Diriye Projesi’ni Suudi Arabistan için önemli kılan şey ne?

Kral Sela 2019 yılında Diriye Kapısı Projesini’nin temelini atarken (Şarku’l Avsat)
Kral Sela 2019 yılında Diriye Kapısı Projesini’nin temelini atarken (Şarku’l Avsat)
TT

Diriye Projesi’ni Suudi Arabistan için önemli kılan şey ne?

Kral Sela 2019 yılında Diriye Kapısı Projesini’nin temelini atarken (Şarku’l Avsat)
Kral Sela 2019 yılında Diriye Kapısı Projesini’nin temelini atarken (Şarku’l Avsat)

Diriye Projesi, Suudi Arabistan Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından 2030 Vizyonu kapsamında ülkenin içinden geçtiği gelişim sürecindeki en önemli çalışmalarından biridir. 9 Ocak’ta Kamu Yatırım Fonu (PIF) kapsamına alınan Diriye Projesi PIF’in beşinci dev projesi oldu. Diriye Projesi, küresel bir turizm, kültür destinasyonu yaratma, yurt içinden ve dışından gelen ziyaretçiler için unutulmaz bir deneyim sağlama ve bu alanda yerel yetenekler geliştirerek Suudi Arabistan'ın kültürel tarihini tanıtma ve koruma olarak görülüyor. Ayrıca, Suudi mirasının değerini yükseltmek, Diriye ile ilişkilendirilen tarihle gurur duymak, altyapı, turizm hizmetleri ve tesislere yatırım yapmak için sürdürülebilir getirilerle yerli üretime katkıda bulunmayı amaçlıyor.
Diriye Kapısı Geliştirme Kurumu (DGDA) CEO'su Jerry Inzerillo konuyla ilgili yaptığı açıklamada,  Diriye’nin kendine has bir karakteri, geçmişinin özgünlüğü ve kadim tarihi olduğunu belirterek, tüm bu özelliklerin geliştirme projeleriyle ilişkili büyük bir değer oluşturduğunu ve bunun yalnızca belirli bir projeyle sınırlı olmadığını bildirdi.


Tamamlandıktan sonra Bucairi projesindeki uluslararası restoranlardan biri (Şarku’l Avsat)

Inzerillo, Diriye Projesi’nin, Turaif Bölgesi, el Bucairi manzarası veya Vadi Hanife boyunca uzanan spor alanı gibi kentsel ve ticari çevreyle tüm projeler için ayırt edici bir özelliğe sahip olduğunu, bunun gelenek ve gelişmeyi birleştirmeyi arzulayan  genç kuşakların ihtiyacını karşılayacağını dile getirdi.

Diriye Kapısı inşası
Şarku’l Avsat’a konuşan Inzerillo, 14 kilometrekareden fazla bir alanı kaplayan DGDA’nın yakın zamanda Suudi Arabistan’ın çeşitli bölgelerinden ve dünyanın dört bir yanından ziyaretçilere açılan el Bucairi ve tarihi Turaif mahallesinin imarının tamamlandığını belirterek, altyapıyı geliştirmenin projenin genel planına uygun olarak yapıldığını dile getirdi.

Vadi Safar ve Diriye Meydanı
Bu bağlamda Inzerillo, “Vadi Safar’ı geliştirmek için sürekli çalışmalarımıza ek olarak DGDA, ticaret merkezi ve Diriye Kapısı'nın atan kalbi olarak Diriye Meydanı projesi için gelecekteki vizyonunu daha önce duyurdu. Üst düzey uluslararası markaları içerecek meydanın 2024 yılında açılması planlanıyor. Diriye Meydanı, ziyaretçilere ve bölge sakinlerine lüks otel tesis ve hizmetin yanı sıra alışveriş ve eğlence açısından çeşitli seçenekler sunuyor. Bahsettiklerim önümüzdeki dönemde hayata geçirmeyi düşündüğümüz projelerin bir kısmının basit bir örneği” dedi.

