Bilim insanları yarı canlı siborg hücreleri geliştirdi

"Siborg hücreler programlanabilir, yeni yetenekler kazanabilir ve bunu yaparken temel hücresel aktiviteleri korur"

Araştırmacılara göre bu siborg hücreleri yeni bir stratejinin sonucu (Kaliforniya Üniversitesi, Davis)
Araştırmacılara göre bu siborg hücreleri yeni bir stratejinin sonucu (Kaliforniya Üniversitesi, Davis)
TT

Bilim insanları yarı canlı siborg hücreleri geliştirdi

Araştırmacılara göre bu siborg hücreleri yeni bir stratejinin sonucu (Kaliforniya Üniversitesi, Davis)
Araştırmacılara göre bu siborg hücreleri yeni bir stratejinin sonucu (Kaliforniya Üniversitesi, Davis)

Karmaşık bir kimyasal süreci tetikleyen bilim insanları, laboratuvarda çok yönlü, sentetik "siborg" hücreleri geliştirmeyi başardı.
Hücreler bölünme ve büyüme yeteneğinden yoksun. Ancak canlı hücrelerle birçok ortak özelliği var.
Uzmanlara göre bu yapay hücrelerin kendi başlarına çoğalmaması önemli. Zira bunların yararlı olabilmesi için dikkatlice kontrol edilmeleri gerekiyor. Gerçek hücrelerle aynı şekilde çoğalıyorsa bu, mümkün olmayabilir.Yeni atılımın arkasındaki araştırmacılar, "siborg hücrelerin" kanser gibi hastalıkların tedavisinde kullanılabileceğini belirtiyor.
ABD'deki Kaliforniya Üniversitesi, Davis'ten biyomedikal mühendisi Cheemeng Tan, "Siborg hücreler programlanabilir, yeni yetenekler kazanabilir ve bunu yaparken temel hücresel aktiviteleri korur" diye konuştu.
Tan ve meslektaşları, bu yapıları bakteri hücrelerini temel olarak oluşturdu. Daha sonra bunlara yapay polimerler eklendi ve vücuda doğal hücreler gibi bağlanabilmeleri için ultraviyole ışığa maruz bırakıldı.
Yürütülen deneylerde bu yapıların doğal hücrelerin ölümüyle sonuçlanan, yüksek pH ve antibiyotik maruziyeti gibi faktörlere karşı daha dirençli oldukları da kanıtlandı.
Dahası bu etkenler altında normal biyolojik işlevlerini sürdürebiliyorlar.
Hakemli bilimsel dergi Advanced Science'ta yayımlanan makalede, şu ifadeler yer aldı:
"Siborg hücreleri; hücresel metabolizma, hareketlilik, protein sentezi ve genetik devrelerle uyumluluk gibi temel işlevleri koruyor."
 Independent Türkçe, Science Alert, Kaliforniya Üniversitesi, Davis



İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
TT

İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Çin'in güneybatısında keşfedilen 300 bin yıllık nadir ahşap aletler, bölgedeki ilk insanların büyük ölçüde kök ve yumrular gibi yeraltı bitkileriyle beslendiğini gösteriyor.

Hakemli dergi Science'da perşembe günü yayımlanan bulgular, Doğu Asya'daki erken insan atalarının gelişmiş bilişsel becerilerine, yaşantılarına, beslenme biçimlerine ve çevrelerine ışık tutuyor.

Yunnan eyaletinin Jiangchuan bölgesinde yer alan göl kıyısındaki Gantangqing arkeolojik kazı alanında, oksijenden yoksun kil tortularda ahşap aletlerin korunması sayesinde bu nadir buluntu elde edildi.

Araştırmacılar tortularda yaklaşık bin organik kalıntı da buldu.

Ortaya çıkarılan kalıntıları gelişmiş teknikler kullanarak tarihlendiren bilim insanları, aletlerin 250 bin ila 350 bin yıllık olduğunu tespit etti.

Bilim insanları, çeşitli biçim ve işlevlere sahip "son derece nadir" ahşap aletlerin yaklaşık 300 bin yıllık katmanlardan çıkarıldığını söylüyor.

Bugüne kadar bu döneme ait, biri Avrupa'da diğeri Afrika'da olmak üzere ahşap alet içeren sadece iki keşif yapılmıştı.
 

Görsel kaldırıldı.

Gantangqing'deki ahşap aletler (Liu ve ekip arkadaşları/Science)


Yeni keşfedilen çubuklardan ikisi, İtalya'nın Poggetti Vecchi bölgesinde bulunan 171 bin yıllık aletlere benzerlik gösteriyor.

Kanca biçimli benzersiz 4 aletin daha ortaya çıkarıldığını belirten bilim insanları, bunların muhtemelen kökleri kesmek için kullanıldığını söylüyor.

Ayrıca araştırmacıların ahşap aletlerin üzerinde kasıtlı cilalama ve kazıma izleri, kenarlarındaysa toprak kalıntıları saptaması, bunların kök ve yumrular gibi yeraltı bitkilerini kazmak için kullanıldığına işaret ediyor.

Bilim insanları, "Ahşap aletler arasında kazma çubukları ve küçük, eksiksiz, elle tutulan sivri uçlu aletler var" diye yazıyor.

Bilim insanları bu bulgulara dayanarak insanların Doğu Asya'daki atalarının muhtemelen bitki temelli bir beslenme biçimi izlediğinden şüphelenirken, bölgede çam fıstığı, fındık, kivi meyvesi ve su yumrularına dair kanıtlar tespit edildi.

Buna karşılık Avrupa ve Afrika'da saptanan ahşap aletler av aletleri, mızraklar ve mızrak uçlarıydı.

Çalışmanın ortak yazarı arkeolog Bo Li şöyle diyor:

Bu keşif, erken insan adaptasyonuna ilişkin önceki varsayımlara meydan okuyor. Çağdaş Avrupa yerleşimleri (Almanya'daki Schöningen gibi) büyük memelileri avlamaya odaklanırken, Gantangqing subtropik bölgelerde bitki temelli, eşsiz bir hayatta kalma stratejisini ortaya koyuyor.

Dr. Li, "Ahşap aletlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı da arkeolojik kayıtlardaki önemli bir boşluğu dolduruyor, çünkü 100 bin yıldan daha eski ahşap aletler Afrika ve Batı Avrasya dışında son derece nadir görülüyor" ifadelerini kullanıyor.

Keşif, ahşap aletleri kullanan erken insanların dünya genelinde çok daha geniş bir alana yayıldığını gösteriyor.

Ayrıca farklı ortamlarda yaşayan tarih öncesi kültürlerin yerel olarak işlerine yarayacak aletler geliştirdiğine de işaret ediyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/news