Mısır, küresel zorluklarla yüzleşmek için ‘doğuya dönüş’ stratejisini yeniden canlandırıyor

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi perşembe günü Yeni Delhi'de bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi perşembe günü Yeni Delhi'de bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır, küresel zorluklarla yüzleşmek için ‘doğuya dönüş’ stratejisini yeniden canlandırıyor

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi perşembe günü Yeni Delhi'de bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi perşembe günü Yeni Delhi'de bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

ABD, Rusya ve Çin gibi uluslararası güçler arasındaki ‘keskin’ rekabet ve kutuplaşma ile karakterize edilen, dünyanın tüm ülkelerindeki enerji ve gıda arzını etkileyen ekonomik krizle aynı zamana denk gelen küresel dalgalanma sürerken Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah  Sisi'nin Hindistan ve Azerbaycan'a yaptığı ziyaret büyük önem arzediyor. Zira uzmanlara göre bu ziyaret, Kahire'nin ‘doğuya dönüş stratejisini’ yeniden canlandırma ve küresel zorluklarla yüzleşmek için Asya ülkeleriyle ikili ilişkileri güçlendirmeye odaklanma arzusunu gösteriyor. Bu durum, diplomatik hamleler ile Avrupalı ve ABD’li yetkililerle karşılıklı görüşmelerle paralel olarak gerçekleşiyor.
Asya ülkeleriyle ilişkileri geliştirme arzusu, Sisi'nin yakın zamanda Hindistan'a yaptığı ve iki ülkenin ‘savunma sanayilerindeki iş birliğini derinleştirme ve askeri iş birliğini yoğunlaştırmak için yeni girişimler keşfetmeye çalışma’ konusunda mutabık kaldıklarını gösteren ziyarette de kendini gösterdi. İki ülke tarafından yapılan ortak açıklamada, ‘ikili ilişkilerin siyasi, güvenlik, savunma, enerji ve ekonomik alanları kapsayan stratejik ortaklık düzeyine çıkarılması’ vurgusu yapıldı.
Eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Heridi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda şu değerlendirmede bulundu:
“Asya eksenine odaklanmak son dönemde Mısır dış politikasının ‘belirgin bir özelliği’oldu. Bu odaklanma, Mısır'ın Avrupa Birliği (AB) ve ABD ile olan ilişkilerinden ödün vermek anlamına gelmiyor. Asya'ya yönelik eğilim, eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in 2008 yılında Hindistan'ı ziyaret etmesi ve bu ziyarette 18 ortak anlaşmanın imzalanması nedeniyle on yıllardır uluslararası ilişkilerini çeşitlendiren Mısır diplomasisi için yeni değil.”
Heridi, Sisi'nin Hindistan ziyaretini ‘Mısır'ın Asya ülkeleriyle ilişkilerinin pekiştirilmesi’ olarak değerlendirdi.
Mısır Bakanlar Kurulu’na bağlı Bilgi ve Karar Destek Merkezi tarafından 2021 yılının ortalarında yayınlanan ve Mısır diplomasisinde ‘yeni çevrelere’ atıfta bulunan Dr. Muhammed Kemal’in raporuna göre Mısır dış politikası 2014 yılında Sisi'nin ülke cumhurbaşkanlığını üstlenmesiyle yeni bir aşamaya girdi. Sisi'nin Çin, Hindistan, Japonya, Güney Kore, Singapur ve Vietnam'ı ziyaret ederek Asya’ya yönelmesi ve ‘Asya'nın ekonomik ve siyasi olarak ‘gelecek’ olduğu gerçeğine’ atıfta bulunması da bu kapsama giriyor.
Siyaset Bilimi Profesörü Tarık Fehmi, Sisi'nin Hindistan, Azerbaycan ve Ermenistan ziyaretini ‘doğuya dönüş stratejisinin yenilenmesi ve Mısır'ın tarihsel ilişki içinde olduğu ülkelerle yeni bir ortaklık kurulması’ olarak değerlendiriyor. Fehmi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada ‘Sisi'nin Asya'ya yöneldiğini ve birden fazla ülkeye seyahat ettiğini’ belirtti. Bu dönemde siyasi, stratejik ve ekonomik ittifak kaynaklarının çeşitlendirilmesinin önemli bir konu haline geldiğini vurgulayan Fehmi, “Mısır stratejik ve güvenlik anlaşmaları yapmak, ülkelerle birçok alanda başkalarını rahatsız edebilecek kapıları çalmak istiyor’ ifadesini kullandı.
