Çocuklarımız "Google Amca"nın ormanında kandırılıyor mu?

İlk arama motorunun sloganı "Kötülük yapma" olsa da bu uygulanmadı, bazı sözlükler "Google Amca"yı "kötü örnek" olarak tanımlıyor

AFP
AFP
TT

Çocuklarımız "Google Amca"nın ormanında kandırılıyor mu?

AFP
AFP

Hişam el-Yetim

"Google üzgünüm"
"Google seni seviyorum"
"Google nasılsın?"

Tüm bunlar, arama motoru Google'ın, her gün Google dünyasını ziyaret eden çocukların kullandığı ifadeler.
Çocuklar akıllarını kurcalayan her şeyi araştırmak hatta aile bireylerine, özellikle anne babalarına ve kardeşlerine açıklamayabilecekleri bazı mahrem duygularını ifade etmek için Google'ı kullanıyor.
Bunlar çok derin, duygusal ve çok kişisel sözler olsalar da bir makineye söyleniyor.
Bu durum, cansız nesnelere konuşma yolculuğunun başladığı birkaç on yıl önceki zamanları hatırlatıyor.
Bu ifadeler, Google'ın kendisine değil, "Google Amca"ya söylenebilecek kelimeler veya ifadelerden oluşuyor.
"Uncle Google" (Google Amca) teriminin üretildiği yer olan Batı kültüründe "Uncle" kelimesi, Cambridge sözlüğüne göre, babanın veya annenin herhangi bir erkek kardeşi veya teyzenin kocası anlamına geliyor.
Aynı kaynağa göre Hin kültüründe, ailenin herhangi bir yetişkini, sizden daha yaşlı erkek üyesi için kullanılıyor. 
Peki ya Arap kültüründe 'amca'nın babanın erkek kardeşi olması dışındaki anlamı nedir?
Arap kültüründe bu kelimenin anlamı biraz daha farklı, çünkü bu kelime aynı zamanda size maddi olarak yardım eden herkes için de kullanılıyor.
Araplar ilmi, fikri, kültürel açıdan seçkin veya güzel ahlak sahibi olduklarından dolayı hayran oldukları kimselere, sevgi ve taktir babında akraba isimleri verirler.
Ayrıca, kendilerinden güç ve statü bakımından üstün olan herkese, yaşı küçük de olsa bu kullanırlar.
Bu nedenle, Google'ın rekor sürede edindiği 'amca' statüsü, Arap dünyasında yüksek bir statü ve aile bağlantısı ve ebeveyn sevgisi bileşeni içeriyor.
Bu durum, özellikle bu sanal dünyayı kullanan ve çoğu zaman tüm boyutlarından habersiz olan gençler için tehlikeli olabilir.

"Google Amca" kartı
Google'ın "amca" olması, bu nesildeki pek çok kişi için biraz belirsiz olabilir.
Google, ABD'de tam olarak Stanford Üniversites'nde 1998-96 yılları arasında Larry Page ve Sergey Brin tarafından ortaya çıkarıldı.
Bu mucize bebek, Forbes dergisine göre 2007 yılında 18 milyar doları aşan servetiyle zengin bir adam haline geldi. 
Google, ilk başlarda reklamcılık, yazılım, elektronik donanım ve bulut bilişim alanlarında çalıştı.
Ardından YouTube'un, bir dizi tarayıcının ve küresel posta platformu Gmail'in sahibi oldu.
Ayrıca, endüstri, yaşam bilimleri, robotik ve sağlık hizmetleri alanlarına girdi, hatta tekelleştirmeye karşı çalıştı.
Bazlı sözlükler "Google Amca" ismini, "ürkütücü amca" veya "kötü örnek" lakabıyla tanımlandı.
Zira "Google Amca"nın gençleri kendisine çektiği, onlara müstehcen resimler gösterme ya da kötü öğütler verme gibi pek çok yolla ahlaklarını bozmaktan çekinmediği belirtildi.
Ayrıca, annelerin bu amcayı çocuklarına yaklaştırmamak ya da onu bir arkadaş olarak görmelerini istemediği, çocuklarını bu konuda uyardıkları bir platform olduğu da belirtildi. 