Yoğun katılım gelecek vaat eden bir pazar yaratıyor
DGDA CEO’su, projenin içerdiği yatırım ve ticari fırsatların çok ve çeşitli olduğuna dikkati çekerek, “Projenin tamamlanmasından sonra Diriye’yi ziyaretçi yoğunluğu bekliyor. Çünkü bu katılım, niteliksel fırsatlarla dolu umut verici, rekabetçi bir pazar yaratacak. Karşılığında, girişimcileri, küçük ve orta ölçekli işletmeleri, çalışmalarını yöneten tutarlı standartlar, kontroller ve yükümlülükler çerçevesinde Diriye Kapısı Geliştirme İdaresi ve Diriye Şirketi tarafından sağlanan hizmet ve projeler sistemine katılmaya teşvik ediyoruz” dedi.

Sürdürülebilirlik
DGDA’nın kuruluşundan bu yana tüm projelerinde sürdürülebilirlik standartlarına büyük önem verdiğini belirten Inzerillo, araştırma ve geri dönüşüm alanında işbirliğini geliştirmek adına kullanılmış malzemeleri üreten yerel pazarı destekleyerek satın alma düzeyinde veya inşaat atığı ve elektronik cihaz gibi geri dönüşüm konusunda uzmanlaşmış şirket ve kuruluşlarla anlaşmalar yapıldığını söyledi.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve DGDA CEO’su Formula E yarışlarında bir araya geldi.

Açıklamasında, projenin ekonomik getiriyi yükseltmek, sürdürülebilirliği artırmak ve en önemli hedeflerden biri olan yaşam kalitesini yükseltmeye katkıda bulunacağına değinen CEO, Diriye projelerinin ekonomik etkisini en üst düzeye çıkarmak için yatırım sektörleri ve deneyimli şirketlerle etkin ortaklıklar kurmak için de çalıştıklarını vurguladı.

Çok sayıda başarıya imza atıldı
DGDA yetkililerine göre, 2017 yılında Kraliyet emriyle kurulan Diriye Kapısı Geliştirme Kurumu beş yıl boyunca proje kapsamında üstlendiği sorumluluklarda nicelik ve nitelik açısında birçok başarıya ulaştı. Bu başarı, Kamu Yatırım Fonu Yönetim Kurulu Başkanı Veliaht Prens Muhammed bin Selman, PIF’in NEOM, Kızıldeniz, Qiddiya ve ROSHN’dan sonra beşinci dev projesinin Diriye Projesi olmasını duyurmasıyla taçlandı. Diriye Projesi, sürdürülebilirlik kavramını geliştirmeyi ve geleceğin gereksinimlerine ayak uydurmayı amaçlayan dev projelerden biridir.
Yetkililer, Diriye halkı, ülkenin çeşitli bölgelerinden ve dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçiler için bir dizi kültürel, tarihi ve eğlence destinasyonu açacak şekilde geliştirme aşamalarını tamamlama konusunda büyük adımlar atıldığını teyit etti. Projenin diğer etaplarının da tamamlanması için çalışmalar hızla devam ediyor.

Projenin niteliksel değeri
Suudi Arabistan'ın en büyük projelerinden biri olan ve Kamu Yatırım Fonu'nun ana varlıklarından biri olan Diriye Projesi’ni öne çıkaran faktörlerin neler olduğu sorusuna yetkililer, “Diriye, yaklaşık 300 yıl önce Suudi devletinin kuruluşunun beşiği, kralların ve kahramanların ülkesi olarak tarih, kültürel ve medeniyetsel sembollere sahip” diyerek projenin Hanife Vadisi’nin yakınında olmasıyla dünyada bir ilk olan kültür ve turizm destinasyonuna dönüştürülmesi dahil bir çok özel hedefe sahip olduğunu ifade ettiler.


Tarihi Turaif Mahallesi (Şarku’l Avsat)

Proje, 2010 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde kayıtlı olan ve yakın zamanda imar çalışmalarının tamamlanmasının ardından ziyarete açılan tarihi Turaif mahallesini de içeriyor. Yetkililer, Diriye’nin Suudi Arabistan’ın kuruluşu sırasında ülkenin yönetim merkezi olarak kabul edildiğini ve içerisinde bir dizi saray ve camiyi barındırdığını kaydetti. Ayrıca, bölgede 20’den fazla uluslararası restoran yer alıyor.