Eski Mısır Dışişleri Bakanı Muhammed el-Urabi'ye göre bu, Sisi'nin Hindistan'a ilk ziyareti olmasa da zamanlaması itibariyle ‘daha fazla önem’ arz ediyor. Urabi, Şarku'l Avsat'a şu değerlendirmelerde bulundu:
“Sisi’nin Hindistan ziyareti, Mısır diplomasisindeki iyi bilinen eksenlerin harekete geçirilmesi amacıyla gerçekleştirilmiş olsa da barış ve kalkınmayı sağlamak isteyen ülkeler arasında daha fazla dayanışma gerektiren uluslararası koşullarda, özellikle de dünya Rusya, ABD ve Çin arasındaki yoğun rekabetle çalkalanırken gerçekleşti. Bu uluslararası çekişmenin ortasında bir çıkış yolu bulmak ve bunun olumsuzluklarına karşı güçlü ikili ilişkiler kurmaya çalışmak gerekiyor.”
Nitekim Sisi, Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de ülkesinin ‘mevcut krizin etkilerini sınırlamak için uluslararası ittifaklar kurma’ arzusunu teyit etmek amacıyla gelişmekte olan ülkeleri enerji ve gıda krizleri de dahil olmak üzere ortak zorluklarla ve uluslararası krizlerle yüzleşmek için bir araya gelmeye çağırdı.
Mısır Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Sisi, ‘iki taraf arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkileri güçlendirme olasılıkları ve iki ülke arasında uluslararası ve bölgesel düzeyde iş birliği ve koordinasyon yollarını’ görüşmek üzere resmi bir ikili ziyaret için Hindistan'dan Azerbaycan'a geçti. Sisi'nin yurt dışı gezisini Ermenistan ziyaretiyle tamamlaması bekleniyor.
Mısır'ın bu dönemde iki ülkeye yaptığı ziyareti ‘Kahire'nin uluslararası çatışma bölgelerindeki varlığının tescili ve oynadığı rolün güvenilirliğinin bir göstergesi’ olarak değerlendiren Fehmi'ye göre, Azerbaycan ve Ermenistan, Rusya, Türkiye ve İran tarafından temsil edilen uluslararası taraflar için bir oyun alanı. Önümüzdeki dönemde bu bölgenin aktif Mısır hareketlerine sahne olması bekleniyor.
Heridi, Azerbaycan'ın petrol ihraç eden bir ülke olması nedeniyle, Sisi'nin Azerbaycan ziyaretinin iki ülke arasında enerji ve yenilenebilir enerji alanlarındaki iş birliğinin çeşitli yönlerinin tartışılmasına tanık olmasını bekliyor.
Sisi'nin Azerbaycan ve Ermenistan ziyareti, geçen yıl Katar'da düzenlenen 2022 Dünya Kupası'nın açılış töreni oturum aralarında Sisi ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında gerçekleşen görüşmenin ardından Ankara ile ilişkileri normalleştirme olasılığına dair işaretlerin ardından geldi. Buna paralel olarak İran'ın yakınlaşma teklifleri şimdiye kadar Mısır'ın sessizliğiyle karşılandı. Urabi konuya dair açıklamasında ‘Mısır'ın egemen olduğunu ve uluslararası ilişkilerinin bu ülkelerle olan çıkarlarını yönettiğini’ belirterek ‘İran ve Türkiye ile ilişkilerin kendine has belirleyicileri olduğunu’ vurguladı.
Mısır, doğuya yönelmeye paralel olarak ABD ve Avrupa ile ilişkilerde dengeyi gözden kaçırmamaya kararlı görünüyor. Mısır Cumhurbaşkanı birkaç gün önce, enerji ve ‘Akdeniz güvenliği’ dosyalarındaki iş birliğini görüşmek üzere İtalya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani'yi kabul etti. Bu görüşme, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın, en önemlileri Filistin ve Libya meseleleri olan ikili ve bölgesel dosyaları görüşmek üzere önümüzdeki hafta Antony Blinken'in Kahire'ye gideceğini açıkladığı bir dönemde gerçekleşti.
‘Mısır dış politikasının rasyonel olduğuna ve uluslararası ilişkilerde eşitliği ve dengeyi yaratmayı benimsediğine’ inandığını dile getiren Fehmi sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Bu politikanın bazı sonuçları olabilir veya geçen hafta Sisi ile ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns arasında gerçekleşen görüşme de dahil olmak üzere son zamanlarda Kahire'deki varlığını birkaç toplantıda tescilleyen ABD tarafının çekincelerini artırabilir.”



