Yemen Kampları Yürütme Birimi Başkanı Sadani, Şarku’l Avsat’a konuştu: Yerinden edilenlerin üçte ikisini ağırlıyoruz

BM, Hacca vilayetindeki yerinden edilen Yemenlilere gıda yardımını sürdürüyor. (AFP)
BM, Hacca vilayetindeki yerinden edilen Yemenlilere gıda yardımını sürdürüyor. (AFP)
TT

Yemen Kampları Yürütme Birimi Başkanı Sadani, Şarku’l Avsat’a konuştu: Yerinden edilenlerin üçte ikisini ağırlıyoruz

BM, Hacca vilayetindeki yerinden edilen Yemenlilere gıda yardımını sürdürüyor. (AFP)
BM, Hacca vilayetindeki yerinden edilen Yemenlilere gıda yardımını sürdürüyor. (AFP)

Yemen hükümetinin, kontrolü altındaki bölgelerde ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin üçte ikisine ev sahipliği yaptığı bildirildi.
Yemen Hükümeti'ne bağlı, yerinden edilmiş kişiler oluşturulan Yemen Kampları Yürütme Birimi Başkanı Necip es-Sadani, yeni çalışmaların hükümetin kontrolü alanlardaki bölgelerde üç milyonu aşkın yerinden edilmiş insanı barındırdığını ortaya koyduğunu söyledi. Sadani yerinden edilenlerin üte ikisini ağırladıklarını belrttiği açıklamasında bu sayının yaklaşık dört buçuk milyon olarak tahmin edilen ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin sayısının yüzde 65 ila 70'ne denk geldiğine dikkat çekti.
Şarku’l Avsat’a konuşan Sadani şu ifadeleri kullandı:
“Maalesef, Birleşmiş Milletler istatistiklerdeki bu verileri ters yönden değerlendiriyor. Yani Husiler tarafından kontrol edilen bölgelerde yerinden edilenlerin üçte ikisinin barındığını kabul ediyor. Yardımın çoğu Husi darbecilerin kontrolündeki bölgelere gittiğinden, bu durum dağıtılan yardım miktarına da yansıyor.”
Sadani açıklamasında, BM’nin gerçekçi saha araştırmalarından elde edilen verileri kabul etmediğini vurguladı.
Yürütme Birimi, yerinden edilmiş ailelerin insani ihtiyaçlarına ilişkin raporunu yayınladı. Raporda,  Aden, Lahic, Taiz, el Cevf, Şebve, Hadramut, Hudeyde gibi 105 ilçeden 646 kamp ve 927 nüfuz merkezine dağılmış yaklaşık üç milyon yerinden edilmiş insan olduğu ortaya koyuldu.
Raporda yerinden edilmiş kişilerin ihtiyaçları arasında barınak, gıda dışı ihtiyaçlar, su ve sanitasyon ihtiyaçları, sağlık ihtiyaçları, eğitim ve korunma ihtiyaçları gösterildi.
Raporda, kurtarılan vilayetlerdeki yerinden edilmiş kişilerin sayısının 486 bin 572 aile ve 3 milyon 78 bin 336 kişi olduğu, bunların 483 bin 330'u kamplarda ve 2 milyon 604 bin 6'sının ise evlerde olduğu aktarıldı. Marib vilayetinin yüzde 73,67 oranıyla 2 milyon 274 bin 453 kişiyle yerinden edilmişlere ev sahipliği yapmada ilk sırada yer aldığı kaydedildi.
Yerinden Edilmiş Kişiler Yönetim Birimi'nin raporu, kamplarda geçimleri çocuklara bağlı ailelerin sayısının 50 bin 86 olduğunu ve bunun kamplardaki toplam ailelerin yüzde 63'üne tekabül ettiği bildirildi. Bu ailelerin toplamda 646 kamptan 309’una dağıtıldığı, ayrıca kamplardaki okullarda 39 bin 493 öğrenci bulundu bilgi paylaşıldı.
Raporda ayrıca  başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere yerinden edilmiş ailelere yardım edecek bir mekanizma oluşturulması çağrısı yapıldı.
Kiralık evlerde yaşayan yerinden edilmiş ailelere mali yardım sağlamayı amaçlayan özel bir mekanizma oluşturmanın önemi vurgulanan raporda, 143 bin 14 ailenin ev sahibi, 236 bin 290 ailenin ise kiracı olduğu aktarıldı. Ayrıca geçici ve acil durum yerleşim yerlerinde yaşayan 26 bin 510 aileye geçici sığınak sağlanması ihtiyacına değinildi.
Yürütme Birimi, yerinden edilmiş kişilerin bulunduğu bölgelerdeki hastanelerin ve sağlık merkezlerinin rehabilitasyonu çağrısında bulunarak Sağlık Bakanlığı ve ilgili makamlar aracılığıyla bulaşıcı hastalıkların kaynaklarını ortadan kaldırmak için çalışmalarını yürütebildiği hizmetlerin verilmesinin önemine dikkat çekti. 597 kampta sabit bir klinik olmadığı belirtilen raporda, 17 bin 833 kişinin bulaşıcı hastalıklardan mustarip olduğu açıklandı.
Yerinden Edilmiş Kişilerin Kampları Yönetimi İcra Birimi, insani planlama, müdahalelerin belirlenmesi ve değerlendirilmesinde Yürütme Birimi dahil olmak üzere resmi devlet kurumlarının rehabilite edilmesi ve yardım edilmesi gerektiğini bildirdi. Ayrıca bu projeler tarafından sağlanan hizmetlerin sürekliliğini sağlamak ve ev sahibi topluluk arasında herhangi bir gerilim olmamasını sağlayacak şekilde, evlerde ve kamplarda yerinden edilmiş kişilere sağlanan yardımın birleştirilmesi çağrısında bulundu.



