Husiler, Yemen dışında çalışmak isteyenlere seyahat kısıtlamaları getiriyor

Kısıtlamalar arasında belirli ödeme yapılmaması, akrabaların bilgilerinin kaydedilmesi ve belirli saç kesimlerinin zorunlu kılınması. var

Yurt dışına çıkmak isteyen Yemenliler, Husi milislerin onayını bekliyor. (Şarku’l Avsat)
Yurt dışına çıkmak isteyen Yemenliler, Husi milislerin onayını bekliyor. (Şarku’l Avsat)
TT

Husiler, Yemen dışında çalışmak isteyenlere seyahat kısıtlamaları getiriyor

Yurt dışına çıkmak isteyen Yemenliler, Husi milislerin onayını bekliyor. (Şarku’l Avsat)
Yurt dışına çıkmak isteyen Yemenliler, Husi milislerin onayını bekliyor. (Şarku’l Avsat)

Husi milisler, çalışmak için yurt dışına seyahat etmek isteyen Yemenlilere yönelik kısıtlamaları sıkılaştırırken, belirli miktarda para ödemek, akrabalarının bilgilerini paylaşmak ve ayrıca seyahat etmelerine izin vermek için belirli bir saç kesimi de yaptırma zorunluluğu getirdi.
Sana’daki Şarku’l Avsat’a aktardığı bilgilere göre darbeci grup, ailelerine destek olmalarını sağlayacak iş fırsatları arayışıyla ülke dışına seyahat etmek isteyen Yemenlileri hedef aldı. Husiler, söz konusu Yemenlileri mezhepsel konferanslara katılmaya zorlarken, yeni haraç tedbirleri ve kısıtlamalar dayatmak için harekete geçti.
Yapılan açıklamalar darbeci grubun, savaş cephelerine katılmak yerine geçimlerini sağlamak için Yemen dışına çıkmaya karar veren, çoğu genç erkeklerden oluşan binlerce Yemenliden intikam aldığı yönünde. Bu çerçevede kaynaklar, Husi milislerin ülke dışında çalışmak üzere çıkış vizesi olan yolcuları, kişi başına 5 bin 500 riyal (yaklaşık 10 dolar) olarak tahmin edilen meblağları ödemeye mecbur ettiğini aktardı.
Milisler, yolcuları Yemen dışındaki aileleri ve akrabaları hakkında ayrıntılı bilgileri içeren bir ‘veri formu’ doldurmanın yanı sıra söz konusu miktarları da ödemeye zorluyor.
Yolcuları seyahat prosedürlerini tamamlamaları için günlerce beklemelerken milisler, Husilere belirli bir saç kesimi olmayanların Sana’daki Suç Delilleri Genel Müdürlüğü binasına girmesine izin vermiyor.
Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Yemenlilerin mağduriyeti, prosedürlerin tamamlanması için milisler tarafından onaylanan yasa dışı ücretlerle ikiye katlanıyor. Yemenliler, Husileri ‘bu yasa dışı önlemler yoluyla kendilerini göçten caydırıp savaşmak için saflarına katılmaya zorlamakla’ suçluyor.
Yemenliler, milislerin geriye kalan seyahat prosedürlerini tamamlamalarını engellemek için herkesi her gün yaklaşık iki saat boyunca sırada beklettiklerini belirtirken bu yöntemle Husi lider Abdulmelik el-Husi tarafından kaydedilen seferberlik konferanslarına katılmalarının amaçlandığını kaydetti.
Abdulmelik el-Husi, genel olarak konuşmalarında ‘inanç kimliğini takip’ konusuna değiniyor. Ayrıca gelenek ve göreneklerle ilgili radikal mezhepsel inançlara ve grup liderlerinin dış görünüşüne bağlı kalmanın gerekliliğine de dikkat çekiyor.
İb vilayetinden Sameh, saç kesiminin milisler tarafından onaylanan şartnamelere uymadığı gerekçesiyle seyahat prosedürlerinin geri kalanını tamamlamak için Suç Delilleri Departmanı’na girmesinin engellendiğini söyledi. “Saatlerce içeride kaldıktan sonra departmandan çıkmamı istediler. Saçımı kestirip ertesi gün gelmem istenerek o gün içeri alınmadım” dedi.
Sameh ayrıca insanlara baskıyı artırmayı, acılarını katlamayı ve para kazanmayı amaçlayan Husilerin faaliyetlerinin, milislerin yolcu taşıyan otobüsleri çeşitli kontrol noktalarında durdurup hareketlerini engellemeye kadar uzandığını vurguladı.
Husilerin binlerce Yemenli yolcuya yönelik fırsatçı ve keyfi önlemleri, milislerin geçen yılın şubat ayı başlarında sahada uygulamaya başladığı eski önlemlerin devamı niteliğinde.
Darbeci gurup söz konusu dönemde, ülke dışında çalışmak için çıkış vizesi olan yolculara ‘ağır’ önlemler uyguladı. Ayrıca kontrolü altındaki alanları terk etmelerine izin verecek izin belgeleri almadıkları gerekçesiyle binlerce Yemenliyi kontrol noktalarından geri çevirdi.
Bazı yolcular, milislerin kendilerini taşıyan otobüsleri durdurup, yasa dışı bahanelerle seyahat etmelerini engellediğini aktardı. Yolcular ayrıca Gurbetçiler Bakanlığı’ndan ön izin almak için Sana’ya dönmeye zorlandıklarını da vurguladı.
Husilere bağlı kontrol noktalarında seyahat etmeleri engellenen binlerce vatandaşa, belgelerini teslim etmeden Sana veya başka bir vilayetten ayrılmalarına izin verilmeyeceği bildirildi. 
Seyahat acentelerinin Husi kararları hakkında kendilerini bilgilendirmediğini belirten Yemenliler, darbecilerin eylemlerinin keyfi olduğunu ve o dönemde özellikle de seyahat izni alabilmek için Sana’ya dönmeye zorlanmaları sonrasında kendilerine büyük miktarda para ödemek zorunda kaldıklarını dile getirdi.
Yolcular, söz konu keyfi kararlar çerçevesinde Husi grubun, tüm prosedürlerini tamamlayan yolcuların da aynı bakanlıktaki sözde ‘dış işgücü piyasası araştırması’ için Yemen işçi topluluğu ofislerine hitaben ‘yolcunun işlemlerinin tamamlanmasında bir sakınca yoktur’ yazılı resmi bir belge almasını gerektiren bir karar açıkladığını kaydetti.