Refah operasyonuna yönelik Batı muhalefeti kararlılığını koruyor

Refah'ta yıkılan el-Faruk Camisi’nin yanında Cuma namazı kılan Filistinliler (AFP)
Refah'ta yıkılan el-Faruk Camisi’nin yanında Cuma namazı kılan Filistinliler (AFP)
TT

Refah operasyonuna yönelik Batı muhalefeti kararlılığını koruyor

Refah'ta yıkılan el-Faruk Camisi’nin yanında Cuma namazı kılan Filistinliler (AFP)
Refah'ta yıkılan el-Faruk Camisi’nin yanında Cuma namazı kılan Filistinliler (AFP)

Önde gelen Batılı ülkeler dün (Cuma) İsrail'in Refah'a askeri operasyon düzenlemesine karşı olduklarını bildirdiler.

İtalya'nın Capri adasında gerçekleştirilen G7 dışişleri bakanları toplantısının ardından yayınlanan bildiride, G7 ülkelerinin ‘halk için felaket sonuçlar doğurabileceği’ endişesiyle Refah'ta ‘geniş çaplı bir askeri operasyona’ karşı oldukları yinelendi.

Söz konusu bildiride, G7’nin iki devletli çözüme dayalı kalıcı bir barışa ve İsrail ile Filistinliler için güvenlik garantileri içeren bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına olan bağlılığının devam ettiği vurgulandı. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Capri toplantılarının sonunda gazetecilere yaptığı açıklamada, “Refah'ta büyük bir askeri operasyonu destekleyemeyiz. İsrail'in hedeflerine Refah saldırısı olmadan da ulaşabileceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Blinken'in bu sözleri dün bir İsrail televizyonunun İsrail ordusunun ABD ordusuna Refah operasyonuna hazırlık olarak Gazze'de bir insani yardım koridorunu harekete geçirme planı sunduğunu duyurması üzerine geldi.

Şarku’l Avsat’ın i24 News'ten aktardığına göre yetkililer, Refah operasyonunun tamamlandığını ve insani yardım koridorunun ay sonuna kadar açılmasının beklendiğini söyledi.


Hamas, Tulkarim Taburu Komutanı’nın İsrail kurşunlarıyla öldürüldüğünü doğruladı

Tulkarim'de iki İsrail ordusu aracı (Reuters)
Tulkarim'de iki İsrail ordusu aracı (Reuters)
TT

Hamas, Tulkarim Taburu Komutanı’nın İsrail kurşunlarıyla öldürüldüğünü doğruladı

Tulkarim'de iki İsrail ordusu aracı (Reuters)
Tulkarim'de iki İsrail ordusu aracı (Reuters)

Hamas dün (Cuma) yaptığı açıklamada, İsrail güçlerinin Batı Şeria'nın Tulkarim kentindeki Nur Şems Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırıda Kudüs Seriyyeleri Tulkarim Taburu Komutanı ve ‘bazı yoldaşlarının’ öldürüldüğünü doğruladı.

Hamas’ın Arap Dünyası Haber Ajansı (AWP) tarafından aktarılan açıklamasında, komutanın adının Muhammed Cabir ‘Ebu Şucaa’ olduğu ifade edildi. Açıklamada, “İşgalin acımasızlığına ve vahşetine rağmen halen Aksa Tufanı ile meşgul olan ve direniş çağrısına cevap veren, toprağını ve onurunu savunan Batı Şeria'daki kitleleri selamlıyoruz” denildi.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığı habere göre Tulkarim'in doğusundaki Nur Şems Mülteci Kampı’nda birkaç genç İsrail ordusu tarafından vurularak öldürüldü. Haberde, İsrail özel kuvvetlerinin kamptaki bir eve baskın düzenlediği ve içeride saklanan dört genci öldürdüğü belirtildi.