Tamamlandıktan sonra Bacairi projesinin bir parçası (Şarku’l Avsat)

Diriye projesi tamamlandığında bölgedeki toplam otel sayısının, dünyanın en prestijli ve ünlü markalarıyla 38’e ulaşması planlanıyor.  Bu otellerden ilkinin açılışı önümüzdeki dönemde yapılacak. Yetkililere göre, projede ayrıca 23'ten fazla ofis binası içeren 110 bin metrekarelik ofis alanı olacak. Tüm bu faktörler, Diriye Projesi'ni Suudi Arabistan'daki en önemli niteliksel projelerden biri ve Kamu Yatırım Fonu portföyündeki beşinci büyük proje yapan şeyin bir parçası.

Diriye Projesi’ndeki gelişmeler
Her yıl çeşitli proje ve varlıkların açılışının duyurulması planlanan Diriye Projesi’nin tamamlanması hızlanıyor. Projede, doğa ve bitki örtüsünün korunması için özel alanlarda mevcut. Diriye'nin genel planının ortasında yer alacak meydan, otantik karakteri ile 100 Suudi pazarının yanı sıra 400'den fazla üst düzey uluslararası markayı bünyesinde barındıracak.

Stratejik planı çizen yeni şirket ve konsept
Yasama ve kalkınma çalışmaları arasında bir denge sağlayan yeni bir stratejik aşamaya geçme planının bir parçası olarak DGDA, Diriye Şirketi’ni kurdu. Şirket, yasama organını ve tüm devlet hizmetlerinin sağlayıcısını temsil edecek olan Diriye Kapısı Geliştirme Kurumu’ndan bağımsız. Ayrıca, DGDA şirketi destekleyecek ve çalışanlarının yeteneklerinin tüm geliştirme ve işletme işlerine hizmet etmesini sağlayacak. Diriye, turizm destinasyonu ve ilgili varlıklar için bir pazarlama kolu olmak amacıyla ticari marka olarak lanse edildi.


Diriye’deki Selva Sarayı (Şarku’l Avsat)

Diriye, çeşitli varlıklara ve diğer yatırım fırsatlarına doğrudan yatırım yoluyla yeni ve gelecek vaat eden fırsatları araştırırken, gelirlerin ve gelir kaynaklarının çeşitlendirilmesine katkıda bulunmayı hedefliyor. Turizm ve ekonomi açısında rekabet edilebilirliğin yükseltilmesine katkı sağlayan Diriye, performans seviyesini yükselterek tüm yetenek ve kabiliyetleri etkin bir şekilde kullanmak için çalışmalarını sürdürürken, dünyada bir numaralı destinasyon noktası haline gelmek ve ekonomik büyümeye katkı sağlamayı planlıyor.

Suudi Arabistan liderliğinden sınırsız destek
Yetkililer, Diriye Projesi’nin Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu’nun bir parçası olması sebebiyle ülke liderliğinden sınırsız destek gördüğünü vurguladı. Proje, Suudi Arabistan’ın tarihi mirasının korunması ve yaklaşık 300 yıl önceki devletin başlangıç noktası olmasıyla geleceğe ışık tutuyor.



Ratney, Şarku'l Avsat'a konuştu: Washington ve Riyad, dengeli iş birliğinin yeni bir dönemine giriyor

TT

Ratney, Şarku'l Avsat'a konuştu: Washington ve Riyad, dengeli iş birliğinin yeni bir dönemine giriyor

Ratney, Şarku'l Avsat'a konuştu: Washington ve Riyad, dengeli iş birliğinin yeni bir dönemine giriyor

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın ABD ziyareti, Riyad ile Washington arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktası olarak değerlendirildiğinden, siyasi ve ekonomik açıdan önemli bir ivme kazanıyor.

ABD'nin eski Suudi Arabistan Büyükelçisi Michael Ratney, Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda, ziyaretin bölgesel ve uluslararası alanda hızlı değişimlerin yaşandığı kritik bir dönemde gerçekleştiğini ve savunma, teknoloji ve enerji olmak üzere üç ana alanın öne çıkmasının muhtemel olduğunu söyledi.

y
ABD'nin eski Suudi Arabistan Büyükelçisi Michael Ratney, Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Washington ziyaretinin savunma, teknoloji ve enerji konularına odaklanacağını belirtti. (Fotoğraf: Beşir Salih)

Amerikalı diplomat, Riyad'ın savunma ortaklığında sadece bir ‘alıcı’ olmakla yetinmediğini, havacılık sistemleri de dahil olmak üzere ileri sistemlerin geliştirilmesine yenilik ve katılım sağlayabilecek bir endüstriyel temel oluşturmaya çalıştığını belirtti.

Ratney, Suudi Arabistan’ın yaşadığı sosyal ve kültürel dönüşümlerin dışarıdan bakışla değil, ülkeyi ziyaret edenlerin sahada hissettikleri değişimin derinliğiyle ölçülebileceğini ifade etti. Bu dönüşümlerin ‘Batı’yı etkileme çabası’ olmadığını, aksine ‘bizzat Suudilerin yaşadığı gerçek bir uyanışın ifadesi’ olduğunu söyledi. Ayrıca, ziyaretçinin ülkede birkaç gün geçirmesiyle birlikte pek çok klişenin ortadan kaybolduğunu vurguladı.

Ziyaret için mükemmel zamanlama

Amerikalı diplomat, bu ziyareti ‘çok olumlu bir gelişme’ olarak nitelendirerek, iki ülke arasındaki ilişkilerin ‘son birkaç yılda inişler ve çıkışlar yaşadığını, ancak genel eğilimin çok iyi olduğunu’ ifade etti.

Ratney, “Obama, Trump ve Biden gibi ABD başkanları farklı aşamalarda Suudi Arabistan'ı ziyaret ettiler. Ancak Veliaht Prens'in ABD'ye son ziyaretinden bu yana yedi yıl geçtiğini ve bu süre zarfında çok şeyin değiştiğini belirtmek önemli. Suudi Arabistan'ın geçirdiği dönüşüm çok hızlı ilerledi ve toplumun ve ekonominin yapısı önemli ölçüde değişti. Amerikalılar bu değişiklikleri yavaş yavaş, belki de yeni yeni fark etmeye başladı” ifadelerini kullandı.

Ratney, ‘ziyaretin zamanlamasının çok uygun olduğunu ve siyasi liderlikle sınırlı kalmayıp, Washington'da Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ı yakından görecek olan Amerikan kamuoyunu da içeren geniş çaplı etkileşimler olacağını’ düşünüyor.

Savunma ve ekonomi konuları

Güvenlikle ilgili savunma anlaşması, Riyad ile Washington arasında sivil nükleer anlaşma veya F-35 savaş uçakları anlaşması gibi en önemli tartışmalarla ilgili beklentileri sorulduğunda Ratney şu cevabı verdi: “Artık hükümetin bir parçası değilim ve ziyaret için yürütülen hazırlıklarda yokum… Ancak muhtemelen, en azından Suudi tarafı açısından, tartışmaların odağında olacak üç ana alan bulunuyor.”

yu
ABD'nin eski Suudi Arabistan Büyükelçisi Michael Ratney, Suudi Arabistan’da yaşanan sosyal ve kültürel dönüşümlerin ‘Batı'yı etkilemek için yapılmadığını’ belirtti. (Fotoğraf: Beşir Salih)

İlk konu ‘savunma’. Ratney, “Suudi Arabistan ile ABD arasındaki savunma ortaklığını pratik bir şekilde güçlendirecek bir tür anlaşmaya varma isteği olduğunu düşünüyorum. Suudi Arabistan da ABD gibi ilişkilerde netlik ve istikrar arıyor, bu nedenle bunun her iki taraf için de faydalı olacağını düşünüyorum. Dolayısıyla, belirli silah sistemlerinin satışına ilişkin bir anlaşmayı da içerebilecek bir savunma bileşeni olduğunu düşünüyorum ve bunun görüşmelerin bir parçası olması beni şaşırtmaz” şeklinde konuştu.

İkinci konu ‘teknoloji’. Eski Büyükelçi, teknoloji başlığı hakkında şöyle konuştu: “Bence bu en önemli konulardan biri. Suudi Arabistan’ın, ileri teknoloji ve özellikle yapay zekâ alanlarında çok yüksek hedefleri var. Suudi Arabistan'ın, ABD'nin yapay zekâ endüstrisinin merkezinde yer alan çipler ve ileri teknolojiler konusunda güvenilir bir ortak olmaya çalıştığını biliyorum. Bu konu Suudi Arabistan'ın ekonomik gidişatının merkezinde yer alıyor ve görüşmelerin ana odak noktası olacağını düşünüyorum.”