Lübnan ordusu ülkenin güneyinde Hizbullah tüneli buldu

Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
TT

Lübnan ordusu ülkenin güneyinde Hizbullah tüneli buldu

Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)
Hizbullah tünelini denetleyen Lübnan Ordusu, Litani Nehri'nin güney bölgesindeki tüneli etkisiz hale getirdi (Lübnan Ordusu Rehberlik Müdürlüğü)

Lübnan basını, Lübnan ordusunun Mekanizma Komitesi’nin talebi üzerine yapılan soruşturma sonucunda, ülkenin güneyindeki Tulin beldesinde Hizbullah tarafından inşa edilen tünellerden birini keşfettiğini bildirdi. Basında yer alan haberlerde, bu bölgenin daha önce İsrail tarafından bombalandığı belirtildi.

Lübnan ordusu, daha önce de Mekanizma Komitesi ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) arasındaki koordinasyon çerçevesinde Mekanizma Komitesi'nin talebi üzerine ve İsrail'in tehdidi sonrasında bazı yerleri ortaya çıkarmıştı. Bu son olay ise geçtiğimiz hafta İsrail'in bir evi bombalamakla tehdit etmesinin ardından Lübnan ordusunun güneydeki Yanuh beldesinde bir binayı kapsamlı bir şekilde aramasının ardından geldi. Yapılan aramada evde herhangi bir silah bulunamadı.

Bu olay, İsrail’in Lübnan’ın güneyinde bombardımanlarına devam ettiği ve çarşamba günü Kefer Kila beldesini hedef alan bir hava saldırısı düzenlediği bir dönemde meydana geldi. Ulusal Haber Ajansı (NNA), saldırının el-Aziziye ve eş-Şahrub beldeleri arasındaki Sari Tepesi’ni hedef aldığını bildirdi, ancak herhangi bir can kaybından bahsetmedi.

Başbakan Yardımcısı Mitri: Lübnan Ordusu sonraki aşamalara geçmeye hazır

Öte yandan Lübnan Başbakan Yardımcısı Tarık Mitri, Mekanizma Komitesi’ni bir tartışma forumu ve anlaşmalara uyumu denetleme ve doğrulama çerçevesi olarak nitelendirdi.

Beyrut'ta düzenlenen Carnegie Ortadoğu Merkezi'nin sekizinci konferansının ilk oturumunun açılışına katıldığı sırada İsrail'in sık sık tekrarlanan ihlallerine karşın, Lübnan'ın ilk günden itibaren bu anlaşmalara bağlılığını teyit eden Mitri, Hizbullah'ın silahlarına ilişkin olarak “Genelkurmay Başkanı Rudolf Heykel, ordunun kapasitesinin güçlendirilmesiyle başlayan beş aşamalı bir plan önerdi” dedi. Litani Nehri çevresindeki bölgede devlet otoritesinin genişlemesinin kademeli bir ilerleme kaydettiğini ve ordunun Litani Nehri'nin güneyindeki görevini tamamlamak üzere olduğunu ve sonraki aşamalara geçmeye hazırlandığını vurguladı.

jgıu
Sınır kasabası Alma eş-Şaab'da bir askeri aracın üzerinde duran Lübnan askerleri, 28 Kasım 2025 (Reuters)

Yeniden yapılanma konusunda uluslararası toplumun desteğinin ön koşulu olarak devletin otoritesini tesis etmesini istediğini belirten Mitri, Arap ülkelerinin uluslararası ilişkiler yoluyla destekleyici bir rol oynayacağını umduğunu ifade etti.

Lübnan ve İsrail'den sivillerin katıldığı ikinci oturum

Olay, Lübnan-İsrail müzakerelerinde Lübnan heyetinin başkanı Büyükelçi Simon Kerem'in, aralık ayı başlarında gerçekleşen önceki oturumda İsrailli bir sivil ile birlikte iki ülke arasındaki ilk doğrudan görüşmelerde bulunduktan sonra katılacağı ikinci oturum olacak olan ateşkesin izlenmesinden sorumlu Mekanizma Komitesi'nin 19 Aralık'ta yapılması planlanan yeni oturumundan iki gün önce yaşandı. Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, çarşamba günü Kerem ile bir araya geldi ve komitenin yaklaşan toplantısı öncesinde kendisine talimatlarını iletti.

Ateşkes İzleme Komitesi'nde Lübnan, İsrail, Fransa, ABD ve BM yer alıyor. Ateşkes anlaşması, düşmanlıkların durdurulmasını ve Hizbullah'ın Litani Nehri'nin kuzeyine çekilmesini, bunun sonucunda Lübnan genelinde silahsızlandırılmasını ve İsrail ordusunun son savaş sırasında ilerlediği mevzilerden çekilmesini öngörüyor. Ancak İsrail, Lübnan topraklarındaki beş stratejik noktada askeri olarak varlığını sürdürürken, Hizbullah silah bırakmayı reddediyor.


Lübnan ordusunu desteklemek için "Paris toplantısında" üç öncelik belirlendi

Ordu Komutanı General Rudolph Heykel, pazartesi günü güneyde silahsızlanma planının ilk aşamasının uygulanmasını gözden geçirmek üzere yaptığı ziyarette büyükelçiler, diplomatlar ve askeri ataşelerle bir araya geldi (Yönlendirme Müdürlüğü)
Ordu Komutanı General Rudolph Heykel, pazartesi günü güneyde silahsızlanma planının ilk aşamasının uygulanmasını gözden geçirmek üzere yaptığı ziyarette büyükelçiler, diplomatlar ve askeri ataşelerle bir araya geldi (Yönlendirme Müdürlüğü)
TT

Lübnan ordusunu desteklemek için "Paris toplantısında" üç öncelik belirlendi

Ordu Komutanı General Rudolph Heykel, pazartesi günü güneyde silahsızlanma planının ilk aşamasının uygulanmasını gözden geçirmek üzere yaptığı ziyarette büyükelçiler, diplomatlar ve askeri ataşelerle bir araya geldi (Yönlendirme Müdürlüğü)
Ordu Komutanı General Rudolph Heykel, pazartesi günü güneyde silahsızlanma planının ilk aşamasının uygulanmasını gözden geçirmek üzere yaptığı ziyarette büyükelçiler, diplomatlar ve askeri ataşelerle bir araya geldi (Yönlendirme Müdürlüğü)

İsrail'in Lübnan ile ateşkes anlaşmasını bozabilecek bir gerilime yol açabileceği endişeleri arasında, Lübnan ordusuna destek yollarını görüşmek ve Hizbullah'ı silahsızlandırma çabalarını gözden geçirmek üzere bugün Paris'te Fransa, Suudi Arabistan, Amerika Birleşik Devletleri ve Lübnan temsilcilerinin katılımıyla dörtlü bir toplantı düzenleniyor.

Fransız kaynakları, İsrail'in savaşa geri dönme yönündeki tekrarlanan ve aleni tehditleri göz önüne alındığında, Paris'in Lübnan üzerinde ciddi bir tehlike hissettiğini belirtiyor.

Paris'teki bilgili kaynaklar, bugün yapılacak toplantının üç ana öncelik çerçevesinde gerçekleştiğini söylüyor; bunlardan ilki, İsrail ve Lübnan arasındaki düşmanlıkların sona ermesini izlemekle görevli mekanizmanın gözden geçirilmesi ve geliştirilmesinin değerlendirilmesidir.

Lübnan'da İsrail'in gerilimi tırmandırmasını engellemek, toplantının ikinci önceliği olacak. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre toplantıya Lübnan Ordu Komutanı General Rudolph Heykel de katılacak ve silahların devletin elinde kalmasını sağlamaya yönelik Lübnan çabalarına dair bir genel bakış sunacak.

Üçüncü öncelik, ABD elçisi Morgan Ortagus'un ülkesinin Lübnan'daki planlarıyla ilgili olarak ne söyleyeceği ile ilgilidir.


Sadr, Irak’ta iki ilde askeri kanadını dondurdu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Sadr, Irak’ta iki ilde askeri kanadını dondurdu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Irak’ta Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, Salı günü yaptığı açıklamada, hareketin askeri kanadı olarak bilinen “Seraya es-Selam”ın Basra ve Vasıt (Kût) vilayetlerinde faaliyetlerinin dondurulmasına karar verdiğini duyurdu. Açıklama, hareket mensuplarının bir kamu görevlisini darp ettiği görüntülerin sosyal medyada yayılmasının ardından geldi.

Irak makamları zaman zaman, belediye mevzuatına aykırı biçimde inşa edilen yapıları yıkım kararıyla kaldırıyor. Yerel halk arasında “tecevüz” olarak bilinen bu kaçak yapılar sorunu, çoğu zaman siyasi ve toplumsal gerilimlere neden oluyor.

