ABD ve müttefiklerinden Myanmar’a yeni yaptırımlar

Darbenin ikinci yıldönümünde Bangkok’taki Myanmar büyükelçiliği önünde düzenlenen protestolar (Reuters)
Darbenin ikinci yıldönümünde Bangkok’taki Myanmar büyükelçiliği önünde düzenlenen protestolar (Reuters)
TT

ABD ve müttefiklerinden Myanmar’a yeni yaptırımlar

Darbenin ikinci yıldönümünde Bangkok’taki Myanmar büyükelçiliği önünde düzenlenen protestolar (Reuters)
Darbenin ikinci yıldönümünde Bangkok’taki Myanmar büyükelçiliği önünde düzenlenen protestolar (Reuters)

ABD ve müttefikleri, Myanmar’daki darbenin ikinci yıldönümünde darbe rejimine yönelik daha fazla yaptırım uygulama kararı aldı.
Myanmar, darbeden bu yana kaos içinde.
Direniş hareketi, Batı yaptırımlarının yeniden uygulanmasına yol açan muhaliflere yönelik kanlı bir baskının ardından, orduyla birçok cephede savaşıyor.
Birleşmiş Milletler’in (BM) en üst kademeleri de dahil olmak üzere askeri cuntaya yönelik uluslararası eleştiriler yoğunlaştı.
BM İnsan Hakları Myanmar Özel Raportörü Tom Andrews’ın askeri yöneticilerin ‘sahte’ seçimler düzenleyerek meşruiyet kazanma planları yaptıkları konusunda uyardı ve tüm ülkeleri yasadışı seçimleri reddetmeye çağırdı.
Andrews, Aung San Suu Çii’nin seçilmiş hükümetinin devrilmesinin ikinci yıldönümü arifesinde İnsan Hakları Konseyi’ne sunduğu raporda, ordunun 2008’de hazırladığı anayasaya göre 1 Şubat 2021’de gerçekleştirilen darbenin yasaya aykırı olduğunu ve mevcut Myanmar hükümetinin gayri meşru olduğunu yazdı.
BM İnsan Hakları Myanmar Özel Raportörü, Salı günü düzenlediği basın toplantısında ise, “Muhalefet gözaltına alındığında, tutuklandığında, işkence gördüğünde ve idam edildiğinde özgür ve adil seçimler düzenleyemezsiniz” dedi.
Ordunun iktidara gelmesinden bu yana en az 2 bin 900 kişinin ve muhtemelen çok daha fazlasının öldüğünü, 17 bin 500 kişinin siyasi tutuklu olduğunu ve en az 38 bin ev, klinik ve okulun yerle bir edildiğini söyleyen Andrews, “Ayrıca 1,1 milyon kişi yerinden edildi, 4 milyondan fazla çocuğun örgün eğitime erişimi yok” ifadelerini kullandı.
BM Myanmar Özel Temsilcisi Noeleen Heyzer ise, şiddet ve ıstırabı sona erdirmek, ülkenin halk iradesinin rehberliğinde demokrasi yoluna dönmesine yardımcı olmak ve Myanmar liderliğindeki bir süreci desteklemek için bölgesel ve uluslararası düzeyde daha fazla birlik çağrısında bulundu.
Bu arada ABD ve müttefikleri, enerji yetkilileri ve askeri konsey üyelerine ek kısıtlamalar getirerek Myanmar’a daha fazla yaptırım uyguladı.
ABD Hazine Bakanlığı’na göre, ABD’nin yaptırımlar listesine girenler arasında Myanmar’da askeri darbenin ardından kurulan Birlik Seçim Komisyonu, maden şirketleri ve enerji yetkilileri de yer alıyor.
Yaptırımlar, askeri konseydeki en büyük devlete ait ve gelir getiren kurum olan Myanmar Petrol ve Gaz İşletmesi (MOGE) genel müdürü ve genel müdür yardımcısını da hedef aldı.
Her ikisi de devlete ait şirketler olan Mining Enterprise No. 1 ve Mining Enterprise No. 2 de Washington yaptırımlarına maruz kaldı.
Hazine Bakanlığı’na göre, Hava Kuvvetleri demokrasi yanlısı güçlere karşı Rus yapımı uçaklar kullanarak sivilleri öldüren hava saldırılarını sürdürmekle suçlanarak, eski ve görevdeki askeri yetkililer de hedef alındı.
İnsan hakları savunucuları, Myanmar dışişleri bakanlığına yaptırım uygulanması çağrısında bulundu, ancak Washington şimdiye kadar bunu yapmaktan kaçındı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ordunun düzenlemeyi planladığı seçim sürecini sorgulayarak, ordu muhaliflerine yönelik şiddetin devam etmesi halinde seçimlerin halkın iradesini baltalayacağını söyledi.
Blinken konuya ilişkin açıklamasında, “Pek çok kilit siyasi paydaş, ne kapsayıcı ne de temsili olacak ve daha fazla kan dökülmesine yol açacağı neredeyse kesin olan bu seçimlere katılmayı reddettiklerini açıkladı” diye konuştu.
Kanada, Avustralya ve İngiltere de, ordu tarafından kurulan yarı sivil bir siyasi sistem altında beş yıl süren gergin güç paylaşımının ardından darbeye önderlik eden generallere karşı yaptırımlar açıkladı.
Kanada yaptırımlarla altı kişiyi hedef aldı ve uçak yakıtının ihracatını, satışını, tedarikini veya sevkiyatını yasakladı.
Avustralya, askeri konsey üyelerini ve bir askeri şirketi hedef alırken, İngiltere, Myanmar Hava Kuvvetleri’ne kendi vatandaşlarına yönelik saldırılar yürütmek için kullanılan jet yakıtını tedarik etmeye yardımcı olan iki şirket ve iki kişiyi yaptırım listesine aldı.
Bu arada iktidardaki askeri cunta, darbeyle idareye el koyan Askeri Konsey Başkanı Min Aung Hlaing’in Ağustos ayında yapmayı taahhüt ettiği seçimlerin ertelenme olasılığına atıfta bulunarak, 2021’den beri ilan edilen olağanüstü hali (OHAL) altı ay daha uzattı.



