Düşünceleri konuşmaya rekor hızda çeviren yeni beyin-bilgisayar arayüzü geliştirildi

Bu buluş, gerçek zamanlı konuşma dönüştürmeye doğru atılmış büyük bir adım

Elon Musk'ın Neuralink'i, beyin-bilgisayar arayüzleri üzerinde çalışan birkaç şirketten biri (Unsplash)
Elon Musk'ın Neuralink'i, beyin-bilgisayar arayüzleri üzerinde çalışan birkaç şirketten biri (Unsplash)
TT

Düşünceleri konuşmaya rekor hızda çeviren yeni beyin-bilgisayar arayüzü geliştirildi

Elon Musk'ın Neuralink'i, beyin-bilgisayar arayüzleri üzerinde çalışan birkaç şirketten biri (Unsplash)
Elon Musk'ın Neuralink'i, beyin-bilgisayar arayüzleri üzerinde çalışan birkaç şirketten biri (Unsplash)

Sinirbilimciler, yeni bir beyin-bilgisayar arayüzünün (BCI) düşünceleri konuşmaya çevirmede yeni bir rekor kırdığını iddia etti.
Stanford Üniversitesi'nden bir ekip, dakikada 62 kelimeye kadar kod çözme kapasitesine sahip beyin çipinin, insanların doğal konuşmaya yakın hızlarda iletişim kurmasına olanak tanıdığını söyledi.
Cihazı amiyotrofik lateral skleroz (ALS) hastası olan ve konuşamayan bir hastaya takan bilim insanları, hastanın önceden programlanmış 125 bin kelimelik bir dağarcıkla saniyede birden fazla kelime dile getirmesini sağladı.
The İndependent'ın haberine göre, Araştırmacılar, "A high-performance speech neuroprosthesis" (Yüksek performanslı bir konuşma nöroprotezi) başlıklı bir ön baskı makalesinde, "BCI'ımız konuşmayı dakikada 62 kelime hızla çözdü, bu da herhangi bir BCI için önceki rekordan 3,4 kat daha hızlı ve doğal konuşma hızına (dakikada 160 kelime) yaklaşmaya başlıyor" yazdı.

Bu sonuçlar, artık konuşamayan felçli kişilere hızlı iletişimi geri kazandırmak adına intrakortikal konuşma BCI'larını kullanmak için uygulanabilir bir yol gösteriyor.”

BCI sistemi, ALS hastası ağzıyla kelimeler oluşturmaya çalışırken küçük yüz hareketlerini analiz edip ardından ilişkili sinirsel aktiviteyi kelimelere dönüştürerek çalıştı.
Stanford'tan bilim insanları ilk kez bir BCI'ın, artık konuşamayan kişiler tarafından kullanılan, göz izleme veya klavye temelli yaklaşımlar gibi diğer teknolojilerin hızını da aştığını söyledi.
Deneylerin başarısına rağmen, BCI sisteminin mevcut yöntemlerin yerini alabilmesi için hâlâ geliştirilmesi gerekiyor.
Araştırmacılar makalede, yaklaşık yüzde 20'lik hata oranıyla "henüz tam, klinik olarak uygulanabilir bir sistem değil" yazdı.
Bu teknoloji, Science Corp ve Elon Musk'ın Neuralink'i de dahil, üniversiteler ve girişimler tarafından BCI cihazları geliştirmeye yönelik çok sayıda çabadan biri.
Musk, geçen yıl bir etkinlik sırasında Neuralink'in cihazının ilk insan denemelerine 2023'te başlamayı planladığını ve bunu domuzlar ve maymunlar üzerinde halihazırda test ettiğini söylemişti. Teknoloji milyarderi, beyin çipinin konuşamayan hastalara konuşmayı geri kazandırmanın çok ötesine geçerek beyne "tam bant genişliğinde veri akışı" sunacağını iddia ediyor.



Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)
TT

Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)

Andrew Griffin 

Evrenin erken dönemlerinden gelen bir radyo sinyali, çevremizdeki her şeyin nasıl başladığını anlamamızı sağlayabilir.

21 santimetre sinyali diye bilinen bu sinyal, ilk yıldızların ve galaksilerin nasıl yanmaya başladığını ve evreni karanlıktan ışığa nasıl çıkardığını nihayet anlamamızı mümkün kılabilir.

Cambridge Üniversitesi'nden makalenin ortak yazarı Anastasia Fialkov yaptığı açıklamada, "Bu, karanlık evrendeki ilk ışığın nasıl ortaya çıktığını öğrenmek için eşsiz bir fırsat" diyor. 

Soğuk, karanlık bir evrenden yıldızlarla dolu bir evrene geçiş hikayesini yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

Sinyal, 13 milyar yıldan fazla bir süre önceden, Büyük Patlama'nın sadece 100 milyon yıl sonrasından bize ulaşıyor. Zayıf parıltı, yıldızların oluştuğu uzay bölgeleri arasındaki boşluğu dolduran hidrojen atomları tarafından yaratılıyor.

Bilim insanları artık bu sinyalin doğasını kullanarak erken evreni daha iyi anlayabileceklerine inanıyor. Bunu, evrenin başlangıcıyla ilgili verileri ortaya çıkarmak için radyo sinyallerini yakalamaya çalışacak REACH (Radio Experiment for the Analysis of Cosmic Hydrogen / Kozmik Hidrojen Analizi için Radyo Deneyi) adlı radyo anteniyle yapacaklar.

Araştırmacılar bu projenin nasıl işleyeceğini daha iyi anlamak için REACH ve Kilometre Kare Dizisi adlı başka bir projenin, ilk yıldızların kütleleri ve diğer ayrıntıları hakkında nasıl bilgi sağlayabileceğini öngören bir model oluşturdu.

Profesör Fialkov, "İlk yıldızların kütlelerinin 21 santimetre sinyaline bağımlılığını ve ilk yıldızlar öldüğünde üretilen, X ışını ikililerinden gelen ultraviyole yıldız ışığı ve X ışını emisyonlarının etkisi de dahil olmak üzere tutarlı bir şekilde modelleyen ilk grubuz" diyor.

Bu bilgiler, Büyük Patlama'nın ürettiği hidrojen-helyum bileşimi gibi, evrenin ilkel koşullarını birleştiren simülasyonlardan elde edildi.

REACH teleskobunun baş araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Eloy de Lera Acedo, "Bildirdiğimiz tahminler, evrendeki ilk yıldızların doğasını anlamamız açısından muazzam önem taşıyor" ifadelerini kullanıyor.

Radyo teleskoplarımızın, ilk yıldızların kütlesi ve ilk ışıkların bugünkü yıldızlardan ne kadar farklı olabileceği hakkında ayrıntılı bilgiler verebileceğine dair kanıt sunuyoruz.

REACH gibi radyo teleskopları, evrenin bebeklik döneminin gizemlerini çözme yolunda umut vaat ediyor ve bu tahminler, Güney Afrika'daki Karoo'dan yaptığımız radyo gözlemlerine rehberlik etmesi açısından hayati önemde.

Çalışma, hakemli dergi Nature Astronomy'de yayımlanan "Determination of the mass distribution of the first stars from the 21-cm signal" (21 santimetre sinyalinden ilk yıldızların kütle dağılımının belirlenmesi) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/space