“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
TT

“En büyük güvenlik ihlali” Hizbullah’a Lübnan’da ve Suriye'de darbe indirdi

Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)
Yaralıları Beyrut Amerikan Üniversitesi Hastanesi'ne taşıyan bir ambulans (EPA)

Lübnan’daki Hizbullah Hareketi, üyelerinin kullandığı çağrı cihazlarını hedef alan ‘en büyük güvenlik ihlali’ ile karşı karşıya kaldı. Bu güvenlik ihlali, Hizbullah’ın Lübnan’daki ve Suriye'deki kaleleri olarak kabul edilen bazı bölgelerde yaklaşık 2 bin 800 kişinin yaralanmasına ve 9 kişinin ölümüne neden olurken yaralıların sayısı hastanelerin kapasitesini aştı.

Suriye basını Suriye'de bulunan çok sayıda Hizbullah üyesinin taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını bildirdi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Şam’ın kentsel ve kırsal kesimlerinde Hizbullah üyelerinin bazılarının taşıdıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralanarak hastaneye kaldırıldığını aktardı.

Suriye’nin başkenti Şam'daki Kefer Susa Mahallesi yakınlarında seyir halindeki bir araçta bir çağrı cihazı patladı. İsrail’in Lübnan ve Suriye'deki Hizbullah üyeleri tarafından yaygın olarak kullanılan çağrı cihazlarını hedef alan eş zamanlı siber saldırısı sonucunda Lübnan'da birkaç cihaz daha patladı.

Güvenlik ihlali saat 15.30 sularında Beyrut'un güney banliyölerinde bir kişinin elindeki cep telefonunun patlamasıyla başladı. Ardından Lübnan'ın çeşitli bölgelerinde eş zamanlı olarak meydana gelen ‘patlamalar’ birbirini takip etti.

