Rusya, Türkiye ile Suriye rejimi arasındaki normalleşme sürecini sürdürmek için temaslarını yoğunlaştırırken, Avrupa Birliği (AB), Suriye'de ilgili Birleşmiş Milletler (BM) kararlarına dayanan siyasi bir çözüme olan desteğini ve siyasi sürece dahil olması için rejim üzerindeki baskıyı sürdüreceğini vurgulayarak rejimle herhangi bir yakınlaşmaya karşı olduğunu bir kez daha yineledi.
AB Suriye Delegasyonu Başkanı Dan Stoenescu ile Suriye Müzakere Komisyonu (SMK) Başkanı Bedir Camus'un İstanbul'da yaptığı ve SMK’nin faaliyetleri ve AB’nin Suriye'deki gelişmelere ilişkin tutumu dahil olmak üzere çeşitli konuların tartışıldığı toplantıda AB tarafı Suriye rejimi ile herhangi bir yakınlaşmaya dair tutumunu yineledi. Stonescu, toplantıda AB’nin Suriye rejimi siyasi bir geçiş sürecine girene ve BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2254 sayılı kararını tam olarak uygulayana kadar Suriye rejimi ile herhangi bir normalleşmeyi, yaptırımları kaldırmayı ya da yeniden inşa sürecini başlamayı reddettiğini vurguladı.
Stoenescu, cumayı cumartesiye bağlayan gece Twitter hesabından paylaştığı bir tweette, “Bedir Camus ile yaptığım görüşme sırasında, Anayasa Komitesi'nin çalışmalarını ve Cenevre’deki siyasi süreci canlandırmak için çabaların yoğunlaştırılması gereğinden bahsettim. AB’nin BMGK’nın 2254 sayılı kararının tam olarak uygulanması yönündeki sözünü tutmaya devam ettiği konusunda Camus’a güvence verdim” ifadelerini kullandı.
SMK Başkanı Camus da Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Suriye'deki çözümün insani yardımdan değil, Suriye halkının özlemlerini karşılayan siyasi bir çözümden geçtiğini ve bunun gecikmesinin Suriye’nin içinde ve dışında yaşayan Suriyelilerin çektikleri sıkıntıları artırdığını vurguladı. Camus, eğitim alanında daha fazla destek sağlamanın yanı sıra Lübnan'daki mültecilere ve Suriye'nin kuzeyindeki yerinden edilenlere yönelik ilginin artırılması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Bedir Camus başkanlığındaki SMK’den bir heyet geçtiğimiz günlerde AB Dış ilişkiler Servisi (EEAS) Orta Doğu ve Kuzey Afrika Genel Müdürü Helene Le Gal ve Yardımcısı Carl Hallergard ile Belçika'nın başkenti Brüksel'de bir araya geldi. Heyet, toplantıda AB yetkililerine ‘feci haldeki insani durumu’ anlattı ve AB’yi başta eğitim alanı olmak üzere muhaliflerin kontrolündeki bölgelere insani desteği artırmaya çağırdı.
Helene Le Gal, AB’nin rejimle normalleşme konusundaki tutumunu sürdürdüğünü belirterek siyasi süreçte Suriye halkının geleceğine hizmet edecek şekilde bir ilerleme sağlanana kadar yeniden yapılanma ya da yaptırımların kaldırılmasından bahsetmenin mümkün olmayacağını vurguladı.
Öte yandan Rusya, Türkiye ile Suriye rejimi arasındaki ilişkileri normalleştirme sürecini sürdürmek ve İran'ın önümüzdeki toplantılara ve atılacak adımlara dahil olup olmayacağını teyit etmek için temasları yoğunlaştırdı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, geçtiğimiz çarşamba günü yaptığı açıklamada, Türkiye, Rusya ve Suriye savunma bakanları ile istihbarat teşkilatlarının başkanları arasında 28 Aralık'ta Moskova'da gerçekleşen üçlü toplantıda üzerinde anlaşmaya varılan hususların uygulanmasının takibi amacıyla önümüzdeki günlerde teknik heyetler arasında toplantıların yapılacağını söyledi. Bakan Akar, Türkiye’nin Suriye rejimiyle yakınlaşmasının amacının terörle mücadele, Suriyeli mültecilerin ülkelerine güvenli bir şekilde dönüşü ve Suriye'de istikrarı sağlama olduğunun da altını çizdi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Rusya ile varılan bir mutabakat çerçevesinde Halep-Lazkiye uluslararası karayolunun (M4) güneyinde bulunan Gab Ovası’na bağlı Kastun beldesindeki askeri noktadan çekilip yolun kuzeyine taşıması, Suriye rejimi ile normalleşme yolunda ilerleme çerçevesinde atılmış bir adım olarak değerlendirildi.
Kastun’daki askeri nokta, Sehliye bölgesinde, Suriye rejim güçlerinin Curin köyündeki mevzilerine birkaç kilometre uzaklıktaydı. TSK’nın Gab Ovası’ndan çekilmesi, rejimin M4 karayoluna erişimini ve eş-Şuğur ilçesini kontrol altına almasını kolaylaştıracak. TSK, 2021 yılının Ocak ayında Kastun’daki askeri noktayı ve İdlib'in doğusunda rejim güçleri ve ona bağlı milislerin kontrolündeki Serakib ilçesinin kuzeyindeki Afes köyü yakınlarında bir nokta daha kurdu. Bunu, aynı yılın Nisan ayında eş-Şuğur’da bir askeri noktanın daha kurulması izledi.