"Google Amca"nın ormanındaki çocuklar
18'inci yüzyılda Fransız oryantalist Antoine Galland'ın "Binbir Gece Masalları" adlı kitabında yer verdiği hikayeye göre, Alaaddin adlı çocuk Çin'de çalışmaya gider, büyük bir aldatmacaya maruz kalırken bir sihirbaz onu terk edilmiş bir mağaradan hazine çıkarmak için çölün derinliklerine götürür.
İşini bitirince sihirbaz kapıyı kapatır ve onu mağaranın zifiri karanlığında ölüme terk eder.
Alaaddin tesadüfen eski bir lamba görür, ortalığı biraz aydınlatmak için üzerindeki tozu siler ve yanında kocaman bir cin belirir ve onu ışığa geri çıkarır.
Bu hikaye, Fransız Galland tarafından Suriyeli romancı Hanna Diyab'dan alıntılandı.
Bizim için önemli olan, orijinal romanda Diyab, sihirbazın hazineyi almak ve çocuğa karşılığını vermeden ortadan kaybolmak için, kısa yoldan zengin olmanın yolunu arayan Alaaddin'i kendisinin yerine mağaraya girmeye ikna etme yöntemidir.
Diyab'ın hikayesinde bu bölümünde, günümüzün milyonlarca Arap gencinin kandırılacağı ve Google Amca ile aşırı masumiyet ve pervasızlıkla yaklaşan geleceğe yönelik kehaneti yatıyor.
Hikayede, sihirbaz, Alaaddin'i daha önce tanımadığı kayıp amcası olduğuna ikna ettikten sonra ona evine kadar eşlik etti, onunla ve annesiyle yemek yedi ardından hazineyi çıkarmasına yardım etmesi şartıyla küçük delikanlıyı büyük bir tüccar haline getireceğine söz verdi.
"Google Amca" da, aniden ortaya çıkıp yetişkinleri ve çocukları kandırıyor, evlerin kapılarından girerken, hazineyi alıp yok olan aynı sahte amcaya benziyor.
Alaaddin'in annesi ise, amcanın ormana girdiğinde öksüz çocuğun karşılaştığı akıbete karşı uyarmayarak Google Amca'nın bu oyuna aldanan ve çocuklarını uyarmayan annelere benziyor.
 
Rakamlarla "Google Amca"
Google ilk finansmanını 1998 yılında bir elektrik mühendisinden 100 bin dolar değerinde aldı.
Ardından, 1999'da Google, 25 milyon dolarlık finansman sağladığını duyurdu. Sonrasında şirketin merkezi Mountain View, California'ya taşındı ve 2004 yılında şirketin sermayesi 23 milyar dolara ulaştı.
10 yıl sonra, tam olarak 2014 yılında, en büyük teknoloji holdingi haline geldi ve çeşitli alanlarda 100'e yakın şirketi satın aldı.
Piyasa değeri 650 milyar dolara ulaştı ve şu anda 118 binden fazla çalışanı bulunuyor.
Son olarak, Google'a girerken, özellikle gençken gerçek akraba veya bir amca bulacağınızı düşünmeyin.
"Google Amca"nın dünyası, iyisiyle kötüsüyle tüm alanlarda bilgi alanında eşi benzeri görülmemiş bir devrime tanıklık etmiş bir dönemi bütünüyle ifade eden fikir, bilgi ve görsellerle dolu bir dünyadan başka bir şey değildir.
Bu dünya mükemmel değil hatta milyonlarca insanın mahremiyetini gözetlemek bilgilerini ve kişisel verilerini kâr amacıyla kullanmakla suçlanıyor.
Ayrıca, telif ve yayımlama hakkını konusunda güvenilirliği konusunda endişeler bulunuyor. Bu da birçok kişinin, bir zamanlar "Kötülük yapma" sloganını kullanan "Google Amca"nın bu önemli sloganın içeriğinin küçük bir kısmını bile henüz hayata geçiremediğini söylemesine yol açtı.

 Independent Türkçe



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research