Lübnan’ın güney banliyölerinde, Nebatiye’de ve Bekaa'da yollarda kanlar içinde yatan onlarca insanın görüldüğü görüntüler düşmeye başladı. Ardından Hizbullah, çağrı cihazı taşıyan herkesten bu cihazları atmalarını isteyen bir açıklama yapıldı. İç Güvenlik Güçleri de vatandaşlardan yaralılara yardım edilmesini ve hastanelere kaldırılmalarını kolaylaştırmak için yolları açmalarını istedi. Genelkurmay Başkanlığı, vatandaşlardan, sağlık ekiplerinin olay yerlerine ulaşmalarını kolaylaştırmak amacıyla patlamaların yaşandığı bölgelerde toplanmamalarını istedi.

xy6muu7
Beyrut'un güney banliyösünde yaralıların tedavisine yardımcı olmak için kurulan çadırda kan vermek için bekleyen bağışçılar (AFP)

Reuters, Hizbullah yetkililerinin birinin çağrı cihazlarının patlatılması olayının şimdiye kadarki en büyük güvenlik ihlali olduğunu söylediğini aktardı. Reuters’ın emniyet kaynaklarından aktardığına göre Hizbullah, patlayan çağrı cihazları üyelerine daha yeni dağıtmıştı. Fransız Haber Ajansı (AFP) da Hizbullah'a yakın kaynakların ‘yeni çağrı cihazlarının lityum pillere sahip olduklarını ve aşırı ısınma sonucu patlamış gibi göründüklerini’ söylediklerini aktardı.

ABD merkezli gazete New York Times’ın (NYT) konuyla ilgili bilgi sahibi yetkililere dayandırdığı haberine göre cihazlar patlamadan önce birkaç saniye boyunca bip sesi çıkardı. Saldırıda Hizbullah üyelerine ait yüzlerce çağrı cihazı hedef alındı. Sosyal medyada dolaşan videolarda cihazların yollarda, dükkanlarda ve evlerde insanların ellerinde patladığı ve maddi hasara yol açtığı anlar görülüyor.

Hizbullah: Geniş kapsamlı inceleme başlatıldı

‘Güvenlik ihlalinden’ yaklaşık üç saat sonra Hizbullah tarafından yapılan ilk açıklamada dün öğleden sonra saat 15.30 sularında Hizbullah'ın çeşitli birimlerinde ve kurumlarında çalışanların iletişim için kullandığı çağrı cihazlarının patladığı duyuruldu. Açıklamada “Sebebi açıklanamayan patlamalar şimdiye kadar bir çocuğun ve iki kardeşin ölümüne ve birkaç kişinin de yaralanmasına neden oldu” denildi.

Açıklamada Hizbullah'ın uzman kurumlarının şu an eş zamanlı patlamaların nedenlerini belirlemek için geniş kapsamlı bir güvenlik soruşturması başlattığı belirtildi. Hizbullah tarafından yapılan ikinci açıklamada ise “Mevcut tüm gerçekleri ve verileri inceledikten sonra, bu canice saldırıdan tamamen düşmanımız İsrail'i sorumlu tutuyoruz” ifadeleri kullanıldı.

xc
Başbakan Mikati'nin Milletvekili Ali Ammar'ın oğlu için taziye ziyareti sırasında çekilen bir fotoğrafı (Başbakanlık Basın Ofisi)

Öte yandan Bakanlar Kurulu, Lübnan'ın egemenliğinin ağır bir ihlali olan ve suç teşkil eden İsrail'in bu saldırganlığını kınadı. Hükümetin ilgili ülkeler ve Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde gerekli tüm temasları derhal başlatarak bu suçla ilgili sorumluluklarını ortaya koyduğunu vurgulayan Bakanlar Kurulu, gelişmelerin takip edilebilmesi için toplantılarını kamuoyuna açık olarak yapma kararı aldı.

Bu arada Başbakan Necip Mikati, Milletvekili Ali Ammar'ı ziyaret ederek oğlu için başsağlığı diledi.