Üçüncü ve son konu ‘enerji’. Ratney, “Enerji, iki ülke arasındaki ilişkilerin her zaman önemli bir unsuru olmuştur ve olmaya devam etmektedir. ABD Enerji Bakanı birkaç ay önce Suudi Arabistan'ı ziyaret etti. Potansiyel sivil nükleer enerji de dahil olmak üzere, enerji alanında iş birliği yolları hakkında görüşmeler devam ediyor” dedi.

Tehditlerle mücadele için ortaklık

Eski ABD Büyükelçisi, ziyaretin ‘ABD ve Suudi Arabistan'ın tehditlerle mücadele etmek için ortak olarak birlikte durdukları konusunda net bir mesaj vereceğini’ vurguladı ve ‘bu mesajın son derece önemli olduğunu’ belirtti. Ratney, “Suudi Arabistan, onlarca yıldır ABD için önemli bir stratejik ortak olmuştur ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri arasında en büyük ve en etkili ülkedir. Suudi Arabistan, eğitim, askeri satışlar ve her türlü güvenlik koordinasyonu alanlarında Washington ile uzun bir iş birliği geçmişine sahiptir” ifadelerini kullandı.

dfrt
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, geçtiğimiz mayıs ayında Riyad'ı ziyaretinin ardından ABD Başkanı Donald Trump'ı uğurluyor. (SPA)

Amerikalı diplomat sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ortaklığı güçlendirecek her adımın her iki taraf için de faydalı olacağına inanıyoruz. Kuvvetlerimizin yan yana çalışabilmesini istiyoruz ve doğal olarak Suudi Arabistan'ın ABD'nin ortağı olmasını tercih ediyoruz. Bu, Suudi kuvvetlerinin yıllar boyunca eğitildiği ve donatıldığı uzun iş birliği sürecinin devamıdır.”

Ratney, “Suudi Arabistan, bölgede başlı başına bir tehdit oluşturan İran’ın karşı kıyısında yer alıyor. Bunun yanı sıra İran, Yemen’de ve başka yerlerde Suudi Arabistan’ı, Amerikan çıkarlarını ve müttefiklerimizi tehdit eden grupları destekliyor” dedi.

Ratney şöyle devam etti: “Bu nedenle, Suudi Arabistan kendini geliştirmeye ve toplumunu modernize etmeye devam ederken, ortak çalışmayı sürdürmenin yollarını bulmak son derece önemlidir ve bölgedeki güvenlik gelişmelerine paralel olarak ikili ilişkilerin olgunluğunu yansıtmaktadır.”

İttifakın yeniden tanımlanması

Eski ABD Büyükelçisi, Washington ve Riyad'ın güvenlik ve askeri ittifaklarının niteliğini yeniden tanımlamaya doğru yöneldiğini, geleneksel ‘tedarikçi ve alıcı’ modelinden öteye geçerek inovasyon ve ileri savunma teknolojilerine dayalı daha dengeli bir ortaklığa doğru ilerlediğini düşünüyor.

Ratney, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda şu ifadeleri kullandı: “Suudi Arabistan, onlarca yıl boyunca ABD savunma teçhizatının en büyük alıcılarından ve ABD için en önemli pazarlardan biri oldu. Ancak, Suudi ekonomisi son yıllarda gelişti ve çeşitlendi. Suudi hükümeti, artık sadece teçhizat satın almakla yetinmediğini, aynı zamanda bu teçhizatın geliştirilmesi ve üretilme sürecinin bir parçası olmak istediğini açıkça belirtti. Suudi Arabistan'ın istediği şey, bazı açılardan yeni bir adım olan, ileri teknolojiler de dahil olmak üzere sistemlerin üretimine yenilik, üretim ve katılım imkânı sağlayan bir savunma sanayi üssü kurmak. ABD savunma şirketleri, Suudi Arabistan'ın bu ortak çabada aktif bir ortak olmasını sağlamak için Suudi Arabistan ile çalışmaya ilgi gösteriyor.”

Suudi Arabistan ziyareti Batı'nın bakış açısını değiştiriyor

Şarku’l Avsat, eski büyükelçiye görev süresinin sonunda Suudi Arabistan'dan ayrıldıktan sonra en çok neyi özlediğini sordu. Büyükelçi, “Büyükelçilikteki meslektaşlarımı” yanıtını verdi. Yüzünde duygusal bir ifadeyle şunları ekledi: “Çeşitli bölgelerde tanıştığım birçok Suudi'yi de özlüyorum.” Ardından, büyükelçinin Amerikan gazetesi The Wall Street Journal'da yazdığı makale hakkında konuştuk. Makalede, Suudi Arabistan'da yaşananların, Suudilerin ülkelerini geliştirmek ve dünyaya açmak için duydukları tutkuyla yönlendirilen gerçek bir değişim olduğunu vurguluyordu.

Bu noktada ABD'nin eski Suudi Arabistan Büyükelçisi Michael Ratney, ‘Suudi Arabistan'ın Batı'yı etkilemek için spor etkinlikleri, konserler veya kültürel etkinlikler düzenlediğini’ düşünmediğini söyledi. “Bence bunu, diğer insanlar gibi normal ve keyifli bir yaşam sürmek istedikleri için yapıyorlar” dedi.

Batı'nın, özellikle de ABD'nin Suudi Arabistan'da yaşanan dönüşümlere ilişkin algısını neyin değiştirebileceği sorusuna Ratney şu yanıtı verdi: “Dürüst olmak gerekirse, özellikle iyi tanıdığım ABD'de gerçek bir fark yaratan tek şeyin saha ziyareti olduğunu fark ettim. Gazetede bir makale yazmanın veya internette bir reklam izlemenin bir faydası yok. Gerçek etki, insanlar Suudi Arabistan'a gelip orada iki veya üç gün geçirdiklerinde ortaya çıkıyor. Çoğu durumda, ziyaret ettikleri anda tüm önyargıları ortadan kalkıyor ve krallığın geçirdiği dönüşümün boyutunu anlıyorlar. Bu, birçok insan için inanılmaz bir şey. Bu, özellikle 10 veya 15 yıl önce Suudi Arabistan'ı ziyaret etmiş ve o zamanlar nasıl olduğunu tam olarak hatırlayanlar için geçerli. Suudi Arabistan, Batı'yı etkilemek için spor etkinlikleri, konserler veya kültürel etkinlikler düzenlemiyor. Bunu yapıyorlar; çünkü diğer insanlar gibi normal ve keyifli bir yaşam sürmek istiyorlar.”

 


Güney Kore Devlet Başkanı'ndan Suudi Arabistan Veliaht Prensi’ne mektup

Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı’nda Kang Hoon-sik'ten gelen mektubu aldıktan sonra (SPA)
Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı’nda Kang Hoon-sik'ten gelen mektubu aldıktan sonra (SPA)
TT

Güney Kore Devlet Başkanı'ndan Suudi Arabistan Veliaht Prensi’ne mektup

Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı’nda Kang Hoon-sik'ten gelen mektubu aldıktan sonra (SPA)
Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı’nda Kang Hoon-sik'ten gelen mektubu aldıktan sonra (SPA)

Suudi Arabistan Başbakanı Veliaht Prens Muhammed bin Selman bin Abdülaziz, Güney Kore Devlet Başkanı Lee Jae-myung'dan ikili ilişkilere ilişkin bir mektup aldı.

Mektup, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan'ın, dün Riyad'daki Bakanlık merkezinde Kore Cumhurbaşkanlığı Özel Temsilcisi ve Genelkurmay Başkanı Kang Hoon-sik ile yaptığı görüşme sırasında iletildi.

Görüşmede, iki ülke arasındaki ikili ilişkiler gözden geçirildi, ortak ilgi alanına giren bir dizi konu ele alındı.