Türkiye, 2020’nin Şubat ayı sonlarında İdlib'de rejim güçlerinin düzenlediği bir saldırıda 30'dan fazla Türk askerinin şehit edilmesinin ardından Rusya ile 5 Mart 2020 tarihinde Moskova'da İdlib’te ateşkes için imzalanan anlaşmanın uygulanması çerçevesinde M4 karayolunu açma adımlarını geçtiğimiz günlerde atmaya başladı. M4 karayolunun açılması, özellikle Türkiye, Rusya, Suriye rejimi, İran gibi çeşitli taraflarca memnuniyetle karşılandığından Ankara ile Şam arasındaki normalleşme yolunda atılan ilk fiili adım olabilir.
Ankara, 28 Aralık'ta Moskova'da gerçekleşen Türkiye, Rusya ve Suriye savunma bakanları toplantısının ardından M4 karayolunun açılması dosyasına odaklanmaya başladı. M4 karayolunun kapalı kalması, 2020 yılının mart ayında Moskova'da İdlib anlaşmasının imzalanmasından bu yana Moskova’nın Ankara’ya baskı yaptığı bir meseleydi. Türkiye ile Suriye rejimi arasındaki normalleşme görüşmeleri sırasında dosya yeniden masaya yatırıldı.
Suriyeli muhalif kaynaklara ve basında çıkan haberlere göre Türkiye, halihazırda uzun süredir büyük bölümünü Rusya’nın kontrol ettiği M4 karayolundaki işleyişin, Rusya ve Suriye rejimi ile birlikte üçlü bir denetim mekanizmasıyla düzenlenmesini istiyor. TSK ve onunla birlikte hareket eden muhalif gruplar M4 karayolunun küçük bir bölümünü kontrol ederken muhalif gruplara yolu işletmeye hazırlanmaları için bilgi verdi. Türkiye, topraklarına doğru yeni bir göç dalgasına neden olacak, rejim ve Rusya ile yapılan görüşmelerin ana gündem maddesi olan mülteci sorununu daha da derinleştirecek yeni çatışmaların olmayacağından emin olduktan sonra diğer askeri noktalardan geri çekilmek şartıyla, üçlü iş birliği mekanizmasının etkinliğini test etmeden yolu tamamen teslim etmek istemiyor.
Türk yetkililer ile Heyetu Tahriru'ş Şam (HTŞ) liderleri arasında M4 karayolu üzerindeki Türk gözlem noktalarının korunması, emniyete alınması ve bunlara yaklaşılmaması gibi meselelerin ele alındığı iki görüşme yapıldığı bildirildi. Son günlerde göstericiler, rejimle yakınlaşmayı protesto etmek için bu noktalardan bazılarına baskınlar düzenlemişti. Ankara, Şam ve Moskova ile anlaşmaya varılması halinde M4 karayolunun açılması planının başarısızlığa uğramasına yol açacak herhangi bir adım atılmaması gerektiğini de vurguladı.
Aynı haberlerde Türkiye’nin HTŞ’nin kontrolünde olan ve rejimin kontrolünün kendisine verilmesini istediği Bab el-Hava Sınır Kapısı’nı yeniden açarak M4 karayolunu işletmek ve Suriye üzerinden uluslararası geçiş yolunu açmak için bir plan hazırladığı belirtildi.
Diğer taraftan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), cumartesi günü HTŞ'ye bağlı Osman bin Affan Tugayı'nın DEAŞ mevzilerine düzenlediği saldırı sırasında Lazkiye'nin kuzey kırsalındaki Tellet el-Burkan bölgesi çevresinde Suriye rejimi ile ağır ve orta menzilli silahlarla yaşanan şiddetli çatışmalarda 4 HTŞ üyesi ve rejim güçlerinden 7 unsurun öldüğünü bildirdi.
Rejim güçleri, çatışmanın ardından Hama'nın batı kırsalındaki Gab Ovası’na bağlı Sirmaniye, Duveyr el-Ekrad ve el-Karkur köylerinin çevresini ağır toplarla bombaladı.
Öte yandan İdlib, Sermin beldesi, Arab Said köyü ve Deyr Hasan ve ona bağlı mülteci kampları gibi HTŞ'nin kontrolündeki bölgelerde, cuma günü, Türkiye'nin Şam ile yakınlaşmasına karşı gösteriler düzenlendi. Protestocular, ‘Kimyasal silah kullanan bir rejimle uzlaşmaya hayır’ gibi cephelerin açılması ve rejimin devrilmesi çağrısında bulundukları sloganlar attılar.
Anadolu Ajansı (AA), Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) omurgasını oluşturan Halk Koruma Birlikleri’nin (YPG), Suriye'nin doğusundaki Deyrizor ilinde SDG’nin bölgelerindeki uygulamalarını protesto etmek için bir araya gelen Arap göstericilerin üzerine ateş açtığını bildirdi. AA’nın açıklamalarını aktardığı yerel kaynaklara göre cuma günü Deyrizor'un es-Sabha ve Ebrehiyye beldelerinde SDG'ye karşı düzenlenen gösterilere onlarca sivil katıldı. Ancak YPG üyeleri, sivillerin üzerine ateş açarak göstericileri dağıtarak es-Sabha ve Ebrehiyye’de 3 günlük sokağa çıkma yasağı ilan etti.
Göstericiler, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin kontrolü altındaki bölgelerde hayat şartlarının iyileştirilmesi, sivillerin ‘keyfi olarak tutuklanmalarına’ son verilmesi ve tutukluların serbest bırakılması çağrısında bulundular.
AB siyasi süreçten önce Esed rejimi ile normalleşmeye karşı olduğunu yineledi
Lazkiye kırsalında çıkan çatışmalarda 4 HTŞ üyesi ve rejim güçlerinden 7 unsur öldü
AB siyasi süreçten önce Esed rejimi ile normalleşmeye karşı olduğunu yineledi
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة