Türkmen lider Turan siyasi ve ekonomik anlamda Irak'ı kötü bir yılın beklediğini söyledi

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan (AA)
Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan (AA)
TT

Türkmen lider Turan siyasi ve ekonomik anlamda Irak'ı kötü bir yılın beklediğini söyledi

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan (AA)
Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan (AA)

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan, Türkmenlerin ve Sadr Hareketi’nin yer almadığı eksik bir hükümetin başarılı olmayacağını belirterek, yerel para birimindeki değer kaybı nedeniyle bu yılın da ekonomik anlamda en zor sene olacağını ifade etti.
Turan, mevcut hükümetin kurulmasının üzerinden yaklaşık üç ay geçmesine rağmen hala Iraklıların beklentilerini yerine getiremediğini söyledi.
Türkmenlerin yer almadığı söz konusu hükümeti "eksik" şeklinde tanımlayan Turan, seçimi kazanan ancak daha sonra siyaset sahnesinden çekilen Sadr Hareketi'nin olmayışının da büyük bir eksiklik olduğunu dile getirdi.
Irak'ın daha kucaklayıcı, kapsayıcı ve toparlayıcı bir hükümete ihtiyacını olduğunu vurgulayan Turan, şöyle devam etti:
"Sadr Hareketi, son seçimleri kazanmasına rağmen hükümetini kurmasına siyasi koalisyonlar tarafından izin verilmedi. Hükümetten çekilmek zorunda kaldı. Halihazırdaki hükümetin seçimi kazananlardan ve Türkmenlerden yoksun olması büyük bir siyasi eksikliktir. Irak'ta istikrar ancak tüm tarafların yer aldığı bir iktidarla sağlanır. Aksi takdirde bu hükümetin ömrü kısa olur."
Yaklaşık üç ay önce Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani liderliğindeki hükümetin kurulma müzakerelerini yürüten tüm siyasi taraflarla görüştüklerini ve Türkmenlere yeni hükümette temsil hakkı verilmesi konusunda söz aldıklarını belirten Turan, bugün ise hükümet programının yazılmasında yer almamalarının endişe verici olduğunu ifade etti.
Turan, Türkmenlere yeni hükümette yer verilmemesinden iktidardaki Koalisyon Çerçevesi'nin sorumlu olduğunu savundu.

"Kerkük ile ilgili kararlarda Türkmenlerin söz hakkı yok"
Turan, Türkmenlerin yoğunlukta yaşadığı Kerkük kentini ilgilendiren kararlarda Türkmenlerin söz hakkının olmamasının da endişe verici bir diğer konu olduğuna dikkati çekti.
Türkmen lider, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bakanlar Kurulunda Kerkük'ten Arap ve Kürtleri temsilen bakanlar var. Ancak Türkmen bir bakanın olmaması Kerkük ile ilgili alınan kararlarda bizi endişelendiriyor. Orada Türkmenleri savunan ve hakkını talep eden temsilcimiz yok. Bu yüzden de Bakanlar Kurulunda Türkmenleri de temsil eden bir bakanın olmasını istedik ve istiyoruz."
Turan, Türkmenlerin mevcut kabinede yer almasında ısrarlı olmalarının sadece Türkmenler için değil hükümet ve ülkedeki siyasi ortaklık için de bir kazanım olduğunu kaydetti.

"Türkmenler Irak ile Türkiye arasında köprü görevi görebilir"
Türkmenlerin yeni hükümet kabinesinde yer alarak Irak ile Türkiye arasında da bir köprü işlevi görmek istediğini belirten Turan, Türkmenlerin özellikle ekonomik anlamda çok faydalı bir rol üstlenebileceğini dile getirdi.
Turan, halihazırdaki kabinede İran'a ve komşu Arap ülkelere yakın bakanların olduğunu ve onların da bu ülkeler ile Irak arasında olumlu rol oynadıkları bilgisini vererek "Türkiye'ye en yakın olan Türkmenler bu kabinede yer almalı. Bu adımı her iki ülkenin çıkarı için ciddi kazanç olarak değerlendiriyorum. Hükümet, Türkiye ile ekonomik anlamda ilişkileri daha da geliştirmeyerek stratejik hata yapıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Irak'ı kötü bir ekonomik yıl bekliyor
Irak'ın yerel para birimi dinarın, ABD doları karşısında her geçen gün değer kaybetmesini kaygı verici bir gelişme olarak değerlendiren Turan, Irak dinarının döviz karşısındaki son 20 yılın en büyük düşüşünü yaşadığını aktardı.
Hükümetin bu sorunun üstesinden kolay kolay gelebileceğine inanmadığını söyleyen Turan, stratejik anlamda ciddi adımlar atılmadığı takdirde ülkenin bu yıl zorlu bir ekonomik süreç geçireceğini dile getirdi.
Turan, petrol ülkesi Irak'ta hükümetin enerji politikası ve stratejisinde, bir an önce reformlara gidilmesi gerektiğini vurguladı.
Rusya- Ukrayna savaşının özellikle gıda ve enerji sektöründe dünyaya olumsuz yansımalarının devam ettiğini söyleyen Turan, bu savaşın neden olduğu dünya genelindeki pahalılık ve enflasyondan Irak'ın da nasibini aldığını kaydetti.
Hemen hemen tüm ihtiyaçlarını dışarıdan karşılayan Irak'ın yerel üretim sektöründe reformlara gitmesi gerektiğini hatırlatan Turan, bunun tersi düşünüldüğünde 2023 yılı için iyimser bir tablo çizilmesinin mümkün olmayacağı kanaatinde olduğunu sözlerine ekledi.



Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
TT

Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)

Irak hükümeti dün yaptığı açıklamada, yaklaşık iki hafta önce Yemen’deki Husiler ile Lübnan’daki Hizbullah’ı ‘terör örgütü’ olarak sınıflandıran bir kararın yayımlanmasına ilişkin olarak bazı yetkililerin görevden alınmasını içeren yaptırımların onaylandığını duyurdu.

Irak Bakanlar Kurulu, resmî gazetede yayımlanmasının ardından özellikle hükümeti oluşturan ve söz konusu gruplara yakınlığıyla bilinen siyasi çevreler arasında geniş tartışmalara yol açan kararla ilgili kurulan soruşturma komisyonunun tavsiyelerini kabul etti.

Söz konusu sınıflandırmanın, iki grubun mal varlıklarının dondurulmasını da içermesi üzerine hükümet, kararın ‘yanlışlıkla’ yayımlandığını belirtmişti. Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, karardaki hataya ilişkin acil soruşturma başlatılması, sorumluların tespit edilmesi ve ihmali bulunanların hesap vermesi talimatını vermişti.

Hükümetin dün yayımladığı açıklamada, Bakanlar Kurulu’nun, Irak Resmi Gazetesi’nin 17 Kasım 2025 tarihli 4848 sayısında yer alan ve Teröristlerin Mallarının Dondurulması Komisyonu’nun 2025/61 sayılı kararına ilişkin soruşturma komisyonu tavsiyelerini onayladığı belirtildi. Tavsiyeler kapsamında, ilgili bazı yetkililerin görevden alınması ve bazılarının ise başka görevlere atanması gibi idari yaptırımların yer aldığı kaydedildi.

Diğer yandan Irak Ulusal Güvenlik Servisi dün yaptığı açıklamada, komşu bir ülkeden geldiği belirtilen ve DEAŞ terör örgütü bünyesindeki ‘en tehlikeli bomba uzmanlarından biri’ olarak tanımlanan bir kişinin yakalandığını duyurdu.

Irak Ulusal Güvenlik Servisi, Irak Haber Ajansı’na (INA) yaptığı açıklamada, 10 aydan uzun süren takip ve hassas izleme faaliyetlerini içeren nitelikli bir istihbarat operasyonu sonucunda, komşu ülkelerden birinden dönüşünün ardından DEAŞ’ın üst düzey isimlerinden birinin gözaltına alındığını bildirdi. Açıklamada, yakalanan kişinin yüksek derecede tehlikeli unsurlar arasında yer aldığı, adının terör örgütü lider kadrolarına ait listelerde bulunduğu ve 2004 yılından itibaren Bağdat’ta El Kaide unsurları içinde faaliyet göstermeye başladığı belirtildi. Ebu İlya lakabını kullanan şüphelinin, patlayıcı düzeneklerin hazırlanmasında uzmanlaştığı, beş kişiden oluşan bir hücreye liderlik ederek saldırıların gerçekleştirilmesinde rol aldığı kaydedildi.

Soruşturmalarda, söz konusu kişinin patlayıcıların cep telefonlarıyla irtibatlandırılması ve hazırlanmasından sorumlu olduğu, Bağdat’ta faaliyet gösterdiği dönem boyunca 100’den fazla patlayıcı düzeneği teslim ettiği ve başkentin farklı bölgelerini hedef alan terör eylemlerinin doğrudan uygulanmasına katkı sağladığı tespit edildi.


Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
TT

Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)

Suriye’deki yeni yönetim, büyük şehirlerin kalabalık sokakları ile kırılgan, yoksul kırsal kesimler ve Suriye genelindeki yaygın yıkım arasında, önceki dönemin karmaşıklığından kaynaklanan muazzam zorluklarla karşı karşıya.

Beşşar Esed rejiminin düşüşünü günlerce kutlayan mahallelerin göz alıcı görüntüsünün ardında, daha az gürültülü ve daha karmaşık başka bir mücadele sürüyor. Bir güvenlik kaynağına göre bu mücadelede DEaŞ ve göçmenler (yabancı savaşçılar) en önemli zorlukları oluşturuyor.

Ancak bazıları DEAŞ’ı ve genel olarak aşırılığı güvenlik yaklaşımıyla çözülebilecek ‘teknik bir sorun’ olarak görürken, diğerleri ‘asıl sorunun, eğitim veya aile sistemi ya da herhangi bir örgütlü yaşam biçimi olmaksızın, birkaç yıldır normal sosyal bağlamın dışında gelişen devasa bir insan kitlesini absorbe edecek planlar yapmakta yattığını’ düşünüyor.

Zorluk, yıkıma uğrayan bölgeleri yeniden inşa etmek ve geçim kaynakları yaratmak, özellikle de siyasi ve sosyal kimliklerin radikal grupların mirasıyla iç içe geçmiş olduğu ve bu yüzden potansiyel çatışmalar için verimli bir zemin oluşturan İdlib gibi kırsal bölgelerde yatıyor.

ABD, Irak'tan çekilmeden önce Sünni aşiretlerinden oluşan ve el-Kaide'ye karşı savaşan Sahva Silahlı Güçleri deneyimi, radikalizmden etkilenenleri siyasi ve güvenlik yapılarına dönüştürerek Suriye için olası bir model sunarken, militarizasyondan siyasete ve hizipçilikten devletçiliğe geçiş, yeni Suriye'nin karşı karşıya olduğu en büyük zorluk olmaya devam ediyor.


Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)

Sudan'daki Sumud İttifakı’nın siyasi ve sivil güçleri, Sudan'daki savaşı sona erdirmek ve İslamcıların rejimini siyaset sahnesinden kalıcı olarak silmek için dün Kenya'nın başkenti Nairobi'de Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/A) ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile ortak bir ‘İlkeler Bildirgesi’ imzaladı. Savaşa karşı çıkan Sudanlı tarafların çoğunluğunu bir araya getiren bu ilk yakınlaşma aylar süren istişarelerin ve görüşmelerin ardından gerçekleşti.

Savaşın derhal sona erdirilmesinin ‘ulusal öncelik olduğu’ vurgulanan bildirgede, savaşan taraflar olan Sudan ordusuna ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) geçtiğimiz ağustos ayında Uluslararası Dörtlü (ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır) tarafından önerilen yol haritasına uymaları için daha fazla baskı uygulanmasının önemine işaret edildi.

İlkeler Bildirgesi’nde savaşan taraflara önerilen üç aylık insani ateşkesin hızla uygulanması, koşulsuz olarak derhal ateşkesin sağlanması ve bunun kalıcı bir ateşkese dönüştürülmesi için çalışılması çağrısı yer aldı.