Suudi Arabistan Trump-Muhammed bin Selman zirvesinden olağanüstü sonuçlar bekliyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, geçtiğimiz mayıs ayında Riyad'a gelen ABD Başkanı'nı karşılarken (Reuters)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, geçtiğimiz mayıs ayında Riyad'a gelen ABD Başkanı'nı karşılarken (Reuters)
TT

Suudi Arabistan Trump-Muhammed bin Selman zirvesinden olağanüstü sonuçlar bekliyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, geçtiğimiz mayıs ayında Riyad'a gelen ABD Başkanı'nı karşılarken (Reuters)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, geçtiğimiz mayıs ayında Riyad'a gelen ABD Başkanı'nı karşılarken (Reuters)

Suudi Arabistanlı iki analist, bölgesel değişiklikler ve Suudi Arabistan ile ABD'nin hedeflerinin ortasında Suudi Arabistan Başbakanı Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın Washington ziyaretinin önemli sonuçlar doğuracağını öngördü. Analistlere göre ziyaret, iki ülke arasındaki doksan yıllık ilişkilerin tarihinde önemli bir döneme denk geliyor.

Zirvenin öne çıkan başlıkları arasında iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi ve daha geniş ufuklara taşınması, her iki tarafın da son dönemde aralarında yaptıkları sayısız görüşmelerin ardından gerçekleştirmeyi hedefledikleri iddialı dosyalar ve her iki tarafın da barışçıl çözümlerle ele alınmasının önemi konusunda mutabık kaldıkları bölgedeki krizler yer alıyor.

Geçtiğimiz birkaç hafta içinde, Suudi Arabistan’dan üst düzey beş yetkili Washington'ı ziyaret ederek ABD'li yetkililerle görüşmeler gerçekleştirdi ve Beyaz Saray'da yapılacak Suudi Arabistan-ABD zirvesinin gündemini oluşturacak konuları ele aldı.

hyu7
Başkent Riyad'da dalgalanan Suudi Arabistan ve ABD bayrakları (AFP)

Suudi Arabistan yetkililerin Washington'a yaptığı ziyaretler ve ABD yönetiminin muadilleriyle yaptığı toplantılara Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Devlet Bakanı, Bakanlar Kurulu Üyesi ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban, Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim, İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Abdullah es-Sevaha ve Kamu Yatırım Fonu (PIF) Başkanı Yasir er-Rumeyyan katıldı. Suudi Arabistanlı yetkililer ve Amerikalı mevkidaşları arasında yapılan toplantılarda, iki taraf arasındaki stratejik ortaklık, bölgesel ve uluslararası gelişmeler, karşılıklı çıkarlar ve bu konuların ele alınması için yapılan çabalar başta olmak üzere yapay zeka (AI) ve ileri teknolojiler alanlarında stratejik ortaklıkların güçlendirilmesi, ortak yatırımların artırılması, PIF’in yararlanabileceği fırsatların tartışılması ve iki ülke arasındaki ekonomik büyümenin teşvik edilmesi, ayrıca her iki ülkede sürdürülebilir kalkınma alanında yapılan son bölgesel ve küresel ekonomik gelişmeler ve çabalar gibi çeşitli konular görüşüldü.

s
ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump'ın Suudi Arabistan'a yaptığı son ziyaret sırasında iki taraf arasındaki anlaşmaların imzalandığı törende tokalaşırken (Getty)

Yazar ve siyasi analist Munif el-Harbi, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede bu ziyaretin birçok boyutu olacağını ve bu boyutlar arasında siyasi boyutun ön plana çıkacağını söyledi. Ziyaret Filistin-İsrail çatışmasından Gazze’deki ateşkese, Suriye ve Sudan’daki istikrarın desteklenmesine ve diğer konulara kadar Ortadoğu'daki sayısız sorunun çözülmesi konusunda bitmek bilmeyen tartışmaların ortasında gerçekleşecek.

