüşmek üzere Tahran'a vardığında İran tarafından resmi törenle karşılandı (AP)

Ziyareti değerlendiren siyasi çevrelere göre Suudi bakanın ziyareti her iki ülkeyi de ilgilendiren bölgesel ve uluslararası gelişmelerin yaşandığı bir döneme denk geliyor.

Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Prens Halid bin Selman'ın resmi bir ziyaret için geldiği ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ikili ilişkiler ve ortak ilgi alanlarına giren konuların ele alınacağı bir dizi görüşme gerçekleştireceği belirtildi.

Suudi siyasi analist Abdüllatif el-Melhem, Suudi Savunma Bakanının İran ziyaretinin, Suudi yönetiminin Pekin anlaşmasına bağlılık çerçevesinde iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme ve geliştirme, ortak çıkarlarını gerçekleştirmek ve iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin pekiştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla Riyad ve Tahran arasındaki koordinasyon ve işbirliği düzeyini yükseltme isteğini yansıttığını düşünüyor.

sxcdfrgt
Prens Halid bin Salman dün (Perşembe) Tahran'da İran Cumhurbaşkanı ile bir araya geldi. (EPA)

Suudi liderliğinin bölgede barış ve refahı sağlamayı ve bölgeyi çatışmalar aşamasından istikrar ve güvenlik aşamasına taşımayı ve bölge halklarının daha iyi bir refah, zenginlik ve ekonomik entegrasyon geleceğine yönelik özlemlerini gerçekleştirmeye odaklanmayı amaçladığını belirten Melhem, Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesinin, Suudi Veliaht Prensi'nin “bölgede barış, güvenlik, istikrar ve refahı sağlama ve halklarının özlemlerini karşılama” çabalarının meyvelerinden biri olduğunu kaydetti. Melhem, ziyaretin Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkileri güçlendirmeye yönelik devam eden diplomatik çabaların bir parçası olduğunu belirtti.

Bir dizi toplantı

Ziyaret, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman ile bölgedeki gelişmeleri ele aldıkları ve ortak ilgi alanlarına giren bir dizi konuyu gözden geçirdikleri bir telefon görüşmesi gerçekleştirmesinin üzerinden iki haftadan kısa bir süre geçmesinin yanı sıra Suudi Dışişleri Bakanı'nın Pazartesi günü İranlı mevkidaşıyla yaptığı telefon görüşmesinde bölgedeki gelişmeleri ve sarf edilen çabaları gözden geçirdikleri ikili istişarelerin ardından gerçekleşti.

dfgthy
Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref arasında Kasım 2024'te düzenlenecek Arap-İslam Zirvesi çerçevesinde gerçekleşen görüşme (SPA)

Suudi Savunma Bakanı'nın Tahran ziyaretinde bölgedeki son gelişmelerin ele alınması ve bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili görüş alışverişinde bulunulması bekleniyor. Resmi haber ajansı IRNA'ya göre ziyaret öncesinde, geçtiğimiz Cumartesi günü Umman'ın başkenti Muskat'ta gerçekleştirilen ABD-İran görüşmelerinin ilk turu ve 48 saat önce yine Cumartesi günü Muskat'ta yapılacak bir sonraki turun yanı sıra Suudi ve ABD taraflarının geçtiğimiz hafta beş istasyonda gerçekleştirdikleri bir dizi siyasi ve güvenlik istişaresi gibi bir dizi gelişme yaşandı.

Ziyaret, merhum Prens Sultan bin Abdülaziz'in Mayıs 1999 başında Tahran'a yaptığı ve dört gün süren ve üst düzey İranlı yetkililerle bir araya geldiği ilk ziyaretin ardından, 1979'dan bu yana bir Suudi savunma bakanının İran'a yaptığı ikinci ziyaret olması bakımından tarihi bir önem taşıyor.

Suudi Savunma Bakanı, “Pekin Anlaşması” ve 10 Mart'ta iki ülke arasındaki tarihi uzlaşı ve ilişkilerin Çin himayesinde yeniden başlatılmasının duyurulmasının ardından İran'ı ziyaret eden en önemli Suudi yetkililerden biri.

dfgt
Prens Halid bin Selman Perşembe günü Tahran'da General Bakıri ile bir araya geldi (AP)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Tahran'a ilk ziyaretini Haziran 2023'te gerçekleştirmiş ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ilişkilerin normal olduğunu ve iki ülkenin İslami kardeşlik ve iyi komşuluk bağlarıyla birleşmiş, bölgenin önemli ülkeleri olduğunu vurgulayarak bağımsızlık ve egemenliğe tam ve karşılıklı saygı, içişlerine karışmama, uluslararası hukuk ilkeleri, Birleşmiş Milletler Şartı ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi açık bir temele dayandığını belirtmiştir.

Eski Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, dönemin Dışişleri Bakanı adayı Ali Bakıri Kani ve şimdiki Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin yanı sıra Kasım 2023'teki Ortak Arap-İslam Zirvesi'ne katılmak üzere eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve 2024 Ortak Arap-İslam Takip Zirvesi'ne katılmak üzere Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref de dâhil olmak üzere bir dizi İranlı yetkili Pekin Anlaşması'nın ardından Suudi Arabistan'a benzer ziyaretlerde bulundu.

“Pekin Anlaşması” Taahhütleri

Pekin Anlaşmasını takip etmek üzere kurulan Suudi-Çin-İran Üçlü Ortak Komitesi, ilki Aralık 2023'te Çin'in başkenti Pekin'de, diğeri ise Kasım 2024'te Riyad'da olmak üzere iki toplantı gerçekleştirmiş ve bu toplantılarda iki ülke Pekin Anlaşmasını tüm maddeleriyle uygulama kararlılıklarını ve Birleşmiş Milletler Şartı, İİT Şartı ve devletlerin egemenliği, bağımsızlığı ve güvenliğine saygı da dâhil olmak üzere uluslararası hukuka bağlılık yoluyla ülkeleri arasında iyi komşuluk ilişkilerini teşvik etme çabalarını sürdürdüklerini vurgularken, Çin de Suudi Arabistan ve İran'ın Pekin Anlaşmasını geliştirme yönünde attıkları adımları desteklemeye ve teşvik etmeye devam etmeye hazır olduğunu açıklamıştır.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mecid Taht Revançi Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte İran ve Suudi Arabistan'ın büyüyen ve istikrarlı bir bölgede barış ve huzuru tesis etme niyetinde olduğunu, bunun da “mevcut tehditlerin üstesinden gelmeyi amaçlayan ikili ve bölgesel işbirliğinin sürdürülmesini ve geliştirilmesini” gerektirdiğini belirterek “İran-Suudi eylemlerinin kalkınma, barış, bölgesel ve uluslararası güvenlik çerçevesinde başarılı bir uluslararası ikili ve çok taraflı işbirliği modelini taçlandırdığını” ve iki tarafın tarihi bağlara dayanarak çeşitli siyasi, güvenlik, ekonomik, ticari ve konsolosluk alanlarında işbirliğini geliştirmeye devam ettiğini söyledi.