Tulkarim'deki İsrail ordusu araçları (Reuters)

Bu arada Filistin Sağlık Bakanlığı, Tulkarim Mülteci Kampı’nda bir Filistinlinin İsrail ordusu tarafından vurularak öldürüldüğünü bildirdi.

Bakanlık Facebook üzerinden yaptığı açıklamada, kampta yaşayan 16 yaşındaki Kays Fethi adlı gencin gerçek mermiyle vurulduktan sonra Tulkarim Devlet Hastanesi'ne kaldırıldığını belirtti.

Filistin Yönetimi, Nur Şems ve Tulkarim kampları da dahil olmak üzere Tulkarim kentinde İsrail güçleri tarafından işlenen ve çok sayıda Filistinlinin öldürülmesi ve yaralanmasının yanı sıra altyapı ve mülklerin önemli ölçüde tahrip edilmesine yol açan ‘yeni bir suç’ olarak nitelendirdiği olayı kınadı.

Filistin Yönetimi tarafından yapılan açıklamada “İşgal ordusu tarafından işlenen suçlar ve yerleşimci saldırıları halkımızın iradesini kıramaz, ancak daha fazla şiddet ve gerginliğe yol açar” ifadesi yer aldı.

 


"Hamas siyasi liderlik merkezini Katar dışına taşımayı düşünüyor"

Hamas Hareketi Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye (DPA)
Hamas Hareketi Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye (DPA)
TT

"Hamas siyasi liderlik merkezini Katar dışına taşımayı düşünüyor"

Hamas Hareketi Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye (DPA)
Hamas Hareketi Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye (DPA)

Wall Street Journal gazetesi bugün (Cumartesi), Hamas hareketinin siyasi liderliğinin, ABD Kongre üyelerinin İsrail ile hareket arasında yürüttüğü arabuluculuk konusunda Doha'ya yönelik artan baskıyla birlikte karargâhını Katar dışına taşıma olasılığını düşündüğünü bildirdi.

Gazete, Arap yetkililerin, hareketin son günlerde bölgedeki en az iki ülkeyle ( biri Umman Sultanlığı), siyasi liderlerinin kendi ülkelerine taşınması fikrine açık olup olmadıkları konusunda iletişim kurduğunu söylediğini aktardı.

Wall Street Journal, Hamas'ın Katar'dan ayrılmasının, ateşkese varılması ve Gazze'de tutuklu bulunan düzinelerce İsraillinin serbest bırakılması yönündeki hassas görüşmeleri engelleyebileceğini, aynı zamanda İsrail ve ABD'nin, Washington'un terör örgütü olarak sınıflandırdığı harekete mesaj iletmesini de zorlaştırabileceğini belirtti.

Gelişmelere vakıf bir Arap arabulucu Amerikan gazetesine şunları söyledi: "Görüşmeler zaten yeniden durduruldu; yakın zamanda yeniden başlanacağına dair çok az işaret veya olasılık var. Hamas ile müzakereciler arasındaki güven eksikliği artıyor."

Bir başka Arap arabulucu ise "Ateşkes görüşmelerinin tamamen çökmesi ihtimali çok mümkün hale geldi" değerlendirmesinde bulundu.


Arap dünyası Filistin'in BM'ye tam üyeliğinin veto edilmesini üzüntüyle karşıladı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Arap dünyası Filistin'in BM'ye tam üyeliğinin veto edilmesini üzüntüyle karşıladı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Arap ülkeleri ve uluslararası kuruluşlar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde (BMGK) Filistin'in BM'ye tam üyeliği istenilen karar tasarısını ABD'nin veto etmesini üzüntüyle karşıladıklarını açıkladı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığının X hesabından yapılan açıklamada, ABD'nin veto kararının "İsrail'in uluslararası hukuk ihlallerinin devamını sağlayacağı" belirtildi.