Son olarak, sosyal medyada paylaşılan videoda Sadr Hareketi’ne bağlı kişiler olduğu belirtilen bir grup, Basra’nın merkezinde kaçak yapıların yıkımından sorumlu Makal Belediyesi Müdürü Esir el-Ubeydi’yi darbediyor. Görüntülerde, Ubeydi’nin, hareket mensuplarına ait olduğu öne sürülen kaçak bir evi yıktığı için hedef alındığı belirtiliyor. Video ülkede geniş yankı uyandırdı ve tepkiye yol açtı.

Basra’daki kaynaklara göre, yıkılan ev Sadr Hareketi’ne bağlı din adamı Şeyh Kusay el-Esedi’ye ait. El-Esedi’nin dinî eğitim gören, cuma imamı ve Seraya es-Selam’da görevli bir isim olduğu aktarılıyor. Ev, kentin en değerli bölgelerinden birinde izinsiz olarak kullanılıyordu.

Sadr’a yakınlığıyla bilinen ve X platformunda açıklama yapan “Salih Muhammed el-Iraki” isimli hesap, Seraya es-Selam’ın Basra ve Vasıt’ta altı ay süreyle “dondurulması ve tüm merkezlerin kapatılması” talimatını duyurdu. Açıklamada, kararın, “Seraya es-Selam’ın adını kirleten ihlallerin ve hakaretlerin önüne geçmek amacıyla” alındığı belirtildi.

Iraki mesajında, söz konusu davranışların “harekete karşı dış çevreler tarafından kasıtlı olarak yapılmış olabileceğini” öne sürerek “Seraya es-Selam’ın itibarı benim için varlıklarından daha önemlidir” ifadelerini kullandı.

Seraya es-Selam mensupları, 2014’ten bu yana özellikle Samarra kentinde yoğun şekilde konuşlanmış durumda. Kentte, 2006’da El Kaide tarafından bombalanan İmam Ali el-Hadi ve İmam Hasan el-Askeri türbeleri bulunuyor ve saldırının ardından bölgede mezhepsel çatışmalar patlak vermişti.

Örgütün ayrıca Bağdat ve Şii nüfusun çoğunlukta olduğu orta ve güney vilayetlerinde yaygın merkezleri bulunuyor. Hareket mensupları geçmişte de sosyal medyada Sadr’a yönelik sert eleştiriler yapan kişilere saldırmakla gündeme gelmişti.

sdvfg
Irak'ın güneyindeki Basra kentinde bulunan Şatt el-Arab sahil şeridinin önünden araçlar geçiyor (AFP)

Sadr hareketi, son hükümette ve parlamentoda temsil gücünü kaybetmiş olsa da, Seraya es-Selam ve hareket tabanı pek çok bölgede hâlâ ciddi nüfuza sahip.

Basra Valisi Esad el-İydani, saldırı sonrasında Sadr ile iletişime geçtiğini açıklayarak, “Sadr bu ihlali reddetti ve sorumluların cezalandırılacağını söyledi” dedi.

‘Mutsuz bir durumdayım’

Saldırıya uğrayan belediye yetkilisi Esir el-Ubeydi, yaşananları “mutsuz ve trajik bir durum” olarak tanımladı. Basra valisine gönderdiği ses kaydında, “Bu muameleyi hak edecek ne yaptığımı bilmiyorum” ifadelerini kullanarak korunma talep etti.

Ubeydi, görevini güvenlik güçleri ve yıkım ekipleri eşliğinde yürüttüğünü belirterek, evinin iki gündür akrabaları tarafından korunmak zorunda kaldığını anlattı. Yaptığı açıklamada, “Dört gündür uyuyamıyorum. Şikâyet için karakola gittiğimde bile hareket mensupları benden önce oradaydı” dedi.

Basra’da kaçak yapıların sayısına ilişkin net veri bulunmasa da, kentte nüfus artışı ve çarpık kentleşme nedeniyle sorun giderek büyüyor. Yerel yönetim son dönemde çok sayıda kaçak yapıyı yıktı ancak bu operasyonlar çoğu zaman bölgede gerginliklere yol açıyor.