Deprem Suriye’deki 248 okulda hasara neden oldu

Lazkiye ve Halep’te onlarca bina çökme tehlikesiyle karşı karşıya.

Deprem, Halep’in eski mahallelerinde de yıkıma yol açtı. (AFP)
Deprem, Halep’in eski mahallelerinde de yıkıma yol açtı. (AFP)
TT

Deprem Suriye’deki 248 okulda hasara neden oldu

Deprem, Halep’in eski mahallelerinde de yıkıma yol açtı. (AFP)
Deprem, Halep’in eski mahallelerinde de yıkıma yol açtı. (AFP)

Şam’daki Eğitim Bakanlığı, pazartesi günü şafak vakti Türkiye ve kuzeybatı Suriye’yi vuran depremde yaklaşık 248 okulun hasar gördüğünü duyurdu. Eğitim Bakanı Darem Tabbaa, Halep, Lazkiye, Tartus ve Hama şehirlerinin eğitim müdürleri ile yaptığı toplantıda, Halep’te 71, Lazkiye’de 50, Hama’da 27, Tartus’da 99 ve İdlib kırsalında bir okulun deprem nedeniyle hasar gördüğünü açıkladı.
Depremden etkilenen bölgelerdeki 126 okulun sığınma merkezleri olarak belirlendiği bildirdi. Şam’daki resmi medyanın aktardığına göre Bakan, yetkililerden eğitim personeli ve öğrenciler arasında depremden etkilenenlerin ve yaşamını yitirenlerin adlarının yer aldığı listeler hazırlanmasını istedi.
Halep Eğitim Müdürü Mustafa Abdulgani, Halep’te hasar gören 71 okuldan dördünün tamamen harap olduğunu, öğrencilerin okula geri dönemeyeceklerini, geri kalan okullara da acil müdahale edilmesi gerektiğini belirtti. Abdulgani ayrıca 99 okulun barınma merkezi olarak tahsis edildiğini, şu an 17 bin kişinin bu okullarda barındığını ve kırsal kesimde de üç sığınma merkezinin oluşturulduğunu söyledi.
Lazkiye Eğitim Müdürü Ümran Ebu Halil de şu açıklamada bulundu:
“Lazkiye’de 50 okul depremde hasar aldı. Bunların 45’inde onarım yapılması gerekior. Beşinin ise yıkılma tehlikesi var. Yapı Komitesi’nin tahminine göre hasar oranı yüzde 70’e varıyor. 13 okul sığınma merkezlerine dönüştürüldü. Bunlardan 11'i şehir merkezinde, ikisi ise Cebele’de bulunuyor. Şu an 700 kişi bu iki merkezde kalıyor.”
Tartus Eğitim Müdürü Ali Şehrur, şehirdeki 99 okulun öğrencilerin eğitiminin devam etmesini engellemeyecek şekilde küçük hasarlar aldığını ayrıca bu okulların 25’nin el-Kadmus’ta, 21’inin Baniyas’ta, beşinin Şafita’da, 13’ünün Duraykiş’te, 12’sinin Şeyh Bedir’de, sekizinin es-Sifsafe’de ve geri kalanının şehrin diğer bölgelerinde yer aldığını belirtti.
Hama Eğitim Müdürü Yahya Munced şehirde hasar gören okul sayısının 27’ye ulaştığını, kısmi hasar olduğunu ve bu durumun okullardaki derslerin sürdürülmesine engel olmadığını bildirdi. Şehirdeki dört okulun sığınma merkezi haline getirildiğini belirirken, bunlardan üçünün şehir merkezinde, dördüncüsünün de Salhab’ta olduğunu, bölgede yerinden edilmiş kimsenin bulunmadığını kaydetti.
İdlib Eğitim Müdürü Abdülhamid Mimar, şehirde rejim kontrolündeki bölgede bir okulun depremde hasar gördüğü bilgisini paylaşırken  söz konusu okulun İdlib kırsalındaki Han Şeyhun’da olduğunu belirtti.
Halep, Cebele ve Lazkiye’de hayatta kalanlar için arama kurtarma çalışmalarına devam edildi. Depremde en büyük hasar Halep’te meydana geldi. Yıkılan toplam bina sayısı 53’e ulaştı. Yerel kaynaklara göre Halep’te artçılar nedeniyle yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olan yaklaşık 3 bin bina bulunuyor.
Çarşamba günü yapılan açıklamada Cebele’deki er-Rihavi binasında 18 kişinin cansız bedenine ulaşılırken dokuz kişinin kurtarıldığı bildirildi. Binadaki yaklaşık 50 kişinin arama kurtarma çalışmasına devam edildiği kaydedildi. Deprem sebebiyle yaşamını yitirenlerin sayısı Cebele’de 254’ e yükselirken yaralanan kişi sayısı ise 171 olarak duyuruldu.
Cebele Şehir Konseyi Başkanı Ahmed Kandil, Suriye resmi haber ajansı SANA’ya verdiği demeçte “Cebele belediyesinden bir mühendislik komitesi, çökme riski olan beş bina olduğunu tespit etti1 dedi. Söz konusu yapılar arasında su ve finans kurumlarının binalarının da yer aldığını söyledi.