Suudi Arabistan'ın 15 üyeli BMGK'de Cezayir tarafından Filistin'in BM'ye tam üyeliğini talep eden karar tasarısının daimi üye ABD'nin "hayır" oyu ile reddedilmesini üzüntüyle karşıladığı kaydedilen açıklamada, "Filistin devletinin BM'ye tam üyeliğinin kabulünün engellenmesi, İsrail işgalinin inatçılığının ve uluslararası hukuk kurallarının caydırıcı olmaksızın sürekli ihlalinin sürdürülmesine katkıda bulunmakta ve bizi arzu edilen barış hedefine yaklaştırmamaktadır." ifadelerine yer verildi.

- Mısır

Mısır Dışişleri Bakanlığı da BMGK'den Filistin devletinin BM'ye tam üye olmasını sağlayacak bir karar çıkmamasından üzüntü duyulduğunu açıkladı.

Bakanlığın açıklamasında, Filistin devletini tanımanın ve BM'ye tam üyeliğini onaylamanın, yaklaşık 75 yıldır İsrail işgalinden acı çeken Filistin halkının en doğal hakkı olduğu vurgulandı.

- Ürdün

Ürdün Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada ise ABD'nin veto yetkisini kullanması sonucunda BMGK'nin Filistin devletinin BM'ye tam üye olarak kabul edememesinden "derin üzüntü" duyulduğu belirtildi

Bağımsız Filistin devleti vurgusu yapılan açıklamada, BM'ye tam üyeliğin Filistin halkının sabit bir hakkı olduğu kaydedildi.

- İslam İşbirliği Teşkilatı

İslam İşbirliği Teşkilatı'ndan (İİT) yapılan yazılı açıklamada da ABD'nin vetosunun ve Filistin'in üye olamamasının üzüntüyle karşılandığı ifade edildi.

ABD'nin veto kararının meşru haklarını alabilmeleri önünde engel olduğu ve Filistin halkına dayatılan tarihi adaletsizliğin yaklaşık 75 yıldır devam etmesine yeni bir katkı sunduğu belirtildi.

- Arap Birliği

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, X hesabından konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Gayt mesajında, "Vetonun, Filistin'in Birleşmiş Milletlere tam üye olarak katılımını kabul etme konusunda açık bir uluslararası iradeyi engellemek için kullanılması son derece talihsiz bir durumdur. Ancak bunun, Araplar tarafından ve uluslararası alanda desteklenen Filistin iradesinin zaferiyle kaçınılmaz olarak sonuçlanacak uzun bir siyasi mücadeleye giden yolda yalnızca bir adım olduğunu biliyoruz." ifadelerini kullandı.

- Filistin'in üyelik başvurusu

Filistin, 2011'de de BM'ye tam üyelik başvurusu yapmış ancak BMGK'de gereken desteği alamamıştı. Filistin daha sonra 2012 yılında BM "daimi gözlemci statüsü"ne kavuştu.

Filistin'in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, 2 Nisan'da yaptığı açıklamada, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e bir mektup göndererek, üyelik başvurularının yeniden ele alınması talebinde bulunmuştu.

Guterres de 3 Nisan'da BMGK'ye mektup yazarak, Filistin'in talebinin gündeme alınması çağrısı yapmıştı.

BMGK ise 8 Nisan'da Filistin'in talebini "Yeni Üyelerin Kabulü Komitesi'ne" iletmişti.

BMGK'ye üyelikle ilgili dönüş yapması gereken Komite, iki toplantının ardından mutabakata varamadığını duyurmuştu.

Bunun ardından Cezayir, Filistin'in üyeliği için karar tasarısını müzakerelere açmıştı.


İsrail'in, Suriye'nin güneyinde rejim ordusunun hava savunma sistemlerine saldırı düzenlediği iddia edildi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsrail'in, Suriye'nin güneyinde rejim ordusunun hava savunma sistemlerine saldırı düzenlediği iddia edildi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

 İsrail'in, Suriye'nin güney sınırlarında Beşşar Esed rejimi ordusunun hava savunma sistemlerinin bulunduğu birkaç noktaya roket saldırısı düzenlediği ileri sürüldü.

Suriye'deki haber ajansı SANA'nın askeri kaynağa dayandırdığı haberinde, yerel saatle 02.55'te Suriye'nin güney bölgesinde bazı noktaların, İsrail güçleri tarafından roketlerle hedef alındığı iddia edildi.

Haberde, "Düşman İsrail, Filistin'in kuzeyinden Suriye'nin güney bölgesindeki hava savunma sistemlerini roketlerle vurdu. Saldırıda maddi hasar meydana geldi." ifadeleri kullanıldı.