ABD'de Florida ve Texas eyaletlerinin sosyal medya yasaları Yüksek Mahkemede tartışılıyor

(AA)
(AA)
TT

ABD'de Florida ve Texas eyaletlerinin sosyal medya yasaları Yüksek Mahkemede tartışılıyor

(AA)
(AA)

Florida eyaleti, 6 Ocak Kongre baskını sonrası Facebook, Twitter ve YouTube'un, dönemin ABD Başkanı Donald Trump'ın hesaplarını kapatmasının ardından 2021'de, teknoloji şirketlerinin devlet görevlisini yasaklayamayacaklarına ilişkin kanun çıkardı.

Texas eyaleti de Florida'dan kısa süre sonra sosyal medya platformlarını sitelerindeki "siyasi içeriği" kaldırmaktan men eden kanunları kabul etti.

Bu şirketleri temsilen "NetChoice" ve "The Computer&Communications Industry Association" dernekleri, ABD Anayasası Birinci Değişikliği bağlamında gazeteler nasıl kendi içeriğine karar veriyorsa şirketlerin de platformlarına dair kararları verme hakları bulunduğunu savunarak, yasaları temyize taşıdı.

Dernekler, Anayasa'nın Birinci Değişikliği'nin şirketlere istedikleri içeriği platformlarından kaldırma hakkı verdiğini çünkü ürünlerini ve içeriklerini korumaları için editoryal seçimler yapabilme haklarını koruduğunu belirtti.

Davanın dün 4 saatten uzun sözlü duruşmalarında tarafları dinleyen Yüksek Mahkeme yargıçları, Florida ve Texas eyaletlerinin 2021'de geçirdikleri yasaların sakıncalı görülebileceğine, diğer yandan tamamının da bloke edilemeyeceğine dair düşüncelerini ifade etti.

Yargıçlar, söz konusu yasaların, şirketlerin ifade özgürlüğüne yönelik ihlallerdeki editoryal takdir yetkisini sarsabileceği endişesini dile getirdi.

Eyaletlerin yasalarını eleştirenler, yasalarla sosyal medya platformlarında Neonazi gibi aşırıcı içeriklerin daha fazla yayılabileceğini, yasaları savunanlar ise tartışmalı tüm meselelerin sosyal medya platformlarında kaldırılabileceğini belirtiyor.

Bazı uzmanlar, Anayasa'nın Birinci Değişikliği'nin basın özgürlüğünün yanı sıra ifade özgürlüğünü korumayı amaçladığını vurgulayarak, sosyal medya şirketlerine bu madde kapsamında sınırsız güç verilmesinin sonuçlarından da endişeli olduklarını kaydediyor.