Sudan'da yeni bir sivil başbakanın atanması ne anlama geliyor?

Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü'nün (WIPO) eski genel direktörü Dr. Kâmil el-Tayyib İdris
Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü'nün (WIPO) eski genel direktörü Dr. Kâmil el-Tayyib İdris
TT

Sudan'da yeni bir sivil başbakanın atanması ne anlama geliyor?

Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü'nün (WIPO) eski genel direktörü Dr. Kâmil el-Tayyib İdris
Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü'nün (WIPO) eski genel direktörü Dr. Kâmil el-Tayyib İdris

Manaf Saad

Güvenilir kaynaklara göre Sudan Egemenlik Konseyi, 19 Mayıs 2025 Pazartesi günü Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü'nün (WIPO) eski genel direktörü Dr. Kâmil el-Tayyib İdris'in Sudan Başbakanı olarak atanmasını, kendisine, görevli hükümeti feshedip tam yürütme yetkisine sahip yeni bir hükümet kurma yetkisi verilmesini onayladı.

Bu atama, Dr. Abdullah Hamduk'un 2 Ocak 2022'de istifa etmesinden bu yana tam yetkili bir başbakana sahip sivil bir hükümete doğru atılan ilk resmi adım. Hamduk, 2019 yılında eski cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir'in devrilmesinin ardından bu görevi üstlenmişti. Beşir yönetimi aracılığıyla İslamcılar 1989'daki askeri darbeden itibaren devlet kurumlarını kontrol etmeye başlamışlardı.

Uluslararası hukuk alanında doktora yapan Kâmil Idris ile tarım ekonomisi alanında doktora yapan Abdullah Hamduk'un birçok dikkat çekici benzerliği bulunuyor. En dikkat çekici olanı, sol görüşlü bir entelektüel geçmişe sahip olmaları, erken yaşlarda Sudan'daki sol harekete katılmaları ve Birleşmiş Milletler içindeki mesleki kariyerleri. 1997-2008 yılları arasında Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü'nün genel direktörlüğünü yapan İdris, en büyük uluslararası örgütlerden birinin başkanı olan ilk Sudanlı ve ilk Afrikalılardan biriydi. Daha sonra Uluslararası Yeni Bitki Çeşitlerini Koruma Birliği'nin genel sekreteri oldu. Hamduk ise çok sayıda uluslararası ve bölgesel kuruluşta çalıştı; bunların en önemlisi, 2016 yılında BM Afrika Ekonomik Komisyonu'nun vekil genel sekreterliği göreviydi.

Afrika Birliği, Sudan ordusu ile o dönem müttefik, şu anki savaşta ise düşman olan Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki ittifak tarafından Ekim 2021'de gerçekleştirilen askeri darbenin ardından Sudan'ın üyeliğini askıya alma kararı almıştı. Karar, yönetimin askeri darbe ile değiştirilmesini reddeden ve üye devletleri demokratik geçiş ve sivil yönetim yolunu izlemeye zorlayan Afrika Birliği'nin kuruluş ilkelerine dayanıyordu. O tarihten beri Afrika Birliği, Sudan'ın tam üyeliğini yeniden elde etmesinin, yalnızca resmi ve atanmış bir hükümet değil, gerçek anlamda yürütme gücüne sahip bir sivil geçiş hükümetinin kurulmasına bağlı olduğu yönündeki net tutumunu korudu.