Diğer yandan, İsrail makamlarından saldırıya ilişkin açıklama yapılmadı.

Suriye'nin güneyinde Şam ve kırsalındaki bölgelerde Suriye ordusu ve İran destekli terörist grupların yanı sıra Lübnan Hizbullahı unsurlarının bulunduğu biliniyor.

İsrail, iç savaşın başladığı 2011'den bu yana Suriye'de zaman zaman İran destekli gruplara ve Suriye ordusuna ait askeri noktalara saldırılar düzenliyor.

İran basını, İran Hava Kuvvetleri Üssü'ne ev sahipliği yapan İsfahan eyaletinin kuzeydoğusunda patlama seslerinin geldiğini duyurmuştu.

İsfahan eyaletindeki patlama seslerinin ardından Tahran, İsfahan ve Şiraz ile İran'ın bazı bölgelerindeki uçuşların askıya alındığı bildirilmişti.

Amerikan medyası, ABD'li yetkililere dayandırdığı haberlerinde, İsrail'in İran topraklarına yönelik bir saldırı düzenlediğini yazmıştı.


Filistin, ABD'nin BM tam üyeliğini engellemeye yönelik "vetosunu" kınadı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Filistin, ABD'nin BM tam üyeliğini engellemeye yönelik "vetosunu" kınadı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Filistin, ABD'nin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) Filistin'in BM'ye tam üyeliği talep edilen karar tasarısını veto etmesini şiddetle kınadı.

Filistin Devlet Başkanlığı yaptığı yazılı açıklamada, "ABD'nin, Filistin'in BM'ye tam üye olmasını engellemek için BMGK'da veto yetkisini kullanmasını en güçlü ifadelerle kınadı." ifadesine yer verdi.

Devlet Başkanlığı, "ABD'nin vetosu haksız ve ahlak dışıdır. Filistin Devleti'nin BM'ye tam üye olmasını güçlü bir şekilde destekleyen uluslararası toplumun iradesine meydan okumadır" değerlendirmesinde bulunuldu.

ABD, BMGK Filistin'in BM'ye tam üyeliği istenilen karar tasarısını veto etmişti.

15 üyeli BMGK'de ABD'nin "hayır" oyu kullandığı tasarı, 12 "evet" ve 2 "çekimser" oy almıştı.

Karar tasarısının geçmesi için 5 daimi üyeden hiçbirinin "hayır" oyu kullanmaması ve toplamda 9 "evet" oyu alması gerekiyordu.

- Filistin'in üyelik başvurusu

Filistin, 2011'de de BM'ye tam üyelik başvurusu yapmış ancak BMGK'de gereken desteği alamamıştı. Filistin 2012 yılında BM "daimi gözlemci statüsü"ne kavuştu.

Filistin'in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, 2 Nisan'da yaptığı açıklamada, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e bir mektup göndererek, üyelik başvurularının yeniden ele alınması talebinde bulunmuştu.

Guterres de 3 Nisan'da BMGK'ye mektup yazarak, Filistin'in talebinin gündeme alınması çağrısı yapmıştı.

BMGK ise 8 Nisan'da Filistin'in talebini "Yeni Üyelerin Kabulü Komitesi'ne" iletmişti.

BMGK'ye üyelikle ilgili dönüş yapması gereken Komite, iki toplantının ardından mutabakata varamadığını duyurmuştu.

Bunun ardından Cezayir, Filistin'in üyeliği için karar tasarısını müzakerelere açmıştı.


Türkiye'den Gazze'ye insani yardım götüren 9. gemi El-Ariş Limanı açıklarına ulaştı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Türkiye'den Gazze'ye insani yardım götüren 9. gemi El-Ariş Limanı açıklarına ulaştı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Gazze'ye ulaştırılması için 3 bin 774 ton insani yardım malzemesiyle Türkiye'den uğurlanan "9. İyilik Gemisi" Mısır'ın El-Ariş Limanı açıklarına ulaştı.

Mersin Limanı'ndan 16 Nisan'da uğurlanan, Türk Kızılay tarafından temin edilen gıda, bebek malzemeleri, uyku tulumu ve un gibi ihtiyaç malzemeleriyle yola çıkan gemi, Akdeniz'deki yolculuğunu tamamlıyor.