Bölgesel krizler

Riyad ile Washington arasındaki stratejik ortaklığın derinleştirilmesinin siyasi boyutunun gündemin önemli maddelerinden biri olacağını belirten Harbi, ayrıca Filistin meselesinin de gündemde olacağını ve ‘iki devletli çözüm’ yoluyla adil ve kalıcı bir çözüm bulunmasının ve bir Filistin devletinin kurulmasının önemine dikkati çekti. Ortadoğu'da başta Suriye meselesi, Sudan'da devam eden savaş, Yemen sorunu ve Lübnan sorunu olmak üzere her iki taraf için stratejik öneme sahip tüm meselelerin masaya yatırılmasını bekleyen Harbi, daha geniş bir bağlamda, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın da aktif olarak ele alınacağını düşünüyor. Zira Harbi’ye göre Suudi Arabistan’ın bu yılın başlarında Suudi Arabistan'da düzenlenen Rusya-ABD ve Ukrayna-ABD toplantılarına ev sahipliği yapması da dahil olmak üzere geçmişte oynadığı arabuluculuk ve kolaylaştırıcı rol son derece önemli görülüyor.

t
F-35 uçağı (AP)

Riyad'ın bölgesel ve uluslararası ilişkilerini derinleştirebildiği ve olumlu tarafsızlık politikası izleyebildiği bir dönemde, bu ziyaretin zamanlaması Suudi Arabistan için büyük önem taşıyor. Harbi'ye göre bu olumlu tarafsızlık, Suudi Arabistan'ın uluslararası ve bölgesel değişiklikler çerçevesinde sadece bölgesel sorunların çözümünde değil, aynı zamanda küresel sorunların çözümünde de önemli bir rol oynamasını ve uluslararası sahnede keskin kutuplaşmaların yaşandığı bir ortamda güvenilir bir arabulucu olarak hareket etmesini sağlayacak.

Savunma ortaklığı

ABD meseleleri uzmanı siyasi analist Ahmed el-İbrahim de Munif el-Harbi ile aynı görüşteydi. Suudi Arabistan'ın hava, kara ve deniz kuvvetleri ile hava savunma sistemleri için ABD’den son olarak satın aldığı silahların Suudi Arabistan için büyük önem taşıdığını belirten İbrahim, her iki ülkenin bu alanda yüksek harcamalar yapması nedeniyle, ekonomik ilişkileri güçlendirme ve özellikle yapay zeka alanında olmak üzere Suudi Arabistan’ın ABD’deki doğrudan yatırımlarını ve ABD'nin Suudi Arabistan'daki doğrudan yatırımlarını genişletme konusunda karşılıklı bir talep olduğunun ve bunun ABD'nin küresel liderliği ve Suudi Arabistan'ın bölgesel liderliği çerçevesinde, ticareti artırmaya yönelik ikili çabalar ve konuşmacılar tarafından Suudi Arabistan’ın vizyonunun temel taşları olarak kabul edilen bazı stratejik boyutlar ve ABD Başkanı Donald Trump'ın bu yılın mayıs ayında Riyad'a yaptığı ziyaret üzerine inşa edildiğinin altını çizdi.

dfg
ABD Başkanı Trump, 2017 yılında Suudi Arabistan’a yaptığı ilk ziyaret sırasında Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ile çeşitli anlaşmalar imzalarken (AFP)

İbrahim, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede iki taraf arasındaki görüşmelerin, Filistin devletinin kurulması ve iki devletli çözüm konusunda Suudi Arabistan'ın birçok Arap, İslam ve diğer ülke tarafından paylaşılan tutumunu Washington'a ikna etmek için çeşitli siyasi müzakereler içermesinin beklendiğini söyledi. İbrahim’e göre bu ziyaret, uluslararası destek kazanan bu konunun mihenk taşı olabilir.

Bölgeyi şekillendirilmesine yansıyacak anlayışlar

ABD Başkanı Trump ile Veliaht Prens Muhammed bin Selman arasındaki zirvenin sonuçlarının olağanüstü olabileceğini ve güvenlik, yatırım veya teknik ittifaklar gibi alanlarda önümüzdeki yıllarda bölgeye olumlu etki edecek önemli mutabakatları içerebileceğini düşünen İbrahim, Washington'daki bazı önemli çevrelerin bu ziyareti sadece ikili ilişkilerde atılmış bir adım olarak değil, tam bir başlangıç anı olarak gördüklerini belirtti. İbrahim’e göre bu ziyaret, Suudi Arabistan'ın artık dikkate alınması gereken bir güç olduğunu ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın geleneksel diplomasi bağlamında sadece bir ziyaretçi olarak değil, Ortadoğu'nun geleceğinin adamı olarak Washington'a gittiğini gösteriyor.