Sudan'ın güvenliği, Afrika Boynuzu'nun güvenliğine hizmet etmektedir ve Sudan'ın uğrayacağı herhangi bir zarar, tüm Afrika kıtasını etkileyecektir

Ancak darbeden sonra Sudan'daki siyasal gerçeklik, özellikle darbeci taraflar arasında 2023 Nisan ayında savaşın patlak vermesiyle daha da karmaşık bir hal aldı. Savaş, Sudan sahnesinde işleri daha karmaşık hale getirdi, Afrika Birliği'nin etkili bir eylemde bulunma gücünü azalttı, arabuluculuk araçlarını zayıflattı ve ülkedeki meşruiyet krizini derinleştirdi. Afrika Birliği, Sudan'ın üyeliğini yeniden elde etmesi için sivil bir hükümet kurulması şartına prensipte uymaya devam ederken, bu şartın uygulanması siyasi gerginliklere, çatışan bölgesel çıkarlara, sivil güçler arasında bölünmeye ve ciddi bir çözüm dayatma konusunda, zayıf uluslararası iradeye tabi olmaya devam etti.

regthy
Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ve eski Başbakan Abdullah Hamduk, 21 Kasım 2021'de Sudan'da sivil yönetime geçiş anlaşmasını imzaladıktan sonra (AFP)

Sudan ordusunun son dönemdeki askeri zaferleri, el-Cezire ve başkent Hartum eyaletleri üzerinde kontrolü yeniden ele geçirmesi ile Darfur ve Kordofan'daki istikrarlı ilerleyişi, başta Afrika Birliği olmak üzere uluslararası toplum ile diplomatik normalleşme dosyasını aktifleştirmeye ve ülkeyi savaşa sürükleyen darbe sürecini tersine çevirmeyi amaçlayan adımlar atmaya itmiş görünüyor.

Bu durum, özellikle Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Mahmud Ali Yusuf'un son olarak Bağdat'ta düzenlenen Arap Zirvesi marjında ​​yaptığı olumlu açıklamaların ardından geldi. Yusuf, Sudan Silahlı Kuvvetleri'nin birçok bölgede kontrolü yeniden sağlayabilmesinden umutlu ve iyimser olduğunu söyledi. “Sudan'ın güvenliği, Afrika Boynuzu'nun güvenliğine hizmet etmektedir ve Sudan'ın uğrayabileceği herhangi bir zarar, tüm Afrika kıtasını etkileyecektir” değerlendirmesinde bulundu. Kâmil İdris'in tam yetkilerle başbakan olarak atanması, sivil siyasi sürecin yeniden canlandırılması yoluyla Afrika Birliği ile normalleşme yönünde atılmış bir adım olarak görülüyor.

gp
HDK’nin kontrolüne geçmesinin ardından yerinden edilenlerin barındığı Zemzem Kampı’ndan kaçanlar, Sudan'ın batısındaki Darfur bölgesinde, gıda yardımı almak için sıraya girmiş 13 Nisan (AFP)

Ancak bu atama tek başına yeterli değil. Yeni hükümetin, askeri bir otoritenin sivil cephesi olarak görülmemek için kapsamlı bir ulusal siyasi mutabakat sürecine girişmesi gerekecek. Devrim güçlerini, bölge temsilcilerini, savaşa dahil olmayan siyasi ve sivil güçleri de içine alan geniş bir mutabakat sağlamaya ve savaşın etkilerini ortadan kaldırmaya çalışması, bunun yanı sıra, köklerine ve derin nedenlerine inilerek savaşın sona erdirilmesi için ciddi çabalar sarf etmesi de gerekecek.

Yeni sivil hükümet, savaşın yoğun yaşandığı bir ortamda eğitim, sağlık, yerel yönetim ve güvenlik gibi sosyal hizmetlerin sağlanmasında büyük zorluklarla karşı karşıya kalacaktır. Bu görevler, büyük çabalar ve formalitede memnuniyetle karşılamanın ötesinde, sivil hükümetin gerçek görevlerini yerine getirmesini sağlayacak gerçek uluslararası ve bölgesel desteğin sağlanmasını gerektiriyor.

ckı8o
Fotoğraf: Majalla

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Sudan'da yıkıcı bir iç savaşın yaşandığı ve günümüzdeki en büyük insani felaketlerden birine dönüştüğü bir ortamda yeni bir sivil başbakanın atanması, normal bir siyasi hadise olarak okunamaz. Aksine bu, ülkedeki mevcut siyasi, askeri ve insani tablonun karmaşıklığı içinde değerlendirilmelidir. Bu atamanın çok yönlü sonuçları olacaktır ve bunlar, Sudan'da istikrarı sağlamayı ve iyi yönetişim kurmayı amaçlayan kapsamlı bir siyasi süreçle bağlantısına bağlı olarak değişecektir.