Mısır açıklarında yakıt ikmali yaptıktan sonra rotasına devam eden 9. İyilik Gemisi, Gazze'ye en yakın bölge El-Ariş Limanı açıklarına ulaştı.

Gemi, işlemlerin ardından taşıdığı acil ihtiyaç malzemelerinin indirilmesi için limana yanaşacak.

İndirilecek 3 bin 774 ton insani yardım malzemesi, tırlara yüklenerek Refah Sınır Kapısı üzerinden Gazze'deki Filistin halkına götürülecek.

Türk Kızılay ile AFAD işbirliğinde bugünü kadar 13 uçak ve 8 gemiyle toplamda 39 bin 697 ton çeşitli insani yardım malzemesi Gazze'ye ulaştırıldı.


İran ve Ürdün dışişleri bakanları, ikili ve bölgesel konuları görüştü

Safedi'nin İranlı mevkidaşı ile görüşmesinden bir kare
Safedi'nin İranlı mevkidaşı ile görüşmesinden bir kare
TT

İran ve Ürdün dışişleri bakanları, ikili ve bölgesel konuları görüştü

Safedi'nin İranlı mevkidaşı ile görüşmesinden bir kare
Safedi'nin İranlı mevkidaşı ile görüşmesinden bir kare

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, New York’ta Filistin’deki son gelişmeler ile ikili ve bölgesel meseleleri görüştü.

İran Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, BM Güvenlik Konseyinde (BMGK) bakanlar düzeyinde düzenlenen "Orta Doğu" oturumuna katılmak üzere ABD’de bulunan Abdullahiyan ile Ürdünlü mevkidaşı Safedi bir araya geldi.

ABD’nin İsrail’e desteği ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun saldırıları sona erdirmek istememesinin “Filistinlilere yönelik soykırımın devam etmesinin temel nedeni” olduğu değerlendirmesinde bulunan Abdullahiyan, uluslarası toplumun, özellikle İslam ülkelerinin “bu soykırımı sona erdirmek için harekete geçip çabalarını sürdürmesi gerektiğini ifade etti.

Abdullahiyan, İran’ın İsrail’e yönelik saldırısının, ülkesinin Şam’daki konsolosluk binasına yapılan saldırıya karşı cevap olarak “meşru savunma” çerçevesinde gerçekleştirildiğini ifade ederek “hassas ve hesaplı” bir şekilde askeri ve istihbarat üslerini hedef aldıklarını kaydetti.

Bölgede barış ve istikrarın güçlendirilmesinden yana olduklarını belirten Abdullahiyan, İsrail’in saldırısına verilen karşılığın “sınırlı ve minimum” olduğunu, İsrail’in “herhangi bir maceracı eyleme girişmesi durumunda” ülkesinin cevabının “kesin, hızlı ve kapsamlı” olacağını yineledi.

Abdullahiyan, İsrail’in Filistin halkına karşı sürdürdüğü saldırılara işaret ederek, uluslararası toplum, İslam İşbirliği Teşkilatı ve üye ülkelerin bu saldırıların durdurulması için harekete geçmesi gerektiğini vurguladı.

Ürdün Dışişleri Bakanı Safedi de Filistin meselesinin ülkesi için yüksek öncelik taşıdığını belirterek Gazze’ye yönelik sürdürülen saldırıların sonlandırılması için çabalarının süreceğini ifade etti.

Filistin’deki durumu zor ve karmaşık” olarak nitelendiren Safedi, Ürdün'ün, Filistinlilerin komşu ülkelere yerleştirilmesine yönelik her türlü girişime kesin olarak karşı olduğunu kaydetti.

Abdullahiyan ile Safedi, bazı ikili ve bölgesel konuları da ele aldı.


Hizbullah top mermileriyle İsrail askerlerini hedef alıyor

Lübnan sınırına yakındaki İsrail askerleri (AFP)
Lübnan sınırına yakındaki İsrail askerleri (AFP)
TT

Hizbullah top mermileriyle İsrail askerlerini hedef alıyor

Lübnan sınırına yakındaki İsrail askerleri (AFP)
Lübnan sınırına yakındaki İsrail askerleri (AFP)

Lübnan Hizbullah grubu dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, Raheb bölgesi yakınlarında toplanan İsrail askerlerini top mermileriyle hedef aldığını duyurdu.

Hizbullahın açıklamasında saldırının tam yeri veya sonuçları belirtilmedi. İsrail'den ise  saldırı ile ilgili henüz bir açıklama yapılmadı.


Erdoğan'ın Irak ziyaretinde ilişkilerde sıçrama bekleniyor

Kuzey Irak'ta PKK operasyonlarına katılan iki Türk helikopteri (arşiv - Türkiye Savunma Bakanlığı)
Kuzey Irak'ta PKK operasyonlarına katılan iki Türk helikopteri (arşiv - Türkiye Savunma Bakanlığı)
TT

Erdoğan'ın Irak ziyaretinde ilişkilerde sıçrama bekleniyor

Kuzey Irak'ta PKK operasyonlarına katılan iki Türk helikopteri (arşiv - Türkiye Savunma Bakanlığı)
Kuzey Irak'ta PKK operasyonlarına katılan iki Türk helikopteri (arşiv - Türkiye Savunma Bakanlığı)

Türkiye ve Irak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önümüzdeki Pazartesi günü Bağdat'a yapacağı ziyarette ilişkilerinde bir sıçrama bekliyor. Ankara ve Bağdat'ta yapılan duyuruya göre ziyarette güvenlik, ekonomi ve kalkınma konularının yanı sıra, su ve enerji dosyalarını da içeren stratejik çerçeve anlaşmasının imzalanması öngörülüyor.

Irak hükümetinden bir kaynak, Türkiye Savunma Bakanı Yaşar Güler'in çarşamba günü açıkladığı, PKK’nın faaliyetleriyle mücadelede iki komşu ülke arasında iş birliğine ilişkin stratejik bir anlaşmanın imzalanması hakkındaki açıklamasını dün (Perşembe) doğruladı.

Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Zeki Aktürk dünkü (Perşembe) haftalık basın toplantısında, Türkiye ‘nin “Pençe Kilit’te” operasyonunu hızlandıracağını ve kilitin bu yaz kapanacağını, kilit kapanırken, Bakanımız açıkladığı gibi: Öngörülemez, alışılmadık, PKK’nin reaksiyon gösteremeyeceği şekilde kapanacağını belirtti.

Buna karşılık Iraklı kaynak, "konunun aynı zamanda iki ülke arasındaki güvenlik iş birliğiyle, güvenlik ve ekonomik yönlerle ilgili birçok ortak çıkar konusuyla da ilintili olduğunu" ifade etti. Kaynak Şarku’l Avsat’a Türk tarafının Irak'a su paylaşımının sağlanması ve bir mekanizma kurulması konusunda iş birliği gösterdiğini, dosyanın Erdoğan'ın ziyareti sırasında görüşüleceğini belirtti.

 Erdoğan, salı günü yaptığı açıklamada, gündeminin en önemli maddelerinden birinin su meselesi olacağını, ayrıca Irak'ın doğalgaz ve petrolün Türkiye üzerinden taşınmasına ilişkin taleplerinin de bulunduğunu, her iki konunun da çözümü için çalışılacağını söyledi.

Irak'ın geçen yıl lansmanını duyurduğu "Kalkınma Yolu" projesi, Erdoğan'ın ziyaretinin gündeminde önemli bir madde oluşturuyor. Türkiye Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu geçtiğimiz cuma günü yaptığı açıklamada, geçtiğimiz aylarda bakanlar düzeyinde ve teknik görüşmelerde bulunularak, Türkiye ile Irak arasında, projenin takibi için "Bakanlar Kurulu" benzeri bir ortak mekanizmanın kurulması yönünde karara varıldığını söyledi. Projeye aynı zamanda BAE ve Katar’ın da katılması bekleniyor.

Türkiye-Irak meclisinden heyetler arasında, çarşamba ve perşembe günleri Ankara'da görüşmeler yapıldı. Terörle mücadele konusunda ortak hareket etmenin, ekonomi ve kalkınma alanlarında iş birliğini geliştirmenin iki ülkenin çıkarına olduğunu, Erdoğan'ın ziyaretinin çok önemli bir dönüm noktası oluşturacağı ifade edildi.